İÇ HABERLER
okuma süresi: 14 dak.

Dinamik müzakere yolda!

Dinamik müzakere yolda!

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Can Kasapoğlu, hidrokarbon ekseninde Kıbrıs'ın jeopolitik son durumunu Kıbrıs Postası için değerlendirdi.

Yayın Tarihi: 05/04/15 16:30
okuma süresi: 14 dak.
Dinamik müzakere yolda!
A- A A+

GAÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Can Kasapoğlu, Kıbrıs'ta hidrokarbon eksenli çabaların Türkiye-İsrail, Türkiye-Mısır ilişkileriyle doğrudan alakalı olduğuna dikkat çekerek "Önümüzdeki süreçte Türkiye'nin bu ilişkileri iyileşirse birden bire bu masa Anastasiadis'in üzerine çökebilir" dedi ve önümüzdeki iki yıl boyunca dinamik bir müzakere sürecinin yaşanacağını söyledi.

Kıbrıs Postası'na değerlendiren Kasapoğlu, Anastasiadis'in masaya konjonktür gereği dönmek zorunda kalacağını, konjonktürün Anastasiadis yönetiminin bölgede kendince kurguladığı ince uzun yoldan çok farkı bir zemine çıkacağını ifade ederek "Doğu Akdeniz'deki Güney Kıbrıs bağnazlığına uluslararası toplumun daha ne kadar tahammül edeceği tartışmalıdır" dedi.

"Önümüzdeki iki sene boyunca bizi son derece dinamik bir müzakere süreci bekliyor" diye konuşan Kasapoğlu, masa yeniden kurulduktan sonra önemli olan noktanın sınırlı bir vizyonla her bir madde üzerinden kıyamet kopararak değil, süreci mümkün olduğunca bölge politiği ve konjonktürü üzerinden okuyarak Güney Kıbrıs aleyhine konsolide etmek olduğunu kaydetti.

"Güney Kıbrıs gaz konusunu abartmıyor ama indirgiyor. En büyük problem bu…" diyen Kasapoğlu, 19 Nisan'dan sonra 5 senelik süreçte Cumhurbaşkanlığının en önemli stratejik misyonlarından birinin bölgede enerji jeopolitiği konusunda Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye'nin tezlerinin net bir şekilde duyurulması olduğunu kaydetti.

Vatan MEHMET – Kıbrıs Postası

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Can Kasapoğlu, hidrokarbon ekseninde Kıbrıs'ın jeopolitik son durumunu Kıbrıs Postası için değerlendirdi…

GAÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Can Kasapoğlu, Kıbrıs'ta hidrokarbon eksenli çabaların Türkiye-İsrail, Türkiye-Mısır ilişkileriyle doğrudan alakalı olduğuna dikkat çekerek "Önümüzdeki süreçte Türkiye'ni bu ilişkileri iyileşirse, ki Yemen'de son yaşananlar önemli bir fırsat penceresi de açılabilir, birden bire bu masa Anastasiadis'in üzerine çökebilir" dedi ve önümüzdeki iki yıl boyunca dinamik bir müzakere sürecinin yaşanacağını söyledi…

Kıbrıs Postası'na değerlendiren Kasapoğlu, Anastasiadis'in masaya konjonktür gereği dönmek zorunda kalacağını, konjonktürün Anastasiadis yönetiminin bölgede kendince kurguladığı ince uzun yoldan çok farkı bir zemine çıkacağını ifade ederek "Doğu Akdeniz'deki Güney Kıbrıs bağnazlığına uluslararası toplumun daha ne kadar tahammül edeceği tartışmalıdır" dedi.

Önümüzdeki iki sene boyunca bizi son derece dinamik bir müzakere süreci bekliyor" diye konuşan Kasapoğlu, masa yeniden kurulduktan sonra önemli olan noktanın sınırlı bir vizyonla her bir madde üzerinden kıyamet kopararak değil, süreci mümkün olduğunca bölge politiği ve konjonktürü üzerinden okuyarak Güney Kıbrıs aleyhine konsolide etmek olduğunu kaydetti.

"Güney Kıbrıs gaz konusunu abartmıyor ama indirgiyor. En büyük problem bu…" diyen Kasapoğlu, 19 Nisan'dan sonra 5 senelik süreçte Cumhurbaşkanlığının en önemli stratejik misyonlarından birinin bölgede enerji jeopolitiği konusunda Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye'nin tezlerinin net bir şekilde duyurulması olduğunu kaydetti.

"Gazın ekonomik getirisi başka bir mesele…"

Kıbrıs Postası'nın "Kıbrıs'ta Avrupa Enerji piyasasını etkileyecek miktarda bir gaz var mı yoksa bu iş abartılıyor mu?" sorusu çerçevesinde değerlendiren GAÜ Öğretim Üyesi Kasapoğlu şöyle konuştu; "Güney Kıbrıs gaz konusunu abartmıyor ama indirgiyor. En büyük problem o… Gaz var mıdır yok mudur tartışması, -enerji alanında çalışanların anlayacağı şekilde ifade edersek- 'ilkel' bir tartışmadır. Çünkü eğer gaz varsa eğer, bunun ekonomik getiriye dönüşmesi farklı parametrelere bağlı... Söz gelimi petrol fiyatlarına…

Mesele Kanada'daki kumlu sahalarda petrol vardır ama bu petrol, ancak çok yüksek petrol fiyatlarının olduğu dönemlerde ekonomik bir kazanç getirebilir. Suudi Arabistan'ın bu denli petrol zengini olmasının nedeni yalnızca rezervlerinin büyük olması değil, (aynı zamanda) kolay ulaşılabilir olması yanında petrol fiyatlarındaki düşüşten diğer kaynaklara göre daha az etkilenir durumda olmasıdır…"

"Rezervlerin tek başına varlığı anlamlı değil"

"Rezervlerin tek başına varlığı anlamlı değil. Bunun birkaç parametresi var. Diyelim ki var. Enerji fiyatları, piyasası ne olacak? sorusu birincisi… İkincisi bunun ne şekilde ekonomik bir kazanca dönüştürüleceği... Yani nasıl ulaştırılacağı… Teknik ayrıntıya boğmaksızın konuşursak; Rum tarafı bunu sıvılaştırılmış bir şekilde ulaştıracaksa bu tesisi yapmanın maliyeti belki sürdürülebilir ama kar konusunda ellerinde ciddi bir şey bırakmayacaktır…"

"Kıbrıs'ta en iyimser tahminler bile enerji piyasasında 1. lige çıkarmaz ama…"

"Avrupa enerji piyasasına oturma meselesine gelirsek; Avrupa'nın yıllık 400 Milyar metreküplük bir ihtiyacı var… Özellikle Rusya'ya olan bağımlılıktan kurtulmak için küresel düzeyde bir anlam ifade ediyordu ama Kıbrıs'ta şu anda yapılan bütün tahminler, hatta en iyimserleri Avrupa'nın (yalnızca) yüzde tek basamaklı ihtiyacını karşılayacak bir gaz olduğuna işaret ediyor. Yani yalnızca çok zorlarsanız belki yüzde 10'ların başına…

Hiçbir tahmin Kıbrıs'ın etrafındaki hidrokarbonun Katar gibi, İran gibi, Rusya ya da Cezayir gibi uluslararası gaz piyasasının 1'inci ligine çıkaracak demiyor. Hiçbir tahmin, en iyimser tahminler bile bunu demiyor ancak şu açıdan önemlidir: Doğu Akdeniz'deki gaz küresel değil, bölgesel olarak önemlidir. Şunu yapar: Doğu Akdeniz'deki birçok aktörü enerji konusunda kendi kendine yeter durumuna getirir ve bundan sonra ihraç içinde belli bir oranın elde kalmasını sağlar…"

"Tamar, Afrodit'in yaklaşık iki; Leviatian üç buçuk-dört katı"

Kıbrıs'ta hidrokarbonlu çözüm dediğimizde anladığımız şey nihai bir İsrail-Türkiye barışına mı bağlıdır?' şeklindeki soruya yanıtla ise Kasapoğlu şöyle dedi; "İsrail'in Tamar parselinde bulduğu rezerv, Kıbrıs'taki en iyi tahmini içeren Afrodit'in yaklaşık iki; Leviatian üç buçuk dört katı… Ancak bu da İsrail'in Rusya, Katar, Cezayir ligine sokmaya yetmiyor. Ancak İsrail'i kendi kendine yeten bir konuma getirebilir… Ayrıca ön-alıcı potansiyeli sağlıyor. İsrail yapılan son iki anlaşmayla Ürdün'ün birinci gaz tedarikçisi konumuna geliyor. Ürdün'e gaz satıyor… Gazın miktarına bakılırsa küresel anlamda önemli miktarda değil ama İsrail'in kendisini tanıyan iki Arap devletinden birisi olması nedeniyle –aynı zamanda İsrail'in güvenliği nedeniyle önemli olması nedeniyle- Ürdün'de Hâşimi monarşisinin bir numaralı tedarikçisi olması çok önemli… Yine Mısır yakın zamana değin İsrail'e gaz satarken şimdi İsrail Mısır tedarikçisi konumuna geliyor…"

Türkiye-İsrail ekseninde Kıbrıs gazı… "Önemli olan gazın neye tahvil edileceğidir"

Kıbrıs gazının Türkiye-İsrail ilişkileri eksenindeki önemine de değinen Kasapoğlu, Kıbrıs'ta hidrokarbonun milli güvenlik politikaları çerçevesinde neye tahvil edileceğinin asıl mesele olduğuna dikkat çekti ve müstakbel Türkiye-İsrail ilişkilerine ilişkin iyimser konuştu.

Kasapoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; "(Özetle) Kıbrıs için en iyi tahminlerde bile küresel anlamda etki edecek bir gaz miktarı yok ama enerji kaynakları üzerinden bu potansiyelin milli güvenlik politikalarına tahvil edilmesi bağlamında değeri var… Önemli olan buradaki doğalgaz potansiyeli neye tahvil edilecek… Çünkü enerji bağımlılığı üzerinden siyasi bağımlılık yaratırsınız… Ayrıca gaz, bölgede yeni ittifak ilişkilerinin oluşmasına da neden oluyor. Mesela en son Mısır-Güney Kıbrıs mutabakatı… Eğer Mısır'da Müslüman Kardeşler iktidarda olsaydı belki çok farklı olacaktı ya da Türkiye'nin Sisi ile ilişkileri böyle olmasaydı… Ya da denklem, Mavi Marmara öncesi Türkiye-İsrail ilişkileri durumunda olsaydı yine Doğu Akdeniz'de denklem farklı olacaktı… Türkiye-İsrail ilişkilerinde Ankara'nın politikasına yönelik bir eleştiri getirmiyorum, söylediğim şey ilişkilerin farklı olduğu senaryolarda gazın oynadığı rol de farklı olacaktı ve Güney Kıbrıs'a karşı Türkiye'nin eli de daha güçlü olacaktı. Türkiye'nin bu bağlamda bugün oynadığı rol de doğrudur. Çünkü Türkiye hem kendi hukukunu hem de KKTC'nin hukukunu korumuştur, korumaktadır…"

"İlişkiler normalize edilebilir"

Kasapoğlu sözlerine şöyle devam etti; "Öte yandan İsrail'de seçimlerin neticelenmesi, bitmiş olması ilişkilerin normalleşmesi için umut vericidir. İsrail'de hükümet siyasal istikrar bağlanımında yaşayabilir görünürse eğer, iç politik malzeme olma mahiyetini büyük ölçüde kaybeder. 7 Haziran'dan sonra Türkiye'de ne Cumhurbaşkanlığı ne yerel ne de –erken seçim olmazsa- bir genel seçim yaşamayacağız. Yani 4 yıl boyunca iç politik gündemle dış politik gündem mümkün olduğunda ayrılabilecek…4 senelik pencere, eğer İsrail'in yeni bir Gazze operasyonu ya da 'alçak koltuk' krizi gibi diplomatik nezaketi aşan bir şey görmezsek ilişkiler normalize edilebilir. Ayrıca Türkiye-Mısır ve İsrail ilişkilerinde sadece AK Parti'yi sorumlu tutan anlayışlara katılmıyorum…

"İlişkiler dönüşürse masa Anastasiadis'in üzerine çöker"

"Önümüzdeki süreçte bu ilişkiler iyileşirse –ki Yemen'de son yaşananlar önemli bir fırsat penceresi de açılabilir- birden bire bu masa Anastasiadis'in üzerine çökebilir. Güney Kıbrıs, Türkiye'nin bölgedeki aktörlerle yaşadığı sorunları, önce enerji işbirliği ve oradan da güvenlik savunma işbirliğine dönüştürmek yoluyla ciddi bir inisiyatif çabasına girdi Ancak Ne güney Kıbrıs'ın ne de Yunanistan'ın bu aktörler üzerindeki değeri ve verebilecekleri Türkiye işle kıyaslanamaz durumdadır. Stratejik özgül ağırlıkları kıyaslanamaz. Bu ilişkiler düzelirse birden bire Anastasiadis yönetimi bölgede kurguladığı ince uzun yoldan çok farkı bir zemine çıkar. Anastasiadis masaya dönmek zorunda kalacak… Güney Kıbrıs bağnazlığına Doğu Akdeniz'de uluslararası toplumun daha ne kadar tahammül edeceği tartışmalıdır…"

"Dinamik bir müzakere süreci bizi bekliyor…"

"Önümüzdeki iki sene boyunca bizi son derece dinamik bir müzakere süreci bekliyor. (İç siyasi söylemler içinde) farklı değerlendirmeler yapılsa bile Anastasiadis'i masaya döndürecek olan şey konjonktürdür. Ve konjonktür Anastasiadis'i masaya döndürecek. Masa (yeniden kurulduktan sonra) önemli olan nokta -ünlü değimle- Sarayönü ile sınırlı bir vizyonla her bir madde üzerinden kıyamet kopararak değil, süreci mümkün olduğunda bölge politiği ve konjonktürü Güney Kıbrıs aleyhine konsolide etmektir…"

"Sesimizi çok güçlü bir şekilde çıkarmalıyız"

KKTC'de 19 Nisan Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası 5 senelik süreçte Cumhurbaşkanlığının en önemli stratejik misyonlarından birinin bölgede enerji jeopolitiği konusunda Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye'nin tezlerinin net bir şekilde duyurulması olduğunu kaydeden Kasapoğlu şöyle dedi; "öte yandan (Kıbrıs'taki gazın taşınması için) tek sürdürülebilir yol, Türkiye üzerinden boru hattı yoludur… Ancak bu, Güney Kıbrıs'ın 'Türkiye takıntısı' nedeniyle ilkel hırslarına kurban ediliyor. Güney Kıbrıs'ın uluslararası toplantılarda 'gerekirse vaz geçeriz yaklaşımları' dahi var. Rum kesiminin ilkel hırslarına, bölgedeki enerji işbirliği imkânlarına bunun kurban edilmemesi gerekiyor…

Bizim bu anlamda sesimizi çok güçlü bir şekilde çıkarmalıyız. Bunun yapılmadığını söylemek haksızlık olur ancak bundan daha iyisinin yapılabileceğini söylemezsek eğer yine haksızlık etmiş oluruz. Yakında KKTC'de 19 Nisan Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası 5 senelik süreçte Cumhurbaşkanlığının en önemli stratejik misyonlarından biri de, bölgede enerji jeopolitiği konusunda Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye'nin tezlerinin net bir şekilde duyurulması ve bu konuda çalışılması olacaktır..."

Güney'in iki halkın ortak her iki eğer gaz her iki toplumun zenginliğiyse yönetim süreçlerinde ortak olunacak… Adadaki iki halkın ortak zenginliği, tek taraflı tasarrufla adeta sadaka verir gibi pay vereceğim denemez. Bunun tüm partilerle, ulusal bir konsensüsle dillendirilmesi gerekir… Çünkü bu bir iç siyasi ya da milli bir mesele de değil, hak meselesi… "

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.