İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

Eroğlu: "Beni, içimizdekiler dışında kimse suçlamıyor"

Eroğlu: "Beni, içimizdekiler dışında kimse suçlamıyor"

Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Dr. Derviş Eroğlu, 11 Şubat ortak açıklama metni'nin 77-79 Doruk Anlaşmalarından sonra iki liderin imzaladığı en önemli belge olduğunu söyledi.

Yayın Tarihi: 17/04/15 13:52
okuma süresi: 8 dak.
Eroğlu: "Beni, içimizdekiler dışında kimse suçlamıyor"
A- A A+

Eroğlu, ortak açıklama metninin bir yol haritası olduğunu ifade ederek, "biz 1-2 yıl içerisinde bu sorunu çözmek istiyoruz. Eide de açıklamalarında 2015 sonunu hedef göstererek bizim ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu kanıtlamıştır" diye konuştu.

Derviş Eroğlu dün akşam BRT'de yayınlanan Seçim 2015 programına katılarak açıklamalarda bulundu.

"Nasıl bir çözüm öngördüğü" noktasında kendisine soru sorulan Eroğlu, nasıl bir çözüm düşündüğünü Kıbrıs Türk halkıyla bir çok kez paylaştığını ifade ederek "yaptırdığımız kamuoyu yoklamalarında da halkımızın çözüm konusundaki beklentilerini ortaya çıkardık" dedi.

Cumhuriyeti Meclisi'nde temsil edilen siyasi parti temsilcileriyle birlikte sık sık Cumhurbaşkanlığında bir araya geldiğini anımsatan Derviş Eroğlu, "Kurduğumuz Halk Konseyi'nde de halkımızla konuşup tartıştık. Önerilerim Meclis Platformu tarafından hep benimsendi ve desteklendi. Hatta toplantı sonrası basına açıklama yapan parti başkan ve temsilcileri bu konularda aksi görüşte bulunmadı" diye konuştu.

Eroğlu şöyle devam etti:

"11 ŞUBAT BELGESİ BİR YOL HARİTASIDIR"

"Doktor hanım siyasete gireli 5 yıl oldu. Kıbrıs müzakere tutanaklarını okumadı. Kıbrıs konusunu gazetelerden okudu. Ben Hristofyas ile bir çok görüşme yaptım. Anastasidis ile sadece 7 kez görüşme nasip oldu. Bildiğiniz üzere çeşitli bahanelerle zamana oynayarak masaya gelmemeye çalıştı. En son ortak açıklama metni talep etti. O ortak açıklamada egemenliğin 2 halktan neşet edeceği açıkça yazıyor. Bir de tarafların birbiri üzerinde baskı yapamayacağı koşulu var. 11 Şubat ortak açıklama metni bir yol haritasıdır. 77-79 Doruk Anlaşmaları'ndan sonra liderler tarafından imzalanan en önemli metindir. Bu metni de kimse bana zorla imzalatmadı."

"EİDE, BENİ DOĞRULADI"

Kıbrıs sorununu şöyle ya da böyle 1-2 yıl içerisinde bir çözüme kavuşturacağını ifade eden Derviş Eroğlu, "anlaşma olursa olur. Olmazsa ne yapacağımızı halkımızla konuşacağız" dedi.

Eroğlu, CTP adayı Sibel Siber'in "ben olsaydım Anastasiadis masadan kaçamayacaktı" şeklindeki sözlerini "ne verecektin de kaçmayacaktı?" diye eleştirdi.

Masadan kaçanın Anastasiadis olmasına rağmen kendisinin eleştirildiğine dikkat çeken Derviş Eroğlu, bunun bir tezat olduğunu vurguladı.

"Biz bu sorunu 1-2 yıl içerisinde çözeceğiz" diye konuşmasını sürdüren Eroğlu, kendisini Eide'nin de doğruladığın da kaydetti.

5 yıllık Cumhurbaşkanlığında ne yaptığı yönündeki eleştirileri de cevaplayan Derviş Eroğlu, "hazırladığımız kitapçığa bakıp okusalardı, ne yaptığımızı görürlerdi. Ben bu 5 yılı boşa geçirmedim. Müzakereleri pazarlıklar safhasına getirdik ve masada halkımızın istekleri noktasında Rumları zorladık. Ben bugüne kadar nasıl bir çözüm istediğimi söyledim. Türkiye'nin etkin ve fiili garantisine inanan, Türkiye'nin garantörlüğü ve Türk askerinin varlığının devamından yana, vatandaşları hakkında ayırım ve yorum yaptırmayan, dönüşümlü başkanlıktan yana ve bulunacak çözümün AB'nin birincil hukuku olmasını isteyen bir kişiyim. Ben bunları açıkça söylüyorum."

"YENİ DÖNEMCE ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDECEK"

"Önümüzdeki dönemde nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz" şeklindeki soruyu ise Eroğlu şöyle yanıtladı:

"Hükümet başkanlarıyla periyodik olarak görüştüm. Çeşitli kurum ve kuruluşlarla da bir araya gelerek görüş ve düşüncelerini aldım. Bunları gerek başbakanlarla görüştüğümde gerekse de Bakanlar Kurulu'na giderek aktardım. Kamu Hizmeti Komisyonu'ndan şikayet edenler var. Ben iddia ederim ki, bugünkü komisyon, daha öncekilerden çok daha iyi durumdadır. Tek bir soru şu an dışarıya çıkmıyor. Daha önce, komisyonun soru bankasında 500 soru bile yoktu. Biz hem kendi üniversitemizden soru aldık, hem de Türkiye'deki üniversitelerden sorular alarak, soru bankamızı genişlettik. Sınavda gözcülük yapacak olanlar o akşam içerde kalıyor. Sınavlar kameralarla izleniyor. Sınav esnasında da sendikaların gelip gözlemcilik yapmasına imkan verdik. Ben başkanı değiştirmeden önce CTP'li bir arkadaştı. Soru bankası evine bağlıydı. Her sınavda ilk üç CTP'li çıkıyordu. Meğer müdürün evine soru bankası bağlı. Şimdi çok sıkı bir şekilde kontrol var. Ombudsman'ı da ben tayin etmem. Sadece meclise öneririm. Meclis'teki partilerle mutabakat sağlamadığınız sürece öneriniz geri gelir. Ben sağlayamadım. Şu anda Ombudsman Dairesi çalışıyor ve çok tecrübeli bir arkadaş müdür vekili olarak çalışıyor. Sayın Akıncı'nın söylediği bir çok güven yaratıcı önemler şu an masadadır. Telefonlar konusu masada. Kapıların açılması için komite kurduk."

"BENİ, İÇİMİZDEKİLER DIŞINDA KİMSE SUÇLAMIYOR"

Kendisinin yabancı ülkelerle temas etmemekle suçlanmasının doğru olmadığını ifade eden Eroğlu, yaptığı dış temaslar bir yana, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in kendisini cumhurbaşkanlığında ziyaret ettiğini anımsattı.

Müzakere masasından kaçan Anastasiadis'in suçlandığını ama kendisinin suçlanmadığına dikkat çeken Derviş Eroğlu "bana hiç kimse, çözüm istemeyen sensin diyemiyor" diye konuştu.

Göç Yasası olarak nitelenen yasayı meclise kendisinin getirmediğine de vurgu yapan Eroğlu, "Yasayı meclise CTP getirdi. Ve geçireceği bir zamanda da erken seçime gitti. Bütçe açığının 600 milyon TL'yi aştığı bir zamanda seçime gittiler. Ben geldim ve önce düşünmek zorunda kaldım. O gün için çalışanların maaşını verecek pozisyonumuz yoktu. Ne yapmam lazımdı? Bütçeyi kapatmak için bu yasayı mecburen geçirdim. Benden sonra başka hükümetler geldi. Niye değişmediler?" dedi.

"SAYIŞTAYLIK 3 MİLYON TL'Yİ BULDU"

Mustafa Akıncı'nın geçtiğimiz gün düzenlediği mitingde, belediyenin 3 milyon TL'sinin kendisinde olduğu yönünde bir konuşma yaptığına dikkat çeken Eroğlu şöyle konuştu:

"Sayıştayın raporu var. Bu rapora göre 3 milyonun ne olduğu bulundu. Sosyal Sigortalar Dairesi'ne 3 milyon tutarında bir ödeme yapıldığını raporlarında belirttiler. Yatırılan paranın gösterilmesinde gecikme oldu ama sonra Sosyal Sigortalar Dairesi'nin bu paranın yatırıldığına ilişkin açıklaması var. Bakanlar Kurulu olarak, o kararı neden almıştık? Çünkü Belediye Başkanı'nın görev süresi yetmiyordu ve ancak bizim yetki vermemiz halinde borçlanabilirdi. Biz sadece yetkiyi verdik ama Belediye Meclis'inin onaylaması durumunda bu parayı alabileceklerini söyledik.Ama hangi bankadan alacaklarını biz tespit etmedik. Para da 4 Mayıs 2010 tarihinde çekilmişti. Yani Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra. Dolayısı ile söylenenler yanlıştır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.