Talat, su faturasını biri dışındaki tüm gazetelere kesti

Kıbrıs Postası - Vatan MEHMET

Talat bunu yaparken Türkiye'nin Suyun özelleştirilmesi yönündeki kanaatini KKTC medyasını takip ederek edindiğini iddia ederken, Toplumun marazi, medyanın da marazi olduğunu ifade ederek acil terapi önerdi.

Talat "Marazi toplum diyordum ya işte marazi toplumun şu marazi gazetelerine bak! Her gün ve hep kötü şeyler yazıyorlar. 'Suyu yönetemeyiz' diyerek geçmişten beceriksizlik örnekleri veriyorlar. Olur mu Allah aşkına böyle şey yahuu!" diye konuştu ve "Suda İş Başına" manşetini atan bir gazete için "gördünüz mü ne güzel" diyerek medyaya örnek diye gösterdi…

Suyu yönetme tartışmaları içinde Türkiye'nin KKTC kurumlarının bir şey yapamadığını, 'beceriksiz' olduğunu gazetelerden takip ettiğini, bu nedenle suyu yönetemeyeceğimizi düşündüğünü ifade eden Talat, İki ülkenin karşılıklı imzaladığı Ekonomik Programlar olduğu halde; Türkiye'nin KKTC'de TC Yardım Heyeti gibi pek çok konuda bilimsel rapor üreten ve doğrudan ülkemiz kurumlarıyla ilişkisi olan yapıları olduğu halde kanaatlerini medya üzerinden oluşturduğu iddiası ise bambaşka bir tartışma yaratacağa benziyor…

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, Erdoğan'ı andıran ağır bir üslupla medyaya "su faturası" kesti… As TV ekranlarında yine aynı üslupla "havuz medyası" mantığı ile ülkemizde yayımlanan bir gazeteyi diğer gazetelere örnek olarak takdim etti.

Talat bunu yaparken Türkiye'nin Suyun özelleştirilmesi yönündeki kanaatini KKTC medyasını takip ederek edindiğini iddia ederken, Toplumun marazi, medyanın da marazi olduğunu ifade ederek acil terapi önerdi.

"DSİ kurdu bu tesisleri ve bu işi iyi biliyor"

AS TV'de "Emin Akkor İle Günaydın Çözüm" programında değerlendiren Talat, Suyu yönetme tartışmaları içinde Türkiye'nin, KKTC kurumlarının bir şey yapamadığını, 'beceriksiz' olduğunu sandığını ve bunu da gazetelerden takip ettiğini, bu nedenle suyu yönetemeyeceğimizi düşündüğünü ifade etti.

Mehmet Ali Talat şöyle konuştu; "Bizim genç ve dinamik arkadaşlarımız var (su) tesislerinde orada ama dört dörtlük hâkim midirler emin değilim. İncelemedim ve sormadım da ama hâkim değillerdir ama olacaklar. Arkadaşlarımız dört dörtlük hâkim olana kadar DSİ ile birlikte çalışacaklar çünkü DSİ kurdu bu tesisleri ve bu işi iyi biliyor… Dolayısıyla DSİ ile çalışacağız bundan daha doğal da bir şey yok."

"Borunun geçtiği yerler Türkiye'nin iddiası, tamamen saçma sapan bir iddia"

"Su konusunda bir sürü spekülasyon yapılıyor: Boruların geçtiği yerler istimlak edildi, Türkiye'nin malı oldu falan… Yok böyle bir şey! Devamlı anlatıyorum hala ısrar ediliyor, söyleniyor. Yok böyle bir şey… Tesisler ve iki terfi hattı. Yani Güzelyurt'tan Geçitköy barajına ve oradan da arıtma tesisine kadar olan o iki terfi hattı ile tesisler Türkiye'nin mülküdür. Tesislerdir mülk olan. Oralar istimlak edilip Türkiye'ye tapulandı diye bir şey yok."

"Çerçeve Anlaşması'nda meclisten geçti. Bunu ben bilemem"

"Neden ihtiyaç duyuldu peki buna?" sorusuna ise Talat "vallahi bilmiyorum. Çerçeve Anlaşması'nda meclisten geçti. Bunu ben bilemem. O günlerde ben yoktum, yakından da ilgilenmiş değildim. CTP'lilerin 'hayır' oyu verdiğini de biliyorum. Yani meclisten geçti tartışmanın bir gereği yok. Ayrıca bana göre anlamı da yok, önemi de yok. Çünkü tesisleri yapan Türkiye'dir ve bunun mülkiyeti de bende kalsın dedi ve aldı. Büyükelçiliğin mülkiyeti nasıl ki Türkiye'dedir. Bu da ona benzer bir şey. Ama su borularının da geçtiği yerler Türkiye'nindir söylemi tamamen saçma sapan bir şey… Bazıları da buna inanıyor. Yok böyle bir şey…

Bir şey daha söyleniyor ki bir ülke diğer bir ülkede mesela petrol tesisleri ve sair kurduğunda genel uygulama buymuş… Bunu ben bilmiyorum."

"Biz yönetiriz, biz yaparız' dememiz lazım"

Talat şöyle devam etti; "Gerçekten bir terapiye ihtiyacımız var. Ortak değerler etrafında birleşmek için… Asgari ortak değerlerimizin olması lazım. Biz yönetiriz, biz yaparız dememiz lazım. Bunu söyleyen insan sayısı o kadar azdır ki… Mesela sendikalar 'biz yapalım biz edelim' derler sonra döner hükümete hiçbir şey yapamazsınız' derler. Bazen 'gel sendika sen yap' deriz ki Eğitim Bakanlığı dönemimde yaşadım bunu… Yapmaz. Bizim toplum böyledir. Benim söylediğim o marazi toplum iddiam halen geçerlidir.

Şimdi bir bakarsınız bu su tesisleri bir yabancıya veya bir Türk şirkete satarız. Bunu tabi ki istemez Türkiye… Büyük ihtimalle sebebi buydu. Bütün dünyada öyledir denirdi ya tahsilat ve dağıtım özel diye. Öyle bile olsa özel şirkete tesisler devredildiğinde bile işletme hakkı devredilir. Dolayısıyla tesis mülkiyeti yine aynı şekilde devam eder.

Bir şey daha var ki Kıbrıs sorunu çözüldüğünde de büyük ihtimalle Türkiye bu tesislerin mülkiyetini elinde tutmak ister. Çünkü az bir yatırım yapmadı. Budur konu, başka bir şey değil…"

"Türkiye hiçbir şeyi yönetemeyeceğimize inandı, bunu gazetelerimiz sağladı"

Talat, kanaatlerin oluşması noktasında medyaya yüklendi ve Türkiye'nin medyayı takip ettiğini, kaydetti.

Talat şöyle konuştu; "Türkiye, bu tesisin başarıya ulaşabilmesi için bizim kurumlarımızın –ki bizim insanlarımızın da inanmadığı gibi- hiçbir şeyi yönetemeyeceğine inandı. Bunu da biz sağladık. Bakın bütün gazetelere 'hiçbir şeyi yönetemeyiz' diyor. Suyu yönetemeyiz' diyerek geçmişten beceriksizlik örnekleri veriyorlar. Olur mu Allah aşkına böyle şey yahu! Bir zamanlar marazi toplum demiştim ya… Bu marazi toplumun marazi gazeteleri işte… Ülkenin ve devletin hiçbir kurumunun doğru dürüst çalışmadığını yazıyor gece gündüz. Türkiye'de bunları takip ediyor, görüyor. Madem bunlar diyor hiçbir şeyi idare edemiyor, bir özel şirkete devredelim bu iş olsun, düşüncesine kapıldı. Ve Türkiye bize dedi ki 'evlere kadar ve evlerden paraları toplayıncaya kadar Güzelyalı'dan itibaren bir ihale ile bir şirkete devredilsin ve onlar yapsın'. Bizde dedik ki hayır. Biz en azından CTP olarak böyle bir şeye razı olmayız çünkü biz, hiçbir şey yapamayacağımızı kabul etmiyoruz. Hükümet programına da koyduk. Özerk bir su kurumu dedik. Dolayısıyla bu hükümet, işletecek ve belediyeler de şu an da yaptıkları gibi devam edecek ki onlar da BESKİ diye bir şirket kurarak 'biz artık beceriksizliği bir yana bırakıyoruz' dedi.

"Yazsın yine gazeteler, söylesinler yine televizyonlara çıkanlar"

Talat su tartışmaları kapsamında ülkemizde yayımlanan bir gazeteyi As TV ekranlarında örnek olarak takdim etti.

Talat "BESKİ, tamirat, tadilat ve tahsilatları yapmak için kuruldu. Öyle dediler. Yani bize tam uyumlu… Yani biz BESKİ'ye vereceğiz suyu onlar da vatandaşlara dağıtacak. Net… Duruşumuz budur. Ve bu duruş bence Kıbrıs Türkünün hiçbir şey yapamayacağı iddialarına net bir cevap ifade eder. Yazsın yine gazeteler, söylesinler yine televizyonlara çıkanlar… Hiçbir şeyden memnun olmayanlar konuşsunlar ama biz bu işi yapacağız… Hep kötü şeyler yazılıyor. Hiç iyi bir şey yazılmıyor. Bakın bugün bir gazete manşetinde ne demiş; 'Suda İş Başı'. Ne güzel…" diye konuştu.

"Seçimlerden sonra müzakere edilir diye düşünüyorum"

Talat özelleştirme isteyen Türkiye'ye KKTC tarafının da karşı teklifinin gönderildiğini de ifade etti.

Talat bu konuda "Özerk Su Kurumu Yasası ile birlikte Türkiye ile yapılacak olan hükümetler-arası anlaşma taslağını da karşı teklif olarak gönderdik. Bekliyoruz. Bunun müzakeresi Türkiye'deki seçimlerden sonra olacak diye düşünüyorum… Emin değilim ama öyle düşünüyorum" dedi.

"Ne yapsak kurultay zannederler"

Hükümette CTP kanadında değişen bakan değişimi hakkında ise Talat "Ne yapsak kurultay zannederler. Bu bir gelenek… Kurultay için bakanlık iddiaları asılsız. Yani Erkut Şahali, Asım Akansoy bana kurultayda karşımıymış ki onları bakan yaptık. Yok, böyle bir şey" ifadelerini kullandı.