Hasta ekonomi ve güvensiz ortam
<P>Radar Reşat 'Hasta Ekonomi ve Güvensiz Ortam Seçimle Düzelecek Umudu' başlıklı yazısında içine girilen seçim sürecini yorumladı ve bunun ekonomiye etkilerini irdeledi. İşte Radar Reşat'ın yazısı:</P>
Hasta Ekonomi ve Güvensiz Ortam Seçimle Düzelecek Umudu
Yeni yıla girerken herkesin ilgilendiği, dilinden düşürmezcesine konu edilen EKONOMİ.
Piyasalardaki durgunluktan, likit darlığından, işsizlikten, borcunu ödeyememe nedeniyle çek yasaklığına uğrayanların günden güne artışından, ve durumlar bu iken harçlara getirilen zamlardan etkilenenler ........ Liste uzadıkça uzar.
Kısacası, Ekonomi sağlıksız.
Daha doğrusu, şişkin kamu yapısıyla ilgili önlemler almadan, alışılagelmiş yanlış önlemlerin de tekrarı sonucu zaten esas yapısı sağlıksız olan ekonomimizin bünye sorunu daha da ciddileşmiş.
Ekonomi, kaç kez masaya yatırılmış, konferanslar tertiplenerek tartışılmış, konulan teşhisler tekrarlanmış, reçeteler yazılmış ama önerilenleri tatbikata koyma cesaret ve iradesinin olmayışı nedeni ve "Böyle gelmiş böyle gidecek" zihniyetiyle bu duruma getirilmiş. Bütçesinin %40 maaşlara giden ve ancak %7 sini yatırımlara yöneltebilen bir ekonomi olmuş.
Bir benzetme yapayım. İçtiği sigara ve aldığı yanlış gıdalarla kalp damarları tıkanan, ciğerleri kararan bir hasta, doktorun "Şu sigarayı kes ve yemeğinde yağ miktarını azalt" önerisini hasta dinlemezse ve "Ben bu alışkanlıktan vazgeçemem" deyip bildiğini okursa sonuç ne olacak? Tıpta da ekonomide de kurallara uymamanın bedeli vardır.
Demek ki ilk iş,
"Ekonomik sağlığı perdeleyen o kötü alışkanlığa dur diyerek son vermek ve akabinde kalbi tekrar çalışır hale getirecek ameliyatı yapmak.
Tamam da ekonomiyi yeniden sağlığına kavuşturacak ameliyatı hangi iktidar yapacak?
Durumun ciddiyeti de bunda zaten.
DURUM CİDDİ, Çünkü,
*** Halk her gün mevcut durumdan endişelenirken, seçimin
yine hiç bir şeyi değiştirmeyeceğinin de endişesi içinde.
*** Seçime girecek politik partilerin, bilhassa çeşitli dönemlerde iktidar koltuğuna oturmuş olanların dahi, yaşanmakta olan problemlerin üstesinden gelecek yapılanmayı yapmadığının da inancında. Bu da halkın endişelerinin belki en büyüğü.
HEP BİRLİKTE SORALIM VE SORGULAYALIM.
Mevcut durumu değiştirmek ve düzeltmek demek, sağlam temeller üzerine oturtulmuş, hukuk üstünlüğünün hakim olduğu ve işlerlik kazandığı, adaletin güvenilir kılındığı yeni bir düzen yaratmak demektir.
Pekala bunu gerçekleştirme mesuliyetini üstlenerek gerçekleştirilmesini amaçlayan herhangi bir parti vizyonu ortaya kondu mu?
Kime sordumsa aldığım cevap da ilginç.
"Ne, neleri değiştireceğini, vizyonuyla ortaya koyan bir parti lideri, ne de bir politik parti kadrosu var görünürlerde henüz" denmekte.
Bir başka kaygı da gözden kaçırılmaması gerektiği halde ihmal edilmiş olan, partilerinde esas "Perde arkası politika yürütenler" yani, mevcut
"Politik Parti Merkez Yönetim Kurulu üyeleri" (MYK) hakkındaki kaygılar.
Bu üyelerin,
Toplum menfaatini ön safhada tutan "Devlet Adamı" niteliğiyle ve bu prensibe bağımlı kalma inancı ve andıyla politika ürettiklerine inanılmamakta.
Burada bir güven ve güvenilirlik sorunu olduğu, gözlemlenenlerle sınıfı geçen bir not almadıkları da dile getirilmekte.
Parti Delege sisteminin politikayı nerelere sürüklediği kaygısını da ekleyecek olursak,
Seçmen olan bizlerin, seçimle nelerin ve nasıl bir kadro ile değişmesini istediğini belirleme yükümlülüğü artar. Bu yükümlülüğü üstlendiğimiz, bizlerce sergilendiği oranda arzu edilen sonuca ulaşılacak.
PARTİ ÖRGÜTLERİNDE NELER GÖZLEMLENMEKTE?
Partiler, seçim için örgütlenmiş deniliyor, ama "Partiler"in , yaşanmakta olan güvensizliği güvenilir kılmak, yukarıda söz edilen hukuk üstünlüğüyle adaletin sağlandığı düzeni sağlamak amacıyla mı oluştu şimdiye kadar delege veya MYK üyeliği tayinleri? Gözlemlenenlerden bu olmadığı sonucu çıkar.
PARTİ YÖNETİCİLERİNE UYARI.
*** Mevcut kadrolarda şaibeli olduğu belirlenmişler hala karşımızda iken.
*** Yine çeşitli yolsuzlukları resmi makamlarca kaynaklara dayalı olarak saptanmış, ve görsel ve yazılı medyada defalarca telaffuz edilmiş,
*** ihaleleri aile veya yakınlarıyla oluşturduğu şirketlere yönlendirmeyi bir maharet zan eden, meslek anlayışı ve ahlakı ve sorumluluğu su istimal etmekle de şaibeli olanlar,
*** hesap vermeyi değil hesap vermemeyi alışkanlık haline getiren, yetkilerini kişisel menfaat için kullanmışlar,
*** ve de onları yetkili kılarak tasvip edenlerin de tekrar karşımıza çıkması ve seçilmesiyle mi gerçekleşecek bu arzulanan radikal değişim? Toplum saygınlığı böyle mi kazanılır zannediliyor?
TOP BİZDE.
Daha parlak geleceği isteyen bizler isek,
Değişim istediğimizi sergileyecek olan da bizleriz.
İçinde bulunulan durumu sadece cebimizi deldiği yönüyle mercek altına koyup sözünü ettiğim güven ve güvenilirliği sarsan ve bozan diğer temel problemlerden soyutlayarak ekonomiyi canlandırmaya çalışmak büyük hatadır. Kısa vadeli bir rahatlama uğruna denenmiş yanlışların bir tekrarıdır. Verimli ve sürekliliği olan bir sonuç veremez.
Ekonominin canlanması, ancak toplumu, bireyiyle kurum ve kuruluşlarıyla üretime ve üretkenliğe yönelterek onların girişimlerini, güven ortamında ekonomiye katılım sağlamalarıyla mümkün kılınır.
Ekonomide faaliyet göstermeyi amaçlayanları, yani girişimciyi de yatırımcıyı da motive edecek ve hareketlendirecek olan şey,
hukuk düzeninin etkin işleyişi sonucu adaletin sağlandığının görünürlüğü ve onun verdiği güvencedir.
Ekonomik faaliyetlerin hareketliliği, bu güvenilir ortamın istikrarlı kılınışının bir sonucudur.
Göstermelik ve popülist kararlarla ülke de ülke ekonomisi de yeterince yönetildi zan ediyorum.
Sağı ile, solu ile, birleşmiş gücü ile tüm yönetimlerin neler sergilemiş olduğunu hep beraber görmedik yaşamadık diyemeyiz.
İçinde bulunduğumuz durum bu tip tecrübelerin eseri.
Bir "yolsuzluklar ülkesi" simgesinin üzerimize yapıştırılması da bu tecrübelerin eseridir. Ancak
Toplumun ihtiyaç duyduğu tecrübe birikimi ise, bunlardan oluşanların dışındadır. Bu gerçek idrak edilerek olduğu hatırlanmalı ve hatırlatılmalıdır.
Toplum, mukadderatını eline alarak, iradesini seçim gününden önce ortaya koymak mecburiyetindedir. Nasıl mı?
Politik Partileri, Merkez Yönetim Kurullarıyla, Başkanlarıyla, Millet Vekili Adaylarıyla mercek altına koyarak.
Aldığı yüksek eğitimi, deneyimi ve başarısıyla profesyonelliğini kanıtlamış, yüksek ahlak ve karakter sahibi "Devlet Adamı" niteliğini taşıyan şahsiyetler toplum içerisinde yeterince mevcuttur.
Değişim böylesine oluşacak kadro ile mümkün kılınır.
Bir başka tekrarın toplumu nereye sürükleyeceği de ortadadır.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.