Talat: "CTP'yi tek başına iktidar yapacağız"

CTP'de köklü değişikliklerin oylanacağı tüzük kurultayı başladı. CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat divan seçiminin ardından bir konuşma yaptı.

Talat; "Önemli bir çalışma için buradayız. Geçekten uzun bir süredir çaba ortaya koyduğumuz, patimizin organlarında, köy örgütlerimizde uzun çalışma sonucu ortaya çıkardığımız yeni bir tüzüğü tartışmak üzere buradayız.

Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bundan sonraki görevlerimizi yerine getirebilememiz için uygun araçlarımız olması lazım. Bunun içinde herşeyi yerli yerine oturtatacak olan araç tüzük kurultayıdır.

CTP bu üleknin en yenilikçi, en ilerici ve en fazla değişimi yaratan partidir.

CTP için ülkenin sorunları en başta Kıbrıs sorunu için çaba ortaya koymuş, karar vermiş ve uyğulamalar yapmıştı. CTP 1970'de kurulduktan itibaren Kıbrıs sorunun çözümü en temel hedefiydi.

1974 yılından sonra yani Kıbrıs'ın fiilen ikiye ayrılmasından sonra şartlar değişsede CTP'nin Federal çözüm hedefi değişmedi.

CTP çok büyük bedeller ödedi, hayin, düşman ilan edildi. Dışlandı, pasaporlarımız iptal edildi.

CTP 2000'li yıllarda o büyük halk hareketlenmesinde öncülük yaparak 2004'de hükümetin büyük ortağı olarak hükümeti kurdu.

Parti o dönemde Talat görüşmeci slogaları ile Başbakan yapıldı. Denktaş ile Kıbrıs sorunu müzakerelerinde iktidarı paylaştı.

Annan Planı sonuçlandı ve CTP öncülüğünde Kıbrıs Türkü Annan Planı'na onay verdi...

Bunu bütün dünya biliyor değerli yoldaşlarım,

Zaman zaman buralarda peydah olan bazıları CTP'yi başka partiler ile kıyaslamaya çalışıyor ama CTP barışı bütün kalbi ve varlığıla savunan ve bunun için her türlü bedeli ödemeye hazır olan bir partidir.

CTP'yi hayin olarak niteleyen, Türkler'in çıkarlarını öngörmeyen bir parti olarak görmeyenler de var. CTP önderliğindeki hükümet Kıbrıs Türkü'nü dünyada aklayan, barışçı olduğunu, dünyalı olduğunu, AB ile bütünleşmek istediğini ortaya koyan parti oldu. Onlara sadece gülün!

Hükümet deneyimlerimiz oldukça önemli dönemelrdi.

İlk deneyim 1994'de yaşadık. Küçük ortaktık. Onemli bazı bakanlıklar bizimdi. Kıbrıs Türkü'nün elektirik üretimi ile CTP tanıştırdı.

Halkımıza daha fazla demokrasiyi, daha fazla insan halkarı ile kaşılşılmasını sağlayan CTP oldu.

Eğitimde, tanıtımda, turizmde insanlarımızı biraraya getidi, yüzleştirdi.

Dağarcığımzıda büyük birikimler yarattı. Daha sonrasında büyük ortak olarak tarihi dönemeçete hükümeti kurduk. Toplum lideri sıfatını CTP sayesidne kazandık.

Partimizin mücadelesinin hiç durmaması sayesinde başbakan ve sonra da Cumhurbaşkanı olarak dünyanın bütün ülkeleri davet etti ve görüştük.

CTP'yi tanıdıkları için oldu bütün bunlar. CTP'nin barışı istediğini bildikleri için bunu yaptılar.

CTP'nin sadece dış politikada değil, içerideki başrıları da son derece önemlidir.

2004 yılında ilk defa iki haneleli ekonomik büyümeler yaşandı. 2004, 2005, 2006 %10'un üzerinde büyümeler yaşandı.

Çalışanlarımzıda sol bir parti olarak bu yansımayı ihmal etmedik.

Anlatacak çok şey var aslında.

Elektrik alanına yatırım sadece CTP'lilerin bulunduğu dönemlerde yapılmıştı. Neden çünkü en fazla iştahla özelleştirilmeye çalışılan alan bu olduğu için.

1994'de santral, 1996'da özelleştirilmesi gündeme geldi, engelledik, 2004'den sonra bu ülkede yapılmamış çok büyük yatırmlara imza atıldı.

2009'a kadar yatırımlarımız devam etti, 2009'dan 2013'e kadar yatırımlar yapılmadı.

Sayaç bağlayamıyorlardı.

2013'den sonra yine CTP iktidarlarında elektrik konusundaki yatırımlar devam etti.

CTP Kıbrıs Türk halkının günlük yaşantısındaki ihtiyaçlarına da cevap vermeye çalışıyor.

Bu son dönemde ise iki kriz yaşadık.

Biri su krizi diğeri protokol krizydi.

Su krizini büyük uğraşlar sonucunda, su krizini hazmedebileceğimiz ölçüde tamamladık. Ama şunu söylüyordum; "yapıyoruz ama uyğulama safhasında biz yoksak kötü olacak" korkusu taşıyordum.

Bu korku kapımızı çaldı.

DSİ bize söz verdi. Geçiş döneminde ihale sonucu fiyatı belirlenecek olan suyun belediye depolarına maliyetine bu suyu vereceğiz. Maliyet ise tonuna 48 kuruştu. Artı ne olabilirdi; buna çalışanların maaşları eklenebilirdi. Ve belki bir de ton başına isteyeceği para. Bu da bize söylenen rakamlar 10 kuruş ile 50 kuruş arasındaydı. Yani 1 lira. Ne istendi 2.3!

Neden "1" di onu da söyleyelim. Kaçak olacaktı, tahsilat tamam yapılamayacaktı, dolayısyla kayıp çok fazla olacak. O yüzden maliyetine verilecekti bu su. Maliyetine bile verildiğini yükselecekti bu fiyat.

Dolayısıyle fiyat yükselince bunun getirdiği tüketim düşüşü söz konusu olunca belidiyeler yapılarını da gözönünde bulunduracaktı.

Fiyatlar makul olabilecekti.

Ama maalesef böyle bir durumla karşı karşıya kaldık. Önümüzdeki dönemlerde de bize görevler düşecek gibi görülüyor.

Sonuç olarak da her konda ayak sürüyen direyen, siyaset yeni hükümet ortaya çıktı.

Bu hükümetin kurulmasının sorumlusu CTP değildi.

CTP doğası gereği Kıbrıs türk halkının çıkarlarını korumak durumundadır.

CTP'nin hatalarından kaynaklanır değildir bugün yaşananlar.

Göreve geldiğim kurltayda bu ülkenin yönetimin bize verilmiş olduğunu ifade etmiştim ve adalete vurgu yapmıştım.

Biz bunu sağladık. Bundan emin olun. Popülizme son verdik. Hiçbir CTP'lilin adı rüşvete bulaşmadı. 2013'den buyana Başbakanlarımız, Bakalarımız ve üst kademe yöneticilerimize teşekkür etmek istiyorum.

Belediye Başkanlarımız, belediye meclisindeki arkadaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum.

Bu yeni koşullarda tüzüğümüzü gözden geçirmemiz gerekiyordu.

Bunu partililerimzden esirgeyemezdik.

Gönünllü bir birlik olduğumuzu bilerek demokrasiyi bu parti içinde de yaşamaya ihtiyacımız olduğunu biliyorduk. En geniş tartışma, fikirlerin çatışması sonra da disiplinli bir faaliyet.

Basın fikirlerimiz için çok büyük bir olanak. Sosyal medya çok önemli.

Fakat parti başka birşey, parti bir iktidar aracı.

Bazen duyuyorum CTP muhalefeti daha iyi yapar diye. Sol partiler gerçekten iktidarı ele geçirmek için çalışır. En geniş demokratik tartışma ve disiplin ile hareket etmek zorundadır.

Basın medya, soyal medya fikirlerimizi yaymak için en önemli aracımızdır. Ama parti içi meseleleri parti içinde tartışırız. Oralarda tartışılmaz. Diğer organlarda, ocaklarda, örgütlerde, parti meclislerinde tartışılır. Basında sosyal medya da değil.

Bir yanda demokrasi diğer yanda disiplin.

Parti başkanlığına aday olurken ortaya koyduğum 25 maddelik manifestoda yer alan maddelerin çoğu bu tüzükte de yer alıyor.

En demokratik parti biz olacağız, ama en disiplinli parti de biz olacağız. Parti için meseleleri buralarda tartışacağız.

CTP'yi tek başına iktidar yapacağız.

Tek başımıza iktidar hiç olamadık ve her zaman koalisyon ortaklarımızla hedeflerimize ulaşma konusunda sorunlar yaşadık"

Genel Başkan Mehmet Ali Talat'ın konuşmasının ardından Tüzük'te öngörülen değişikliklerin madde madde görüşülerek oylanmasına geçildi.

Basın mensuplarının dışarıya çıkarıldığı oylama sonrasında ise CTP'den sonuca ilişkin açıklama geleceği öğrenildi.