Eş zamanlı 'uzlaşılar' yeni işbirliği fırsatı
Dr. Hayriye Kahveci'ye göre Türkiye-İsrail normalleşmesi yolunun açılması ile İsrail gazının Türkiye üzerinden AB'ye taşınması önündeki diplomatik engel kalktı. Akademisyen Hayriye Kahveci, Türkiye-Rusya uzlaşısının Moskova'nın Doğu Akdeniz'deki olası işbirliklerinden dışlanmadığını gösterdiğini; bu anlamda uzun vadede Rusya'nın Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin olumlu bir tavır takınmasına neden olabileceğine işaret etti.
Eş zamanlı uzlaşıları Kıbrıs Postası'na değerlendiren ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Programı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hayriye Kahveci, gelişmenin Kıbrıs ve çevresi ihtilaflar bakımından olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti.
Orta uzun vadede diplomatik sürecin ülkeler arası karşılıklı çıkara bağlı olduğunu ifade eden Dr. Kahveci, Netanyahu'nın Moskova'da gerçekleştirdiği tarihi zirvede Putin'le dördüncü kez bir araya gelerek Akdeniz'deki istikrar, güvenlik ve askeri işbirliklerini de görüştüklerini hatırlattı.
Akademisyen Hayriye Kahveci, Türkiye-Rusya uzlaşısının Moskova'nın Doğu Akdeniz'deki olası işbirliklerinden dışlanmadığını gösterdiğini; bu anlamda uzun vadede Rusya'nın Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin olumlu bir tavır takınmasına neden olabileceğine işaret etti
Eş zamanlı uzlaşıları Kıbrıs Postası'na değerlendiren ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Programı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hayriye Kahveci, gelişmenin Kıbrıs ve çevresi ihtilaflar bakımından olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti.
Orta uzun vadede diplomatik sürecin ülkeler arası karşılıklı çıkara bağlı olduğunu ifade eden Dr. Kahveci, Netanyahu'nın Moskova'da gerçekleştirdiği tarihi zirvede Putin'le dördüncü kez bir araya gelerek Akdeniz'deki istikrar, güvenlik ve askeri işbirliklerini de görüştüklerini hatırlattı.
YAKINLAŞMALAR TESADÜF DEĞİL
ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Programı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hayriye Kahveci Kıbrıs Postasına konuştu ve Türkiye İsrail Rusya ilişkilerinin yeniden normalleşmesi sürecini değerlendirdi.
Kahveci şöyle konuştu; "Türkiye İsrail ve Türkiye-Rusya yakınlaşmalarının peş peşe gerçekleştirilmiş olmaları birbirlerinden çok da bağımsız gelişen süreçler değildir. Unutulmamalıdır ki, bahse konu iki ülke Türkiye için ne kadar önemli ise, Türkiye de her iki ülke için de önemli bir bölgesel ortaktır. Bu nedenle Türkiye'nin bu iki devletle yaşamakta olduğu yakınlaşma sürecini birbiri ile ilintisini dikkate almadan yapmak mümkün değildir."
SON ALTI YILDIR KAPALI KAPILAR ARDINDA
"Mavi Marmara krizinden sonra gerilen İsrail-Türkiye ilişkileri çok fazla gözler önüne serilmese de son altı yıldır kapalı kapılar ardında diplomatik çevrelerce değerlendirilmekteydi. Kriz sonrası Türkiye çok net bir şekilde ilişkilerin düzeltilebilmesi için İsrail'in özür dilemesi, ölenlerin yakınlarına tazminat ödemesi ve Gazze'deki ablukanın kaldırılması koşulunu koymuştu.
Çok süre geçmeden İsrail'den özür gelmiş ancak bahse konu diğer beklenirlerle ilgili bir gelişme yaşanması mümkün olmamıştı.
Hatta 2014'de İsrail Hamas'ı hedef alan saldırılarını sürdürdü ancak bu saldırıların da istikametinde Gazze vardı. Bu noktadan diplomatik girişimler de neredeyse durdu.
Sürecin yeniden hızlanması 2015 Kasımında Rus askeri uçağının düşürülmesi ile yeni bir ivme kazanmış oldu."
LEVİATHAN SAHASI VE YÜKSEK MAHKEME
Kahveci söylerini şöyle sürdürdü; "Türkiye ve Rusya arasında yaşanan gerginlik nedeni ile enerji güvenliği baskısı gerçekleştirilebilir bir tehdit olmasa bile Türkiye ve İsrail arasındaki surecin hızlandırılmasına neden oldu.
Yine aynı dönemde dikkat edilmesi gereken iki gelişme daha yaşandı. Birincisi İsrail'in kendi enerji sektörünün ve özellikle Leviathan sahasının geliştirilebilmesi önünde engel teşkil eden yüksek mahkeme kararının değiştirilmesi ve İsrail parlamentosunun onayı ile yeni bir döneme girildi."
"TÜRKİYE ROTASI YENİDEN GÜNDEME GELDİ"
Kahveci, söz konusu gelişmenin İsrail'deki gaz parsellerine ilişkin hukuki süreci de hatırlatarak Doğu Akdeniz jeopolitiğine dikkat çekti.
Kahveci şöyle dedi; "Haziran'ın ilk haftası Leviathan'ın geliştirilmesine engel olan yasal durumun ortadan kalkması, ve Knesset'in bu sahaya ilişkin yatırım yapacak olan şirketlerin önünü açması ve ihracat mekanizması geliştirme projelerinin yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
Bu noktada doğal olarak bu gazın dünya piyasalarına ulaştırılması için en uygun rota olan Türkiye rotası yeniden gündeme geldi. Bu da iki ülke arasındaki karşılıklı çıkara bağlı ilişkilerin diplomatik sürece olumlu bir etki etmesine neden oldu. Yine aynı hafta İsrail başbakanı Netanyahu'nınMoskova'ya gerçekleştirdiği tarihi zirvenin vardı.
Bu Netanyahu ve Putin'in son bir yıldaki dördüncü görüşmesiydi ve gündemdeki konular arasında Akdeniz'deki istikrar, güvenlik ve askeri işbirlikleri gibi konular vardı."
"TÜRKİYE'NİN GAZZE'YE YARDIM YAPABİLMESİNİN ÖNÜ AÇILMIŞ OLUYOR"
Kıbrıs Postası'na konuşan Kahveci, İsrail Türkiye uzlaşısı ile Gazze'ya yardım yapılabilmesinin önünün açıldığını kaydetti. Kahveci sözlerine şöyle devam etti; "27 Haziran'da gerçekleştirilen basın toplantıları sonucunda altı yıllık gerginliğin ardından İsrail ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlayacağı taraflarca duyuruldu.
Antlaşmaya göre Türkiye'nin öne sürdüğü dört maddelik koşullar listesindeki özür dışındaki diğer konularda da uzlaşmaya varıldığını gösteriyordu. Bir yandan İsrail ölenlerin yakınlarına tazminat ödemeyi kabul ederken diğer yandan da abluka kalkmasa da Türkiye'nin Gazze'ye yardım yapabilmesinin önü açılmış oluyordur."
"İLİŞKİLER ESKİ RAYINA OTURABİLİR "
"Öte yandan Türkiye İsrail ilişkilerinin de normalleşme sürecine girmesi bir an meselesi idi
Çünkü her iki ülkenin birbirine olan ekonomik bağımlılıklarından vaz geçemeyecekleri ortadadır. Bu nedenle Erdoğan tarafından Putin'e gönderilen mektubun ardından iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden eski rayına oturacağı bir sürecin yaşanacağını tahmin edebiliriz."
"KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE İLİŞKİN OLUMLU BİR TAVIR OLABİLİR"
Dr. Kahveci, söz konusu yakınlaşma ve normalleşme sürecinin Kıbrıs sorununun çözümüne de katkı sağlayabilecek nitelikte olduğuna işaret ederek sözlerini şöyle tamamladı; "Türkiye ve Rusya arasındaki arasında bu alana yönelik farklı işbirlikleri gündeme gelebilir
İsrail gazının Türkiye üzerinden dünya piyasalarına ulaştırılmasının önündeki diplomatik engeller ortadan kalkmış oldu. Hem İsrail hem de Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerini iyi seviyede tutma çabaları böylesi bir süreçte Rusya'yı dışlama niyetlerinin olmadığını göstermek açısından önemlidir.
Bu da uzun vadede Rusya'nın Doğu Akdeniz'deki işbirliklerinden dışlanmayacağına inancının pekişmesiyle Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin olumlu bir tavır takınmasına neden olabilir."
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.