Çubukçu: "Global olumsuz havaya rağmen Kıbrıs'ta olumlu bir hamle gelebilir"

Kıbrıs Postası –Vatan Mehmet

Mete Çubukçu Annan Planı döneminde bizzat takip ettiği heyecanı bu kez gözlemlemediğini ancak "Uluslararası coğrafyadaki tüm olumsuz havaya rağmen Kıbrıs'ta çözüm yönünde olumlu bir hamle gelebileceğini" söyledi…

30 yıllık meslek hayatı boyunca Ortadoğu'da Filistin, Türkiye'de Kürt meselesi ve Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Sorunu ile yoğrulduğunu anlatan Çubukçu, gelinen yeni aşama olan Cenevre zirvesi öncesi Türkiye'de Ocak ayı başı itibariyle gündemin Kıbrıs konusuyla ısınacağını, bunun sinyallerinin geldiğini kaydetti.

Kıbrıs Postası'na konuşan Çubukçu "Garantörler dâhil belli dönemlerde minicik inatlar, çıkarlar ve minicik itişip kakışmalar nedeniyle uzun yıllar heba edildi. Son dönemde de bakıyorum, geçmişte konuşulmuş yazılmış belgelerin bir kısmı hayata geçiyor. Peki, neden bu kadar beklenildi?" diye sordu.

"Bir haberci olarak ben de hayal kırıklığı yaşadım" diyen Mete Çubukçu, Kıbrıslılarda gözlemlediği gibi uluslararası dış politika takip eden bir gazeteci olarak kendisinde de 2004 süreci ve sonrası yaşananlar nedeniyle "yoğurdu üfleyerek yiyenlerden" olduğunu da sözlerine ekledi.

Dış politikada öne çıkan, dünyanın sıcak noktalarında siyasetçi, akademisyen ve kanaat önderleriyle yaptığı özel röportajlarıyla tanınan "Pasaport Programı yapımcısı" deneyimli gazeteci Mete Çubukçu, Cenevre'de 8 Ocak'ta başlayacak nihai Kıbrıs zirvesi öncesi nabız yoklamaya geldiği ülkemizde Kıbrıs Postası'na konuştu…

Mete Çubukçu Annan Planı döneminde bizzat takip ettiği heyecanı bu kez gözlemlemediğini ancak "Uluslararası coğrafyadaki tüm olumsuz havaya rağmen Kıbrıs'ta çözüm yönünde olumlu bir hamle gelebileceğini" söyledi…

30 yıllık meslek hayatı boyunca Ortadoğu'da Filistin, Türkiye'de Kürt meselesi ve Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Sorunu ile yoğrulduğunu anlatan Çubukçu, gelinen yeni aşama olan Cenevre zirvesi öncesi Türkiye'de Ocak ayı başı itibariyle gündemin Kıbrıs konusuyla ısınacağını, bunun sinyallerinin geldiğini de kaydetti.

Kıbrıs Postası'na konuşan Çubukçu "Garantörler dâhil belli dönemlerde minicik inatlar, çıkarlar ve minicik itişip kakışmalar nedeniyle uzun yıllar heba edildi. Son dönemde de bakıyorum, geçmişte konuşulmuş yazılmış belgelerin bir kısmı hayata geçiyor. Peki, neden bu kadar beklenildi?" diye sordu.

Çubukçu, Kıbrıslılarda gözlemlediği gibi uluslararası dış politika takip eden bir gazeteci olarak kendisinde de 2004 Annan Planı referandumu süreci ve sonrası yaşananlar nedeniyle "yoğurdu üfleyerek yiyenlerden" olduğunu da sözlerine ekledi.

"DİLERİM Kİ BİR ÇÖZÜM BULUNUR…"

Mete Çubukçu şöyle konuştu; "Zaman zaman espri yapıyorum: Üç tane sorun var, umarım ben emekli olmadan yani mesleği bırakmadan çözülür. Bunlardan biri Filistin Meselesi, Türkiye'deki Kürt Sorunu ve Kıbrıs sorunu… Hep sorarlar nasıl çözülecek? İnşallah çözülür diyorum meslek hayatım boyunca…

Kıbrıs meselesiyle ilgilenmem 90'lı yıllarla başladı. O zaman şimdiki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, TKP Başkanıydı. CTP'nin başında Özker Hoca (Özgür) vardı… Merhum Denktaş Cumhurbaşkanıydı ve UBP'de de Derviş Eroğlu… Sonra diğer liderler geldi, Denktaş'ı uğurladık, Derinya'daki sınır hadiseleri, Kayıp'ları araştırma komitesi haberleri ve hatırlamadığım birçok haberi kullandık geçtik… Birçok siyasiyi eskittik bazıları hala varlar... Her iki toplumunun da istediği bir çözüm en azından asgari düzeyde -belki herkesin içine sinmeyecektir ama- dilerim ki bulunur…"

"GARANTÖRLER DÂHİL BELLİ DÖNEMLERDE MİNİCİK İNATLAR, ÇIKARLAR…"

"Garantörler dâhil belli dönemlerde minicik inatlar, çıkarlar ve minicik itişip kakışmalar nedeniyle uzun yıllar heba edildi. Son dönemde de bakıyorum, geçmişte konuşulmuş yazılmış belgelerin bir kısmı hayata geçiyor. Peki, neden bu kadar beklenildi. Mesela toprak pazarlığı 80'lerde gelmiş başlamış üç aşağı beş yukarı aynı… Şimdi olabilir deniyor… 30 yıldır neden beklendi? Biraz herhâlde tarih, uluslararası ilişkiler ve dengeler böyle…"

"ANNAN PLANI SÜRECİNDE BİR HABERCİ OLARAK BEN DE HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIM"

Annan Planı döneminde en heyecanlı sürecin yaşandığını, bunun mesleki anlamda da kendisine yansıdığını ifade eden Mete Çubukçu gelinen bugünkü aşamada Annan Planı sürecine benzer heyecanlı bir görüntünün gözlemlenmediğini ifade etti.

Annan Planı'nı sürecini bizzat izlediğini kaydeden Çubukçu"Coşku olunca desteklersiniz ya da desteklemezsiniz gazeteciler olarak bizler de heyecanlanıyoruz. Ki o zaman Türkiye'de de heyecan vardı. Farklı amaçlar vardı belki ama birlikte bir şeyler kotarılacaktı. Maalesef karşı tarafın bence öngörüsüzlüğü nedeniyle olmadı… Şimdi bu heyecan görülüyor mu, bence görülmüyor. Çünkü artık insanlar temkinli. Yeniden hayal kırıklığı yaşamak istemiyor. Ben o günleri hatırlıyorum elbette Kıbrıslılar kadar olmasa da ben de hayal kırıklığı yaşadım. Çünkü başka bir yere evrilecekti ve belki bizim haberciliğimiz de başka bir yere evrilecekti. O dönemin tecrübesi Kıbrıslıları temkine itmiş görünüyor. Bir manada " dedi.

"HERKES ORTAK NOKTADA GÜVENLİĞE İLİŞKİN BİR GARANTÖRLÜĞÜN OLMASINI İSTİYOR"

Burada yaptığı ve önümüzdeki günlerde NTV'de Pasaport Programı'nda yayınlanacak temaslarda dengeyi gözettiklerine dikkat çeken Çubukçu "temas ettiğim insanlar kesinlikle çözüm olmaz ve karşıyız' noktasında değiller. Farklı itirazlar var, nüanslar var… Ortak olarak şu ya da bu şekilde güvenlik noktasında bir garantörlüğün olmasını herkes istiyor ve bu olmaksızın bu işin olmayacağını ifade ediyor. Bu noktada Türkiye'nin önemi ve pozisyonu ortaya çıkıyor…" dedi.

"ARALIK SONU OCAK BAŞI İTİBARİYLE TÜRKİYE'DE KIBRIS GÜNDEMİ ISINIR"

Türkiye'nin AB ve 15 Temmuz sonrası Amerika ile yaşadığı ve coğrafyada da bambaşka şekillenen gerilimler dikkate alındığında yaklaşan Cenevre Zirvesi nasıl şekillenir?" sorusu üzerine ise Çubukçu şu yanıtı verdi; "Türkiye gerçekten çok zamanlar geçiriyor. Çok fazla sorun birikmiş ve binmiş durumda… Açıkça biraz kendimize de pay biçelim: benim ve benzeri gazetecilerin biraz çabasıyla Türkiye'de gündeme gelip biraz ısınıcaktır. Devletin gündeminde yok demiyorum elbette Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri çalışıyordur ama kamuoyu nezdinde… Bir süre sonra Aralık sonu Ocak ayı başı itibari ile kamuoyunu yönlendirme çabalarını göreceğiz, bu başlayacaktır ve herkes kendi fikrini söyleyecektir. Bunun ipuçları minik minik verildi… Burada da izlenim çok ciddi itirazlar olmadığı sürece bir yere gidildiği yönünde…"

"ULUSLARARASI COĞRAFYADAKİ TÜM OLUMSUZ HAVA İÇİNDE KIBRIS'TA ÇÖZÜM YÖNÜNDE OLUMLU BİR ADIM VE HAMLE OLABİLİR"

"Açıkçası ben de 2004'ten sonra yoğurdu üfleyerek yiyenlerdenim... Kıbrıslılar gibi bende 2004'te hayal kırıklığına uğradım. Kuzeyde insanlar güvenlik konusunda gerçekten ikna olursa olumlu hava daha yükselir düşüncesindeyim…

Uluslararası coğrafyadaki tüm olumsuz hava içinde olumlu bir adım ve hamle olabilir… Suriye gibi Halep gibi yakıcı bölgeler de gösteriyor ki dünya değişiyor. Eski koşullar yok… Sözgelimi Yunanistan Türkiye ilişkileri eski olumsuz hava içinde değil… Bazı şeyler de başka bir yere gidiyor. Programın çekimi için gittiğimiz Mağusa'da Lala Mustafa Paşa Camiin olduğu palmiyeler arasındaki antik bölgede ilk düşündüğüm şey, buranın yaz-kış turist kaynaması gerektiği yönünde… Ama sokaklar bomboş. Bu da yazık. Buranın bu zenginliği karşısında insan karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm noktasında bir beklenti içine giriyor…"