İÇ HABERLER
okuma süresi: 20 dak.

Kurultay'da tek aday olan Serdar Denktaş oy birliği ile Demokrat Parti Başkanı oldu...

Kurultay'da tek aday olan Serdar Denktaş oy birliği ile Demokrat Parti Başkanı oldu...

Demokrat Parti'nin X. Olağan Kurultayı yapıldı. Serdar Denktaş, Mevlana'dan alıntı ile başladığı kurultay konuşmasını Che Guevara ve Rauf Denktaş'ın sözleri ile tamamladı.

Yayın Tarihi: 24/12/16 14:48
okuma süresi: 20 dak.
Kurultay'da tek aday olan Serdar Denktaş oy birliği ile Demokrat Parti Başkanı oldu...
A- A A+
Kıbrıs Postası

Demokrat Parti'nin X. Olağan Kurultayı yapılıyor...

Demokrat Parti'nin Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleşecek olan Olağan Kurultayı'na çok sayıda konuk katıldı.

17:00

Demokrat Parti X. Olağan Genel Kurulu'na mali raporun okunup aklanması ile devam edildi.

Mali rapor oy biliği ile aklandı.

Sonrasında Başkanlık seçimine geçildi.

Tek aday olan Serdar Denktaş oy birliği ile yeniden Demokrat Parti Başkanlığı'na getirildi.

Demokrat Parti'nin parti meclisi yapılan başvuruların tam sayıda olması nedeniyle seçim yapılamadan oylandı.

Parti Meclisi şu isimlerden oluştu;

16:30

Başbakan Yardımcısı, Maliye Bakanı ve Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş parti delegelerine seslendi.

Serdar Denktaş, Mevlana'dan alıntı ile başladığı kurultay konuşmasını Che Guevara ve Rauf Denktaş'ın sözleri ile tamamladı.

Denktaş;

"KKTC bugüne kadar dört Cumhurbaşkanı gördü... Biri hepimizin gönlünde yatıyor... Devlete inanan bir parti olarak Üç Cumhurbaşkanımızı Kurultayımıza davet ettik. Fikirsel partisel farklılıklarımız olabilir üçüyle de.. Ama devletimizin Cumhurbaşkanları olarak onları aramıza davet ettik.. 3. Cumhurbaşkanımız Dr Derviş Eroğlu'na davetimize icabet ederek bizleri onurlandırdığı için teşekkür ediyoruz..

Kuruluş günlerimizden beridir sizlerle birlikte el ele kol kola büyük bir mücadelenin mihenk taşları olduk sizlerle birlikte... Gün oldu zayıf düştük, gün oldu güçlendik..

Hoşgörü bize hep yoldaş oldu, insanımızı bir bütün olarak kucaklamak karakterimiz, KKTC ni savunmak güçlendirmek korumak kaderimiz oldu..

Gün oldu, üstümüzde oynanan oyunlara birlikte göğüs gerdik, gün oldu ülkemiz üstünde oynanmak istenen oyunların üstüne hep birlikte yürüdük. Zaman zaman birbirimize kırıldık, hemen ardından kucaklaşmayıda başardık.

Sekiz ay öncesinde öylesi bir saldırı altında kaldık ki, biz bile bitip tükendiğimize inanmaya başladık. İşte o noktada Mevlanaya sarıldık.

Mevlana der ki; Herşey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme!...İşte orası kaderinin değişeceği noktadır.

Vazgeçmedik...

Direndik dayandık. Pes etmedik...

Bugün dünden çok daha güçlü,çok daha etkili, sorun çözen, halkı mutlu etmek için uğraşan, gülümsettiğimiz bir yüz nedeniyle daha çok gayret ederek çalışan, demokrasimizin vazgeçilemez Demokrat Partisi konumuna geldik. Sizlerin sayesinde...sizin inançlı duruşunuzla sizin verdiğiniz güç ve inançla bugünlere geldik, bugünden ileriye çok daha kararlı bir yürüyüşü yine birlikte başaracağız..

Kimisine göre belki hiçbirşey yolunda gitmiyor olabilir... Ama hiçbir şey de beni yolumdan etmedi... Benim yolum bağımsız KKTC nin yaşatılması güçlendirilmesi yoludur. Benim yolum yüzleri gülen mutlu insanların içinde yaşadığı , dünya ile bütünleşmiş KKTC ye ulaşma hayalini kuran bir yoldur.

Dün Güney-kuzey geçişlerini başlatmak için çaba harcarken ayrı bir devlet olduğumuzun anlanmasını sağlamaktı amacım.

AB koordinasyon ofisinin açılmasına onay verirken,dünyayla istişare etmekten kaçınmadığımzı ispat etmekti.

Gençlik Koordinasyon ofisinin kurulması anlaşmasını yaparken, Yeşilırmakta çocukluk yıllarımda var olan gençlik kampını yenşden canlandırmak, her bölgede kapalı spor salonlarının yapılmasını sağlamak, her bölgede bisiklet yollarının kullanılabildiğini görmekti amacım...

Bugün özellikle Aplıç kapısının açılmasını sağlamak ve finanse etmekle Lefkenin çıkmaz yol olmadığını, bu güzel ilçemizinde canlanmasını istediğimdendir.

Piyasaya tüm şartları zorlayarak para akıtırken,çarşımızın canlanması,her kesimin imkanlardan yeterince faydalanabilmesi, böylelikle devletin gelirlerinin de artacağını bilmemdendir.

Attığım her adım KKTC'nin var olduğunun ve ebedi olduğunun akıllara daha da fazla kazılması içindir.

Hedefim, bugün çok iyi yönetemediğimiz devletimizi daha iyi daha refah daha güçlü bir noktaya taşımaktır.

Bu ülkü atacağım her adımın temel zeminini oluşturmuştur ve oluşturmaya devm edecektir.

24 yıllık siyasi geçmişimizde hayata geçirdiğimiz,insanımıza hediye ettiğimiz birçok yeniliğin altına imza koyduk. Daha çok demokrasi diyerek çıktığımız yolda, çok sesliliği hakim kıldık, olmaz asla denilenleri mümkün kıldık. Övünmedik, yaptıklarımızın propagandasını yapmak yönünde uğraş vermedik. Hayata geçirdiğimiz yeniliklerden vatandaşımızın faydalanmakta olduğunu gördükçe mutlu olduk.

Ve elbette yanlışlarımızda oldu..bu yanlışlardan ders alarak yolumuza devam ettik.. X. Kurultayımızı gerçekleştirdiğimiz bugün, yeni yarınları yaratmanın, yarınları daha iyi kılmanın yeni bir başlangıcını yapıyoruz.

Ve biliyoruz ki yarınları iyileştirmenin tek yolu,bugüne kadar neyi yanlış yaptığımızı bilmekten geçer. Biz yanlışlarımızı biliyoruz ve yarınları iyileştirmek için ayni yanlışları tekrar etmeden, sizlerden aldığımız güvenle yeni bir sayfanın başlangıcına bugün hep birlikte imza koyuyoruz.

Demokrat Parti'yi bu ülkenin en güçlü partisi konumuna getirmek, insanımıza sahip çıkmanın devletimize sahip çıkmak olduğunun bilinciyle hareket etmek, Bu adanın gerçek sahipleri olduğumuzu unutmadan yolumuza devam ederek,vatandaşı mutlu, devleti güçlü kılmak adına var gücümüzle çalışmaya yemin ediyoruz.

Yapılan tüm saldırılara, partimize ve partilimize yapılan tüm haksızlıklara, babamızdan öğrendiğimiz sabır gücüyle direndik..sabretmenin boyun eğmek değil, mücadele etmek olduğunu bize öğreten liderimiz Denktaş'ın yolundan ayrılmadık.

Onun kurduğu devletin bir vatandaşı olmaktan gurur duyduk, başka bir yerin yaması olarak yaşamaya özenmedik.

Bu nedenledir ki, kendi iç sorunlarımızı çözmek için çaba gösteriyoruz. Gece gündüz,hafta sonu tatil demeden elimizden gelen herşeyi yapmaya çalışıyoruz. Ne yaptığımızı ne yapamadığımızı sayacak değilim...

Geçmişe göre farklılıklar ortadadır...

Attığımız adımlar karşısında muhalefet eleştiriler yapıyor sorular soruyor.

Bizde onlara diyoruz ki, bizlere sorduğunuz soruları ayni şekilde kendinize de soruyormusunuz.

Kendi iktidar döneminde yapamadıklarınızı şimdi bizim yapabiliyor olmamızın nedenlerini sorguluyormusunuz.
İktidara hiç gelmemiş olanlar kitabi sözlerle bizi eleştirmeye kalkıyor,halkın sıkıntısını akademik yaklaşımlarla ve populist bir tavırla seslendirerek bizi yıpratmaya gayret ediyorlar...

Bunlara verilecek cevabım kısa ve nettir.

Biz başarıyoruz çünkü devleti biliyoruz...

Yıllar boyunca edindiğimiz tecrübe ile hareket ediyoruz.

Eksiklerimiz,yanlışlarımız imkansızlıklarımız elbette vardır.

Bahane olarak bunları kullanmadan mümkün olanı halkımıza vermeye çalışıyoruz...

Ha siyasete ve siyaetçiye saldırarak siyasete soyunmaya çalışanlarada kolaylıklar diliyorum.

İstediği yere konamayan bir kuş havada esirdir derler... Hava atarak söylenmeye devam edecekler.

Bizde yürüdüğümüz yolda yanlışlarımızı düzelterek, eksiklerimizi tamamlayarak sabırla ve sebatla halkımıza hizmet vermeye devam edeceğiz.

Sevgili kardeşlerim

Gelelim halkımıza " her konuda anlaştık,çözüme ilke defa bu kadar yaklaşıldı denilen Kıbrıs meselesine.

İçine doğdum, içinde büyüdüm, çocuklarım, torunlarım oldu hala içindeyim. Küçükken Kleridis ile Denktaş görüşmeleri devam ederken yani odada onların tartışmalarını şakalaşmalarını birbirlerine dirayetli tavırlarını izledim dinledim.

Gün geldi Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'ın atadığı eş görüşmeci olarak fiilen müzakereleri yürüttüm.

İçinde dışında, çözüm müzakereleri hayatımın bir parçası oldu.

Bugün gelinen noktada artık son safhaya gelindiği, 5 li konferansa gidilerek son noktanın da konulacağı bizlere söylenmekte. Akıncıya göre 5 li, Anastasiedise göre çoklu, BM temsilcisine göre Uluslarası konferans.

Daha ne olduğunda bile anlaşamadılar ama Cumhurbaşkanlığı görüşmecisi her konuda uzlaşıya varıldığını duyurdu geçenlerde.

Kendi pozisyonumu bir müddetten beridir ortaya koymuş durumdayım.

Bana sosyal medyada soruyorlar daha ortada metin yokken neye hayır diyorsun diye..

Siyasi eşitlik konusunda varılan mutabakat beni tatmin etmiyor..

Egemenlik konusundaki yaklaşım beni tatmin etmiyor.

Bu nedenle ben hayır diyorum.

Bazı kesimler bu kavramlara benim hassasiyetimi göstermeyebilirler. Saygı duyarım. Rum ekonomisi ile aradaki farka baktığımda, yıllardan beridir bizi izole yaşama mahkum ederek dünya pazarında rekabet etme kabiliyetimizi gerileten ortamı izlediğimde, dört özgürlük denerek ortaya konan AB zemini içerisinde iki kesimlilik ve iki toplumluluk olgusunun kısa sürede ortadan kalakacağını gördüğümde mülkiyetteki belirsizlik oratmının devam edeceğni, toprak konusundaki bonkör yaklaşımı izlediğimde ortaya çıkacak metni görememe gerek kalmaksızın cevabım "Hayır" olur.

Hayır kampanyası mı başlattım? Hayır

Anlaşma metni ortaya çıktığında onun kararını birlikte veririz.

Ama net olarak gördüğüm bu anlaşmanın bize masada bırakılacak hakları kalıcı kılabilecek iki unsurun ortada olmayacağıdır..

Bu anlaşma AB birincil hukuku haline gelmeyecek. Bu da demektir ki, ileride herhngi biri bu haklardan birin AB mahkemelerine taşırsa o hakkı kaybetmemiz mümkün olacak.

Oluşturulacak sistemi koruyacak olan diğer bir husus 63-64-67-68 ve 74 te güvenliğimizi koruyan Türkiyenin etkin ve fiili garantisinin sulandırılacağıdır.

Yerine ikame edilerek bizi avutmaya çalışacakları yeni garanti sistemini ise hiç denemediğimiz için sorun çıkarsa ne olacağını bilemeyeceğiz.

Garantiler konusunda yürütülen müzakere esnasındaki acemilikler nedeniyle veya bilerek ve isteyerek top son kavşakta Türkiyenin kucağında bırakılmıştır. Önerilecek değişikşiğe Türkiye evet derse vay demezse vay.

Her iki koşulda buradaki çözüm hamasiyeti yapan kesimlerle karşı karşıya kalacak olan bizleriz.

Bu nedenle müzakere sürecine ihtiyatlı bir yaklaşımla bakıyorum..

Ve hatırlatıyorum.

Annan planı döneminde bizlere verilen sözleri ve onları yerine getirmeyenleri hatırlayınız.

Biz evet hayır derse bizlere neler vaad edilmişti unutmayınız.

O vaadlerde bulunanların hiçbiri artık ortalarda yok..De Soto, Verhaugen, Weston. Lord Hanney, Annanın kendisi ve adını unuttuğumuz daha niceleri...

Hiçbiri artık buralarda değil ama biz Kıbrıslı Türkler hala buradayız verilen sözler ve vaadler ise unutuldu bile.

Sevgili kardeşlerim işte bu yüzden;

Artık son olsun dediğimiz bu müzakerelerde sona gelindiğinde önce haklarımızın ne olduğuna bakacağız;

Halkı bir tek insan, bir tek insanıda bütün halk gibi görerek değerlendirmelerimizi yapacağın ve self-determinasyon hakkımızı kullanarak sandığa gidip geleceğimizle ilgili son kararı vereceğiz.

Şu veya bu nedenle sonuç alınmazsa artık yapmamız gereken yarım asırlık masayı ortadan kaldırarak belirsizlik kelepçesini kıracağız...

"BURASI BAĞIMSIZ BİR CUMHURİYETTİR" diye dünyaya haykırarak, Anavatan Türkiye ile karşılıklı anlaşmala imzalamak suretiyle ve Türkiye pazarına dahil olarak yıllardan beridir 300bin kişiyle sınırlandırılmış pazarımızın 85 milyon 300bine genişleterek önümüzü açacağız.

Geleceğimizin belirginleştiği, refahın arttığı ,insanımızı mutlu olacağı güvenli bir KKTC hayal ediyorum.

Yarın rüya görüyor serdar diyenler çıkacaktır.

Evet belkide rüya görüyorum...

Peşlerinden gidecek cesaretiniz varsa bütün rüyalar gerçek olabilir

Nazım Hikmet derki;

Bazen önemli olmamalı gidecek olan yada gelmeyen.

Çünkü bazen başlaman gerekir herşeye yeniden...

İşte bu yüzden geleceğimizin en önemli teminatı olarak gördüğümüz KKTC yi belkide yine , ve yeniden kurarak düzenlemeye de aklımızı fikrimizi açık ve hazır tutmalıyız.

Ve son bir söz de solcuların T-shirt kahramanı haline geitrdiği, ama aslında bir bağımsızlık savaşçısı olan che guavera dan bir sözle konuşmamı tamamlamak istiyorum...

"Kaybetmekten korkma..birşeyi kazanman için bazı şeyleri kaybetmelisin..Ve unutma...Kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin"

Demokrat partililer

Bağımsız KKTC den asla vazgeçmeyeceğiz.

Ne mutlu Türküm diyene

Ne mutlu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hür çocuklarına..

Dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar"

16:15

Eroğlu: "Rum'u çözüme itmek için taviz veren taraf biz gibi görünüyoruz"

KKTC 3. Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu;

Yakın tarihini bilmeyenlerin tarihini başkanları yazar, coğrafyasını başkaları düzenler.

Bizler gibi düşünen siyasi partilerin vizyonu gençlere anlatmak için önem taşıyor.

Gençlere gençmişi anlatmak önem taşıyor, geçmişi bilin ki geleceği ona göre kurasınız.

İktidarda olan iki siyasi parti çok büyük sorumluluk altındadır ve şanslıdırlar.

Bu şansı ne kadar iyi kullanırlarsa gelecekleri de o kadar iyi olur.

Bugün ve yarın da işbirliği içinde yapılması gerekenleri yapmak görevleridir.

Hiçbir ülkede sorunlar birmez ancak asgariye indirilere bilir.

Bu görevde hükümete başarılar dilerim.

Geldiğimiz noktada önümüze konacak çözüm planları için çok düşünmemiz lazımdır. Endişeliyim.

Benim izlediğim kadarıyla tavizkar politika izleyen biziz.

Rumu çözüme itmek için tavizkar taraf biziz.

Ortaya çıkacak çözüm nasıl olacak ona göre karar verelim.

Beni tatmin ettiğini söyleyemem.

Bazıları Türkiye'nin kalmasına ne gerek var diyor. Sayın Cumhurbaşkanı sözcüsünün söylediği sözleri hatırlıyoruz.

Biz bir anlaşmaya mecbur olan taraf değiliz. Bu anlamada hükümete çok önemli görevler düşüyor.

Koalisyonu iki parti çok başarılı götürüyor. Aynı fikirler içindedirler. Orataya çıkacak sonucu birlite değerlendirmek zorundayız."

16:00

Fatih Şahin; "Türkiye'nin ve Kıbrıs'ın kaderi ortaktır..."

AKP Ankara Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Fatih Şahin;

"Genel Başkanımız ve Başbakanımız Binali Yıldırım'ın sevgi ve saygılarını izlere iletiyorum.

Şanlı varoluş mücadelesindeki önder Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu önder Rauf Denktaş'ı rahmetle anıyorum.

Kalplerimizin birlikte attığını haykırmak istiyorum.

Biz verdiğiniz mücadeleyi taktir ediyoruz. Davanızı destekliyoruz.

Anavatanınız türkiye olarak çok değerli bir zaman sürecinden geçiyoruz. Ülkemiz hedeflerinden vazgeçirilmeye çalışılmaktadır. Türkiye kutlu yolunda ilerleyecek ve Kıbrıs davasına sahip çıkınca ayaklarına prangalar vurulmak istenmektedir. Bu manada Kıbrıs Türk halkının kalbinin de bizlerle birlikte attığını biliyoruz.

FETÖ'nün bir avuç teröristi tarafından meşru hükümete karşı darbe girişimi gerçekleştirildi.

Türkiye'nin egemenlik haklarını ayaklar altına alma girişimiydi.

Hattı zatında benzer oyunlar bu coğrafyada yaşanmıştır. Ancak omuz omuza verekerek daha sıkı kucaklayarak hep bütün bu saldırıların üstesinden geldik.

Bu saldırıları hep birlite göğüsleyeceğiz.

Türkiye'nin kaderi Kıbrıs'ın kaderi ile ortaktır."

15:45

CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı;

"KKTC'nin seçkin samimi içten, yurtttaşlarımız halkımız merhaba. 1992 yılından beri mücadelesini güçlendiren DP'ni kurultayını kutluyoruz.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu'nun selamını getirdim size. Atatürk'ün ilk Genel Başkan olduğu bir parti olan CHP'nin bir üyesi olarak burada bulunuyorum.

Türkiye'de bizler demokrasiyi, cumhuriyeti sahiplenerek yolumuza ve mücadelemize devam ediyoruz.

Ordu içerisine sızmış bir çete tarafından gerçekleştirilen bir darbe girişimi yaşanmıştır.

Biz CHP olarak barışı savunarak bir mücadele veriyoruz. En yakıcı sorun toplumsal barıştır. Silahlar susmalaıdır. 16 askerimizi şehit ettik Ortadoğu bataklığında. Ulusumuza, yakınlararına başsağlığı diliyorum.

Kıbrıs konusu ve müzakereleri de çok yakından takip ediyoruz.

Hoşgörü kültürünü ilgi ile takip ediyoruz.

Önerilerimiz de vardır.

Daha önceki Genel Başkanımız Bülent Ecevit döneminde olduğu gibi özğürlüğü, bağımsızlığı tahsis etmek adına dün de yanınızdaydık bugün de yanınızdayız, yarın da yanınınzda olacağız"

15:30

Atun: "Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki çıkarları Kıbrıs Türkü'nün hakkından daha önde gelmektedir"
Kurultay'a seslenen Onursal Başkan Hakkı Atun şöyle konuştu;

"18 yıldan sonra yine karşınızda olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Partimiz Demokrat Parti, 25 yaşına girmek üzere.

Kurulduğu günden bugüne kadar kritk ve önemli görevlerde bulunmuştur.

İçinde bulunduğumuz sorunlar,ı konuları ortaya koyduğumuzda en kritik noktadayız.

Hala Demokrat Parti bir denge unsuru bir dava partisi olduğunu göstermektedir.

Denktaş'ın hayır duasını almış bir partidir. Bu bizim için çok önemlidir.

İki yıla yakın bir süreden beridir devam eden görüşmelerde çok endişe duyduğumuz noktalar var.

daha açık bir şekilde söylemem gelekirse devlete devletin yaşatılmasına inanmayan bir zihniyet ile karşı karşıyayız.

Cenevre veya İsviçre görüşmelerinde üzerimize yüklenen bütün taraflar yine sahnededir.

Türkiye iktidarının bulunduğu bu kurultayda şunu söylemekten hiç çekinmeyeceğim; Kıbrıs Türkü'nün burada varlığı kadar Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki çıkarları Kıbrıs Türkü'nün hakkından daha önde gelmektedir.

Bu ortamada Cumhuriyet tarihindeki en zor tarih yaşanmakta kriz Kıbrıs'ın önemini artırmaktadır"

15:00

DP'nin X. Olağan Kurultayı parti Genel Sekreteri Mehmet Erol Aktoprak'ın konuşmasıyla başladı.

Aktoprak, KKTC'nin dört bir yanından gelen partililere teşekkür ederek, "Davamıza bağlı olduğumuzu böyle gösteriyoruz. Vefakar parti üyelerimiz ile iktidar olarak halkın hizmetinde oluyoruz" dedi.

Delegelerin yarısından fazlasının giriş kaydının yapıldığı ve nisabın sağlandığı kurultayda Divan Başkanlığı seçimi yapıldı.

Divan Başkanı; Hüseyin Alanlı, Başkan Yardımcısı; Kerime Yalkıoğlu, Katip; Gülsüm Ruso, Katip; İnci Tücceroğlu, Erdim Kayıkçı, Meral Ilık şeklinde oldu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.