Gökçebel: "Kemal Sunal'ın 'Propaganda' filmini oynamak Kıbrıs'ta yaşayanların kaderi olmamalıdır"

"KIBRIS CUMHURİYETİ'NİN AB PARÇASI OLMASINA RAĞMEN KAFATASÇI ZİHNİYETLERE HALEN PRİM VERİLİYOR"

ENOSİS ve TAKSİM Politikalarının Kıbrıs adasını kan gölüne çevirmenin, kayıplar, toplu mezarlar ve bölünmüş bir Kıbrıs yaratmanın ötesinde Kıbrıs'ta yaşayanlara hiçbir fayda sağlamadığını belirten Gökçebel, "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin çoğulculuk, insan hakları, insanlık değerlerinin önemsendiği bir AB parçası olmasına rağmen kafatasçı zihniyetlere halen prim verildiğinin ve bölünmüşlüğe devam edildiğinin altını çizdi.

"TÜM KONULAR İÇİN, OBJEKTİF HAKİKAT KOMİSYONLARI KURULABİLİR"

Bugün temsil edilen, uluslararası arenada faaliyet gösteren ve 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin iki kurucu ortağı olduğunu vurgulayan Tahir Gökçebel, "bu ortaklık çoğunluk olan topluma diğer toplumu görmezden gelme hakkı tanımamaktadır. AB kurumları bu karar karşısında sessiz kalmamalıdır. Tarih tartışılmak isteniyorsa birçok çatışmalı bölgede olduğu gibi 1940, 1950, 1955, 1963, 1967, 1974, 2002 vs. gibi tüm konular için, objektif Hakikat Komisyonları kurulabilir. İyi niyetle ve eşit statüde farklı toplumlardan oluşacak bu komisyonlar tarihe misyon yüklemek yerine hatalarıyla, sevaplarıyla tarihle toplumları yüzleştirebilir. Nerden bakılırsa bakılsın Kıbrıs'ta çözümden ve barıştan korkan kardeşler hem güneyde hem kuzeyde aynı yöntemle çalışmaktadır. Rum Meclisinde alınan karara benzer misillemelere başlamaya hazır çevrelerle iş birliği yapılıyor görüntüsü vardır. Toplumların barışmasına fırsat vermek istenmemektedir. Irkçı, şövenist ve kafatasçılar her çözüme yaklaşıldığında iki taraftan da işbirliği yaparak provokatörlük yapmayı alışkanlık haline getirmiştir" iddiasında bulundu.

"AKEL'İN RET OYU VERMESİNİN TEBRİK EDİLMESİ GEREKİYOR"

Kıbrıs halklarının canlarıyla, kanlarıyla diyet ödediklerini söyleyen Gökçebel, Rum Meclisinde böyle bir karara, AKEL'in ret oyu vermesinin tebrik edilmesi gerektiğini ve ırkçı ELAM'ın peşine takılan diğer siyasi partilerinse yine tarihsel, ırkçı, şövenist bir hata yaptıklarını anlamaları gerektiğini vurguladı.

"EĞİTİM BİLİMSEL, DEMOKRATİK, LAİK OLMALI, EMPATİ İÇERMELİDİR"

"Her ne amaçla yapılırsa yapılsın oynanan oyun uzun vadede Kıbrıs halklarına dün olduğu gibi yarın da büyük zarar verecektir. Eğitim kafatasçıların, yobazların, insanlık erdemi karşıtlarının eline bir silah olarak verilmeyecek kadar önemlidir. Eğitim bilimsel, demokratik, laik olmalı, empati içermelidir. Her türlü ayrımcılıktan, cinsiyetçilikten, şiddetten arındırılmalıdır. Başta barış olmak üzere tüm insanlığın kazandığı değerleri geleceğin nesillerine aktarmalıdır" diyen Tahir Gökçebel, "Eğitim birbirini hiç tanımamış nesilleri düşman yaptığı gibi, dünyamıza barışı getirebilecek en önemli araçtır. Tarih eğitimi de öyle bir araç olmalıdır. Nikos Anastasiadis ve Mustafa Akıncı Kıbrıs sorununu çözmek için net siyasi irade ortaya koymalıdır ve acele etmelidir. Ders alınarak geleceğin barış adası yaratılacağı unutulmamalıdır. Bir toplumu mutlak haklı göstermeye çalışan, ırkçı, çağdışı yaklaşımların karşılığı aynı yaklaşımları beslediği unutulmamalıdır. Birlikte barış içerisinde yaşamak varken bölünmüş adada Kemal Sunal'ın "Propaganda" filmini oynamak Kıbrıs'ta yaşayanların kaderi olmamalıdır" şeklinde konuştu.