Salih Coşar: 'Ayağımızı Yorganımıza Göre Uzatmalıyız'

AYAĞIMIZI YORGANIMIZA GÖRE UZATMALIYIZ
Salih Coşar'a sorulan sorular ve verdiği yanıtlar şöyle:

Soru: Şimdi biz seçime gidiyoruz, siz yıllarca ekonomi ve maliye bakanlığı yaptınız bu ülkede az önce dediniz ki hükümetin yaptığı icraatları zaten vatandaş görüyor. Örnek hükümet dedi ki 'Kamu çalışanlarına sıfır artış', iki yıldır da böyle bir tavır koydu, öteki taraftan bir takım düzenlemeler, yeni işe başlayacaklarla ilgili önümüzdeki dönem için bir takım düzenlemeler ve çalışmalar yaptı bununla ilgili, sendikalar greve de gitti onu da biliyoruz. Hükümetin büyük ortağının bu konuda bir tavrı var. Mademki bu konu diğer konuları da örnek verebiliriz, bu konuda muhalefet ne düşünüyor bilmesi gerekmiyor mu halkın? Bir artış verecek mi vermeyecek mi kamuyla özel arasında ki makas kapanacak mı, bir vizyonu var mı yok mu?

Salih Coşar: Doğrusu bu radikal konularda iddialarda bulunmak lazım. Hükümeti yeri geldiğinde biz tenkit ediyoruz, yeri geldiğinde de doğru değerlendirmemizi yapmamız lazım. İçinde yaşadığımız büyük bir kriz var dünyada, bir finans krizi var, bu finans krizi şimdi reel sektörü, ekonomiyi etkilemeye başlamıştır. Ekonomi büyük krizdedir, Amerika gibi büyük devletler Avrupa Birliği gibi büyük devletler ve Avrupa Birliği'nin Doğu kesiminde olup da son katılan on tanelik son grup dikkate aldığımız zaman negatif etkilenmiştir, bu krizden. Ayni krizi Anavatan Türkiye'de yaşıyor, işte işsizlik başını aldı gidiyor. Ayni şekilde bu kriz bizi de etkilemiştir. Şimdi dünyada işsizlik artarken, durgunluk artarken, ekonomiler küçülürken, bütün borsalar tepe taklak giderken veya netice itibariyle ekonomiler çökerken yani artık risk kademesinde değiliz! Yani bir risk var da biz proaktif olacağız, çözeceğiz. Bir nerdeyiz şimdi kriz safhasındayız. Bu kriz safhasındayken ayağını yorganına göre uzatmak mecburiyetindedir hükümetler, hangi hükümet olursa olsun. Şimdi böyle bir hükümete gelir de derseniz 'eşel mobile artı olarak sizden yüzde yirmi dört artış isterim' derseniz bu gerçekçi bir talep olmaz. Zaten bunu yapacak gücü yok hükümetin şöyle ki 2009 bütçesi daha yeni geçti yürürlüğe girdi, bu bütçeye baktığımız zaman bu bütçede yerel gelirlerle karşılama gücümüz yüzde altmış sekizdir veya almış dokuzdur. Nerde kaldı ki bu durgunluk krizden dolayı bu öngörünün daha da aşağıya gideceğini ben şimdiden söyleyebilirm.

Soru: O zaman politika yapma iddiasında olan, iktidara talip olan siyasi partilerin bu konuda insanlara ne yapacağını söylemesi mi lazım?

Salih Coşar: Söylemesi lazım. Bu gibi hallede yani bu kriz yönetiminde en önemli husus yönetim vatandaşı kucaklaması lazım, anlatması lazım, konsensüs araması lazım. Yani ben yaparım olur zihniyetiyle hareket edemez böyle bir harekette bulunursa yanlıştır. Paylaşacağız, tartışacağız, oturacağız. Fotoğrafı koymak lazım.

MAVİ BONCUK DAĞITMAKLA BU İŞLER OLMAZ
Soru: Mavi boncuk dağıtarak siyaset yapılması doğru mu? Ne kadar çağdaş bir siyaset yapma yöntemi bu?

Salih Coşar: Doğru değil ama birçok ülkede de var.

Soru: Örneğin Amerika'da seçimleri izledik şimdi Amerika'yı mı örnek alalım diyecek birçoğu ama yani adamlar çıktı bir vergi yasasını bile dakikalarca tartıştılar, ne yapacaklarını koydular insanların önüne.Bizim de bu tür tartışmaları yapmamız, iddia sahibi olanların bu tür konuları tartışmaları gerekmez mi artık?

Salih Coşar: Bence gerekir ve bu ülkenin insanı o kalitededir, o eğitimdedir. Bilişim çağında bütün teknoloji her evde var, neredeyse bizim torunlar bu işleri yapıyor. Böyle bir ortamda yaşıyoruz, yirmi birinci asırda yaşıyoruz, dediğiniz şekle paralel bizim de olmamız gerekir. İfade ettiğiniz gibi Sayın Obama çıktı ve dedi ki bu krizi çözmem için zenginden daha çok vergi alacağım ve bu vergiyi alt tabakalarda kullanacağım, bunu açıkca söyledi. Yine Amerika'ya bakarsak Cumhuriyetçilerin bu seçimi kaybetme sebebi inanın bu krizdir. Yani bu kriz olmasaydı Cumhuriyetçiler bu seçimi alacaklardı, neden çünkü Demokratlar çok yanlış yaptı.

Soru: O zaman bizde bunlar konuşulmuyor şu anda. Herkes mesela gidiyor işadamına iş adamının duymak istediğini söylüyor. Çalışan kesime gittiği zaman onların duymak istediğini söylüyor, çiftçinin yanına giderse de çiftçiye işte sübvansiyonlar devam edecek diyor merak etmeyin diyor kurak da geçse biz çözeriz diyor ama nasıl çözeceğini söyleyen yok.

Salih Coşar: E söyleyen yok çünkü yeni iddialara bakarsak, yeni iddialarda vergilerin çoğu kaldırılıyor. Ben on başlık yazdım mesela kurumlar vergisi kalkacak diyorlar, stopaj kalkacak, resen vergi kalkacak, limandan girerken kaynağından KDV alınmayacak devam edeyim bankalarla ilgili banka sigorta işlemlerinden vergi alınmayacak ondan da vazgeçeceğiz, KDV'den zaten vazgeçtik diye kimse fiş almıyor onun oranları aşağıda olacak ve hatta bir partimiz bunun hesabını da yaptı kendine göre dedi ki beş yüz milyona yakın kaybımız olacak bunu bunu yaparsak. Bir başkası daha başka bir şeyler söyledi şimdi bende diyorum ki bunların toplamına baktığımız zaman asgari beş yüz altı yüz milyonun ortadan kalkacağını söylüyoruz neye göre bütçenin öngörüsüne göre. Bizim bütçemizde zaten beş yüz milyona yakın bir açık var. açık daha fazla, yüzde otuz dedim ama Türkiye bize bunun yüzde on iki on üçünü hibe olarak veriyor, hibenin dışında bizim bütçemizde beş yüz milyona yakın bir açık.

5 MİLYON AÇIK ZATEN VAR
Soru: Yani çok gerçekçi değil mi bu ortaya konan vizyonlar?.

Salih Coşar: Şimdi tablo şu, beş yüz milyon açık olan bir bütçeniz var ve siz beş yüz daha yaratmak istiyorsunuz yani bir milyar TL'yi biz bu durgunlukta, biraz evvel dedik durgunluk var, küçülme var, daralama var ekonomide hangi ekonomiden biz bir milyarı bulacağız. Anavatan Türkiye ile oturup da bir milyarlık bir kredi anlaşması mı yapacağız yoksa yine bir başka iddiaya göre piyasayı nasıl canlandıracağız. Bir milyar sadece bütçe ile ilgilidir ama bütçenin dışında inşaat sektörü var. reel sektör durdu demek ki benim nereye para enjekte etmem lazım reel sektöre etmem lazım. Hatta geçenlerde müteahhitler, sanayiciler, ticaret odası hep bir araya geldiler tartıştılar beş yüz milyon dolar ihtiyaç var dediler. Peki biz bu beş yüz milyondan ne kadar bulacağız, bütçemize bir milyarı nereden bulacağız yani bunlar biraz ayağımızı yere basacağız, ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız ama mutlaka ve mutlaka bu krizi aşmamız için dış kaynağa ihtiyacımız vardır. Bu dış kaynak yani bizim stand by yapacağımız tek merci Ankara'dır Anavatan Türkiye'dir. Demek ki bir makul olacağız, ciddi olacağız, doğru hesap yapacağız ve Anavatan Türkiye'den yeni bir nasıl ki IMF stand by anlaşması yapmam lazım diyor ayni şekilde bizim de makul, doğru ölçekli bir stand by anlaşması yapmamız gerekir bütçe dışında.