Osman Zorba: " 'Egemen Halk, Bağımsız Kıbrıs' hedefine konsantre olmazsak, asimile oluruz"

Seçim Sohbetleri

Şüküfe HANSEL

Seçim Sohbetleri'nde bugünkü konuğumuz Osman Zorba... Kendini, "Kıbrıs Sosyalist Partisi üyesi komünist bir aydın" olarak tanımlayan ve bağımsız olarak seçime giren Osman Zorba, "'Egemen Halk, Bağımsız Kıbrıs' hedefine konsantre olamadığımız takdirde toplum olarak asimile olmaktan başka bir geleceğimiz olmadığının bilincinde hareket etmeliyiz. Bu nedenle bu seçimlerde Osman Zorba'ya oy vermek demek ülkemizin emperyalist boyunduruktan kurtarılmasına, bağımsız, birleşik ve demokratik bir Kıbrıs hedefine ulaşmaya ve baskı ve sömürünün olmayacağı sosyalist bir dünya mücadelesine destek vermek anlamına gelecektir" diyor...

Trajik Kıbrıs olaylarında hem babasını hem de abisini kaybeden biri olan Zorba, tüm Kıbrıs Sosyalist Partisi üyeleri gibi, "Savaş propagandası yapmayı ve savaş yapmayı insanlığa karşı işlenmiş bir suç" olarak kabul eden biri.

-Osman Zorba kimdir? Kısaca kendinizden bahsedin dersek neler söyleyeceksiniz?

Osman Zorba, Kıbrıs'ın Karpaz bölgesinde bulunan Yeşilköy'de doğmuş, İngiltere'de Üniversite eğitimini almış, Kıbrıs'ta 1963 yılı Aralık ayında yer alan ve Kıbrıs halkına değil, emperyalist güçlerin ülkemiz üzerindeki çıkarlarını korumaya yönelik olarak tertiplenen trajik olaylarda hem babasını hem de abisini kaybetmiş, Kıbrıs Sosyalist Partisi üyesi komünist bir aydındır.

-Neden aday oldunuz? Seçmenden oy talep ederken neler söyleyeceksiniz?

Aslında gönlümüzde yatan aslan bu seçimlere partimiz Kıbrıs Sosyalist Partisi'nin katılmasıydı. Ancak her ne kadar da demokrasi olduğu iddia edilse de askeri bir rejim altında, savaş ve ateş kes koşulları içerisinde ve Türkiye'nin bir alt yönetimi statüsünde yönetilen Kuzey Kıbrıs'ta gerçek anlamda bir demokrasi olmadığı için; halâ emekçi kesimlerin bile kendilerinin ve çoluk çocuklarının geleceğinden endişe ettikleri için sosyalist bir partiden aday olmaya çekindikleri bir ortam vardır. Bu nedenle 50 adayı tamamlayamayan partimiz bağımsız bir aday göstererek seçim ortamından yararlanarak ülkemizin yalın gerçeklerini halkımıza bir kez daha anlatmak ihtiyacı duymuştur. Partimiz adına bu görev bana düştüğü için aday oldum. Kıbrıs Türk toplumunun Türkiye'den gelen baskılar ve son yıllarda AK Parti gericiliği tarafından dayatılan dinci gericiliğin etkisi altında süratle asimile edilmekte olduğunu, ve tüm bunlara karşı halk kitlelerinin emperyalizme karşı bir güç birliği içinde mücadele etmekten başka çıkar yolumuz kalmadığını, bu mücadeleyi güneyde Rum emekçiler ve kardeş Türkiye ve Yunan halklarının destek ve dayanışması ile yürütmemiz halinde başarma şansımız olduğunu anlatmak ve bu hareketi örgütlenmesini ileriye götürmek için aday oldum!

-Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü ülkedeki birçok sorunun da sebebi midir? Eğer değilse, ülkede var olan sorunların çözümü konusundaki düşünce ve önerileriniz nelerdir?

Hiç kuşkusuz Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü ülkemizdeki birçok sorunun da çözümsüzlüğünün nedenidir. Ama Kıbrıs sorununun çözümlenmesi tek başına tüm sorunlarımızı çözecek niteliklere sahip değildir. Bugün dünyamızın her yanı çok ciddi sorunlarla boğuşmaktadır. Dünya kapitalist emperyalist sistemi içerisinde çok derin ve uzlaşmaz çelişkiler barındırmaktadır. Dünyanın ve ülkemizin en önemli sorunları emperyalist kapitalist sistemin artık akıl mantık dışı kalan yapısından ve bu sistemin üretmekte olduğu vahşetten kaynaklanmaktadır. Bu vahşete karşı çare sosyalizmdedir. Bu nedenle seçim ortamını sosyalizm için mücadeleyi yükseltmek için de bir araç olarak değerlendiriyorum.

-Bugüne kadar gelmiş mevcut hükümetler başarısız olmuşsa eğer ki biz sizin böyle düşündüğünüzü varsayıyoruz. Başarılı olmak için neler yapılmadı? Sizce neler yapılmalı?

1974'ten bu yana Kuzey Kıbrıs'ta başarılı bir yönetim oluşturulamadı, oluşturulamazdı da... Bunun temel nedeni Kuzey Kıbrıs'ın TC'ye bağlı bir alt yönetimi, bir manda yönetimi olmasıdır. Kendi parası olmayan, her gün devalüe edilen Türk Lirası hiçbir mali politika ile müdahale etme şansı bulunmayan, zaten etkisiz olan merkez bankasının yöneticilerini bile kendisi atayamayan, ordusunu, sivil savunmasını dış işlerini kendisi yönetemeyen, tüm bakanlıklarını 'koordinatörler' üzerinden TC memurlarının emrine veren, kısacası kendi ülkesi ve halkı üzerinde hiçbir iradesi olmayan bir idarenin başarılı olması nasıl mümkün olabilir ki. Başarılı bir yönetim için her şeyden önce demokratik, ama temsili değil doğrudan demokrasi ile yönetilen, irade sahibi bağımsız ve egemen bir yapı oluşturulması şarttır. Bugünkü yapılanma içinde bu mümkün değildir. Türkiye her hapşurduğunda akciğer yetmezliğine uğrayan Kuzey Kıbrıs'taki rejimin başarılı olması mümkün değildir!

-Gerek KSP'li, gerekse KSP'li olmayan seçmene vermek istediğiniz mesaj var mıdır?

Benim KSP'li olsun olmasın tüm seçmenlere mesajım kapitalist emperyalist sistemin hem ekonomik alt yapıda hem de hukuki üst yapıda çökmüş olduğunun bilincinde hareket etmeleri gerektiğidir. Emperyalist-kapitalist ekonomi kronik krizlerden çıkamayacak durumdadır. Bu krizi savaş sanayiine yatırım yaparak ve savaş yaparak aşmaya çalışıyor. Biz ise savaş propagandası yapmayı ve savaş yapmayı insanlığa karşı işlenmiş bir suç ilan etmiş durumdayız. Buna karşı mücadele etmeliyiz. Bu mücadeleyi ülkemizin gerçekten demokratik, doğrudan demokratik bir çatı altında birleştirilerek emperyalist dünya zincirinden koparılması mücadelesi ile birleştirmek için güç birliği yapmalıyız. "Egemen Halk, Bağımsız Kıbrıs" hedefine konsantre olamadığımız takdirde toplum olarak asimile olmaktan başka bir geleceğimiz olmadığının bilincinde hareket etmeliyiz. Bu nedenle bu seçimlerde Osman Zorba'ya oy vermek demek ülkemizin emperyalist boyunduruktan kurtarılmasına, bağımsız, birleşik ve demokratik bir Kıbrıs hedefine ulaşmaya ve baskı ve sömürünün olmayacağı sosyalist bir dünya mücadelesine destek vermek anlamına gelecektir.

-Aşağıdaki başlıklarla ilgili olarak, sadece bir kaç kelimeyle neler söyleyebilirsiniz?

Ekonomi: Ülkene egemen olmadan ekonomisini yönetemezsin.

Vergi: Zenginleri daha da zenginleştiren vergi sistemi son bulmalıdır.

Adalet: İşçi ve emekçilerin çıkarlarını koruyacak yasalar ve mahkeme sistemi gerekmektedir.

Turizm: Halkımızın sahillerini kullanamadığı ülkemizde turizm ne işe yarar ki?

Sosyal Güvenlik: TC'nin alt yönetimi devam ettiği sürece bu sorun da devam edecektir.

Ulaşım: Çevre dostu taşıma araçlarının olduğu toplu taşımacılık olmadan ulaşım sorunları çözümlenemez.

Trafik: Göz boyamak için değil, profesyonellerden oluşan bir ekiple gereken yapılmalıdır.

Tarım: Planlı ve modern kolektif tarım üretimi ile küçük köylüler sefaletten kurtulacaktır.

Eğitim: Özel eğitime son. Her okul en gözde okul olmalıdır.

Sağlık: Özel sağlık hizmetlerine son. Parası olan da olmayan da en kaliteli sağlık hizmeti almalıdır.

Çevre: Planlı ekonomi olmadan çevre dostu olunamaz, çevre sorunları çözülemez.

Kültür: Baskı altında dar milliyetçi kültür gericiliktir.

Spor: Spor spor olsun diye yapılmaz. Özellikle gençlerin sağlıklı gelişmesi için doğru yatırımlar yapılmalı.