İÇ HABERLER
okuma süresi: 9 dak.

Nami: Küçük Al-Ver'ler başladı

Nami: Küçük Al-Ver'ler başladı

<P>Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın BM ve AB İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Özdil Nami gerçekleştirilen ve ilk aşaması geride bırakılan müzakere sürecini değerlendirdi. Nami, asıl al ver sürecinin henüz başlamadığını ancak küçük al ver'lerin yapıldığını açıkladı. </P>

Yayın Tarihi: 15/08/09 10:59
okuma süresi: 9 dak.
Nami: Küçük Al-Ver'ler başladı
A- A A+

ADA: Müzakerelerde ilk aşamada geride kaldı. Şimdi tatil mi yapacaksınız yoksa hazırlıklar devam mı edecek?
Özdil Nami (Ö.N): Bu bizim için bir tatil olmayacak mutlaka mutfakta bazı hazırlıkları yapmamız gerekecek. Cumhurbaşkanımız yurtdışından dönünce muhakkak teknik arkadaşları bir araya getirecek. Eylül'de yapılacak çalışmalar için yoğun bir tempoya girmiş olacağız.

1.5 YILDA 30 YILDA KAT EDİLEMEYEN MESAFE KAT EDİLDİ
ADA: Bugüne kadar liderler bazında, 40 toplantı yapıldı. Bugüne kadar neler yapıldı?

Ö.N: Önemli bir mesafe kat ettik. BM Genel Sekreteri, 2 hafta önce yaptığı açıklamada. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Hristofyas arasında, 1 buçuk yıldır devam ettirilen müzakerelerde geçmiş 30 yılda kat edilemeyen bir mesafenin kat edilmiş olduğunu açıkladı. Bu bizim ifademiz değil, BM Genel Sekreteri'nin ifadesidir. Dolayısıyla hiç küçümsenemeyecek işler başarıldı.

TARAFLAR POZİSYONLARINI NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYDULAR

ADA: Kapsamlı çözüm ana başlıklar, biliyorsunuz 6 konu altında toparlanmıştı. Bunların hepsiyle ilgili, 1. tur görüşmeler tamamlandı. 3 tanesiyle ilgili, ortak yakınlaşma kağıtları oluşturuldu. Bunlar 30 tanedir. Diğerleriyle ilgili taraflar pozisyonlarını net bir şekilde ortaya koydular. Bununla da kalınmadı. Biliyorsunuz birçok teknik komite oluşturuldu. Günlük hayatımızı ilgilendiren konularla ilgili teknik komiteler devreye sokuldu. Şu anda her iki taraf arasında, sağlık olsun, suça ilişkin konular olsun, çevre olsun, kültürel miras konuları olsun, işbirliği ve ortak projeler vardır. Bunlar geçmişte düşünülemeyen olgulardı. Bu 1 buçuk yıl içerisinde, bunlar da başarıldı. 50'li yıllardan beri kapalı olan Lokmacı Barikatı'nın açılması başarıldı. Bile hare, 60'lı yıllardan bu yana, kapalı olan Yeşilırmak Kapısı'nın açılması için, bütün işlemler tamamlandı. Artık altyapı çalışmalarına şimdi başlandı. 60'lı yıllardan bu yana, karayolu ile ulaşılamayan Erenköy'e, karayolu ile ulaşma imkanı müzakere edildi. Bunlar küçümsenecek şeyler değildir.

SUÇLA MÜCADELE BAŞLATILDI
ADA: Bu çerçevede, suçla mücadele konusunda neler yapıldı. Gerek uyuşturucu, gerekse mülteciler konusunda, iki toplumlu bir çalışma bulunuyor mu?

Ö.N: Bu konularla ilgili, taraflar arası, sürekli bilgi alışverişi, düzenli olarak oluşturulmaya başladı. Ara bölgede bulunan eski havaalanı bölgesinde, bir ofis oluşturuldu. Burada her gün, belirli saatlerde, bizim temsilcimiz ve Rum Tarafı'nın temsilcisi toplantı düzenliyorlar. Acil durumlarda birbirlerine ulaşabilme metotları da geliştirildi. Bu bir araya gelmelerde, karşılıklı bilgilendirmeler de yapılıyor. Bir yardımlaşma söz konusudur. Bu, son derece önemli bir teknik komiteydi. İki tarafında karşılıklı önem verdiği bir teknik komiteydi. Bununda oluşturulması son derece sevindiricidir.

HASSAS KONULAR
ADA: Kayıplar konusunda, Rum tarafının farklı provokasyonlarının olduğunu görüyoruz. Görüşmelerde iki taraf arasında hassas konularda konuşmama, daha da dikkatli olma gibi bir karar bulunuyor mu?

Ö.N: Şöyle bir karşılıklı anlayış oluştu. Birbirimizi ajite edecek hatta hakaretvari ifadelerden kaçınılmasına dair, gerçekten karşılıklı bir anlayış var. Her konuyu, açık yüreklilikle konuşmaya yönelik bir anlayış var. Hiçbir konuda birbirimizin ağzını kapatmıyoruz. Eğer X,Y, Z konu ne olursa olsun taraflardan bir tanesinin önem verdiği ve konuşma ihtiyacı hissettiği bir konuysa bu, masaya getiriliyor, konuşuluyor. Taraflar birbirlerinin pozisyonlarını, net bir şekilde izah ediyorlar. Bu kabul edilebilir veya kabul edilemez olabilir. Müzakere yaparken de ilk kabul edeceğiniz şeyleri de açıkça ifade etmezsiniz. Bu her iki taraf tarafından da yapılıyor. Dünyadaki tüm müzakereler için de geçerli. Bazı kavramları da ifade ediş tarzına da taraflar mümkün oldukça dikkat ediyorlar. Buna dikkat edilmeyen toplantılar olmuyor değil. Dikkat edilmediği anda da hemen bir gergin ortam çıkıyor. Taraflar hemen birbirlerine ikazlarını yapıyorlar. Ve normal duruma geri dönüyorlar.

MAHREMİYETE İHTİYAÇ VAR
ADA. Toplumun tepkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ö.N: Biz elimizden geldiğince, gerek sizlerin aracılığıyla, gerek başka yollarla halkımızı bilgilendirmeye çalışıyoruz. Şu anda sanırım konuyu takip edenler hangi konu başlıkları görüşüldü. Bunların hangilerinde yakınlaşma sağlandı, yakınlaşma sağlanamayanlarda problemler nelerdir, net bir şekilde biliyordur. Bunları sık sık paylaştık, diğer taraftan da belirli bir anlayışın da gösterilmesi lazım. Belli bir mahremiyet, her müzakere sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Rum tarafının her karşı çıktığı pozisyonumuzu biz, "Rum tarafı bunu kabul etmiyor" diye yansıtsak Rum tarafı, Türk tarafının her talebini "Türkler şunu da, bunu da talep ediyor" diye yansıtsa o zaman müzakere sürecinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi mümkün olmaz. Her iki tarafta da çözüme karşı olan unsurlar bunları kullanacaklardır. "Görüyorsunuz işte, bunlarla nasıl çözüm olur" "Türklerin görüyorsunuz işte ne kadar aşırı talepleri var" gibi söylemlerin peşinde koşmaktan, sağlıklı müzakere yapmak mümkün olmayacaktır.

3 KONUDA İYİ GİTTİK
Biz diyoruz ki, 6 tane konu başlığı konuşuldu. Bunların 3 tanesinde iyi gittik. Ekonomi, AB ve Güç Paylaşımı ve Yönetimde iyi gidildi. 3 tanesinde yakınlaşma sağlanamadı. Toprak, Mülkiyet, Güvenlik ve garantilerde uzlaşma sağlanamadı. Güç paylaşımı ve yönetimde Cumhurbaşkanı nasıl seçilecek konusunda anlaşamadık. Diğer konularda tıkanıklıkların aşılması, yasama, yargı, bağımsız kurumlarda, federal hükümetin yetkileri bunlarda iyi yakınlaşma sağladık. AB konusunda tıkanıklık 1. Hukuk konusunda vardı. Barosso'nun ziyaretinde bunlarda aşıldı. Bunları bu şekilde bu netlikle anlatıyoruz. Ancak, güvenlik ve garantilerde, tarafların tutumu, gündüz ve gece kadar birbirinden farklı birbirinden zıttır dedik.

MUTABAKAT SAĞLANAMADI
Mülkiyette sadece çok ilkesel kriterler olacak, bağımsız bir mülkiyet pozisyonu olacak ancak onun ötesinde son kararı kim verecek diye bir mutabakata sağlanamadı. Ekim ayına kadar önceliğimiz mülkiyet konusu ve cumhurbaşkanı nasıl seçilecek konusu olacak. Bütün bunları bu netlikte halkımızla paylaşıyoruz. Bizi ziyaret eden basın mensuplarına biraz daha fazla detaylı bilgi veriyoruz. Onlar köşe yazılarından bunları aktarmaya çalışıyorlar. Tam bir kararmanın olduğunu söylemek mümkün değil. Gerçekten merak edenler süreci takip ediyorsa aşağı yukarı nerelerde olduğumuzu anlayabilirler.

AL VER SÜRECİ BAŞLAMADI
ADA: Bu görüşmelerde iki tarafın da kazanabilecek mi? Al ver süreci nasıl oluyor?

Ö.N: Gerçek anlamda bir al ver süreci henüz başlamadı. Daha ilk aşama bitti. Burada bilinen klasik pozisyonlar birbirine aktarıldı. Bazı mini al-verler gerçekleşti. Fakat genelde karşılıklı fikirlerin tartışılması orta yol bulma çabasıyla gerçekleşti. Herhangi bir konuda önemli bir taviz verelim onun karşılığında da herhangi bir kazanım elde edelim, böyle bir şey olmadı henüz. Konular kendi çerçevelerinde ele alındı.

EKİM AYINDA ÇALIŞMALAR HIZLANACAK
Uzmanlarında çok büyük katkısıyla karşılıklı uzlaşı içerisine gidildi. Süreçte şöyle bir şey yaşanacak. Durum muhafaza edilecek ve büyük ihtimalle Ekim ayının sonuna gelindiğinde bu metotla daha fazla ilerlemek mümkün olmayacak. Ama hala daha anlaşamadığımız konular mevcudiyetlerini devam ettirecekler. O noktada ne olacak işte esas al-verler o noktada olacak. Esas zor kararlar o noktada verilecek. Hakemlikte o süreç tüketilince gerçekleştirilecek. Al veri de tükettiniz orada artık 2-3 tane konu kalır hala yapamıyorsanız. Ne siz bir şey verebiliyorsunuz, ne karşı bir şey sunabiliyor o zaman bu hakemlik vs her iki tarafta "sonuna kadar geldik bu 1-2 konuda tıkandık o zaman BM'den yardım isteyelim belki onlar bize yardımcı olabilirler" o noktada bu tip müesseseler devreye girebilir ve kapsamlı bir çözüm planı da dört dörtlük olarak ortaya çıkar diye umuyorum.

Oshan Sabırlı-Starkıbrıs

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.