İÇ HABERLER
okuma süresi: 9 dak.

Herkes hemfikir: "Polis denetimi artmalı"

Herkes hemfikir: "Polis denetimi artmalı"

Kıbrıs Postası'na konuşan parti genel sekreterleri polis denetimi ve sayısının arttırılması konusunda hem fikir...

Yayın Tarihi: 17/06/19 07:30
okuma süresi: 9 dak.
Herkes hemfikir: "Polis denetimi artmalı"
A- A A+
Kıbrıs Postası - Emel DOĞAN

Son günlerde ülkedeki suç oranlarının artış göstermesiyle birlikte polisin suçlara müdahale etme ve önlem alma konusunda yetersiz kaldığı gözlemlenirken, bu durum toplumda da büyük kaygı yaratarak sorun haline geldi. Polise olan güvenin sarsılması, ülkede yıllardır tartışılan polisin sivile bağlanması konusunu da yeniden gündeme getirdi.

Konu ile ilgili partilerinin görüşleri ışığında Kıbrıs Postası'na açıklamalarda bulunan 4 parti, polisin sivil otoriteye bağlanması gerektiğini belirtirken, YDP ve UBP Genel sekreterleri ise polisin sivile bağlanması konusunda partilerinin olumlu bakmadığını kesin bir dille aktardı.

Diğer 4 parti arasında yer alan CTP, DP, HP ve TDP polisin sivil otoriteye bağlanması gerektiğini ve demokratik bir ülke olmamız gerektiğini belirterek görüşlerini aktardı.

TAÇOY: "DENETİM VE DİSİPLİN SAYISAL YETERSİZLİKTEN GEÇER"

Kesin bir dille polisin sivile bağlanması ile suç oranının hiçbir alakası olmadığını kaydeden Ekonomi ve Enerji Bakanı ile UBP Genel Sekreteri Hasan Taçoy, "Ülkedeki suç oranının artması ile polisin sivile bağlanması arasında hiçbir bağ yoktur" dedi.

Taçoy, "Denetim ve disiplin sadece sayısal yetersizlikten geçer. Sorunlar sayısal yetersizlikten kaynaklanır. Başka bir sebebi de yoktur" ifadelerini kullandı.

SORAKIN: "ÜLKEYE GİRİŞ VE ÇIKIŞLAR CİDDİ ANLAMDA KONTROL ALTINA ALINMALI"

Polisin sivile bağlanması konusunun partileri tarafından yıllarca desteklenmiş bir konu olduğunu fakat bir türlü yürürlüğe geçemediğini aktaran CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın, "Hükümetlerin kısa süreli olması sivilleşme olgularının hayat bulmasını engelliyor" dedi.

Partisinin görüşlerini kesin bir dille açıklayan Sorakın, "Özellikle giriş ve çıkışlarda ciddi denetim sorunları var. Her şeyden önce denetimin güçlendirilmesi inancındayız. Polisin sivilleşmesi ve demokratikleşmesine ihtiyacımız var" sözlerini kullandı.

Polisin gerek personel gerekse araç gereç yönünden takviye alması gerektiğini ve buna bağlı olarak polisin hareket kabiliyetinin güçlendirilmesi gerektiğini belirten Sorakın, "Özellikle ülke giriş ve çıkışlarının ciddi anlamda kontrol altına alınması gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

ÖZCAFER: "KİM MÜDÜR, KİM MÜSTEŞAR OLACAK KAVGALARI VARKEN İŞİMİZ ZOR!"

Ülkedeki en büyük problemlerin ekonomi ve siyasi devamlılığın olmamasından kaynaklandığını belirten DP Genel Sekreteri Afet Özcafer, "Polis sayılarını arttırmalı ve ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülke olmalıyız" dedi.

Emniyet ve sağlık konularına önem gösterilmesinin ülke için şart olduğuna dikkat çeken Özcafer, "Kim müdür, kim müsteşar olacak? Kavgaları varken bu durumun olumlu görünmediğini düşünüyorum. Ortak çalışmalar yapmak zorundayız" dedi.

Özcafer, "Polisin sivile bağlanması ve ülkenin sivilleşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Serdar bey bu konuyla ilgili bir çalışma yapmıştı. Fakat savcılıktan bu görüşle ilgili bir cevap gelmemişti. Bu konu da, diğer konular gibi hükümetin dağılmasıyla birlikte askıda kaldı. Tüm siyasi partilerin oturup hep birlikte konuşmaları ve eksikler konusunda ekip olarak çalışmaları gerektiği inancındayım" ifadelerini kullandı.

"BALIK BAŞTAN KOKAR…"

Ülkedeki suç oranlarının küçük yaşlara kadar indiğini kaydeden Özcafer, "Balık baştan kokar. Siyasette düzen, saygı ve güvenilirlik yokken toplumda suç oranının artmış olması çok şaşırtıcı değil" dedi.

Her zaman güzel projeler hazırlanıp, büyük emekler verilirken hükümetin sürekli olarak yarıda kalmasının ülkeyi geriye ittiğini aktaran Özcafer, "Hükümet dağılmadan önce Cumhurbaşkanımızın eşi Meral Akıncı ile bir çalışma gerçekleştirdik. Zeki Çeler'de oradaydı. Aile içi şiddet üzerine bir çalışma hazırlamıştık ve meclise sunulması için çok çalıştık. Ekip olarak çalışılmış ve emek verilmiş bir projeydi. Fakat bu proje de birçoğu gibi hükümetin dağılmasıyla birlikte harekete geçirilemedi" sözlerini kullandı.

Sivilleşmeye gidilmesi gerektiğini fakat sadece sivil otoriteye bağlanmak değil, denetimlere önem verilmesi, eğitim ve polis sayılarının arttırılması gerektiğinin de altını çizen Özcafer, partiler ve milletvekillerinin ortak çalışmalar düzenlemesi ve ekip çalışması yapmaları gerektiğini belirtti.

BÜYÜKYILMAZ: "POLİSİN BU KADAR ÜZERİNE GİDİLMESİ ANLAMSIZ"

Ülkede siyasetçilere güven duyulmadığını ve polisin bu kadar üzerine gidilmesinin anlamsız olduğunu ve bunun bir çözüm olmadığına dikkat çeken YDP Genel Sekreteri Turan Büyükyılmaz, "Polisin sivile bağlanması düşünülemez olduğu gibi böyle bir durum olursa daha vahim sonuçlar doğuracaktır" dedi.

Büyükyılmaz, "Polisin sivile bağlanması için çabalamak yerine polislerin sayılarını arttırmak ve eğitimlerine önem vermek gerekir. Polisin eğitimlerinin ve sayılarının artması gerekli" ifadelerini kullandı.

Ülkeye giriş ve çıkışlarda büyük bir sıkıntı olduğunu belirten Büyükyılmaz, "Cezaevinde yatanlar arasında en fazla sayının üçüncü ülke vatandaşı olduğunu görüyoruz. Bu konuda denetim ve eğitimlerin arttırılmasının şart olduğunu düşünüyoruz" sözlerini kullandı.

HIZAL: "DEMOKRATİK ÜLKELERDE POLİS ASKERE DEĞİL, HÜKÜMETE BAĞLIDIR"

"Demokrasiyi benimseyen bir parti olarak bizim polisin sivile bağlanması konusunda tavrımız gayet açık ve nettir" ifadelerini kullanan TDP Genel Sekreteri Halil Hızal, "Demokratik ülkelerde polis askere değil, hükümete bağlıdır. Bizim ülkemizin de sivilleşmeye ve demokrasiye ihtiyacı var" dedi.

"KIBRISLILAR OLARAK KAMUSAL ALANDA YOKUZ"

"Şeffaf olmak zorundayız. Şeffaf olan bir şeyden korkulmaz. Ama görünmeyen bir şeyden korkulur" ifadelerini kullanan TDP Genel Sekreteri Hızal, "Kıbrıslılar olarak kamusal alanda yokuz artık. Hepimiz köşemize çekildik. Evlerimize bir kamera takıp önüne de bir köpek koyduk. Güvenliğimiz konusunda kaygılıyız" dedi.

Hızal, "Yasama, yürütme ve yargı arasında bir denge olmalıdır. İçişleri bakanımız geçtiğimiz günlerde soygunlarla ilgili bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada rakamların bizim nüfusumuza göre doğru olmadığını düşünüyorum" sözlerini kullandı.

Hızal, "Giriş ve çıkışlarda da büyük problemlerimiz var. Ben doktor olmak için Türkiye'ye giriş yapmak istediğim zaman benden temiz kâğıdı istediler. İsteyen herkesin rahatlıkla girdiği denetimsiz bir ülke haline geldik. İlk olarak çözülmesi gereken sorunlardan biri giriş ve çıkışların denetlenmesidir" dedi.

SENİN: "POLİSİN BİRİMLERİNİN GÜNCELLENMESİ VE SAYISININ ARTTIRILMASI GEREKLİ"

Polisin İçişleri Bakanlığı'na göre hareket ettiği ile ilgili bir algı oluşturulduğunu fakat bakanın tamamen kendi inisiyatifleri doğrultusunda hareket ederek önlemler aldığına dikkat çeken HP Genel Sekreteri Yenal Senin, "Toplumsal güvenlik için içişleri bakanlığı olarak gerekli adımları attık. Öğrencilerin kayda alınması ve ülkeye giriş-çıkış kontrollerinin sıklaştırılması konusunda çalışmalar yapılıyor. 4 Binden fazla kişi ülkeye giriş yapamadı. Yüz tanıma fonksiyonu ve mobese kameraları konusunda da çalışmalarımız var. İçişleri Bakanlığı olarak üzerimize düşen görevleri yapıyoruz" dedi.

Senin, "Polis içişleri ve dışişlerine bağlı değil. Polisin sivile bağlanması konusunda tabi ki olumlu düşünüyoruz. Fakat bu konunun tek başına çözüm getireceği anlamını taşımaz. Denetim ve polis sayılarında artışın da olması gerekmektedir" dedi.

Devletin kendi üzerine düşen görev ve hükümlülüklerinin de var olmasıyla birlikte polisin teknolojik olarak geliştirilmesine inandıklarını belirten Senin, "polisin içerisinde sivil hizmet yok. Polisin içinde de olmalı. Sivile bağlanma konusunda elbette farklı görüşler ortaya çıkacaktır. Polisin birimlerinin güncellenmesi ve sayısının arttırılması şart" ifadelerini kullandı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.