İÇ HABERLER
okuma süresi: 9 dak.

Yeşil Barış Hareketi "Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı" ile ilgili açıklama yaptı

Yeşil Barış Hareketi "Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı" ile ilgili açıklama yaptı

Yeşil Barış Hareketi yazılı bir açıklama yaparak, "ülkemize olan güveni, planlamaya olan inancı yıkacak çok ciddi, büyük bir hata yapılmak üzere"dedi.

Yayın Tarihi: 14/12/19 18:09
Güncelleme Tarihi: 14/12/19 19:33
okuma süresi: 9 dak.
Yeşil Barış Hareketi "Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı" ile ilgili açıklama yaptı

Yeşil Barış Hareketi'nın açıklaması şöyle:

"• Halka hizmet etmek için onların oyları ile göreve gelenler, “Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı”nda bilerek yanlış yapmaktadırlar.

• Dünyada yurdunu parsel parsel satarak kalkınmış tek bir ülke dahi yoktur... Bu yaklaşım ülkeyi sorumsuzca tüketmek anlamına gelmektedir.

• Yapılan yanlış, bütün insanların inancını sarsmış, güvenini sıfırlamıştır.

• Bu, ülkemizde yaşayan herkesin son umutlarını ve yurt sevgisini ciddi bir biçimde kökten dinamitleyerek, yaşanacak en büyük hayal kırıklığını yaratmıştır...

• Ülkemizin her metrekare toprağı hepimizin sorumluluğu altındadır ve mücadelemiz henüz bitmemiştir.

• Planın ciddiyetle yeniden ele alınmasını talep etmeye devam edeceğiz.

Uzun zamandır gündemi meşgul eden “Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı”nın sonuçlandığı ilan edildiği ve yürürlüğe girmek üzere olduğu duyurulduğu andan itibaren iki çıkmaz yol kavşağına getirildiğimizi görmek çok düşündürücüdür ve ürkütücüdür. Tam son istasyona varmak üzere iken, bütün insanları ezerek, ülkemizin geleceğini satarak birkaç kişinin cebini para doldurabilmesi için aradan fitili ateşlenmiş dinamitlerle yüklenmiş bir tren misali son istasyona varmak üzereyiz. Ya çok savunduğumuz, “Truva Atı” kılığına sokulan planla havaya uçacağız, ya da sorumluların geri adım atıp bu yanlışı düzeltmeye gitme zahmetine katlanmayarak, duyarsızca, bir başka hata daha yaparak “Plansız ne haliniz varsa görün!” diyerek her şeyin serbest bırakılması ile birlikte intihar etmiş olacağız… Çok iyi bilinmelidir ki, dünyada yurdunu parsel parsel satarak kalkınmış tek bir ülke dahi yoktur... Başımızı kaldırıp, bu yaklaşımın ülkeyi sorumsuzca tüketmek anlamına geldiğini artık görmek ve anlamak zorundayız. Sadece bugünü, doğal kaynaklarımızı sorumsuzca tahrip ederek, yok ederek paraya tahvil edecek işleri değil, uzun vadede ülkemizi refaha taşıyacak, duyarlı, sürdürülebilir stratejileri hayata geçirmeyi düşünmeliyiz. Her yıl plansızlık yüzünden kirli suyunu arıtamadan denize akıtan, bu kirlilik yüzden denize girmekte zorlanan adalılar olarak her gün salgın hastalıklarla ölümler yaşamaya başlayan, trafikte onlarca insanının kurban verildiği bir ülke haline geldik. Bizler artık, köylerle kentlerin kişiliklerini ve tanımlarını yitirdiği, yürüyecek kaldırımı ve yeşil parkları olmayan, içme suyu ile elektik enerjisi yetersiz, alakasız insanların doluştuğu kalabalıklar olarak yaşamak istemiyoruz. Bizim de, çocuklarımızın da sağlıklı kentlerde, sağlıklı bir ülkede yaşama isteği en doğal hakkımızdır.

Biz Yeşil Barış Hareketi olarak, kurulduğumuz günden beridir hep plandan, planlamadan yana olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Ancak, çok iyi bilinmelidir ki, bu inancımızın istismar edilmesine, ters yüz yapılarak ülkemizi ve geleceğimizi tehdit edecek boyutlarda dejenere edilerek karşımıza çıkarılmasına da asla izin vermeyeceğiz. Bizim talebimiz, kamu yararının öne çıkarılacağı, şeffaf, doğru kararlarla üretilmiş planlardır.

 

Yapılan çeşitli toplantılarda Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı ile ilgili halkın görüşlerinin ve kamu yararını savunan bütün örgütlerin görüşlerinin alınmasına rağmen plana yansıtılmaması ve son anda bütün kesimleri karşısına alacak; planlamayı ve bölgenin geleceğini dinamitleyen kararları cebren hayata geçirmeye kalkışmak tüm halkımıza, ülkemize ihanet niteliğindedir. “Kimsenin bu planı halka rağmen bu haliyle geçirmeye hakkı yoktur!…” Halka hizmet etmek için onların oyları ile göreve gelenler, böylesine bir yanlışı bilerek yapmaları büyük tepkilere neden olmuştur. “Bu sefer de rant kazandı”, “Çocuklarımız ve geleceğimiz kaybetti!” dedirtecek kadar, ülkemizde yaşayan herkesin son umutlarını ve yurt sevgisini ciddi bir biçimde kökten dinamitleyerek, gelmiş geçmiş yaşanacak en büyük hayal kırıklığını yaratmışlardır... Bu yanlış, bütün insanların inancını ve güvenini sıfırlamıştır. Dahası, her tek bireyi yollara dökecek kadar isyan ettiren söz konusu dayatma, genel toplum düzenini bozacak, her konuda itaatsizlikleri gündeme taşıyacak kadar potansiyel tehlikeli boyutlardadır. İpin ucu kaçırılmamalıdır. Eğer bu olursa, Dipkarpaz’dan Yeşilırmak’a kadar yurdun her karışının yitirilmesine kapı açılmış olacaktır.

Gerek bulunduğu konum, gerek mesleki birikimleri, gerekse tecrübeleri ile konuya hâkim olan Cumhurbaşkanı’nın görüşlerinin dahi dikkate alınmaması, hiçbir iyileştirme yapmadan, durumun siyasi bir karar olduğunu söyleyen İçişleri Bakanı’nın, yangından mal kaçırırcasına planı “Birleşik Kurul”a tekrar sunarak yasallaşma sürecini başlatması da çok düşündürücüdür.

Üzerinde 3 yıldır çalışılan “Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı” için verilen emeklerin, başta yapılan uyarılara rağmen, Emirname ilanı aşamasındaki büyük yanlışlar bir yana,  son anda yapılan müdahalelerle büyük bir hüsranla sonuçlanması gelecek için iyi bir gösterge değildir. Ülkenin en verimli birinci sınıf tarım arazileri, orman arazileri, sahiller ve taşkın riski taşıyan alanları imara açtı. Doğanın, dere yataklarının, sulak alanların, kıyıların, ülkemiz için hayati boyutlarda önemli olan kaybedilecek tarım alanlarının değeri hiçbir zaman ölçülemeyecek boyutlardadır. Bunları kalıcı olarak ortadan kaldıracak “Betonlaşma Fermanı” vermenin vebali hem ülkemize, hem de verene çok ağır olacaktır. Dünyada yurdunu parsel parsel satarak kalkınmış tek bir ülke dahi yoktur... Bu yaklaşım ülkeyi sorumsuzca tüketmek anlamına gelmektedir.

Ülkemizin her metrekare toprağı hepimizin sorumluluğu altındadır ve mücadelemiz henüz bitmemiştir. Planı çürüten yanlışları ayıklamak için hala fırsatlar vardır. Bunun için de iyi niyet ve sağduyu devreye girmelidir. Planın kamu yararına gözden geçirilebilmesi ve bilimsel temelde meslek odalarının, üniversitelerin ve uzmanların ortaya koyduğu kamu yararına olacak düzenlemelerin plana dâhil edilebilmesi için gerekli sürecin başlatılabilmesi için siyasilerin oturup aklıselim bir karar vermesi ve Başbakanın, planın şu haliyle yayınlanmasını askıya alması gerekiyor. 26 Aralık’ta süresi sona erecek olan emirnamenin, ucu açık olmayacak bir biçimde, makul bir süre uzatılması bu olanağı değerlendirmek için yeterli olacaktır.

Bu ilave surede plan taslağını kamu yararı açısından gözden geçirerek düzeltmek, geliştirmek ve yeniden halkın katilimin açmak, halkın katilimi surecinde ortaya çıkacak tüm görüşleri dikkate alarak plana son seklini vermek ve Birleşik Kurul/ Belediye meclislerine yeniden onaya sunmak."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.