İÇ HABERLER
okuma süresi: 15 dak.

Özersay: “Muhalefetteyken ölçüyü bir miktar kaçırmıştık”

“Muhalefetteyken ölçüyü bir miktar kaçırmıştık”

Kıbrıs Postası TV'de Gökhan Altıner'in programında soruları yanıtlayan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, muhalefette oldukları dönemde ölçüyü bir miktar kaçırdıklarını belirterek "Çok sert eleştiriler yapmıştık, 'hadi bunu şimdi somutlaştırın' dediler... Söylediğimiz şeyler yapılabilecek şeylerdi ama o kadar kısa süre içinde yapılabilecek şeyler değildi" ifadelerini kullandı.

Yayın Tarihi: 26/12/19 11:58
okuma süresi: 15 dak.
“Muhalefetteyken ölçüyü bir miktar kaçırmıştık”

Kıbrıs Postası

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Kıbrıs Postası TV’de Gökhan Altıner’in sunduğu ‘Sabah Postası’ programına konuk olarak, gündeme ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Eylül 2018’de, Washington’a bir dizi görüşmeler gerçekleştirdiğini, döndüğünde, bu konunun Meclis’te tartışmalara neden olduğunu ifade eden Özersay, o günlerde “çözüm beklemeden doğalgazda işbirliği mümkündür” ifadesinde bulunduğunu, çözüm olmadan da, çözüm öncesi de tarafların belli bazı konularda işbirliği yapması gerektiğini söylediğini anımsattı.

İfade ettiği bu felsefenin, daha sonra BM raporlarına da yansıdığını ifade eden Özersay, “Sın iki BM raporuna yansıdı ve Ocak’ta çıkacak BM raporunda da yer alacak. Ne diyor BM raporunda? Adadaki ilgili taraflar, tanınma; tanınmamaya takılmaksızın, diyalog işbirliği yapmalıdır. Bu bizim bir süredir ısrarla savunduğumuz bir fikirdir. AB yetkilileri de artık bu tespiti yapıyor” dedi.

Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri Kıbrıs’taki çözüme endekslemenin yanlış olduğunu ifade eden Özersay, “Biz bunu doğru bir yaklaşım olarak görmedik. Kıbrıs’ta bir çözüm arayışı devam ederken buna paralel bir şekilde iki devlet arasındaki güvene yardımcı olacak, Rum tarafının daha paylaşımcı bir noktaya gelmesine yardımcı olacak bir işbirliği başlatmamız lazım” şeklinde konuştu.

“ELEKTRİK DE DOĞALGAZ DA ENERJİ…”

Doğalgaz konusunda işbirliğinin zor ama imkansız olmadığını söyleyen Özersay, “Bu durumu örneklerle somutlaştırmak gerekirse; iki taraf da birbirini tanımadan da suçluların iadesini yapabiliyor, elektrik hatlarında, enterkonnekte ilişkiler başlattık, kayıplar konusunda işbirliği yapabiliyoruz, telefon konusunda yapabiliyoruz… Bunun esas önemli noktası 2011’dir. Rum tarafında elektrik konusunda bir kriz çıktı, sonrasında bizden elektrik satın aldırlar. Bu, tarafların çözümden önce de işbirliği yapabileceğinin en somut örneğiydi. Bu işbirliği daha sonra kurumsallaştı. Elektrikte mademki alma satma yapabiliyoruz;elektrik bir enerji meselesi, doğalgaz da bir enerji meselesi” ifadelerinde bulundu.

KKTC ile Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’de attığı adımlarla bölgede dengeyi sağladığını ifade eden Özersay, “Bunu yapmaya başladık ve herkes şunu görmeye başladı; Rumlar istediği gibi doğalgaz konusunda bir yere varamayacak çünkü biz uluslararası toplum olarak bir şey yapmazsak Kıbrıslı Türklerle Türkiye sahada adım atıp bunu durduracak veya dengeleyecek. Bu sağladığımız denge sayesinde neyi gördük? Kapsamlı çözüm öncesi doğalgaz konusu demek ki konuşulabilir. Demek ki iki taraf işbirliği yapmaya başlarsa bu bizi daha farklı bir ortaklığa da götürebilir. Ne zaman kabul ederler? İhtiyaç hissederse veya baskı altına alınırsa…” şeklinde konuştu.

Kıbrıs sorunu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Özersay, Cumhurbaşkanı Akıncı’yı eleştirerek “Çözümün belli bir süreçte olmayacağı görünmesine rağmen olacakmış gibi yaptığı için Kıbrıslı Rumların işbirliğinden kaçınmasına neden oluyor” diyerek şu ifadeleri kullandı:

“Rumları çözüme hazır hale getireceğiz dese bunu anlarım ve desteklerim, uluslararası toplum çıkıp da ‘doğalgaz konusunda eğer Kıbrıs sorununu çözmezseniz, doğalgazı kullanmanıza müsaade etmeyeceğim’ dese Kıbrıs sorunu çözülecek. ‘AB’ye almayacağım’ deseydi çözülürdü. ‘Çözmezseniz AB üyeliğinizi askıya alacağım’ dese Kıbrıs sorunu çözülür. Ama mademki bunun sinyallerini görmüyoruz, Rum tarafı bu araçları kullanmıyorsa, elimizde 2 alternatif kalır; kendi elimizdeki araçlarla kapsamlı çözüme ikna edebilir miyiz? Yapamazsak en azından bazı noktalarda işbirliği yaparak daha farklı bir ortaklığa gidebilir miyiz? Bunun adını şimdiden koymaya gerek yok.

Bir gecede 9 bin sayfayı hazırlayıp vatandaşı ikna etmek yerine; bir işbirliği modelini konuşabiliriz. Kayıplar konusunda, yaptığımız gibi doğalgaz konusunda eğer biz 6 konuda işbirliği yapmaya başlarsak birebirimizi tanımadan, bu iki taraf arasında zaman içinde güven oluşturur ve Kıbrıs’ta bir çözümün kapısını aralar. Belki birbirimize güven duyarsak 10 sene sonra, 15 sene sonra federal ortaklığa bile dönüşebilir.

“GÖRÜNÜRLÜĞÜMÜZÜ SAĞLAMAMIZ LAZIM”

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, kapsamlı bir çözümün beklenmeden adımların atılmasının gerekliliğini en başından beri vurguladıklarının altını çizerek KKTC’nin görünürlüğünün artırılması noktasında girişimler yapılması gerektiğini belirtti.

Özersay, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Kapsamlı çözüm beklemeden de bir şey yapılması gerektiğini, göreve ilk geldiğim andan itibaren gerçekleştirmeye çalışıyorum bizim uluslararası görünürlüğümüzü sağlamamız lazım. Kıbrıs Türkünün görünürlüğünü arttırmak son derece önemli... Çözümü beklemeden adımlar atmamız lazım. Orada sahaya girildi, raporlar hazırlandı, binalarla ilgili raporlar hazırlanmak üzere. Gerek bu konuda gerekse Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanları konusunda... Biz hayatımızı Kıbrıslı Rumlarla yarının nasıl olacağını konuşmaktan anı kaçırdık. Bugün nedir? İki tarafta da kanser hastaları var mı? Bu bizim ortak sorunumuz. Bu konuda neden işbirliği yapmıyoruz? Çözümü beklemeden bugün yaşamamız gerektiğini dünyaya anlatmamız lazım; çözüme bağlı kalmadan, çözüm çabasına paralel bir şekilde. Gerçekçi bir süreç yoksa kendinizi ara bölgede hapsetmeyeceksiniz.”

“BEN DE FEDERASYON İÇİN 15 SENEMİ VERDİM... ŞARTLARI YOKSA ISRAR ETMEK STATÜKONUN ISRARI DEMEKTİR”

Herkesin bir düşüncesinin olmasının normal olduğunu dile getiren Özersay, önemli olan şeyin bu görüşlerin ve düşüncelerin somutlaştırılmaya çalışırken gerçekçi olma noktasında olduğunu belirtti.

Federasyon için 15 senesini verdiğini aktaran Özersay, şartlar sağlanmadığı sürece bu konuda ısrar etmenin sadece statükonun devamına ısrar etmek olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

“Ben kimsenin gerek Kıbrıs Türkünün iyiliği için bir şey yapmayla ilgili iyi niyetini sorgulamam herkes kendine göre doğru olduğuna inandığı şeyi yapmaya çalışır. Herkes kendine göre bir düşünceyle ileriye doğru gitmeye çalışıyor. Önemli olan; düşüncelerinizi somutlaştırmaya çalışırken gerçekçi olmadığını görür ve 50 yıllık ezberi tekrarlarsanız; federasyon kötü bir şey değil. Bende federasyon için 15 senemi verdim. Ama şartları yoksa, ısrar etmek statükonun devamını getiriyor. Bu eylemler, karşı oldukları statükonun devamı anlamına geliyor. Zaten bir avuç insanız, bu ülkenin iyiliğini düşünerek herkes politikalar üretir ama somutlaştırmak için yanlıştan ders almak gerek.

Federasyon karşıtlığı noktasında değilim. Kıbrıs adasında; bunu beğendiğimden söylemiyorum; bir tane federasyon deneyimi var o da 3 sene sürdü. Bizim için acı bir tecrübe. Karşılıklı güveni oluşturma sonrası öyle bir ortaklığa evrilebiliriz.  Biz nihai noktayı konuşmaktan anı kaybettik yıllardır.”

“BİZ ‘TÜRKİYE’NİN TUTUMUNDAN DOLAYI KIBRIS SORUNU ÇÖZÜLMÜYOR’ DERSEK YANLIŞ ANALİZ YAPARIZ”

Türkiye’nin tutumu sonucunda Kıbrıs sorunu çözülmüyor şeklinde düşünmenin doğru bir düşünce olmadığını söyleyen Özersay, Türkiye’nin ikna edilmesi gereken noktaların olduğunu fakat ‘bütün taraflar anlaşmış ama Türkiye karşı çıkıyor’ gibi bir durumun olmadığını savundu.

Özersay konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi:

“Eğer bir sorunun kök nedenlerini ele almazsak ve başka nedenlere bunu bağlarsak hatalı analiz yaparız. Biz ‘Türkiye’nin tutumundan dolayı Kıbrıs sorunu çözülmüyor’ dersek yanlış bir analiz yaparız Evet Türkiye’nin de ikna edilmesi gerekir ama taraflar bütün konularda anlaştı da Türkiye ‘hayır’ dedi de mi sorun çözülmedi? Böyle bir durum yok ortada. T.C. ile ilişki meselesinin; siyasal iktidarla görüşlerin örtüşmesi diye ifade ederseniz yanlış söylersiniz. TC’nin bütün istediklerini yapmak değildir iyi ilişki, TC’deki siyasi iktidarın Atatürkçülük laiklik konusunda faydalı düşünceleri olabilir. TC’deki demokratik oyla seçilen bir hükümet bizim tarafımızdan sorgulanamaz. Ama burada yapılacak icraatlarla ilgili bir duruşumuz olmalı. ‘Bu doğru değil’ diyebilir miyiz? Budur aslında iyi ilişki.”

“TÜRKİYE İLE İLİŞKİ BASIN ÜZERİNDEN KURULMAMALI”

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Türkiye ile yaşadığı ilk tartışma konusunda kendisine destek olduğunu söyleyen Özersay, “Yaklaşımını doğru bulmuştum ama Türkiye ile basın üzerinden ilişkinin kurulmaması gerektiğini söyledim” diyerek şunları aktardı:

“Bir şey söylenecekse Türkiye’ye ya da Türkiye bir şey söyleyecekse basın üzerinden söylenir. Sayın Akıncı göreve geldiği ilk gün, ilk tartışma yaşandı. Ben Sayın Akıncı’ya destek vermiştim. Doğru bir yaklaşımdır dedim. Ancak, Türkiye ile diyalogun basın üzerinden kurulmaması gerektiğini söyledim.”

“BUNCA KAVGAYI BİZİ BAŞKASI YÖNETSİN DİYE VERMEDİK”

Kıbrıslı Türklerin tarihteki mücadelesinin azımsanmayacağını vurgulayarak sorulan “KKTC, Türkiye’ye mi bağlansın” sorularına yanıt olarak “tamamen karşı olduklarını” söyleyen Özersay, şunları söyledi:

“KKTC’nin Türkiye’ye bağlanması konusunda ne düşündüğümü soruyorlar. Bunu rum tarafındaki medya mensupları bunu soruyor. Tamamen karşı olduğumu söylüyorum. Bizim burada insanımız canını feda ederek bir kavga verdi. Bu inşalar bu agvayı bizi başkası yönetsin diye vermedi. Be bunu 2 sene önce Fileleftheros’a verdiğim mülakatta da söyledim. Kıbrıslı Rumların bizi yönetmesini istemiyoruz. Ama bunu, bizi başkası yönetsin diye de vermedik.”

“MUHALEFETTEYKEN BİR MİKTAR ÖLÇÜYÜ KAÇIRDIK”

İktidara gelmeden önce yanlışlar yaptıklarını belirten Özersay, bir miktar ölçüyü kaçırdıklarını savunarak “Söylediğimiz şey yapılacak şeylerdi fakat kısa sürede yapılabilecek şeyler değildi” dedi.

Özersay, özeleştiri yaptığı konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı.

“Göreve geldiğimiz andan itibaren, nasıl bir hükümet kuracağımız konusunda dirayetli bir duruş gösterdik.

Biz yanlışlar yaptık, iktidara gelmeden evvel yanlışlarımız oldu, tepkimiz muhalefeteyken bazı ölçüleri kaçırdık. Ölçümüz muhalefetteyken. Bir miktar ölçüyü kaçırmıştık. O dönemde çok sert eleştiriler yapmıştık, 'hadi bunu şimdi somutlaştırın' demişlerdi. Yaptığımız ikinci hata da şu oldu; mali açıdan ekonomik açıdan durum analizini çok iyi yapamadık. Söylediğimiz şeyler yapılabilecek şeylerdi ama o kadar kısa süre içinde yapılabilecek şeyler değildi. Zaman alacağını görebilmemiz gerekirdi. Şimdi buna göre oturup hedefleri revize etmemiz gerek.”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.