Metehan'daki izdihamı yerinde inceleyen Cumhurbaşkanı: "Bu yanlışa biran önce son verilmeli"

Yaşanan izdihamı yerinde incelemek isteyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bugün saat 18.40 sıralarında Metehan Sınır Kapısı'na giderek, vatandaşın sorunlarını yerinde dinledi.

Edinilen bilgilere göre Akıncı, korumasız bir şekilde gittiği sınır kapısında yaklaşık yarım saat geçirdi.

Cumhurbaşkanı'nın sınır ziyaretine basının davet edilmemesi dikkat çekti.

GÖZLEMLERİNİ SOSYAL MEDYADA PAYLAŞTI...

Akıncı, ziyaretinden bir süre sonra, gözlemlerini, kişisel sosyal medya hesabı üzerinden paylaştı.

Bölgede kaos yaşandığını, Rum polisinin, dönüşlerde de kimlik kontrolü yapmaya başladığını ifade eden Akıncı, polisin de çaresiz olduğunu, kuyrukta bekleyenlerin kornaya basarak yaşananları protesto ettiğini söyledi.

Akıncı, araçlı geçiş kapısı olan Metehan'da bazı insanların araçlarını terk ederek sınırı yürüyerek geçtiğini de ifade etti.

Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis ile yaptığı görüşmede, bu kararın iki toplumu uzaklaştıracagini ifade ettiğini anımsatan Akıncı, bu yanlışa bir an önce son verilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Konuyla ilgili BM ve AB makamları ile temas halinde olduklarını belirten Akıncı, "Kimsenin keyfi olarak her iki topluma da bu eziyeti çektirmeye hakkı yoktur" dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, paylaşımında su ifadelere yer verdi:

"Şimdi Metehan- Kermiya geçiş kapısının Kıbrıs Rum kontrol noktasında yaşanmakta olan büyük kaosu yerinde gözlemledim. Dönüşlerde yapmadıkları kimlik kontrolü yapmaya da başladılar. Biri kadın biri erkek iki polis, uzun kuyruklar oluşturan yüzlerce arabadaki insanların işlemlerini yapmaya çalışıyor; kuşkusuz baş edemiyor. Saatlerdir kuyrukta bekleyenler var. Görevli polis de çaresizliğini ifade etti. Protesto eden korna seslerinin yanısıra aracını terk edip yaya geçiş yapan çocuklu aileler de var. Sayın Anastasiades ile yaptığımız görüşmede bu yapılanın Coronavirus mücadelesi değil; iki toplumu birbiriden daha da uzaklaştıracak bir eylem olduğunu ifade etmiştim. Şimdi daha da netleşti. Bu yanlışa bir an önce son verilmesi lazım. Konuyla ilgili Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği makamları ile de temas halinde olmaya devam edeceğiz. Kimsenin keyfi olarak her iki topluma da bu eziyeti çektirmeye hakkı yoktur..."