Yenal Senin: “Bazı Cumhurbaşkanı adayları hangi amaçla yola çıktığını unuttu”

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Yenal Senin, cumhurbaşkanlığı seçimine aday olan bazı adayların, hangi amaçla yola çıktığını kendilerinin unutmaya başladığını belirtti.

Katıldığı televizyon programında seçim sürecine dair değerlendirmelerde bulunan Senin şöyle konuştu:

“Adayların bazıları daha önce savunduğu halde artık ‘Birleşik Kıbrıs’ diyememeye başladı. Doğal gazda çok önemli gelişmeler yaşanırken hiçbiri çıkıp açıklama yapmıyor.  Sadece CTP’nin adayı Tufan Erhürman ‘Çözümle birlikte doğal gazı halledebiliriz’ demişti. Yani CTP adayının söylemi ‘kapsamlı müzakereler gerçekleşinceye kadar Kıbrıs Türk tarafı bu adanın zenginliklerinden faydalanmadan, pasif bir şekilde beklemeye devam etsin’ anlamına geliyor.

Cumhurbaşkanı Akıncı’dan öyle bir açıklama da duymadık. Bunlar geçiştirilecek konular değildir. Bu seçimde biz Sağlık veya Ekonomi bakanı seçmiyoruz. Bu seçim partiler üstü bir seçimdir. Önümüzdeki seçim cumhurbaşkanı seçimidir. Vizyonların konuşulacağı bir seçim olmasını istedik. Çünkü Kıbrıs Türk siyasi tarihi için çok önemli bir seçimdir. Dünyada, bölgede çok büyük değişiklikler yaşanırken kimin Kıbrıs Türk halkının hak ve menfaatlerini kim koruyacak, adayların Maraş konusundaki önerileri nedir, doğal gaz konusunda nasıl bir yol izleyecek, bunlar büyük önem taşımaktadır.”

Kapalı Maraş’ın açılması durumunda ülkeye katacağı değerin çok fazla olacağına, İngiltere’nin yeni pazar arayışı çerçevesinde Türkiye’yle görüştüğünü ve bundan pay alabilmenin önemli olduğuna işaret eden Yenal Senin, bu konularda izlenecek yolun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için çok önemli olduğunu ifade etti.

“MÜZAKERE MASASINDA BİR 52 YIL DAHA KAYBETMEK İSTEMİYORUZ”

Adayların Kıbrıs meselesine ilişkin vizyonlarını da yorumlayan HP Genel Başkanı Senin, 52 yıldır denenen ve hiçbir sonuç alınmayan müzakarelerin de federasyon görüşmelerinin de aynı şekilde devam etmemesi gerektiği görüşünde olduklarını söyledi.

Senin görüşlerini şu sözlerle aktardı:

“Crans Montana’daki görüşmeler sonrasında Sayın Mustafa Akıncı ‘Bu benim neslimin son denemesidir’ dedi ve bu modelle bir sonuca varamayacağımızı kendisi deklare etti. O zamanki siyasi kulislerde konuşulan Sayın Akıncı’nın bir vizyon vaadi verdiği ve gerçekleşmeyeceğini kendisi de gördüğü için bir sonraki dönem devam etmeyeceği yönündeydi. Burada önemli olan Kıbrıs Türk toplumunun ne istediğidir. 11 Ekim seçimi halkın iradesinin belli olacağı gündür. Biz mevcut statükonun devamından yana değiliz. 52 yıldır denenen ve hiçbir sonuç alınmayan müzakarelerin de federasyon görüşmelerinin de aynı şekilde devam etmemesi gerektiği görüşündeyiz. Bir 52 yıl daha kaybetmek istemiyoruz. Bir doğal gaz var, ortada bir kriz, gerginlik var ne yapalım? Federasyon temelli çözümü bekleyelim. Peki doğal gaz önümüzdeki sene dağıtım noktasına gelirse biz ne yapacağız? Rum tarafı gazı çıkarıp satacak ve Kıbrıs Türkü hakkını almayacak mı? Kapsamlı çözümü bekliyoruz, o yüzden istediğinizi yapın mı diyeceğiz? Bunu dememek lazım. Biz bu nedenle iş birliği modelini savunduk. Avrupa Birliği’nin temeli de demir, çelik, kömürle ilgili iş birliğidir. Güven duygusu kazanıldıktan sonra Avrupa Birliği modeline geçilmiştir. Bizim de ortaya koyduğumuz vizyon çözümü beklemeden iş birliği yaparak iki toplum arasında önce güven oluşturmaktır.”

“MARAŞ’I AÇMAK MEVCUT DÜZENE ÇOMAK SOKMAK OLACAKTIR”

Maraş konusuna da değinen Senin, alışagelmiş politikaların dışında ortaya koyulan Maraş’ın Türk idaresi altında, eski sakinlerinin haklarını da göz ardı etmeden açılması projesinin Rum tarafını rahatsız ettiğini anlattı:

“Çünkü Maraş açılırsa eski Rum sakinlerinden yerlerine dönebileceklerini söyleyenler var. Siz Maraş’ı askeri bölgeden çıkarıp sivilleşmeye açtığınızda ve uluslararası platformda bunu anlatabildiğinizde karşı çıkacak bir düşünce de olmayacaktır. İşte bu mevcut düzene çomak sokmak olacaktır.”

Maraş’ın seçim malzemesi yapıldığı yönündeki eleştirileri de yanıtlayan Yenal Senin, 2015’te Kudret Özersay’ın seçim vizyonunda yer alan ama o zaman bu projeye inanmayıp gülen kişiler olduğunu, Sayın Mustafa Akıncı’nın o zaman seçim kitapçığında Maraş’ı 2015’ten sonra Birleşmiş Milletler idaresi altında açabileceğini iddia ettiğini hatırlattı. Senin şöyle devam etti: “Biz Rum tarafıyla anlaşarak BM idaresinde açılamayacağını, daha önce denendiğini sonuç alınmadığını savunmuştuk. Yıl 2020 yılına, beş buçuk yılda Sayın Akıncı bir tane adım attı mı? Atamaz da… Kendisi de atamayacağını biliyordu. Kapalı Maraş’ı Kıbrıs Türkü’nün idaresinde eski sakinlerine açma projesinin sahibi Kudret Özersay, hükümetten de yetki alarak envanter çalışmasını başlattı. Dünyanın çeşitli yerlerinde de bu konuyu konuşmaya başladı. Proaktif dış politika dediğimiz de budur. Toplum liderliği olan cumhurbaşkanı makamında bu işi çok daha iyi yapacaktır.”