Ersin Tatar: "Kıbrıs Türkü verdiği mücadele sonunda iki devletli anlaşma formülünü dünyaya haykırabildi"

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük’ün aramızdan ayrılışının 37’nci ölüm yıl dönümü nedeniyle Lefkoşa’daki Dr. Fazıl Küçük Müzesi’ni ziyaret etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Dr. Fazıl Küçük’ün oğlu Mehmet Küçük tarafından karşılandı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar müzeyi gezerken, müzede bulunan, İsmet İnönü başkanlığında, Dr. Fazıl Küçük, Rauf Raif Denktaş, Osman Örek ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük'ün müsteşarlığını yapan dedesi Cemal Müftüzade’nin de aralarında bulunduğu dönemin diğer üst düzey yetkililerinin katılımıyla, 8 Ocak 1963 tarihinde Ankara’da gerçekleşen toplantı fotoğrafının önemine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasında, Dr. Fazıl Küçük’ün Kıbrıs Türkü’nün Türkiyesiz var olamayacağını ve "Türk askerinin Anamur’da değil, ama Kıbrıs’ta Türk halkının içinde olmasıyla selamete ulaşabileceğimizi” söylediğini anımsattı. Dr. Küçük’ün Kıbrıs’ta Türk askerinin olması gerektiğine inanan bir mücadele adamı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Dr. Küçük’ü azim, inanç ve cesaret sahibi bir lider olarak andı.

KKTC’nin kurulduğu gün Dr. Fazıl Küçük’ün balkondan seslenerek, “Bunu gördüm, ölsem de gözüm arkada kalmaz” dediğini de hatırlattı.

Dr. Fazıl Küçük’ün EOKA’nın yanı sıra İngiliz Sömürge Yönetimi’nin baskısı karşısında cesaretle, Halkın Sesi gazetesi aracılığıyla tüm ada çapında Kıbrıslı Türklerin örgütlenmesinde önderlik yaptığını, Türkiye ile dönemin zorlu ulaşım ve iletişim şartlarına rağmen temaslar kurduğunu kaydetti. Dr. Küçük’ün, Türk askerinin 1960 anlaşmaları ile adaya geri dönmesinde ve Türkiye’nin garantörlük hakkını elde etmesinde etkin rol oynadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, verilen mücadele sayesinde Kıbrıs Türkü’nün baskıdan kurtulduğunu, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar direnebildiğini, KKTC’yi kurduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar bugün ise gelinen noktada Kıbrıs Türkü’nün adada yan yana yaşayan iki devletli bir anlaşma formülünü dünyaya tüm bu verilen mücadeleler sonunda haykırabildiğinin altını çizdi.