İÇ HABERLER
okuma süresi: 12 dak.

Tufan Erhürman: "Federasyon, 'öldü' demekle ölmüyor, iki devletli çözüm imkansız..."

Tufan Erhürman: "Federasyon, 'öldü' demekle ölmüyor, iki devletli çözüm imkansız..."

Kıbrıs Postası özel yayınına katılan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, iki devletliliğin birinci şartının, KKTC’nin tanınması olduğunu dile getirerek, "Bugünkü konjonktürde imkansızdır. Federasyon öldü demekle ölmüyor" dedi. Erhürman, BMGK kararlarını işaret ederek, "5+1'e, 'Anastasiadis çözümü savunuyor, Kıbrıs Türk tarafı istemiyor' demek için mi gidiyorsunuz?" diye sordu.

Yayın Tarihi: 12/02/21 22:25
okuma süresi: 12 dak.
Tufan Erhürman: "Federasyon, 'öldü' demekle ölmüyor, iki devletli çözüm imkansız..."

Kıbrıs Postası özel yayınları devam ediyor...

Ulaş Barış, Gökhan Altıner ve İrfan Batu’nun hazırladığı Koronavirüs özel yayınının bu haftaki konuğu Ana Muhalefet Partisi CTP’nin Genel Başkanı Tufan Erhürman oldu.

"FUAT OKTAY ZİYARETİYLE KAYNAK AKIŞI TEKRARDAN BAŞLAYACAK ALGISI YARATILDI"

Kıbrıs Postası özel yayınında, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ziyaretini değerlendiren Erhürman, Başbakan Ersan Saner ve Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı’nın, Oktay ziyaretiyle “Ekonomik ve Mali İşbirliği Anlaşması imzalanacağı ve ülkeye kaynak akışı tekrardan başlayacak” algısı yarattığını kaydetti.

Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü’nün imzalanmadığını kaydeden Erhürman, “Protokolün toplam hacminin, 2.5 milyar TL olacağı açıklandı. Ancak bunun da açıklanmasının manası yok. 2021 Bütçesinde yer alıyordu zaten” dedi.

Belediyeler Birliği ile ilgili anlaşmanın ekonomik açıdan katkı koymayacağını ifade eden Erhürman, “Karayollarına gelirsek, halihazırda başlamış olan, tamamlanması gereken yollardan bahsediliyor. Köy yolları konusunda müteahitler rahatsızlığını bildirmişti. Yollara kavuşmamız önemli ama ekonomiye doğrudan etki yine olamayacak. Yükseköğrenimle ilgili anlaşma da Türkiye’deki bir üniversitenin kampüse sahip olmasıyla ilgili. Yine ekonomiye doğrudan katkı yok” ifadelerini kullandı.

"1.8 MİLYAR NASIL HARCANDI? KALEM KALEM AÇIKLANSIN"

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın, 2020 yılında imzalanan protokolle ilgili 1.8 milyar TL’nin adaya halihazırda geldiğini söylediğini ancak rakamların buna tekabül etmediğini kaydeden Erhürman, “Bize 2020 ile ilgili kalem kalem nasıl harcandığı açıklansın. Bu imzalanacak olan yeni anlaşmada 2.5 milyarın nerelere gitmesinin beklendiğini görebilelim. Yapılan toplantıda tüm rakamları Oktay açıkladı. Oysa, bu rakamlar üzerinden icraat yapan bizim hükümetimizdir. Sayın başbakanın rakamları açıklamasını beklerdik” dedi.

“Ne para geldi ne anlaşma imzalandı. Ne imzalanan anlaşmaların doğrudan doğruya ekonomiye katkısı var” eleştirisi yapan Erhürman, 2.5 milyar TL’den ne kadarının özel sektöre gideceğini sordu. Erhürman, Fuat Oktay ziyaretini, “Başbakan sustu, Fuat Oktay anlattı, Kıbrıs Türkü görünürlüğünü yitirdi, bu iş de kapandı...” diye özetledi.

"AŞI PROGRAMININ AÇIKLANMASINI BEKLERDİK"

Oktay’ın ziyaretinde, aşı programının ortaya çıkmasının da beklendiğini belirten Erhürman, “Ne zamana kadar aşılanma programı tamamlanacak.

Yükseöğretim, yerel yönetim ve karayolları konusunda imzalanan anlaşmaların meclisin önüne geleceğini ifade eden Erhürman, hükümetin muhalefete ihtiyacı olacağını hatırlattı ve şöyle ekledi:

“Ekonomik paket ile hükümet, bin 500 TL’yi, yeni bir şeymiş gibi sundu. Vermedi. Turizm emekçileri hala destek ücreti alamadı. Çalışanlar için işverene verilecek olan prim desteği yeni bir şeymiş gibi açıklandı, bu defa açıklarken kırpıldı. Özel sektör, Fuat Oktay geldiğinde özel sektör çalışanları için bir şey açılanacak umuduna kapıldı. Hiçbir şey açıklanmadı.”

"HÜKÜMET EKONOMİK PAKETİ YÜZÜNE GÖZÜNE BULAŞTIRDI"

Erhürman, hükümetin ekonomik paketi yüzüne gözüne bulaştırdığını savundu.

TC Cumhurbaşkanı Oktay’ın KKTC’de siyasi istikrarsızlıktan bahsettiğini ifade eden Erhürman, “İradenin yenilenmesi lazım. Halkın iradesi bu değildir. Hiç kimse istikrardan bahsetmesin. Ülkede istikrar kelimesini en çok kullanan siyasetçilerden biriyim. Ancak beklediğimiz istikrar, kötülüğün istikrarı değil, antidemokrasinin istikrarı değildir. Meclis yaz tatiline girmeden seçim gerçekleşmelidir. Seçim için Nisan ayı çağrısı yaptık. Ama beceriksizlikler nedeniyle kapandık kaldık. Erken seçim kararı alınmazsa haziranda ara seçim olmak zorunda. Meclis açılır açılmaz erken seçim kararı alınmalıdır” diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’nın PCR testlerine ilişkin yaptığı açıklamayı değerlendiren Erhürman sözlerine şöyle devam etti:

"ÜLKE HİÇBİR ŞEKİLDE YÖNETİLEMİYOR"

“Her bir bakan kafasına göre açıklama yapıyor. Ortada başbakanın yapması gereken koordinasyon yok. Başbakan orada otururken, yardımcısı nasıl olur da kamuouyunun kafasında soru işareti yaratacak açıklama yapar. Başbakan nasıl buna bir şey demez. Ersin Tatar ve Ersan Saner yılbaşında yaşananlar nedeniyle vakalar arttı diyor. Başbakanlık veya cumhurbaşkanlığı makamında ben mi oturuyordum? Niye önüne geçmezdiniz? Belediyelere yetki verme kararını bile 11 ay sonra bile alabildiniz. Denetim sorunu olduğunu bilmiyor muydunuz? Ülke hiçbir şekilde yönetilmiyor. ‘Ben PCR’lara güvenmiyorum’ diye hükümetteki Arıklı açıklama yapıyor.”

Seçim sisteminde değişiklik yapılmasıyla ilgili düşüncelerin 2018’den beri dile getirildiğini ifade eden Erhürman, “Yüksek Mahkeme Başkanı bu sistemle seçim yapılırsa sayımda sıkıntı yaşanacağı söyledi. 2018’den 2020’e karma oyu mu tartışacaksınız? Eski sisteme dönmeyi mi tartışacaksınız? Neyi tartışacaksınız diye soruyoruz. Tartışmayacaksınız seçim sistemini mazaret olarak göstermeyin. 3 senedir kimse bununla ilgili girişimde bulunmadı. Hükümet devam ettiği her dakika ülkeye zarar veriyor. Yüksek Mahkeme Başkanının sürdüğü alternatifleti CTP olarak konuşuruz” dedi.

"YASAKLA İLGİLİ AÇIKLAMAYI ENDİŞEYLE BEKLİYORUM"

Sokağa çıkma yasağının 15 Şubat’ta sona ereceğini anımsatan Erhürman, “Hükümet kararlar açıklanmadan önce istişareleri tamamlasın. Üst Komite'nin veriler çerçevesinde üreteceği kararı değiştirmeye kalkmayın. Ama alınacak kararları da veriler çerçevesinde, gerekçeli olarak, herkesin anlayabileceği biçimde açıklayın” diyerek, hükümetten gelecek açıklamayı telaşla ve endişe ile beklediğini vurguladı.

Kıbrıs sorununa ilişkin yaptığı açıklamada ise Erhürman, şöyle konuştu:

“Cumhurbaşkanı Ersin Tatar makamına geçtikten sonra sürekli açıklamalar yapıyor. İlk günden beri açıklama tonlarına bakıldığında, aslında iki devletli çözüm veya eşit egemenlik kavramları AB ile İngiltere ile konuşuluyor. Bu teze sıcak bakılıyor algısı yaratılmaya çalışıldı. BM’nin bir takım açıklamalarında federasyon kelimesi kullanılmadığı için federasyon görüşmeye hazırlar yorumları yapılıyordu.

"İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜME SICAK BAKTIĞI İDDİA EDİLEN DEVLETLER KİMLER? BİR TANE BİLE YOK"

Beklenti, Rum tarafının da iki devletli çözüme yakın duracağı yönündeydi. Biz baştan beri BM Güvenlik Konseyi kararları olduğunu, Kıbrıs sorunun iki toplumlu iki bölgeli siyasi eşitliğe dayalı federasyona dayalı modelle çözülebileceğini söylüyoruz.

BM’den geçtiğimiz ay çıkan son kararda yine iki bölgeli iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı federasyon vurgusu tekrar edildi. İngiltere Dışişleri Bakanının ayrılmasının ardından Tatar, ‘İngiltere bizi anlıyor’ dedi. İngiltere’nin planı diye basına sızdırılan önerinin temelinde de federasyon var. Miçotakis-Anastasiadis görüşmesinde yine federasyon zeminde çözüm vurgusu yapıldı. İki devletli çözüme sıcak baktığı iddia edilen uluslararası kuruluşlar kimdir? Bir tane bile yok. 5+1’e bu tezle giderseniz, konferanstan ne çıkacağını görmek çok mu zor? ‘Anastasiadis, BM Kararları çerçevesinde çözüm savunuyor ancak Kıbrıs Türk tarafı BM kararları çerçevesinin dışında kalıyor... Anastasiadis çözüm istiyor, istemeyen taraf Kıbrıs Türk tarafıdır’ denmesi için mi konferansa gidiyoruz?

"İMKANSIZI İSTEMEK, ÇÖZÜM İSTEMEK DEĞİLDİR"

Hiç müzakere yapmadan da KKTC’de ekonomik kalkınmayı sağlamak için uğraşırsınız. Neden müzakerelere giderek bunları yapacağınızı söylüyorsunuz. Pazarlığı yüksek tuttuğunuz için 5+1’de uzlaşmaya gidersiniz. Bunlar pazarlık taktiğidir. Ama Tatar’ın açıklamalarına bakınca sanmıyorum. Benim endişem Kıbrıs Türk halkının geleceğiyle ilgilidir. Çözüm iradenizi ortadan kaldırdığınız anda dünya size ‘siz çözüm istemiyorsunuz ki’ diye cümleler kurmaya başlıyor.”

İki devletli çözümün, birinci şartının, KKTC’nin tanınması olduğunu dile getiren Erhürman, KKTC’nin tanınmasının birinci şartının da BM Güvenlik Konseyi kararlarının ortadan kalkması olduğunu hatırlatarak, federasyon dışında formülün BM şemsiyesinde kabul edilmesi için BMGK kararının ortadan kalkması gerektiğini ifade etti. “BMGK kararları ya kaldırılacak ya yerine yeni kararlar gelecek” diyen Erhürman, “BM’nin daimi üyelerinin ve Rumların da ‘evet’ demesi lazım. Ben bu konjonktürde iki devletliliğin gerçekleşeceğine inanmıyorum. İmkansızı istemek çözüm istemek değildir. İmkan dahilinde olanı tartışırsanız kapsamlı çözüme ulaşma imkanınız olur” şeklinde konuştu.

"FEDERASYONU BİLEN, 'RUM'A YAMA OLMAYIZ' DEMEZ, FEDERASYONDA EGEMENLİK PAYLAŞILIR"

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, “federasyon görüşmeyiz, Rum’a yama olmayız” şeklindeki açıklamaları eleştiren Erhürman, federasyonda egemenliğin paylaşıldığını, egemenliğin yalnızca ne Kıbrıslı Türklerde ne de Kıbrıslı Rumlar da olmayacağını kaydetti. Federasyonu bilen birinin “Rum’a yama olmayız” tarzında konuşmayacağını söyleyen Erhürman, “Bu memlekette hangi Kıbrıslı Türk siyasetçi Ruma yama olmak istediğini söylüyor. Cumhurbaşkanı olmayan bir duruma sürekli laf yetiştiriyor” ifadelerini kullandı. Erhürman, federasyonun 'öldü' demekle ölmeyeceğinin de altını çizdi.

TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, geçtiğimiz günlerde Maraş’ın uluslarası hukuk ve BMGK kararları çerçevesinde açılacağını söylediğini hatırlatan Erhürman, “Maraş, BMGK çerçevesinde açılacaksa, bu şekilde açılmasını desteklerim. Ancak Çavuşoğlu, BMGK derken, Fuat Oktay’ın, ‘Maraş’ı unutun, geçmiş olsun’ demesi, ne demektir işte onu bilmiyorum. BMGK kararları çerçevesinde açılacaksa neden unutulsun. Buradan görüyoruz ki belirgin zemin oluşmuş değil” dedi.

"İNGİLİZ PLANI... DESANTRALİZE FEDERASYON..."

İngiltere'nin Kıbrıs sorununun çözümü için hazırladığı belirtilen ve ilk kez Kıbrıs Postası'nın kamuoyuna duyurduğu İngiliz Planı hakkında da konuşan Erhürman, planda yer alan 'community states' kelimesi ile 'toplum devleti'ne vurgu yapıldığını söyleyerek, "Böyle saçma bir laf olmaz. 1960’daki cemaat meclisini hatırlatır. İki bölgeli bir federasyonda kullanılacak bir kavram değildir. Eğer basına yansıyanlar doğruysa, desantralize federasyonun bir örneğidir. Kurucu devletleri güçlendirilmiş bir plandır. Kıbrıs Türk tarafı zaten 50 yıllık müzakereler içinde desantralize federasyonu savundu" diye konuştu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.