Vakıflar İdaresi İyilik Gönüllüleri: "İyilik bulaşıcıdır, hep beraber iyilik yapalım"

Kıbrıs Postası TV'de Vakıflar İdaresi 450. Yıl Özel Yayını gerçekleşti...

İyilik Gönüllüleri Dr. Nurçin İncirli, Oya Kutsal, Aytül Bilen, Özlem Kadirağa ve Bahire Doğru, Gökhan Altıner'ın sunduğu, Vakıflar İdairesi 450’nci yıla özel olan yayında çalışmalarını anlattı.

DR. NURÇİN İNCİRLİ: “VAKIFLAR ÖZÜNE YENİ KAVUŞTU”

İlk sözü olan İyilik Gönüllüsü Dr. Nurçin İncirli, 2019 yılında Vakıflar İdaresi ailesine katıldığını belirterek, “Aldığım en güzel karardı. Evlat, yardımcı, eve erzak götüren kişiler oluyoruz. Hepsini Allah rızası için yapıyoruz. Kimseden beklentimiz yok” dedi.

Vakıfların özüne yeni kavuştuğunu ifade eden İncirli, “2013 yılında İbrahim Benter’in Vakıflar İdaresi Başkanı olması bir şeyleri değiştirdi. Benter’in vakıflara katılması, milattan önce ve sonrası gibi oldu. Sayın Benter, mevcut vakıflara ait kiraların alınmasını sağladı” ifadelerini kullandı. İncirli vakıfların gelirlerini hakkaniyetli şekilde dağıtmanın önemini işaret ederek, bölge sorumluları olarak çok dikkat ettiklerini kaydetti.

Yardıma muhtaç ailelerin genel profiline bakıldığında ailesi babalarının kumar, uyutuşturucu veya alkol bağımlısı olduğunu belirten İncirli, “Kadınlar ve çocuklar tek başlarına mücadele etmeye çalışıyor. Bağımlıların tedavi edilmesi gerek. Her ilçede Yeşilay merkezlerinin kurulması lazımdır. Sorumlu olduğum bölgede buna benzer 25 aile var. Bağımlı kişilerin ne kendine ne ailesine faydası olmaz. Bunun için bir devlet politikası lazımdır” ifadelerini kullandı.

“VAKIFLARIN BİR GÖREVİ DE İNSANLARDAKİ MERHAMET DUYGUSUNU ORTAYA ÇIKARABİLMEK”

Zaman zaman suistimallerle karşılaşabildiklerini de anlatan İncirli, gelen talepleri elekten geçirdiklerini, kimin gerçekten ihtiyaçlı olduğunu tespit edebildiklerini belritti.

3 yıldır aralıksız çalıştıklarını kaydeden İncirli, özellikle pandemi döneminde gıda, temizlik ve kahvaltı paketlerini sürekli olarak ailelere ulaştırdıklarını söyledi. İncirli, vakıfların sadece yardım değil insanların içindeki merhamet duygusunu da ortaya çıkarabilmek olduğunu vurguladı.

OYA KUTSAL: "İYİLİK ŞEFLERİ PROJESİ İLE İHTİYAÇLI KİŞİLERE YEMEK ULAŞTIRIYORUZ"

İyilik Gönüllüsü Oya Kutsal ise Girne’de gerçekleştirdikleri çalışmaları aktarırken, belediye ve halk ile güzel bir iş birliğine sahip olduklarını belirterek, “Çok şanslıyız” dedi. Projeleri rahatlıkla gerçekleştirdiklerini dile getiren Kutsal, İyilik Şefleri projesinden bahsetti.

Projelerin başlatılmasıyla vakıfların özüne dönmesinin paralel olduğunu dile getiren Kutsal, “Yardıma muhtaç olan bireylere yardım götürmeyi nasıl yaparız diye düşünürken, İyilik Şefleri projesi ortaya çıktı. Bu proje ile birbirini tanımayan 20 kişi bir araya geldi. Her gün ne yemek yapacağız diye konuşuyoruz. ‘Sen de kap yoksa ben veririm’ gibi imece usulünü ortaya koyduk. Proje, insanların hayatına amaç getiren bir oluşuma dönüştü. Komşunuz yemek yapıyor ve mahalleye yemek dağıtıyor gibi düşünebilirsiniz” diye konuştu.

Girne’de ciddi anlamda ihtiyaçlı kişi sayısı olduğunu kaydeden Kutsal şunları söyledi:

“Girne’de ihtiyaçlı kişilerin hemen hemen hepsine ulaşmış durumdayız. Girne’de daha varlıklı kesim vardır deniyor ama esas varlık yürekteki zenginlikle ilgilidir. Maddi durumu olan insanlar da katkı koydu, maddi durumu olmayanlar ise ‘iyilik şefi olabilir miyim?’ diyor. Herkes kendinde olanı ortaya koyuyor... Girne’de gönül varlığı çok zengin.”

AYTÜL BİLEN: “450 YIL NASIL VAR OLDUK... TABANDA ÇOK SAĞLAM BİR İNSANLIK VAR...”

İyilik Gönüllüsü Aytül Bilen, vakıfların 450 yıl boyunca nasıl var olabildiğiyle ilgili değerlendirmede bulunarak, “Tabanında çok sağlam bir insanlığın olmasıyla mümkün kılındı” dedi. Yardım yapmak için çok zengin olmadığını söyleyen Bilen, yardımın büyüğü küçüğü olmadığını dile getirdi.

“Görünür yardımlarla, gerçekten ihtiyaçlı bireylerin yardımına koşmak, hastası, yaşlısı, fakiri, öğrencisi gibi tüm ihtiyaç sahiplere el ayak olmak misyonumuz” diyen Bilen, bireyleri, ihtiyaçlılık halinden kurtarmanın da önemli olduğunu söyledi. İhtiyaç sahiplerinin, üreterek, kendi problemine çözüm oluşturabilmesi için de ön ayak olmak gerektiğini belirten Bilen, “İnsan yaptığı şeye dönüşür. Bu çok önemlidir... İyilik bulaşıcıdır. Paylaşırsak, bencillikten kurturuluruz...” diye konuştu.

KİKEV BAŞKANI BAHİRE DOĞRU: “ENGELLİLERİN HER TÜRLÜ İHTİYACINA CEVAP VEREBİLMEK İÇİN VAKFI KURDUK”

İyilik Gönüllüsü, Kıbrıs İşitme Konuşma Engelliler Vakfı (KİKEV) Başkanı Bahire Doğru, vakfın kurulduğu günden itibaren projelerin engelli bireyler ve topluma yönelik olduğunu söyledi. Vakıflar İdaresinin benimsediği vakıf ruhuyla hareket ettiklerini vurgulayan Doğru, “KİKEV’i kurmaktaki amacımız, engellilerin, her türlü ihtiyacına cevap verebilmekti... İşitme konuşma engelli bireylerin görünüşte hiçbir problemleri yoktur. En az dikkat çeken engel grubu olduğu için bu konuya yoğunlaştık” dedi.

İşitme konuşma engelli bireylere cihazlandırma, dil ve konuşma terapisi gibi projelerle yardımda bulunduklarını kaydeden Doğru, Vakıflar İdaresinden önemli destekler gördüklerini belirtti. Vakıflar İdaresi desteğiyle engellilere tablet bağışı ve cihazlandırma yardımları yapıldığını anlatan Doğru, pandemi döneminde engelli bireylere yönelik eğitimlerin de yarım kaldığını, vakıfların bu dönemde de ciddi katkıları olduğunu ve  vakıflara teşekkürü bir borç bildiğini dile getirdi. “İyilik gönüllüleri bir telefonla yanımızda oldu” diyen Doğru, “Bizler de vakıf olarak iyilik gönüllülerinin yanındayız. Her zaman yardıma hazırız” dedi. Doğru, toplumdan daha fazla iyilik gönüllüsü beklediklerini de vurguladı.

ÖZLEM KADİRAĞA: “VAKIFLARIN PARÇASI OLMAKTAN ONUR DUYUYORUM”

İyilik Gönüllüsü, Kıbrıs Türk Halk Dansları Federasyonu Başkanı Özlem Kadirağa ise vakıfların 450’nci yıl dönümünün hayırlara vesile olmasını dileyerek sözlerine başladı.

Vakıfların bir ferdi olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Kadirağa, “Projeler üretmekten, din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın tüm insanlığa yardım etmekten onur duyuyorum” dedi ve şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk Halk Dansları Federasyonu olarak amacımız kültürümüzü devam ettirmek, gençlere aktarmak, kültürün devamını sağlamak, gençleri kötü alışkanlıkardan uzak tutarak paylaşmayı sevgiyi saygıyı öğretmektir. Bunu başardığımıza inanıyorum. Pırıl pırıl gençler yetiştirdik. Bizler iyilik gönülüleri olarak, birileri aç ve açıktaysa, okul kıyafeti yok diye derse gitmediyse, kitabı eksikse, bir tas çorbası yoksa, ilaçı bittiyse, engelliyse sandalyesi yoksa... Burada el ayak oluyoruz.”

Duygulandıran bir anısını da paylaşan Kadirağa, “Kamerunlu bir anne ve 3 aylık bebeği... Baba terketmiş... Onları ziyarete gittim. Bebek boynuma sarıldı. Yanından ayrıldığımda ağladı. Sarıldığımda ağlamayı kesti... Çok duygulandım. İyilik Gönüllüsü arkadaşlarımla anne ve bebeği ziyaret ettik. Yardımda bulunduk. Çok mutlu oldular. Bu mutluluğun tarifi yok...” dedi.