2018 yılından bu yana 90 kişi trafik kazasında hayatını kaybetti…
Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Doç. Dr. Mehmet Zeki Avcı, 2018 yılından bu yana 90 kişinin trafik kazasında hayatını kaybettiğini açıkladı.
2021 Trafik Haftası etkinlikleri çerçevesinde Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Doç. Dr. Mehmet Zeki Avcı, yazılı bir açıklama yaptı.
Avcı,” Yaşadığımız topraklar üzerinde can ve mal güvenliğimizi, devletlerin uluslararası masada konuştuğu bu günlerde de yollarımızdaki can ve mal güvenliğimizin yeterliliği tartışmaya açılmalıdır” ifadelerini kullanarak, 2018 yılından 2021 yılına kadar kayıtlı kazaları kamuoyu ile paylaştı.
Doç. Dr. Avcı, 2018 yılında 24 ölü, bin 30 yaralı, 4 bin 142 kayıtlı kaza, 2 bin 19 yılında 30 ölü, bin 208 yaralı, 3 bin 575 kayıtlı kaza, 2020 yılında 27 ölü, 754 yaralı, 2 bin 268 kayıtlı kaza pandemi nedeni ile tam ve kısmi kapanma, sokağa çıkma yasaklarına, nüfusun azalmasına rağmen olduğuna dikkat çekti.
2021 yılının ilk dört ayında 9 kişinin trafik kazası nedeniyle hayatını kaybettiğine işaret eden Avcı, 2019 ve 2020 yıllarında meydana gelen ölümlü kazalarda 28 aşırı sürat, 8 yolun solunu tutmama, 3 de alkol neden olarak gösterildiğini, 20 kaza tek başına, 22 kaza çarpışma şeklinde ve 6 da yayaya çarpma olarak kayıtlara geçtiğini kaydetti.
Ölenlerin 33’ünün araç sürücüsü, 13’ü yolcu, 7 yaya ve 4 motosiklet sürücüsü olduğunu da belirten Avcı, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bu tablo, yollarımızın can ve mal güvenliği için yeterli olmadığını düşündürmesi gerekmektedir. Yol güvenliğimiz bu ülkede yaşayan, ülkeye çalışmak veya gezmek için gelenleri de doğrudan etkilemektedir.
Yollarımızdaki mevcut sistemde kurallara göre düzeni kurmayanlar ve kurallara uymayanlar sayesinde kurallara uyanların da hayatları tehlikededir.
“SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI NEDENİ İLE YOLLARIN BOŞALMASI BİLE ÖLÜ SAYISINI ETKİLEMEMİŞTİR”
Pandemi nedeni ile öğrenci, turist, çalışanların ülke içindeki sayılarının azalması, işyerlerinin kapalı olmasından dolayı yolda seyredenlerin azalması, sokağa çıkma yasakları nedeni ile yolların boşalması bile ölü sayısını etkilememiştir.
Yollarımıza baktığımızda, araçların tamamen bağımsız, devlet otoritesinden korkusuz araç sürücü sayısının dikkat çektiği izlenimi doğmaktadır.
100-300 PROMİL ALKOL İLE GÜNDÜZ VAKTİ TRAFİKTE DOLAŞANLARIN SAYISINDA ARTIŞ!
Meskun bölgelerde insanların arasında havada uçan araçlar ve kanında 100-300 promil alkol ile gündüz vakti trafikte dolaşanların sayısındaki artış dikkat çekmektedir.
Alkol etkisi altında araç kullanmak, bilerek işlenen bir suç olup öldürmeye niyetli olarak değerlendirilmelidir, ölüme sebebiyet vermede aceleci veya dikkatsiz bir eylem olarak işlem görmesi tartışmaya açılmalıdır.
“EMNİYET KEMERİ YASASINA GENİŞ BİR KİTLE TARAFINDAN UYULMAMAKTADIR”
Kamuoyunda yollarımız altyapısının yeterli olmadığı genel bir kanı olduğu halde, sürücülerin bu yollarda tehlike yaratacak, havada uçacak, şehir içlerinde duvarları yıkacak, ağaçları devirecek süratte araç kullanmaları da bilerek işlenen suçlar kapsamında değerlendirilmelidir.
Sekiz yıl önce yürürlüğe giren Emniyet Kemeri yasasına geniş bir kitle tarafından uyulmamaktadır. Arka koltukta emniyet kemeri yasaya rağmen kullanılmamakta, çocuklar bile ayakta seyir etmektedirler. Çocuğunun emniyet kemerini bağlamanın değerini bilmeyen anne babaların olması çocuğunun hayatını tehlikeye atması ile eşdeğerdir.
“YOLLARIMIZDA YER ÇİZGİLERİNİN SİLİNMİŞ OLMASI KARAYOLLARI VE BELEDİYELERİN SORUMLULUĞUNDADIR”
Yollarımızda yer çizgilerinin silinmiş olması Karayolları ve Belediyelerin sorumluluğundadır. Gece yanmayan yol ışıklarının yaya ölümlerinde etkisi bilindiği halde yollar birkaç sebepten dolayı günlerce ışıksız bırakılmamalı ve sorgulanmalıdır.
Yollarımız Türkiye Cumhuriyeti tarafında finanse edilerek birkaç yıl içerisinde çift şeritli çevre yollarının devreye girecek bilgisi yol güvenliği için değerli bir olgudur.
“DEVLETİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI ÖNEMLİDİR”
Çeşitli mazeretlerle bu yolların yıllarca bekletilmesi de yönetim zafiyetimizin göstergesiydi. Kaza olgularında mahkemelerde alt yapı da birlikte yargılanmadığı, eksik ve yanlış olan altyapıda sorumluların da sorgulanmadığı sürece altyapıdaki düzenlemelerde sorun yaşanmaya devam edileceği düşüncesi vardır.
Yol güvenliğinde sürücülerin önemli sorumluluğu yanında esas olan devletin görev ve sorumlulukları önemlidir.
Yollarımızdaki can güvenliğimiz için Devletin niyet ve kararlığı olmalıdır.
Yollarımızın bakım ve onarımı için Maliye Bakanlığı, Karayolları Dairesi ve ilgili Belediyeler bütçelerinde yol güvenliğine öncelik vermelidirler. Eksikliklerinde de yargı önünde sorgulanma sistemi getirilmelidir.
“EHLİYETSİZ SÜRÜŞÜN ENGELLENMESİ İSTENİYORSA MAHKEME SONUÇLANANA DEK ARACA EMARE OLARAK EL KONULMALI”
Polis denetim ve devriyeleri etkin ve homojen olarak caydırıcı güç etkisini göstermelidir. Alkollü sürüşte 100 promil üzerindeki suçlar Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı Yasasından çıkarılmalı, suç sadece para ve puan ile olay kapatılmamalı, mahkemeye sevk edilmelidir.
Ehliyetsiz sürüşlerde çocuklarımız da sürücü veya yolcu olarak canlarını kaybetmektedir, ehliyetsiz sürüşün engellenmesi isteniyorsa mahkeme sonuçlanana dek araca emare olarak el konulmalıdır.
Sürücülerde uyuşturucu testi yapılması için yıllar sonra Ulaştırma Bakanlığı tarafından hazırlanan yasa aylardır Meclis de hiçbir işlem yapılmadan bekletilmektedir. Yani uyuşturucu tesiri altında olanlar için rahat araç kullanabilme ortamı Meclis destekli devam etmektedir.
“YOL GÜVENLİĞİMİZİ İLGİLENDİREN DEĞERLİ ÖNLEMLER VE YÖNTEMLER EKSİK BIRAKILMAKTA”
Avrupa Birliği – Kuzey Kıbrıs Yol Güvenliği Komite tarafından hazırlanan Motorlu Araçlar ve Yol Trafik (Değişiklik) Tüzüğü, Ehliyet, Sınav ve Sürüş Ehliyetleri Müfettişleri ile İlgili Usul ve Kurallar Tüzüğü, Şoför Okulları ve Eğitmenleri ile İlgili Esas ve Kıstasları Düzenleme Tüzüğü ile Sürüş Eğitim İzni ve Sürüş Ehliyetleri Sağlık Tüzüğü olarak dört tüzük 2015 yılında hazırlandı, 2017 yılında 24 ay sonra yürürlüğe girmesi için Bakanlar Kurulu kararı alındı ancak değişik gerekçelerle dört yıldır ötelenmekte ve yürürlüğe girmeleri sağlanmamıştır.
Bu nedenle yol güvenliğimizi ilgilendiren değerli önlemler ve yöntemler eksik bırakılmaktadır. Ehliyet alınırken bir müfredat yoktur, yasal bir eğitim kitabı kullanılmamaktadır. Mevcut yasal eğitim kitabı, zamana uygun düzenlemeler yapılmadığı için kullanılmamaktadır. Yeni bir kitap Ulaştırma Bakanlığında hazırlanmıştır ancak tüzükler devrede olmadığından kullanılmamaktadır.
“SAĞLAM OLDUĞUNA DAİR VERDİĞİ BELGEYE DAYANILARAK HERKESE EHLİYET VERİLMEKTEDİR”
Şoför Okulları ve Eğitmenlerin standartlarının yükseltilmesi yapılmamaktadır. Ehliyet alınırken yazılı sınava geçilmemekte, sözlü sınavlar devam etmektedir. Halen sürücülerde sağlık raporu alınmadan sadece sağlam olduğuna dair verdiği belgeye dayanılarak herkese ehliyet verilmektedir. Profesyonel sürücülerden ise 60 yaşta sağlık raporu istenmekte ancak sorunlu hastalıkların daha önceden gelebileceği göz ardı edilmektedir.
“BİRÇOK ÜLKENİN UYGULAMALARINI BU DÖRT TÜZÜKLE BİZDE BEKLİYORUZ”
Araç ve ehliyet sınıflamaları dünya ile ters düşmekte ve bizim ülkeye has olmaktadır. Trafikle ilgili birçok ülkenin uygulamalarını bu dört tüzükle biz de bekliyoruz.
Yol güvenliğimizde güncel ve önemli kararlar alan, yasa, tüzük ve altyapı gibi sorunlara çözümler üreten Trafik ve Ulaştırma Hizmetleri Komisyonu, ayda bir yasal olarak toplanmak zorunluğu yerine getirilmelidir. Yoldaki güvenliğimizden hepimiz sorumluyuz.”
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.