İÇ HABERLER
okuma süresi: 13 dak.

Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı gecikmesi yatırımları da inşaat sektörünü de bitirdi

İmar Planı gecikmesi yatırımları da inşaat sektörünü de bitirdi

Yılan hikayesine dönen Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı’nın gecikmesi ve bölgedeki emirname tüm tarafları bezdirdi. İşleri duran bölgedeki yatırımcı çıkmaza girdi, yerel yönetimler ve halk belirsizlik içinde…

Yayın Tarihi: 06/08/21 12:35
Güncelleme Tarihi: 06/08/21 14:41
okuma süresi: 13 dak.
İmar Planı gecikmesi yatırımları da inşaat sektörünü de bitirdi

Mağusa- İskele ve Yeniboğaziçi İmar Planı çalışmaları yılan hikayesine döndü. Uzayan süreç tarafları bezdirdi. Yürürlükte olan emirname ve bir türlü çalışmaları tamamlanıp yürürlüğe giremeyen İmar Planı nedeni ile özellikle bölgede yatırım yaparak plan ve projeleri elinde kalan inşaat şirketlerini bitirme noktasına getirdi.

Bölge için İmar Planı’nın yıllardır bir türlü tamamlanmaması yalnızca yatırımcıyı olumsuz etkilemedi elbette. Belirsizlik, bölge halkı ve yerel yönetimlerin de elini kolunu bağladı.

Bölgelerin önde gelen yatırımcı inşaat şirketleri, emirnamenin inşaatların durdurulmasına yönelik bir adım olarak algılanmasından öteye gitmediğini ve bölgedeki yatırımcıyı kepenk kapatma, işlerinin durma noktasına getirdiğini söylerken, Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer olayı “emirname sektörü felç etti” cümlesi ile özetledi.

2019 yılında çalışmalarının başladığı ve taraflar arasında anlaşmazlıklara neden olan mahkeme süreçleri yaşanan emirname ve imar planının yeniden gündeme geldiği şu günlerde, dönemin İçişleri Bakanı HP Milletvekili Ayşegül Baybars ise imar planı ile ilgili yükün şuanki hükümetin omuzlarında olduğunu kaydetti. Baybars, “o dönemde ilgili komitenin başında bulunan günümüzün Başbakanı Ersan Saner imar planı ile ilgili çözüm ve planların cebinde olduğunu söyledi. Bu kadar süre geçti, kendi çözüm paketi ile de olsa imar planını hayata geçirmeliydi, demek ki Başbakan Saner o dönem topluma doğruları söylemedi” dedi.

Yatırımların büyük bir çoğunluğunu içeren İskele bölgesinin Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu, belediyelerin itiraz ettikleri noktada imar planı çalışmalarının yeniden başladığını belirterek yatırımların ekonomiyi doğrudan etkilediğini, ancak kamu yararının gözetilerek doğru büyüme ve doğru gelişmenin sağlanacağı bir imar planı üzerinde uzlaşı sağlanabileceğine inandığını söyledi.

İNŞAAT ŞİRKETLERİ İŞ YAPMAK İÇİN AYLARDIR İMAR PLANI BEKLİYOR

Bölgelerin önde gelen inşaat firmaları uzun süredir iş yapabilmek, yatırımlarını tamamlayabilmek adına imar planının yürürlüğe girmesini bekliyor.

Şirketler yaşanan tıkanıklık nedeni ile yok olmamak adına farklı ülkelerde yatırım yapma noktasında girişimlere başladı bile.

Şirket yetkilileri emirnamenin ve bunca zamandır yaşanan çözümsüzlüğün yatırımları durdurmaya yönelik olduğunu savundu.

KORAL BOZKURT: SÜRECİN UZAMASI BÖLGELERDEKİ YATIRIMLARI DURDURDU

Northernland Constructions Direktörü  Koral Bozkurt, imar planı sürecinin uzamasının gerek  Mağusa, gerekse İskele bölgelerindeki yatırımları durdurma noktasına getirdiğini belirterek, çalışmaların hız kazandığı yönünde duyumlar aldıklarını, beklentilerinin en kısa süre içerisinde imar planının yürürlüğe girmesi olduklarını söyledi.

Bozkurt, inşaat şirketlerinin proje ve yatırımları konusunda ciddi sorunlar yaşadığını ifade etti.

BURÇİN DÖVEÇ: İMAR PLANININ GECİKMESİ İLE FIRSATLARI KAÇIRIYORUZ

Döveç Construction Direktörü Burçin Döveç, bölgelerin dokusuna uygun revize edilerek hazırlanan bir imar planının hem şirketlerin, hem bölgelerin hem de ülke ekonomisi için bir an önce yürürlüğe girmesinin en büyük talepleri olduğunu kaydetti.

Mağusa  Yeniboğaziçi ve İskele İmar Planı’nın 26 aydır hazırlanıp yürürlüğe girmemesinin büyük kayıp olduğunu söyleyen Döveç, “özellikle Forbes Dergisi’nde de 1 numaralı yatırım alanı olarak ilan edilen İskele’ye ki bu dünyada çok ses getirdi, Koronavirüs salgınından dolayı ülkemize karşı yatırımcının ilgisinin artmasına rağmen, bizler uluslararası pazardan talebi artırmak yerine komşumuz Güney Kıbrıs ve yine bu pazarda yer alan Akdeniz bölgesinin diğer ülkeleri gibi yasal düzenlemeler yapamadık. Talebi artırmak ve döviz girdisi sağlayarak ekonomiyi kalkındırmak yerine bu fırsatın önünü tıkayıp sektörü kitledik” şeklinde konuştu.

Uluslararası pazarda tanınmayan ülkemizi bu sayede tanıtmak adına çalışmalar yürütmek yerine geciken imar planı ile sektördeki birçok çalışanın da işsiz kaldığına dikkat çeken Döveç, uzayan bu sürecin hem ülke ekonomisi hem şirketler hem de halk için olumsuz etkiler yarattığını kaydetti.

AHMET NOYAN:  İMARIN EMİRNAME VE YASAKLAR YÖNETİLMESİ BİZİ BİTİRİYOR

Noyanlar Group Of Companies Direktörü Ahmet Noyan, imar planı ile ilgili çözümü 26 aydan beri beklediklerini kaydetti. Sürecin sektörü kepenk kapatma işleri bitirme noktasına getirdiğini kaydeden Noyan, Ağustos ayı sonuna kadar sorunun çözüme kavuşmaması halinde şirketlerin devamlılığını sağlamak adına Alanya, Antalya, İngiltere gibi farklı ülkelere ve farklı ülkelerin şehirlerine yatırım yapmayı tercih edeceklerini belirtti. Bu hacimle bu işin yürütülemeyeceğini kaydeden Noyan, imarın emirname ve yasaklarla yönetilmesinin sektörü bitirdiğine vurgu yaptı.

Ülke ekonomisinin turizm, eğitim ve sonraki aşamalarda inşaat sektörü ile kalkındığı savının yanlış olduğuna dikkat çeken Noyan, inşaat sektörünün ilk sırada yer aldığını, vergiler sayesinde ülke ekonomisine çok büyük katkı sağlandığını belirtti. İmar planının çileye dönüştüğünü belirten Noyan “tanınmayan ülkeyi yatırımlarımız ile tanıtmaya çalışıyoruz. Büyük yatırımlar yapıyoruz ancak emirnameler elimizi kolumuzu bağlar noktaya geldi” şeklinde konuştu.

Ülke ekonomisinin turizm, eğitim ve sonraki aşamalarda inşaat sektörü ile kalkındığı savının yanlış olduğuna dikkat çeken Noyan, inşaat sektörünün ilk sırada yer aldığını, vergiler sayesinde ülke ekonomisine çok büyük katkı sağlandığını belirtti. İmar planının çileye dönüştüğünü belirten Noyan “tanınmayan ülkeyi yatırımlarımız ile tanıtmaya çalışıyoruz. Büyük yatırımlar yapıyoruz ancak emirnameler elimizi kolumuzu bağlar noktaya geldi” şeklinde konuştu.

GÜRSEL UZUN: EMİRNAME İLE YÜKSELİŞTEKİ SEKTÖRE DİNAMİT KONDU

Uzun İnşaat Direktörü Gürsel Uzun, emirnamenin yaklaşık 3 yıldan beri sektörü olumsuz etkilediğini söyleyerek, “yükselişte olan sektöre dinamit konuldu” dedi.

Gerekçelerin tutarsız olduğunu belirten Uzun, maksadın inşaat sektörünü önlemek olduğunu söyledi.

Yaşanan sıkıntılara pandemi koşullarının da eklendiğini belirten Uzun, ülke ekonomisinin de oldukça zayıflamasına rağmen imar planın hala geciktirilmesine anlam veremediğini ifade etti.

İmar Planı ile ilgili komisyonun başındaki ismin bugün ülkenin Başbakanı olduğunu, ekipteki isimlerin ise ilgili bakanlıkta müsteşar olduğunu kaydeden Uzun, bir çalışmanın devam ettiğini bildiklerini 10 güne kadar yürürlüğe girmesini beklediklerini ifade etti. Ticarette1 günün bile büyük önemi olduğuna dikkat çeken Uzun, “vakit nakittir, 3 yıldır gündem olmasına rağmen bir türlü çözüme kavuşturulamadı” dedi.

Emirnameden önce yap sat sektörünün parasına kadar alıp inşaatına başlayamadığı birçok projesi olduğunu söyleyen Uzun, bunun sektöre güvensizlik de yarattığını kaydetti.

Mağdur olanların sadece müteahhitlerin olmadığını belirten Uzun, taşınmaz mal alan bölge insanının da mağduriyet yaşadığına dikkat çekti. Alt yapı ve düzenli gelişim için imar planının gerekli olduğunu söyleyen Uzun, yapılması gerekenin 10- 20 yıl sonranın planlanması olduğu halde, günümüzü bile çözümlemediğini ifade etti.

Müteahhitlerin artık ayakta durmasının bir mucize olduğunu belirten Uzun, yerli piyasanın bittiğini, yurt dışı piyasasının da tıkanma noktasında olduğunu ifade etti.

GÜRCAFER: EMİRNAME İNŞAAT SEKTÖRÜNÜ FELÇ ETTİ

Konu ile ilgili Kıbrıs Postası’na konuşan Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, bölgelerdeki emirnamenin ve uzayan imar planı sürecinin inşaat sektörünü felç ettiğini söyledi.

Belediyeler ile şu anda yapılan itirazlar çerçevesinde bir revize çalışmasının başlatıldığını kaydeden Gürcafer, imar planının bir an önce yürürlüğe girmesini beklediklerini açıkladı. Süreç içerisinde bir kutuplaşma yaşandığını ancak bu noktada kim haklıydı tartışmasına girmek istemediğini kaydeden Gürcafer, “ötekileştirme yaşandı, mevzuatta açık bulunup alınan ara emirleri ile kaosa döndü. Cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesi nedeni ile imar planı seçim sonrasına bırakılma yaklaşımına gidildi, biz sürekli çaba sarf ediyoruz ama firmalar çok ciddi zarar gördü” şeklinde konuştu.

Bir yatırımcının yatırım iklimi olan bölgelere, talebin olduğu bölgelere yatırım yaptığını belirten Gürcafer, “yatırımcı bu süreç öncesinde hem cebinden hem de kredi ile yatırım yaptı, o süreç içerisinde mevzuatta değişikliğe gidilmesi ve sürecinde incir ipi gibi uzaması kredilerin karşılanmasının devam etmesine karşın arazilerin yatırımcının elinde beklemesi, yatırımcıyı zora düşürdü” dedi.

Tüm bu yaşananlarla ülke ekonomisinin de çok büyük zarar gördüğünü belirten Gürcafer, “kutuplaşma yaratarak işin kolayına kaçılmaya çalışıldı, statükonun o noktasında olanlarda bu kaostan beslenir” şeklinde konuştu.

SADIKOĞLU: EKONOMİ İÇİN YATIRIMLAR ÖNEMLİ AMA ÖNCELİĞİMİZ KAMU YARARI

Son dönemlerde en çok yatırımın yapıldığı ve talebin fazla olduğu İskele bölgesinin Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu ise yürürlüğe girecek olan imar planında kamu yararının öncelikli olduğunu söyledi. Aylardır bölgedeki emirnamenin yatırımcının işlerini olumsuz etkilediğini bununda ekonomiyi etkilediğini kaydeden Başkan Sadıkoğlu, imar planı çalışmalarının son dönemde yeniden hız kazandığını ve belediyelerin yaptıkları itirazlar çerçevesinde belediyelerle görüşmelerin yapıldığını kaydetti.

İlk olarak Mağusa Belediyesi ile görüşmelerin yapıldığını söyleyen Başkan Sadıkoğlu, sırası ile Yeniboğaziçi ve İskele Belediyelerinin de Meclis üyeleri ve teknik ekipleri ile görüşmelerin yapılacağını kaydetti.

Uzayan sürecin bölgedeki yatırımları engellediğini ifade eden Sadıkoğlu, “biz yerel yönetimler olarak kanalizasyonu, alt yapısı ve yeşil alanı ile doğru planlama noktasındayız” dedi.

Olayın ekonomik boyutunun olduğunun inkar edilemez bir gerçek olduğunu söyleyen Başkan Sadıkoğlu, yatırımların ekonomiyi doğrudan etkilediğini söyleyerek “ancak bunlar yapılırken de doğru büyüyelim, doğru şekilde gelişelim” şeklinde konuştu. İtirazların dikkate alınarak bir uzlaşının sağlanabileceği inancında olduğunu belirten Başkan Sadıkoğlu, “yüzde yüzünün olmayacağının farkındayım. Toplum çıkarlarının, kamu menfaatinin korunacak şekilde güzel bir plan çıkacağının inancındayım” şeklinde konuştu. 

BAYBARS: BU EMİRNAMENİN YÜKÜ ŞU ANKİ HÜKÜMETİN OMUZLARINDADIR

Emirnamenin yürürlüğe girdiği ve imar planı çalışmaları sürecinde o dönem İçişleri Bakanlığı yapan Halkın Partisi Milletvekili Ayşegül Baybars ise konu ile ilgili Kıbrıs Postası’na konuşarak, emirnamelerin kısıtlayıcı enstrümanlar olduğunu ifade etti.

“Biz buna 1 yıl süre koyup bu süre içerisinde de imar planı hazırlamıştık” diyen Baybars, “o dönemde şimdiki Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın görevlendirdiği kişi şimdiki Başbakan Ersan Saner’di. Kendisi o dönemde imar planı ile ilgili tüm öneri ve çözümlerin cebinde hazır olduğunu söylemişti. Kendisi şimdi bu hükümetin Başbakanı oldu. Bu açıktır ki emirnamenin ülke ekonomisine, oradaki yatırımcıya, orada gayrımankul sektörünün gelişmesine olan olumsuz etkileri mevcuttur. Saner en azından kendi çözüm paketi de olsa imar planını hayata geçirmesi gerekirdi. Demek ki Saner o dönemde topluma doğruları söylemedi ki imar planı için bir adım atılmadı, hala emirname sürüyor” şeklinde konuştu.

Baybars bu emirnamenin yükünün ise şuan ki hükümetin omuzlarında olduğunu açıkladı. Meclis döneminde de hükümetin emirname ile ilgili hiç  bir soruya cevap vermediğini söyleyen Baybars, çalışmalarla ilgili ne yapıldığı konusunda hiçbir bilginin olmadığını söyledi. Baybars neticede bu bölgeler için emirnamenin kaldırılması gerektiğine vurgu yaptı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.