Hristofyas'a nasihat: "masadan kalkma, ortak zemin bulmaya çalış"

"MASADAN KALKMA, ORTAK ZEMİN BULMAYA ÇALIŞ, YOKSA…"

Simerini; "Glafkos Klerides'ten Dimitris Hristofyas'a: Ortak Zemin İçin Çaba Harcayın… Eski Başkan'ın NEDİSİ'nin Gazetesine Mülakatı" başlığıyla yansıttığı haberinde, DİSİ'nin gençlik kolu NEDİSİ'nin "Aniksi" (Bahar) isimli gazetesinin Rum yönetimi eski başkanlarından Glafkos Klerides'le yaptığı söyleşiye yer verdi.

Gazeteye göre, bu söyleşide Klerides, Hristofyas'a müzakerelerin dejenere olmasına müsaade etmemesi ve ortak zemin bulunmasına çaba harcaması nasihatinde bulundu. Klerides, 2004'teki müzakereler sırasında yanlışlar yapıldığını da söyledi.

Gazete, Klerides'in o zamanlar "Derinliğini bilmediğimiz bir uçuruma düştük, bugün de uçurumdayız ve halen dibini bulamadık" uyarısında bulunmasına rağmen Rum yönetiminin; Annan planını reddetmelerinin ¬aleyhlerine hiçbir yan etkisi olmayacağını söyleyerek, kendi halkını yanılttığını itiraf ettiğini yazdı, şunları ekledi:

"Annan planının müzakere edildiği döneme değinirken; 'En büyük hatamız, 2004'te BM Genel Sekreteri tarafından hakemlik yapılmasını kabul etmemizdi, bu benim hükümetim döneminde olmadı. Ben Genel Sekreter'e, halen görüşülmeyen konular bulunduğunu ve hakemlikten söz etmek için henüz erken olduğunu belirttiğim bir mektup bile gönderdim.

Ancak hakemliği kabul ettikten sonra, Türk tarafı evet demişken, hakemin kararını ve önerisini reddettiğimizde uluslararası alanda ortam değişmeye başladı çünkü herkes, çözümü istemeyenin biz olduğumuza inandı.

En iyi versiyon, 3'üncü Annan planıydı. Müzakere sırasında hata yapıldığına inanıyorum. Planın reddedilmesin aleyhimize hiçbir yan etkisi olmayacağını söyleyerek halkı yanılttık. BM Güvenlik Konseyi kararları parametresi içerisinde çözüm istediğimizi haykırdık. Kofi Annan'ın planında tek egemenlik, tek uluslararası temsiliyet ve tek vatandaşlık vardı. Ancak siyasi eşitlik de vardı ki bunu istemedik. Ancak kararlardan istediğinizi alıp hoşunuza gitmeyeni reddedemezsiniz.

Şu anda yürütülmekte olan müzakereler başarısızlığa uğrarsa çok zor durumda kalacağız, çünkü uluslar arasında; iki toplumun merkezi bir hükümet çatısı altında bir arada yaşamasının mümkün olmadığı ve geçen zaman, Kıbrıs sorununa en azından federal tipte bir çözüm bulunmasının mümkün olmadığını gösterdiği şeklindeki hava yerleşecek.

Başkan Hristofyas'ın müzakereleri kesmemesi ve en azından bazı konularda ortak zemin bulması gerekir ki olumlu gelişme olmasının mümkün olduğunu gösterebilelim. Gerek BM gerek AB gerekse Kıbrıs sorununu izlemekte olan diğerleri bugün; çözüm olanakları konusunda bazı olumsuz anlayışlar geliştirdi ve bu anlayışı bir şekilde değiştirmeliyiz.

İlerleme olduğunu gösterebilirsek, o zaman Kıbrıs sorununun çözümünü arzu edenlerin üzerindeki; uygun şartların yaratılması ve Türkiye'nin de parametrelerini değiştirebilmesi baskıları artacak. Bu parametreler ancak o zaman değişir; eğer Türkiye AB'ye gireceğini hissederse… Türkiye siyasi bedelle karşılamayacağı andan itibaren Avrupa perspektiflerini ve AB'ye gireceğinin kesin olup olmadığını görmeyi bekleyecek; Kıbrıs sorununun çözümüne koyduğu şartları ancak o zaman değiştirecek."

TAK