Rogers: “HP’nin seçimlerden üçüncü parti olarak çıkacağını öngörmek mümkün”

Halkın Partisi Milletvekili adayı Jale Refik Rogers, Kıbrıs Postası TV’de Canan Onurer’in sunduğu “Seçim Masası” programına konuk olarak, adaylığıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Ocak 2018’deki seçimlerin ardından geçen dört yılda HP’nin tecrübe kazandığını ve krizleri yönetme fırsatı yakaladığını ifade eden Rogers, “Şu an ciddi bir ekonomik kriz yaşanıyor. Bu krizin bundan sonrasında da bu krizlerin bizimle olacağı görülüyor. Bu kapsamda kriz yönetiminde deneyimli olan siyasi partilerin iktidarda olmasının daha verimli olacağını düşünüyorum” dedi.

“HP’NİN ÜÇÜNCÜ PARTİ ÇIKACAĞINI ÖNGÖRMEK MÜMKÜN”

Her gün yeni bir anket yayınlandığını ve söz konusu anketlerin ortak özelliklerinin “HP’nin üçüncü parti” olarak çıkması olduğunu ifade eden Rogers, şöyle devam etti:

“HP’nin üçüncü parti çıkacağını öngörmek mümkün. Oy oranımızın geçen seçime yakın noktalarda olduğunu söyleyebiliriz. HP’nin hükümet ortağı olabileceğini öngörüyoruz.”

“SON DÖRT YILDA İLKELERİMİZE DENEYİM DE EKLEMİŞ OLDUK”

HP’nin 2018’de seçime girdiği ilk günkü ilkeleriyle yoluna devam ettiğini ve ilkelerinden hiçbir zaman şaşmadıklarını belirten Rogers, “Son dört yılda ilkelerimize deneyim de eklemiş olduk. Daha tecrübeli bir şekilde ülkenin kendi ayakları üzerinde durabilmesi ve devletin halka daha iyi hizmet verebilmesi için hükümete talip olacağız” şeklinde konuştu.

“UZUN YILLARDIR HASRETİ ÇEKİLEN YASALARIN GÜNDEME GETİRİLMESİNDE ÖNCÜ OLDU”

Sağlıkçı bir birey olarak Meclis’e girdikten sonra, Komite başkanlığı yaptığı süreçte uzun yıllardır hasreti çekilen yasaların gündeme getirilmesinde öncü olduğunu ifade eden Rogers, “Özellikle dörtlü hükümet döneminde, Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’nı gündeme getirdim” dedi.

“İÇİMDE KALAN TEK OLAY, YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI TEŞKİLAT YASASI’NI HAYATA GEÇİRMEK”

Soru üzerine konuşan Rogers, “Yasalar bağlamında içimde kalan tek şey; Yataklı Tedavi Kurumları Teşkilat Yasası” diyerek şöyle devam etti:

“Yataklı Tedavi Kurumları Teşkilat Yasası, çok kapsamlı bir Yasa. Meclis’in gündemine geldi ama süremiz hayata geçirmeye yetmedi. Seçimler de dahil olmak üzere pek çok şey Komite toplantılarının aksamasına neden oldu. Öncelikli Yasalar arasında olduğunu düşünüyorum. Devlet hastanelerinde pek çok uzman hekim var ama tıp her geçen gün gelişiyor, bir sürü yan dallar oluşuyor. Sadece dahiliye değil; nefroloji gibi farklı uzmanlık alanları oluşuyor. Bu unvanlık alanlarının tümü yasamızda mevcut değil. Örneğin acil tıp uzmanı pozisyonu var, ama kadrosu teşkilat yasasında mevcut değil. Kadro sıkıntıları nedeniyle işten ayrılan var.”

SAĞLIK BAKANI OLSA, İLK İCRAATI NE OLURDU?

“Sağlık Bakanı olsa, ilk icraatı ne olurdu” şeklindeki soruya yanıt veren Rogers, şöyle devam etti:

“İlk yapacağım şey, aşıyla ilgili farkındalık çalışmalarına yer vermek olurdu. Toplumda, aşılarla ilgili ciddi bir bilgi kirliliği var. Sağlık Bakanlığı, aşı kampanyası konusunda çok yetersiz. Aşı konusunda terddüt yaşayan hekimler var ve bu hekimlerle ilgili herhangi bir yaptırım yok. Ben olsam, halk arasında öne çıkan kanaat önderleriyle kamu spotları oluşturup halkı daha net bir şekilde bilgilendirirdim.”

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin sayfalarca karar açıkladığını ancak bu kararların halk tarafından anlaşılmadığını ifade eden Rogers, “Neyin, neden yapıldığını halka anlatmak önemli. Bu konularda daha şeffaf olunmalı. Kim, ne zaman aşı olması gerekir, hangi aşıların ne gibi yan etkileri var… Bunlarla ilgili ciddi bir bilgi kirliliği var. Ben bir sağlıkçı olduğumdan devamlı sorular geliyor.  O kadar çok yanlış bilinen doğru var ki…” ifadelerini kullandı.

“BAKANLIK AŞI İSTATİSTİKLERİNİ ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE HALKLA PAYLAŞMALI”

Sağlık Bakanlığı’nın bir aşı statiği çıkarttığını ancak bunun toplumla şeffaf bir şekilde paylaşılmadığını ifade eden Rogers, “Dünyadaki her ülke aşı istatistiği yayınlıyor. Aşılıların kaçı pozitif, aşısızların kaçı pozitif, aşılı kaç kişi yoğun bakımda ya da hayatını kaybetti, aşısızlarda durum ne gibi detaylar önemli. Örneğin Aralık ayında 12 – 18 yaş arasında pozitif olanların yüzde 70’inin aşısız olduğunu görüyoruz. Bu istatistikler halkın daha bilinçli kararlar vermesini etkileyecektir” dedi.

PİŞMANLIĞI VAR MI?

Milletvekili seçildiği 2018 yılından bu yana herhangi bir pişmanlığı olup olmadığına ilişkin soru üzerine Rogers, şöyle devam etti:

“Pişman olduğum bir konu yok. Dönüp arkanıza baktığınızda, her zaman daha iyisini yapabilirsiniz. Bunu yapmasam daha iyi olabilirdi dediğiniz şeyler olur. Biz kendi mesleklerimizi bırakıp bu partiyi kurduk. Dolayısıyla bu ülkede hiçbir şeyin kolay olmadığını çok net bilen insanlardık. İçine girdikçe daha da zor olduğunu gördük. HP’ye gelen bazı eleştirileri duyuyoruz… ‘Geldiler, onlar da yapamadılar’ gibi eleştiriler var. Ama kimsenin elinde sihirli bir değnek yok. Aldığımız bakanlıklarda, Meclis’te yaptığımız işlerle, hizmet için kurulmuş bir parti olduğumuzu gösterdik. Her gelen bunu yapsa, ülkede her şey şu an farklı olabilirdi.”

“TEK ADAMLIK” ELEŞTİRİLERİ… “BU İDDİALAR BAZI PARTİLER TARAFINDAN YAYILIYOR”

HPye yönelik “tek adamlık” eleştirilerinin sorulması üzerine Rogers, söz konusu eleştirilerin “bazı partiler tarafından yayıldığını” iddia etti.

Rogers, sözlerini şöyle sürdürdü:

“HP, halkın içinden gelen bir hareket olmasından, köklü örgüt yapısına sahip olmamasından dolayı dezavantaj yaşadı. Yeri geldi yaptığımız işleri halka yeterince duyuramadık. Tek adamlık iddiası doğru değildir. HP’den Milletvekili çıkan isimler artık toplum içerisinde kanaat önder halini almış durumdalar.”