Arıklı: Protokoller zamanında uygulanabilseydi KKTC bambaşka bir ülke olurdu

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, TC ile KKTC arasında imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü’nün detaylarının Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yaşanan tartışmalarla ilgili kişisel sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaptı.

KKTC ile TC arasında bugüne kadar 10 tanesi İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü olmak üzere 100 civarında ikili anlaşma imzalandığını hatırlatan Arıklı, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Bu anlaşmaların birçoğu imzalanmış ama hiç uygulanmadan tozlu raflara kaldırılmıştır. Oysa bu protokoller karşılığında Türkiye’den yüklü paralar alınmış, ama protokollerin gereği asla yerine getirilmemiştir.

Oysa bu protokoller zamanında uygulanabilseydi, KKTC bambaşka bir ülke olur, şu anda yaşadığımız sıkıntıların birçoğunu yaşıyor olmazdık...

Bunun en acı örneği, Rahmetli Özal'ın 1980’li yılların ortalarında KKTC’yi Serbest Bölge  yapma projesi idi ki, en sağından en soluna bütün Red Cephesi o zaman Özal'ı topa tutmuştu. Düşünün ki TC Başbakanına kaldığı Dome Otelde kahvaltı bile verilmemişti. Ne gariptir ki aynı dönemde, Dubai'nin Serbest Bölge ve Ticaret Merkezi olması için düğmeye basılmıştı. Bugün Dubai nerede biz neredeyiz”

“DFALARCA İMZALAMIŞIZ AMA GEREĞİNİ YAPMAMIŞIZ”

Arıklı, İlk İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü’nün 2001 yılında imzalandığını belirterek, “O protokolde yazılı olan Yerel Yönetimler Reformu dahil bir çok madde mevcut protokolde de var. Defalarca imzalamışız ama gereğini yapmamışız” dedi.

Arıklı’nın açıklamasının devamı şu şekilde:

“Red Cephesi imzalanan her anlaşmaya aynı refleksi göstermiş ve o protokolü bugün olduğu gibi  "Yok Oluş veya Teslim Anlaşması" olarak kamuoyuna lanse etmiştir.

Eminim ki biz boş bir kağıda imza atmış olsak, bu malum Red Cephesi, gözü kapalı o boş belgeye bile aynı mantık ve gerekçelerle karşı çıkardı...

Not; Ben yukarda yazdığım şeyleri Meclis kürsüsünde veya TV lerde en az 100 defa söylemişimdir. Ama emimim ki Malum Cephe ilk defa duymuş gibi bana saldıracak...”