2010'da da çözüm gerçekleşmedi, anlaşma başka bir yıla kaldı...
2010 yılı da tarihe Kıbrıs sorununun çözüm yılı olarak geçemedi. "Yıl sonuna kadar çözüm" hedefi sık sık dillendirilse de bu ideal gerçekleştirilemedi. 2010'a Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile giren KKTC, yılı ülkenin üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile tamamladı ve böylece yılın başında Talat ile başlanan Kıbrıs müzakerelerine yıl ortasından itibaren Eroğlu ile devam edildi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun Türkiye'de geçirmek zorunda kaldığı ani ameliyat, Eroğlu-Hristofyas görüşmelerinin 20'nin altında kalmasını neden oldu. İki lider, 26 Mayıs'ta başlayan görüşmelerinde toplam 18 kez bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Eroğlu Talat'ı müzakerelerde hata yapmak, Talat ta Eroğlu'nu Kıbrıs konusunu bilmemekle eleştirirken; yeni Cumhurbaşkanı seçildikten bir ay 10 gün sonra Rum lider.Hristofyas ile müzakereler başladı. Eroğlu, konuyla ilgili olarak o dönemde yaptığı açıklamada, "Dünyayı şaşırtmak için değil, Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda barış ve huzur içinde yaşaması için masadayım" dedi.
İki liderin Ocak ayı sonunda Cenevre'de yapacağı görüşme ve 2011'in çözüm yılı olup olmayacağı merakla bekleniyor...
2010 TALAT'IN AÇIKLAMALARIYLA BAŞLADI
2010 yılının Kıbrıs müzakereleriyle ilgili ilk açıklamasını o günün Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat yaptı ve 2010 yılında çözüm için müzakereleri sürdüreceklerini, çözümün önündeki engelleri ortadan kaldırmak için çalışacaklarını söyledi.
Talat, 2 Ocak'ta, bir köy gezisi sırasında yaptığı açıklamada, "Önemli olan 2010 yılının Kıbrıs sorununun çözümü yılı olmasıdır" dedi.
YILIN İLK GÖRÜŞMESİ
Talat ile Hristofyas arasındaki 60'ıncı görüşme olan yılın ilk görüşmesinde liderlerin gerçekleştirmesi planlanan yoğunlaştırılmış görüşmelerin takvimi netleştirildi. Yoğunlaştırılmış görüşmelerin ilk bölümü 18, 19 ve 20 Ocak; ikinci bölümü ise 25,26 ve 27 Ocak'ta gerçekleştirildi.
Talat ile Hristofyas arasında yapılan yılın ilk görüşmesinde Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığı ele alındı. Görüşmede ilk kez resmi ağızdan, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer'dan, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un Kıbrıs'a ziyaret yapacağı "dolaylı yoldan" duyuruldu.
2010'un ilk döneminde Talat ile Hristofyas arasında gerçekleştirilen müzakerelerde Yönetim ve Güç Paylaşımı konusu üzerinde uzun süre duruldu. Cumhurbaşkanı Talat görüşmelere Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle ara verildikten sonra yaptığı geniş kapsamlı basın toplantısında, büyük ölçüde uzlaşmaya varılan konulardan biri olarak "Yönetim ve Güç Paylaşımı"nı açıkladı.
Talat konuşmalarında, "Üçüncü yılda artık sonuç üretmemiz gerek. Her müzakere süreci gibi bunun da sonu var" dedi.
TALAT'IN ZİYARETLERİ
Cumhurbaşkanı Talat, ocak ayında Avrupa Komisyonu Başkanı Juan Manuel Barroso ile görüştü.
Talat, Brüksel'e Barroso'nun davetlisi olarak gitti. Dönemin Cumhurbaşkanı Brüksel'de yaptığı açıklamada, Rum tarafının çözüm için hareketlenmesi amacıyla AB'ye rol düştüğünü ve girişim yapılması gerektiğini söyledi.
Talat, ikinci yoğunlaştırılmış tur müzakerelerden önce Türkiye'ye de giderek görüş alışverişinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, şubat ayında Brüksel'e yıl içindeki ikinci ziyaretini gerçekleştirdi.
TALAT İTALYA'DA...
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, şubat ayında İtalya ve İspanya'yı ziyaret ederek temaslarda bulundu, konferans verdi.
YOĞUNLAŞTIRILMIŞ ÇABA
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas arasında 3. yılına giren Kıbrıs müzakerelerinde 2010 Ocak ayında "yoğunlaştırılmış süreç" gerçekleştirildi.
Liderler ve heyetleri BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi'nin ara bölgedeki resmi ikametgahında gerçekleştirilen müzakerelerde adeta eve kapanarak gün boyu görüştüler.
İki safhada üçer gün şeklinde gerçekleştirilen ancak ikinci safhasının uzaması nedeniyle ekstradan planlanmamış bir güne daha yayılarak toplam 7 gün süren görüşmelerde ilginç olaylar da yaşandı.
Yoğunlaştırılmış görüşmeler sürecinde Rum liderine görüşme başladıktan birkaç saat sonra ayrılması, müzakereleri izleyen gazetecileri "görüşmeler koptu mu" düşüncesiyle heyecanlı bir koşuşturmaya sevk ederken; Rum liderin, bir gün önce öldürülen genç medya patronunun ailesine başsağlığına gittiği anlaşıldı.
Bu arada "ketum" olarak tanınan ve görevde bulunduğu süre boyunca geremedikçe açıklama yapmayan BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Taye Brook Zerihoun, bir etkinlikte yaptığı konuşmada, çözüm konusunda hem adada hem de uluslararası alanda büyük beklenti bulunduğunu savunarak, "Çözümün iki tarafa da yararı çok... Başarısızlığın bedeli ise yüksek olacak" dedi.
ORAMS DAVASI
Kıbrıs konusunda 2010 yılı değerlendirilirken, yıla damgasını vuran olaylardan biri de kuşkusuz Orams Davası olarak bilinen davanın nihai sonucunda İngiltere İstinaf Mahkemesi'nin Kıbrıslı Rum Meletis Apostolides'i haklı bulması oldu.
6 yıl süren davanın sonucu önemli yankılara yol açarken, KKTC'de 1974 öncesinde Rum malı olan Lapta'daki arsa üzerine villa inşa ettikleri gerekçesiyle haklarında dava açılan İngiliz David-Linda Oram çiftinin evinin boşaltılarak yıkılması kararı alındı. Oramslar'ın evi boşaltmasına rağmen ev yıkılmadı.
"EN İYİ ÇÖZÜM ŞEKLİ MÜZAKERELER"
Downer de kararın çıktığı günlerde Talat ile yaptığı görüşmeden çıkarken, basının sorusu üzerine "Mülkiyet sorununu müzakerelerle yola koymak en iyi çözüm şekli" dedi.
SİYASİ PARTİLERİ BİLGİLENDİRME
2010 yılı içerisinde Kıbrıs müzakereleri sırasında, hem İkinci Cumhurbaşkanı Talat, hem de Cumhurbaşkanı Eroğlu, çeşitli defalar siyasi partileri bilgilendirmek için toplantılar yaptılar. Eroğlu ve Talat, kritik dönüm noktalarında Cumhuriyet Meclisi'nde kapalı oturumlarda da milletvekilleriyle görüş alışverişinde bulundular ve meclisi bilgilendirdiler. Söz konusu toplantılardan sonra yapılan açıklamalarda Kıbrıs konusunda özellikle partiler arasındaki görüş ayrılıklarının "eskiye nazaran" azaldığı dile getirildi.
BEKLENEN ÖNEMLİ ZİYARET GERÇEKLEŞTİ
BM Genel Sekreteri Ban'ın uzun zamandır beklenen önemli ziyareti 31 Ocak'ta gerçekleşti Ban Kıbrıs ziyaretinde taraflarla ayrı ayrı görüştü ayrıca liderlerin yaptığı görüşmeye katıldı.
Ban, Uzun Yol (Ledra Yolu) bölgesini de ziyaret ederek bölgedeki AB finansmanlı restorasyon çalışmalarının ikinci aşamasının açılışını yaptı.
ORTAK BASIN TOPLANTISI
BM Genel Sekreteri, 1 Şubat'ta, ara bölgede liderlerle gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında "Çözüm için önemli fırsat var" dedi.
Basın toplantısında okunan ortak açıklamada "Yönetim ve Güç Paylaşımı konusunda önemli ilerlemeler kaydedildiği" belirtildi.
TALAT'IN KATILDIĞI SON GÖRÜŞME MART'TAYDI
Birinci Cumhurbaşkanı Talat ile Hristofyas arasındaki son dört görüşmenin biri Şubat sonu, diğerleriyse Mart ayında yapıldı.
Bu arada KKTC'deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri de Kıbrıs müzakerelerinde açıklama konusu oldu. Rum lider Hristofyas, 13 Şubat'ta yaptığı açıklamada, "Sayın Talat'ın olası yeniden seçilmesi hatırına Türk tarafına ve Sayın Talat'a kabul edilemez tavizler vermem söz konusu değildir" dedi.
RUM MECLİSİNİN KARARI TEPKİYE YOL AÇTI
Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm müzakereleri 3'üncü yılına ulaşırken, Rum Meclisi'nin Şubat ayının sonlarına doğru aldığı "Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin olduğu hiç bir anlaşmanın kabul edilmeyeceği" yönündeki karar Türk tarafında tepkilere yol açtı.
Dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, "Garantiler uluslararası bir anlaşmadır. Uluslararası bir anlaşmayı Rum Meclisi karar alarak herhangi bir şekilde etkileyemez" dedi. Dönemin Başbakanı Derviş Eroğlu ise, Rum Meclisi'nin bu kararının müzakereleri baltaladığını vurguladı. Eroğlu, "Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinden taviz veremeyiz" dedi.
"RUM MECLİSİ'NİN ÇÖZÜME DARBE VURAN KARARINA İLİŞKİN KARAR"
Cumhuriyet Meclisi, Rum Meclisi'nin aldığı karara tepki vermekte gecikmedi. Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, "Kıbrıs Rum Meclisi'nin Çözüm Sürecine Darbe Vuran Kararına İlişkin Karar Önerisi"ni 24 Şubat'ta oybirliğiyle kabul etti. Meclisin olağanüstü toplantısında alınan kararla, Rum Temsilciler Meclisi'nin Kıbrıs sorununun çözümünde garantilerin kabul edilemeyeceğine ilişkin kararına karşılık, tüm partilerin mutabakatıyla hazırlanan ve Kıbrıs Türk halkının hassasiyetleri ile Garanti ve İttifak Anlaşmaları'nın vazgeçilmezliği vurgulandı.
MÜZAKERELER 23 GÜN ARADAN SONRA YENİDEN...
Kıbrıs müzakereleri, 23 günlük aranın ardından 24 Şubat'ta yeniden başladı.
Tam gün, yoğunlaştırılmış şekilde planlanan görüşme 6.5 saat sürdü. Cumhurbaşkanı Talat, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada "Çok yönlü bir görüşme gerçekleştirdik... Rum Meclisi'nin kararı havayı bozdu Gerekli yanıt KKTC meclisi tarafından verildi" dedi.
BİR ÖNEMLİ KARAR DA AİHM'DEN
Mart ayı içerisinde önemli bir karar da AİHM'den geldi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kıbrıs konusunda önemli bir karar alarak, KKTC'de kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu'nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğunu hükme bağladı.
Bu karar KKTC'de işleyen bir hukuk düzeninin mevcudiyetinin, uluslararası hukuka uygunluğunun AİHM tarafından teyit edilmesi anlamına geliyordu. Bu kararla AİHM önündeki 1500 civarındaki Rum mülkiyet başvurusunun önce KKTC'deki TMK'ya yönlendirilmesinin yolu açılmış oldu. Böylece TMK işlemlerinin uluslararası hukuka uygunluğu AİHM tarafından tescil edildi.
ORAMS KARARIYLA KIYASLAMA
Diplomatik kaynaklar, TMK'nın etkinliğine ilişkin bu kararın, 19 Ocak 2010 tarihinde İngiliz İstinaf Mahkemesi tarafından açıklanan Orams kararının sağlam bir temele oturmadığını ortaya koyduğunu belirttiler.
İSPANYA'NIN ALTILI ZİRVE GİRİŞİMİ "AKAMETE UĞRADI"
Bu arada aynı süreçte dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanı İspanya'nın Kıbrıs sorunuyla ilgili 6'lı zirve düzenleme girişimi olduğunu ancak girişimin Rum tarafının olumsuz tutumu yüzünden akamete uğradığını bildirdi.
İspanya'nın 6'lı zirve girişiminin Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti, KKTC, Birleşmiş Milletler (BM) ve İspanya'nın katılacağı bir toplantı şeklinde olduğuna işaret eden Talat, ancak Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas'ın böyle bir görüşmeyi Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile baş başa görüşme şartına bağladığını anlattı.
MÜZAKERELERDE ORTAK AÇIKLAMA YAPILAMADI
Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde, Cumhurbaşkanlığı öncesindeki son görüşmelerde yapılması planlanan ancak Hristofyas'ın sıcak bakmaması nedeniyle gerçekleştirilemeyen "ortak açıklama" çok konuşuldu.
Üzerlerinde anlaşmaya varılan konuların taraflarca açıklanmasını öngören "ortak açıklama konusunda Talat, müzakerelerde bugüne kadar varılan noktayla ilgili ortak açıklama yapılmasını çoktan beri istediklerini ancak bunun yapılmamasının dünyanın sonu olmadığını söyledi.
Seçimlerden önce gerçekleştirilen son liderler görüşmesinin ardından tarafların gelinen noktayı isterlerse toplumlarına açıklayabilecekleri konusunda uzlaşıldı. Bunun üzerine Talat ve heyeti kapsamlı bir basın toplantısı gerçekleştirerek halkı bilgilendirdi.
SEÇİMDEN ÖNCEKİ SON GÖRÜŞME
Cumhurbaşkanı Talat ile Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas arasında kapsamlı müzakerelerin seçimler öncesindeki son toplantısı 30 Mart'ta yapıldı.
Ara bölgede yaklaşık 4 saat süren görüşmeden sonra taraflarca süreci değerlendiren ortak açıklamayı okuyan BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer, "AB, Ekonomi, Yönetim ve Güç Paylaşımı" konularında önemli ilerleme sağlandığını kaydetti.
MÜZAKERELERLE İLGİLİ KAPSAMLI AÇIKLAMA
Cumhurbaşkanı Talat ile heyeti, Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas arasında yapılan kapsamlı müzakerelerin seçimler öncesindeki son toplantısının ardından 1 Nisan'da geniş kapsamlı bir açıklama yaparak halkı müzakerelerde üzerinde anlaşılan ve anlaşılamayan konularda bilgilendirdi.
Talat'ın yanı sıra heyetteki yetkili ve uzmanların da söz aldığı toplantıda, Talat, açıklamalarının mutabakat kağıtlarından alıntı olduğu ve hiç birinin gönüllerinden geçen olmadığını söyledi.
Müzakere heyeti açıklamada özetle; "Türk tarafının çapraz oya henüz onay vermediği; bunun egemenlik, yürütmedeki bakan sayıları ve dönüşüm süreleri, yasamadaki temsiliyet gibi konularda sunulan Türk önerileri kabul edilirse kabul edilebileceğinin karşı tarafa iletildiği; yargıda tam anlaşma sağlandığını; vatandaşlıkta sayısal sınırın asla kabul edilmeyeceği; AB bakanlığında anlaşıldığı ancak varılacak anlaşmanın AB'nin birincil hukuku olmasında uzlaşma olmadığı insani boyutu dikkate alan toprak ayarlamasının savunulduğu ancak toprak konusunda görüş alışverişinden öteye geçilemediği; federal bütçede Kıbrıs Türk Kurucu Devleti'nin altyapısı için bütçe ayrılacağı; Kıbrıs Türk ekonomisinin AB'ye uyumunun sağlanmasında görüş birliği bulunduğu" kaydedildi.
GÖRÜŞMELERİN YENİDEN BAŞLAMASI
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı, Başbakan Derviş Eroğlu, Cumhurbaşkanlığına seçilmesinin ardından, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'ın kendisini telefonla arayarak tebrik ettiğini ve en kısa zamanda kendisiyle görüşmek ve görüşme sürecini hemen başlatmak istediğini söylediğini açıkladı.
YENİ CUMHURBAŞKANI'NDAN BAN'A MEKTUP
Eroğlu, seçilmesinden yaklaşık bir hafta sonra, BM Genel Sekreteri Ban'a mektup gönderdi. Cumhurbaşkanı Eroğlu mektubunda, "Bir çözüm mümkündür, ulaşılabilirdir ve bunu başarmak için çabalarımızı arttırmamız gerekir... 1960 garantiler sistemi ve iki halkın eşit egemenliği ilkesi Kıbrıs Türk tarafı için yaşamsal" dedi.
EROĞLU YIL SONUNA KADAR ANLAŞMA HEDEFİNİ AÇIKLADI
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, yıl sonuna kadar yaşayabilir bir anlaşmaya varmanın yollarını samimiyetle arayacaklarını söyledi. Mayıs ayında müzakerelerin başlamasından önce Ankara'da Türkiye Başbakanı Erdoğan ile görüşen Eroğlu, Türkiye'nin de yıl sonuna kadar bir anlaşmaya varılması arzusunda olduğunu belirtti. Eroğlu, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlayacağı 26 Mayıs'a yönelik iyi bir hazırlık yaptıklarını ve görüşmelere mülkiyet konusuyla başlayacaklarını söyledi.
EROĞLU HEYETİNİ TANITTI
Müzakere heyeti dışında görüşlerini almak için bir de Müzakere Danışma Kurulu oluşturan Cumhurbaşkanı Eroğlu, eski bürokratlar, siyasiler, hukukçular, ekonomistler ve akademisyenlerden oluşturduğu Müzakere Danışma Kurulu'ndaki isimleri de açıkladı.
Eroğlu'nun müzakere heyetinde Özel Temsilcisi Kudret Özersay (DAÜ Öğretim Üyesi), hukukçu Oğuzhan Hasipoğlu, Dışişleri Bakanlığı görevlisi Elçi Kemal Gökeri, Dışişleri Bakanlığı I. Sekreteri Gülfem Veziroğlu Sevgili, Dışişleri Bakanlığı I. Sekreteri Seniha Birand, Dışişleri Bakanlığı'ndan Mütercim Tercüman Özlem İnce yer aldı. Heyete, görüşmelerdeki konulara bağlı olarak Hasan Güngör ve Serden Hoca'nın da katılacağı belirtildi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ'un koordinatörlüğünde çalışacak Müzakere Danışma Kurulu'nda yer alan isimler ise şöyle:
"Taner Erginel (Yüksek Mahkeme eski Başkanı); İsmail Bozkurt (Araştırmacı yazar-TKP eski Genel Başkanı); Prof. Dr. Ata Atun (YDÜ Öğretim Üyesi Araştırmacı-Yazar); Ergün Olgun (Cumhurbaşkanlığı eski Müsteşarı); Doç. Dr. Erol Kaymak (DAÜ Öğretim Üyesi); Ülker Fahri (İşadamı, Araştırmacı-Yazar); Yrd. Doç. Dr. Murat Tüzünkan (UKÜ Öğretim Üyesi); Doç. Dr. Zeliha Khashman (YDÜ Öğretim Üyesi)."
Bu arada Cumhurbaşkanı, müzakerelerde dört halkayı "müzakere heyeti", "müzakere danışma kurulu", "ulusal konsey" ve "halk konseyleri" olarak açıkladı.
MÜZAKERELERİN YENİDEN BAŞLAMASI ARİFESİNDE AÇIKLAMA
Cumhurbaşkanlığı'ndan Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında Kıbrıs müzakerelerinin başlamasından bir gün önce yapılan açıklamada, Kıbrıs Türk tarafının müzakerelerin süratlenmesinden yana olduğu kaydedildi.
Açıklamada, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs konusundaki iyi niyet göreviyle ilgili 11 Mayıs 2010 tarihli raporun da memnuniyet verici olduğu ifade edildi.
EROĞLU-HRİSTOFYAS İLK KEZ GÖRÜŞTÜ
Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde Cumhurbaşkanı Eroğlu ve Hristofyas, ilk kez 26 Mayıs'ta ara bölgede bir araya geldiler ve yıl boyunca mesailerinin önemli bir kısmını alacak olan "Mülkiyet" konusunu görüşmeye başladılar.
İki taraf arasındaki son görüşme 30 Mart'ta gerçekleşmiş, görüşmede İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas bir araya gelmişti.
BM Genel Sekreteri Ban tarafların ilk toplantısına gönderdiği mesajda, "olayları karşı tarafın bakış açısından görebilme yeteneği önemli... Gelecek aylarda bir anlaşmaya ulaşabileceğinize gerçekten inanıyorum" dedi.
Görüşmenin ardından Downer tarafından yapılan açıklamada tarafların, Kıbrıs müzakerelerinde, liderlerin Mülkiyet konusunda gerçekleşen yakınlaşmayı teyit ettikleri ve görüşmelere ara verilen yerden başlanmasını karar verdikleri açıklandı.
İLK GÖRÜŞMELERDEN BİRİNDE YAŞANAN OLAY HEYECAN YARATTI
Cumhurbaşkanı Eroğlu ve Hristofyas arasında başlayan görüşmelerde, 3 Haziran günü meydana gelen ve Rum heyetinden kaynaklanan bir olay özellikle olayın her anını yaşayan gazetecilerde heyecan ve bir kaç saatliğine de olsa müzakerelerin devamına ilişkin "acaba" kuşkusu yarattı.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Dimtris Hristofyas arasında söz konusu tarihte yapılması beklenen müzakereye Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve beraberindeki heyet vaktinde gelirken, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas ile müzakere heyeti yaklaşık yarım saat geçmiş olmasına rağmen müzakere yerine gelmedi.
BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas'ın görüşmenin ertelenmesini ve heyetler düzeyinde yapılmasını talep ettiğini, ancak bu durumu aktarmaya fırsat bulamadan Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun görüşme yerine gittiğini anlattı. Durumu bildirdikleri Hristofyas'ın da Eroğlu'nun geldiğini duyunca bir saat gecikmeyle görüşme yerine geldiğini belirten Downer, liderlerin yaklaşık 20 dakika görüştüklerini kaydetti.
Söz konusu günde liderler arasındaki müzakereye geçilemezken, tarafların heyetleri öğleden sonra bir araya gelerek müzakerelere devam etti.
CUMHURBAŞKANLARI İKİ KEZ BİRARAYA GELDİ
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile de yıl içinde iki kez bir araya geldi. Eroğlu'nun daveti üzerine Cumhurbaşkanlığı'nda yemekte gerçekleşen ve Kıbrıs müzakerelerinin ele alındığı buluşmalara ilişkin açıklama yapılmadı.
İkinci yemek, Denktaş ve Talat'ın, devam eden müzakereler ve özellikle mülkiyet konusunda tarafların önerileri konusunda bilgilendirilmesi amacıyla düzenlendi ve Cumhurbaşkanı'nın Özel Temsilcisi Kudret Özersay projeksiyon eşliğinde sunum yaptı.
ZERİHOUN GÖREVİ BUTTENHEİM'A DEVRETTİ
BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı ile birlikte Kıbrıs müzakerelerinde yıllardan beridir kolaylaştırıcı olarak önemli rol oynayan BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilciliği makamı bu yıl el değiştirdi ve Taye Brook Zerihoun görevini yeni Özel Temsilci Lisa Buttenheim'e devretti. Bilindiği gibi Özel Temsilci, BM Barış Gücü'nün (UNFICYP) Misyon Şefi olarak da, en üst noktada bulunuyor ve sürekli adada ikamet ediyor.
AİHM'İN KARARINA DAYANARAK SUNUM YAPILDI
Cumhurbaşkanı Eroğlu ve Hristofyas 15 Haziran tarihli görüşmelerinde Mülkiyet konusunu ele almaya devam ettiler.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, AİHM'in son aldığı kararından da yararlanarak, Rum heyetiyle karşılıklı sunumlar yaptıklarını ve bunların özel temsilcilerce ayrıntılı şekilde değerlendirileceğini kaydetti. Türk tarafı ilerleyen haftalarda AİHM kararıyla da zenginleştirerek mülkiyetle ilgili öneri sundu.
İki lider 23 Haziran, 9 Temmuz, 22 Temmuz ve 28 Temmuz tarihlerinde de bir araya geldiler.
"MÜZAKERELER, 2010, 2012, BİR 5 SENE DAHA BÖYLE OLMAZ..."
Cumhurbaşkanı Eroğlu, müzakereler sırasında zaman zaman Ankara'ya da giderek görüş alışverişinde bulundu. Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu buluşmalardan birinde basına yaptığı açıklamada, 'Müzakereler, 2010, 2012, bir 5 sene daha, onun cumhurbaşkanlığı, bunun cumhurbaşkanlığı dönemi, bunlar böyle olmaz. bunun bir çizgisinin olması gerekir... Eğer bir netice çıkmazsa, şüphesiz ki KKTC kendini ispatlamış bir ülkedir... Türkiye her türlü desteği vermeye devam edecektir'' dedi.
NEW YORK ZİYARETLERİ
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı görevine seçildikten sonra ilki 27 Haziran'da, diğerleri ise Eylül ve Kasım aylarında olmak üzere yıl içinde 3 kez New York'a ziyaret yaparak önemli temaslarda bulundu. İlk iki ziyaretinde BM Genel Sekreteri Ban ile görüşen Eroğlu'nun üçüncü ziyareti Ban ve Hristofyas ile üçlü zirve olarak gerçekleşti.
Üçlü zirve önerisini ilk kez New York'a Haziran'da yaptığı ziyarette Cumhurbaşkanı Eroğlu önermiş, Hristofyas ise önceleri buna yanaşmamıştı.
Ban ve Liderler 25-26 Ocak tarihlerinde de Cenevre'de yeniden bir araya gelecekler.
YIL SONUNA KADAR ÇÖZÜM HEDEFİ BAN'A DA İLETİLDİ
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının yıl sonuna kadar çözüme olan niyet ve motivasyonunu "net bir şekilde" BM Genel Sekreteri Ban'a da iletti. Eroğlu, New York''ta yaptığı açıklamada, müzakere süresinin bir zaman limitinde bitirilmesi gerektiğini de kaydetti. Eroğlu, ''Belli bir zaman limiti içinde artık bu konunun müzakerelerini tamamlayıp referandum noktasına gelmemiz gerekir'' dedi.
Eroğlu, varılacak bir anlaşmayı halkın da benimsemesi gerektiğine işaret ederek, "Halkın referandumda onay vermeyeceği bir anlaşmayı yapsak ne olur yapmasak ne olur, mühim olan referandumdan geçip uygulamaya konmasıdır" dedi.
Eroğlu, Annan Planı'nın kesinlikle Kıbrıslı Türkler lehine bir plan olmadığını da kaydetti.
MÜZAKERELERİN DOĞAL LİMİTİ GÜNEY'DEKİ SEÇİMLER
Eroğlu, New York'taki açıklamalarında, "Sayın Hristofyas kesinlikle bir zaman limiti konulmasını istemiyor, hakemlik istemiyor" dedi. Cumhurbaşkanı, ilerleyen günlerde yaptığı açıklamada bu konuda "doğal limitin" Güney Kıbrıs'ta 2011 yılında gerçekleştirilecek genel seçimler olduğunu söyledi.
Eroğlu, New York ziyaretinde izolasyonlara da işaret ederek, "İzolasyonların olduğunu kimse inkar edemez, biz ambargolar altında yaşıyoruz'' dedi.
AĞUSTOS AYINDA 3 GÖRÜŞME
Taraflar, Temmuz ayında yaptıkları görüşmelerde "Mülkiyet" konusunda devam ederken, Ağustos ayında da 4, 10 ve 31'i olmak üzere 3 görüşme yaptılar.
BASIN İLE BM ARASINDAKİ İLİŞKİLER
Yıllardır süren Kıbrıs müzakerelerinin adeta vazgeçilmez bir parçası haline gelen basın mensupları da zaman zaman sıkıntılar yaşadılar. Gazeteciler, görüşmelerin diğer müdavimleri BM askerleriyle sürekli muhatap oldular. Genelde taraflar arasına mesafeli ve saygılı bir duruş sergilendi.
BM yetkilileri basının makul taleplerine süratle olumlu yanıt verirken, münferit bazı olaylar iki tarafı da üzdü ancak sonunda bir şekilde tatlıya bağlandı. Görüşmelerin büyük çoğunluğu ara bölgede BM Barış Gücü karargahı olan UNPA yakınlarında müzakereler için ayrılan ve bir dönem Lefkoşa Konferans Merkezi adı verilen binalarda gerçekleşti.
Ancak, yoğunlaştırılmış görüşmeler ve "yıl sonuna doğru" rutin görüşmeler de BM Kıbrıs Özel Temsilcisi'nin sürekli ikamet etmediği ancak yine de "resmi ikametgah" olarak bilinen binada gerçekleştirildi. Basın mensupları UNPA yakınlarındaki binayı daha pratik buldu. Ayrıca, Özel Temsilci'nin ikametgahında gerçekleşen görüşmelere girerken olağanüstü güvenlik tedbirleri ve basın mensuplarının sıkı şekilde aranması zaman zaman tepkilere ve hem Türk hem Rum gazetecilerinden "terörist miyiz?" çıkışlarına yol açtı.
Basın mensuplarının, yaz başında, basın için kurulan çadırın yazda çok sıcak olduğuna işaret ederek "klimalı oda" talebinde bulunmasının hemen ardından, BM Basın Sözcülüğü girişimleriyle çadırın yanına basın için klimalı bir prefabrik oda kuruldu.
Aynı anda 8-10 kişinin bulunabileceği klimalı oda basın mensuplarını çok memnun ederken, odanın hizmete girdiği gün bir bayan askeri personelin gazetecilere yönelik agresif tavırları gerginliğe ve üzüntüye yol açtı.
Basın mensuplarının şikayetiyle hemen basın çadırına gelen BM Basın Sözcülüğü yetkilileri ve bölgeden sorumlu bir BM yüzbaşısı tarafları dinledikten sonra gazetecilerden özür dileyerek, üzüntülerini belirttiler ve olay tatlıya bağlandı.
BM, yıllardır müzakerelerde basın mensuplarına soğuk su ve çay, neskafe gibi sıcak içecekler de sağlıyor.
"TAVİZ SÖZ KONUSU DEĞİL... AL-VER NOKTASINDA DEĞİLİZ"
Cumhurbaşkanı Eroğlu, temmuz ayında yaptığı açıklamalarda, karşılıklı görüşlerin müzakere masasında bulunduğunu, müzakerelerde bir tavizin söz konusu olmadığını, ayrıca henüz al-ver noktasında bulunmadıklarını söyledi.
DOĞRUDAN TİCARET TÜZÜĞÜ
Kıbrıs Türk tarafını yakından ilgilendiren AB'nin Doğrudan Ticaret Tüzüğü konusu da yılın özellikle ikinci yarısında gündemdeki önemini korudu.
RUMLAR JENNY'İ DE KÖTÜ EMELLERİNE ALET ETTİ
Rumlar, "J. Lo" veya "Jenny" lakaplı ünlü Latin kökenli Jennifer Lopez'i de kötü emellerine alet ederek siyasete bulaştırdı. Kıbrıs Türkü'nün önünü kesmek için müzik, sanat, spor ayrımı yapmayan Rum lobisi, işini gücünü bırakarak Lopez'in ülkeye gelmesini engellemekle uğraştı.
Otel açılışı için KKTC'ye gelerek konser vermek üzere anlaşmaya varılan ve parası peşin ödenen Lopez, araya Rum lobisi girince gelmekten vazgeçti. Lopez'in sitesinde mazeret olarak yayımlanan yazıdaki Türk tarafına yönelik eleştiri, sanatçıya tepki mesajları yağması üzerine hemen kaldırıldı.
Lopez gelmemesine rağmen daha sonra en az onun kadar ünlü ABD'li sanatçı Anastacia, aynı otele gelerek konser verdi. "Büyük Sesli Küçük Hanım" lakabıyla tanınan Anastacia'nın gelişini engelleme girişimleri, sanatçının sözünü tutarak, Jenny'e uymaması sonucunda sonuçsuz kaldı.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, konuyla ilgili sorular üzerine, dünyaca ünlü şarkıcı Jennifer Lopez'in KKTC'de bir otelin açılışına katılarak vereceği konseri iptal etmesi olayının tamamıyla Rum tarafının hazımsızlığı olduğunu söyledi.
"MÜLKİYETİ BAŞKA BAŞLIKLARLA İLİŞKİLENDİRME ÇABASI"
Kıbrıs müzakerelerinde sıkıntı yaratan olaylardan biri, aylarca müzakere edilen "Mülkiyet" konusunu sürekli başka başlıklarla ilişkilendirme gayreti oldu.
Cumhurbaşkanı, Rumlara bu yaklaşımın doğru olmadığını, her başlığın kendi içinde müzakere edilmesi gerektiğini, başlıklar arasındaki "al-ver"in sürecin son aşamasında referandumlar öncesinde yapılabileceğini defalarca izah ettiklerini söyledi.
"ARGÜMAN VE KARŞI ARGÜMANLAR TÜKENDİ"
Eroğlu, Kıbrıs Türkü'nün özgürlüğe, adanın da barışa kavuşmasının 36'ıncı yıldönümü olan 20 Temmuz'da, 40 yılı aşkın süredir devam eden Kıbrıs sorununda, tarafların argüman ve karşı argümanlarının tükendiğini, bu nedenle bundan böyle meselenin halledilebilmesinin tek hal çaresinin, siyasi irade ve liderlik gösterebilmekten geçtiğini söyledi.
RUM TARAFI YILLARDIR YAPTIĞINI YAPTI... BASINI KULLANDI
Rum tarafı müzakerelerde yıllardır uyguladığı taktiği sürdürerek, gerek maksatlı ve hesaplı sızdırmalarla, hem kendi kamuoyunu hem de müzakereleri yönlendirmeye çabaladı.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun Özel Temsilcisi Kudret Özersay, Rum tavrına tepki göstererek, Rum tarafının müzakerelerde yeni öneri sunmuş gibi davranıp, basını kullanarak müzakere yapmaya çalıştığını söyledi ve "Bizce müzakere, müzakere masasında yapılır" dedi.
ORTAK İLETİŞİM ODASI AÇILDI
Rum lider Hristofyas'ın da kendisinden övgüyle söz ettiği ve "dostum" ifadesiyle bahsettiği genç Özel Temsilci Kudret Özersay, Suçlarla İlgili Teknik Komite çalışmaları çerçevesinde ara bölgede açılan "Ortak İletişim Odası"nın törenli açılışında yaptığı konuşmada, bir tarafta suç işleyerek diğer tarafta saklanan suçlular bulunduğunu belirtti ve suçluların iadesini desteklediklerini vurguladı.
Öte yandan suçlarla ilgili alt komitenin 2009'dan bu yana 89 vakayı ele aldığı kaydedildi. Ortak iletişim odası 24 saat "on-call" çalışacak.
DOĞRUDAN TİCARET TÜZÜĞÜ VE MARAŞ KONUSU
Kıbrıs sorununa bütünlüklü çözüm sağlanması prensibine rağmen yıllardır çeşitli vesilelerle mutlaka Rumlar tarafından gündeme getirilen Maraş ve Maraş'ın iadesi konusu, 2010 yılı içerisinde de gündemde yer buldu.
Rum liderliğinin Maraş'ı, AB'nin Doğrudan Ticaret Tüzüğü ile ilişkilendirmeye çalışması Kıbrıs Türk tarafının tepkisini çekti.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün hayata geçmesi için Kıbrıs Türk tarafının diyet ödemek zorunda olduğunu düşünmediklerini kaydederek, izolasyonların kaldırılmasını sağlamasa da tüzüğün yürürlüğe girmesi için diplomatik çabalarının süreceğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, konu üzerine yaptığı açıklamada, "Rum liderliğinin Maraş konusunu Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız ambargoların kaldırılması yönünde bir adım olacak olan Doğrudan Ticaret Tüzüğü ile ilişkilendirmeye çalışması kabul edilemez" dedi.
Özgürgün, Maraş konusunun, Kıbrıs müzakerelerinin bir unsuru, dolayısıyla kapsamlı görüşmelerde ele alınacak ve iki taraf arasında müzakere yoluyla çözümlenebilecek bir konu olduğunu vurguladı.
HALKA SESLENİŞ...
Eroğlu, Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Kıbrıs müzakerelerinde neler yaptığını halka paylaşmak için Ağustos ayında televizyonlardan "halka sesleniş" konuşması yaptı.
Cumhurbaşkanı, siyasi eşitliğe dayalı, iki kesimli, iki toplumlu ve eşit statüde iki kurucu devlete haiz bir ortaklığın zor olduğunu ama imkansız olmadığını kaydetti.
Eroğlu, AİHM kararlarının Kıbrıs Türk tarafının mülkiyet tezlerini güçlendirdiğini söyledi.
LİDERLER VE EŞLERİ YEMEKTE BULUŞTU
Cumhurbaşkanı Eroğlue ve Hristofyas ile eşleri ve özel temsilcilerle, BM yetkililerinin eşleri sosyal amaçlı iki yemekte buluştu.
İlk yemek 28 Temmuz'da Eroğlu'nun Lefkoşa'daki ikametgahında. İkincisi ise 31 Ağustos'ta Rum liderin Limasol yakınlarındaki dağ köyü Kellaki'deki yazlığında gerçekleşti.
Eroğlu Limasol'daki yemekten sonra yaptığı açıklamada, Dimitris Hristofyas'la yemekte buluşmaktan son derece memnun kaldığını belirterek, "Yoldaş değiliz ama çok iyi dostuz" dedi.
AĞUSTOS'TA 3 HAFTA ARA
Genelde "Tatil ayı" olarak bilinen ve dünyanın bu bölgesinde çalışanların izinlerini kullandığı Ağustos'ta müzakerelere 3 hafta ara verildi.
Müzakereler 31 Ağustos'ta yeniden başladı.
YOĞUNLAŞTIRILMIŞ MÜZAKERELER YENİDEN...
Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde liderlerin aldığı karar uyarınca 8 ve 10 Eylül tarihlerinde yoğunlaştırılmış müzakereler yapıldı. Bu görüşmelerde "Mülkiyet" konusu kapsamlı önerilerle ve çok detaylı çalışmalarla ele alındı. 8 Eylül'de gerçekleştirilen görüşme sabahtan akşama 6 buçuk saat sürerken, 10 Eylül görüşmesi planlanandan daha erken sona erdi ve 4 saat sürdü.
"1994'TEKİ ABAD KARARI DÜZELTİLMELİ"
Cumhurbaşkanı Eroğlu, müzakereler sürerken yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın (ABAD) KKTC'den imtiyazlı ticareti engelleyen 1994'teki kararının düzeltilmesi için Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün uygulamaya girmesini ve izolasyonların kaldırılmasını istediklerini vurguladı.
EROĞLU ELEŞTİRİLERİ YANITLADI
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, "Görüşmelere mülkiyetle başlamak yanlıştı" şeklinde kendisine yapılan eleştirilere 10 Eylül'de yanıt verdi. Cumhurbaşkanı, "görüşmelerdeki 6 başlık Talat'la Papadopulos arasında yapılan ilk görüşmelerde belirlendi... Mülkiyet de bu 6 başlıktan biriydi. Biz bu başlığı açtık, görüşüyoruz" dedi.
EROĞLU-BELÇİKA DIŞİŞLERİ BAKANI
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Brüksel'de AB Dönem Başkanı Belçika'nın Dışişleri Bakanı Steven Vanackere ile yaptığı görüşmede ise, Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün hayata geçmesinin Rumları bir anlaşma için motive edeceğini vurguladı. Eroğlu, Kıbrıs sorununa bugüne dek çözüm bulunamamasında Avrupa Birliği'nin (AB) payı olduğunu söyledi.
MECLİS'TE KIBRIS OTURUMU
Cumhurbaşkanı Eroğlu, göreve geldikten sonra Cumhuriyet Meclisi'nde yapılan kapalı oturumlarda, Kıbrıs müzakereleriyle ilgili siyasi partileri bilgilendirdi ve görüşlerini aldı. Eroğlu, bu oturumlarda bütün partilerden samimi destek bulduğunu açıkladı.
YEŞİLIRMAK KAPISI AB KOMİSERİ FÜLE'NİN KIBRIS ZİYARETİ
Yılın önemli olaylarından biri de Kıbrıs'ta iki taraf arasında 7'inci geçiş kapısı olan Yeşilırmak Kapısı'nın açılmasıydı. AB Genişleme'den Sorumlu Komiseri Stephan Füle'nin ziyareti de bu çerçevede gerçekleşti.
Yeşilırmak Kapısı, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'nın yanı sıra Füle'nin de katıldığı bir törenle 14 Ekim'de açıldı.
Dar kapsamlı ve sade bir şekilde gerçekleştirilen törenin davetiye listesi iç politikada günlerce süren ve neredeyse kapının açılışını gölgede bırakan tartışmalara yol açtı. Davetli listesinin çok kısıtlı tutulması, kapının açılış hazırlıkları onun döneminde başlayan İkinci Cumhurbaşkanı Talat'ın davet edilmemesi, Cumhuriyet Meclisi'nde de muhalefetle iktidar arasında tartışma konusu olurken, Cumhurbaşkanlığı açıklamasında davetin ve dolayısıyla davetiye listesinin BM tarafından organize edildiği açıklandı.
"EROĞLU'NDA İNANÇ EKSİKLİĞİ GÖRMEDİM"
Füle, adayı ziyaretinde düzenlediği basın toplantısında bir anlaşmaya varılması durumunda hayata geçirilmesi için destek vereceklerini belirterek, "Brüksel'deki herkesin arzusu 2012'deki dönem başkanlığını birleşik bir Kıbrıs'ın devralması" dedi. Füle, "Eroğlu'nda, hiç bir şekilde, kapsamlı çözümü müzakere etmeye yönelik bir inanç eksikliği görmedim" dedi. Füle, AB'nin Kıbrıslı Türklere Mali Yardım programıyla ilgili açıklamalarda da bulunarak, programa ek kaynak aktarılacağını belirtti.
"DAYATMA SÖYLEMLERİ KOMPLO TEORİSİ"
BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer, müzakereler sırasında basına yaptığı açıklamada, daha çok Rum basınında yer alan iddialara değinerek, "Arabulucu değiliz Gizli plan veya dayatma söylemleri komplo teorisi... Liderler anlaşacak ve uzlaştıkları anlaşmayı referanduma sunacak" dedi.
AP BAŞKANI BUZEK ADADA TEMASLARDA BULUNDU
AP Başkanı Jerzy Buzek, Kıbrıs'ta temaslarda bulundu. Cumhurbaşkanı Eroğlu, Ekim ayında adaya gelen Buzek'i kabul etti. Eroğlu, Buzek'i kabulünden sonra yaptığı açıklamada, "Rumların etkisi altındaki bir AB'ye halkımızın güveni azalabilir" dedi.
CUMHURBAŞKANI ALMANYA'DA
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Ekim ayında Almanya'nın başkenti Berlin'de ve Belçika'da temaslarda bulundu. Eroğlu, Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ile Alman Parlamentosu'nda bir araya geldi.
"DOĞRUDAN TİCARET TÜZÜĞÜ BU YIL İÇİN GÜNDEMDEN DÜŞTÜ"
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Ekim ayı sonlarında Almanya ve Belçika'ya giderek temaslarda bulundu. Eroğlu, KKTC'ye dönüşünde yaptığı açıklamada, Avrupa Komisyonu tarafından Kıbrıslı Türklere yönelik hazırlanan Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün 2010 yılı içerisinde hayata geçirilmesinin mümkün görülmediğini vurguladı.
AP HUKUK İŞLERİ KOMİSYONU RAPORU ALEYHTE
Avrupa Birliği ile Kuzey Kıbrıs arasında doğrudan ticaret yapılmasını öngören tüzük hakkında yapılan oylamada, Avrupa Parlamentosu Hukuk İşleri Komisyonu tüzüğün aleyhine bir karar aldı. Daha sonra, AP Hukuk İşleri Komisyonu'nun kararı, AP Başkanlık Konferansına gönderildi ve AP Başkanlık Konferansı tüzüğü tüm yönleriyle ele aldıktan sonra AP Genel Kurulu'na gönderecek. Genel Kurul'da nihai halini alacak olan Rapor daha sonra AB Konseyine gönderilecek.
Bazı kaynaklar tüzükle ilgili olumlu bir karar çıkabileceğini savunurken, bazı uzmanlar da hukuk komisyonunun bu kararından sonra tüzük lehine bir kararın zor olduğunu savunuyorlar.
Ancak AB'ye yakın kaynaklara göre, Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle'nin sözcüsü Angela Filote, konuyla ilgili açıklamasında tüzüğü savunarak, "Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün tek amacının Kuzey Kıbrıs'a ticari imtiyazlar getirmek olduğunu ve bu nedenle önerilerinin arkasında durduklarını" vurgulamış, en iyi çözümün ise Doğrudan Ticaret Tüzüğünü de gereksiz kılacak şekilde Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulunması olduğunu ifade etmişti.
ANKARA'DA ÖNEMLİ ZİRVE... EN ÜST PROTOKOL ANKARA'YA GİTTİ
Kasım ayının ilk günü yılın önemli olaylarından biri yaşandı ve KKTC en üst düzey protokolü, Kıbrıs konusunda toplantıya katılmak üzere 1 Kasım sabahı, günü birlik ziyaret için Ankara'ya gitti.Aynı gün Ankara'da, Türkiye ve KKTC cumhurbaşkanları başkanlığında yapılan üst düzey toplantıda, mülkiyet konusu ve Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) ile ilgili gelişmeler ele alındı.Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu başkanlığındaki KKTC heyetinde, Başbakan İrsen Küçük, bazı bakanlar, müsteşar ve danışmanlar yer aldı.
AKPM BAŞKANI KKTC'DE
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı ve Türkiye Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, AKPM olarak Kıbrıs'ta; birleşik ve barış içinde yaşayan bir Kıbrıs istediğini, bunun da BM zemininde 2008 yılında iki liderin de açıkladığı şekilde iki kesimli, iki toplumlu bir anlaşma olduğunu belirtti.
Güney Kıbrıs'ta temaslarda bulunan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı ve Türkiye Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, Lefkoşa'da bulunan Ledra Palace sınır kapısından KKTC'ye geçti. BM Genel sekreteri de dahil Kıbrıs'ı ziyaret eden üst düzey yetkililerin KKTC'ye ziyaret yapmalarının yıllardır adeta rutin bir hal almasına rağmen Rumlar, AK Parti Başkanı Çavuşoğlu'na KKTC'ye gerçekleştirdiği ziyaret nedeniyle tepki gösterdi.
GÜNEY MALI TUTANLARIN PARA ÖDEYECEĞİ İDDİALARI
Üst düzey KKTC heyetinin Ankara'ya gerçekleştirdiği ziyaretin ardından 1974 öncesinde Rumlara ait olan malları tutanların, bu malın üçte birini ödeyeceğine dair Türkiye'de karar alındığı iddiaları ortaya atıldı. Ankara ziyaretinin ardından söylentiler üzerine bir açıklama yapan Başbakan Küçük, "Güney malı tutanların mal değerinin üçte birini ödeyeceği haberleri doğru değil" dedi.
CUMHURBAŞKANI'NDAN BAN'A MEKTUP
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kasım ayı başında, BM Genel Sekreteri Ban'a bir mektup göndererek, "Kıbrıs Rum tarafınca da ileriye dönük yaklaşım sergilenmesi ve siyasi irade gösterilmesi durumunda, ilerleme kaydetmenin, hatta yıl sonuna kadar kapsamlı bir çözüme ulaşmanın mümkün olduğuna inanmaktayız" dedi.
NEW YORK'TA ÜÇLÜ GÖRÜŞME
BM Genel Sekreteri Ban, Cumhurbaşkanı Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas arasındaki üçlü görüşmelerin ikincisi New York'ta 18 Kasım'da yapıldı.
Toplantıda, tarafların Ocak ayı sonunda Cenevre'de yeniden bir araya gelmeleri ve bu süre içinde aralarındaki uzlaşmazlık noktalarını giderecek çalışma ortaya koymaları konusunda anlaşmaya varıldı. Ban, bu önemli görüşmeden sonra liderlerle birlikte açıklama yaptı.
Ban, "Toplantının müzakerelere ivme kazandıracağına inanıyorum... İki tarafın sorumluluklarını üstlenerek bu süreci çözüme doğru götürmelerini bekliyoruz. Kıbrıs halkı ve uluslararası toplum bir çözüm istiyor, hiç bitmeyen müzakereler istemiyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da basın toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında, müzakerelerde gizliliğin önemli olduğundan detaya girmeyeceğini belirterek, 6 başlık halinde yapılan müzakerelerde bazı tıkanıklıklar yaşandığını ve toplantıda bu tıkanıklıkların aşılması için ne gibi gayretler sarf edecekleri üzerinde durduklarını, ayrıca Ocak ayı sonuna kadar yapacakları yoğunlaştırılmış müzakerelerde ne gibi bir gelişme tespit edilebileceğini ele aldıklarını kaydetti.
Eroğlu, ''Genel sekreterin 'ocak sonuna kadar yoğunlaştırılmış müzakerelerle çalışmanızı tamamlayın ve ondan sonra Cenevre'de buluşalım' kararı tabii ki benim için çok önemli. Çünkü artık bu müzakerelere bir zaman tahdidi koymak lazım, ilanihaye müzakere masasında kalamayız" dedi.
İSVEÇ ZİYARETİ
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, New York dönüşünde İstanbul üzerinden İsveç'e geçerek orada temaslarda bulundu. İsveç'te Dışişleri Bakanı Carl Bildt ile görüşen Eroğlu, "Gündemimde sorunu çözmek var... Bu sadece bana bağlı değil..." dedi.
Bu arada, KKTC'nin AB içindeki üçüncü temsilciliği Stockholm'de açıldı.
BM GENEL SEKRETERİ'NİN RAPORU OLUMLU
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ, 29 Kasım'da yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin, İyi Niyet Misyonu'yla ilgili olarak yayınladığı raporu değerlendirdiklerini belirterek, Kıbrıs Türk tarafının raporun genel yapısını ve müzakerelerin seyri bakımından yapmış olduğu saptamaları ana hatlarıyla olumlu bulduğunu bildirdi.
Kıbrıs Türk tarafının; raporun Cenevre görüşmesi öncesinde yer alacak müzakerelere olumlu etki yapmasını temenni ettiğini belirten Ertuğ, "Kıbrıs Türk tarafı, bu anlayışla ve tüm iyi niyetiyle önümüzdeki bu kısa dönemi en verimli ve yapıcı şekilde değerlendirecektir" dedi.
TALAT: "MÜZAKERELER RUM TUTUMU NEDENİYLE ÇIKMAZA GİRİYOR"
2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kasım ayının son günü Brüksel'de bir toplantıda yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununda Türk tarafının jest yaparak Rumları tutum değiştirmeye zorlamasının asla mümkün olmadığını söyledi.
Alman Friedrich Ebert Vakfı'nın Brüksel temsilciliğinin düzenlediği toplantıda konuşan Talat, Kıbrıs'taki müzakerelerin Rum tarafının mülk paylaşımı konusunda gösterdiği katı ve uluslararası yaklaşımla çelişen tutum nedeniyle çıkmaza girmek üzere olduğunu belirterek, BM müdahalesi ve hakemliği olmadan çözüm beklentisine girilmemesini istedi.
Talat, Hristofyas'ın yine eleştiri almamak için mevcut müzakerelerde iktidar ve güç paylaşımı konusunda iki tarafın uzlaşmaya çok yaklaştığını ilan etmekten "korkarak", KKTC'deki son cumhurbaşkanlığı seçim sonucunda belirleyici olduğunu iddia etti.
BAN'IN RAPORU YAYINLANDI
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un Kıbrıs'ta BM Barış Gücü'nün (UNFIYCP) görev süresinin 6 ay uzatılmasını tavsiye eden raporu yayımlandı.
''RUMLAR SON DAKİKADA KAÇAR, SİZİ SUÇLARLAR''
1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, yıllarca müzakerelere katıldığını, çeşitli planların ele alındığını belirterek, ''eşit egemen iki halk'' ve ''Türkiye'nin garantileri'' ilkelerinden vazgeçilmediği sürece, Rum tarafının hiç bir plan veya müzakereyi olumlu sonuçlandırmayacağını söyledi.
Denktaş, "Kıbrıs sorununun görüşülmeyen de bilinmeyen de tarafı yok, bu nedenle Cenevre'de de fazla bir şey olacağını zannetmiyorum. Rumlar son dakikada kaçarlar sizi suçlarlar" dedi.
EROĞLU AMELİYAT OLDU... YILIN SON İKİ GÖRÜŞMESİ İPTAL...
Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde, yılın son ayında 4 görüşme öngörülürken, Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun ani kalp operasyonu 21 ve 28 Aralık tarihi için planlana görüşmenin iptaline neden oldu. Ankara'da bulunan Cumhurbaşkanı'nın nekahet dönemini atlatmasının ardından görüşmelere devam edilmesi bekleniyor. Temsilciler arasındaki müzakereler ise sürüyor.
"TIKANIKLIKLAR GÖRÜŞÜLECEK"
Özel temsilciler Aralık süresince haftada 2 defa toplanarak 6 başlıkla ilgili tıkanıklıkları, tarafların tıkanıklıkla ilgili görüş ve önerileri görüşüyor.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
Kıbrıs müzakereleri devam ederken, 18 Nisan'da gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin takvimi de işlemeye başladı ve Ulusal Birlik Partisi (UBP), Genel Başkan ve Başbakan Derviş Eroğlu'nu cumhurbaşkanı adayı ilan etti.
Eroğlu, "Seçildiğimin ertesi günü Hristofyas ile dilediği yerde bir araya gelmeye hazırım... Kıbrıs sorununu meclis tarafından oluşturulacak yeni bir platformda hükümetle birlikte yürüteceğiz" dedi.
Dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ise bağımsız adaylığını Atatürk Spor Salonu'nda şölenle ve "Asıl şimdi başlıyor" ve "Ya dün, ya dünya" sloganlarıyla açıkladı. CTP-BG de Talat'a desteğini açıklarken şölene partinin başkan ve yetkilileri de katıldı.
ADAYLAR
Cumhurbaşkanlığı için Yüksek Seçim Kurulu tarafından adaylıkları onaylanan 6 kişi şu isimlerden oluştu: "Mustafa Kemal Tümkan (Bağımsız), Dr. Derviş Eroğlu (Ulusal Birlik Partisi), Arif Salih Kırdağ (Bağımsız), Mehmet Ali Talat (Bağımsız), Zeki Beşiktepeli (Bağımsız), Ayhan Kaymak (Bağımsız), Tahsin Ertuğruloğlu (Bağımsız)."
TC DIŞİŞLERİNDEN "TARAFSIZLIK" AÇIKLAMASI
Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Türkiye'nin 18 Nisan'da KKTC'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda her zaman olduğu gibi tarafsızlığını muhafaza etmekte olduğu ve tüm adaylara seçimlerde başarılar dilediği bildirildi.
EROĞLU: "UBP, HERKESİ KUCAKLAYACAK KADAR BÜYÜK BİR PARTİDİR"
Ulusal Birlik Partisi (UBP) 18 Nisan tarihinde yapılacak KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını Girne'de başlattı.
Bağımsızlık bildirgesini hazırlayıp devleti ilan edenlerin birlikte yürümeleri halinde KKTC devletine gönül verenlerin cumhurbaşkanlığı için yapılacak seçimleri kazanabileceğini ifade eden Derviş Eroğlu, Kıbrıs sorunun çözümü yönünde izlenen "tavizkar politikalar" sonucu devletin varlığının tehlikeye girdiğini kaydetti.
TALAT'A SES BOMBASI
Talat'ın dere boyundaki seçim bürosuna ses bombası atıldı.
Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı, dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Lefkoşa Dereboyu Mehmet Ali Talat Gençlik Merkezi'ne ses bombaları atılmasını kınayarak, "Bunun çok çirkin bir saldırı olduğunu" söyledi.
EROĞLU VE TALAT AA'YA KONUŞTU
Eroğlu ve Talat, Mart ayı sonunda, Anadolu Ajansı'na, Kıbrıs konusuyla ilgili düşünceleri konusunda değerlendirmelerde bulundular.
Eroğlu, A.A.'ya, ''Müzakere masasından belki Hristofyas kaçar ama ben kaçmam, bunu da herkesin bilmesi gerekir... 'Kıbrıs sorununu bilmiyor lafları bana göre gülünecek laflardır. sayın Talat'ın bu lafları söylemesini doğrusu kendisine yakıştıramıyorum. Bana göre, (Talat'ın) müzakere masasına oturur oturmaz, tek egemenlik ve tek kimliği kabul etmesi bir hataydı'' dedi.
Talat ise demecinde, ''(Eroğlu) Kıbrıs sorununu, uluslararası ilişkileri ve hukuk bilmiyor... Tek egemenlik yıllardır kabul edilmiş çözüm çerçevesidir... Kıbrıs Türkü'nü, KKTC'yi dünya ile barıştırdım,'çözüm politikası devam etmeli'' dedi.
EROĞLU CUMHURBAŞKANI
18 Nisan'da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerin, UBP'ye yıllarca Genel Başkanlık ve ülkeye de 18 yıl başbakanlık yapmış olan Derviş Eroğlu, dördüncü adaylık denemesinde ilk turda Cumhurbaşkanı seçildi.
KKTC'nin üçüncü Cumhurbaşkanı olan Eroğlu oyların yüzde 50.4 ünü alırken, Talat yüzde 42.9'da kaldı.
Eroğlu, seçimden sonra, "Cumhurbaşkanlığı sarayı halkın sarayı; müzakere masasındaki ses de halkın sesi olacak..." dedi.
TALAT'TAN DUYGUSAL KONUŞMA
2. cumhurbaşkanı Talat, görevini devrederken yaptığı konuşmada, kendi döneminde müzakerelerde, "ilk kez gerçek ilerleme sağlandığını" söyledi.
Talat: "KKTC'nin ilanında ağladığımı söylenen kitabın tümünün okunarak değerlendirilmesini isterdim Benim ve ailemin boğazından haram lokma geçmedi, harcamaların azami dikkatle yapılmasını gözettim" dedi.
Talat'ın veda konuşması ve Cumhurbaşkanlığı'ndan kendi kullandığı beyaz Isuzu çift kabin pick up ile ayrılması günlerce konuşuldu.
KAYIP ŞAHISLAR KOMİTESİNİN ÇALIŞMALARI
Kıbrıs'taki taraflar arasında bugüne kadarki en başarılı ortak proje iki toplumda yıllar boyu travmalara ve acılara yol açmış bir konuda gerçekleşti. Kayıp Şahıslar Komitesi'nin çalışmaları sonucunda kayıpların bir kısmının aileleri acısını hiç bir zaman unutmayacakları kayıplarını, en azından bir törenle toprağa verebilme ve mezarları başında yas tutabilme imkanı buldu.
Kayıp Şahıslar Komitesi'nin, "Gömü Yerinden Çıkarma, Kimlik Tespiti ve Kayıp Şahısların Kalıntılarının İadesi Projesi" çerçevesinde Aralık 2010'a kadar yürütülen çalışmalar sonucunda 209'u Rum, 54'ü Türk toplam 263 kaybın cenazeleri ailelerine teslim edildi.
Komite kayıtlarına göre Kıbrıs'ta geçmişte meydana gelen olaylar sonucunda 1,464 Kıbrıslı Rum, 494 Kıbrıslı Türk kayıp şahıs bulunuyor. Çalışmalar neticesinde kazılarda 745 set kalıntı çıkarıldı.
Çalışmalar çerçevesinde 450 gömü yeri ziyaret edilip kazı yapılırken 265 kazı yerinde insan kalıntısına rastlanamadı. Kayıp Şahıslar Komitesi'nden alınan bilgiye göre, 409 set kalıntı komitenin antropoloji laboratuvarında analiz edildi.
Bugüne kadar 1,312 kemik parçası DNA analizleri için Nöroloji ve Genetik Enstitüsü Genetik Adli Tıp laboratuvarına gönderildi.
Komite çalışmalarını sürdürürken, proje, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bir çok ülke tarafından yapılan düzenli bağışlarla yürütülebiliyor.
Kayıp Şahıslar Komitesi çalışmaları, Kıbrıslı Türk Üye Gülden Plümer Küçük, Rum Üye Elias Georgiades, BM tarafından atanan üye Christophe Girod'un öncülüğünde ve iki taraftan oluşturulan bir kadronun özverili uğraşlarıyla yürütülüyor.
LİDERLER VE MÜZAKERE HEYETİ'NDE DE KAYIP ACISI
Ailesi kayıp acısı yaşayanlar arasında her ikisinin de kayınbiraderleri kayıp olan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas da bulunuyor. Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun kayınbiraderinin kalıntıları komite çalışmaları sonucunda bulunmuş ve naaşı törenle toprağa verilmişti. Hristofyas'ın kayınbiraderinin kalıntıları ise henüz tespit edilemedi.
Kayıp acısını yaşayanlardan biri de Kıbrıs müzakerelerinde önemli bir görevi bulunan Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Kudret Özersay. Özersay'ın babası ve amcası Aleminyo şehitlerinden. Rumlar tarafından esir alınıp kurşuna dizilerek katledilen Aleminyo şehitleri, bilinmeyen bir yere gömülmüştü. Özersay'ın babası ve amcasının naaşları da komite çalışmaları çerçevesinde bulunmuş ve ailelerine teslim edilerek törenle toprağa verilmişti.
Özersay, 3 yıl önce, naaşları ailelerine teslim edilen ilk kayıplar olan Aleminyo şehitlerinin toprağa verildiği törende yaptığı duygusal konuşmada, "Bizler, kimse bizim yaşadıklarımızı bir daha yaşamasın diye, bir insanlık ayıbı olarak Kıbrıs tarihine geçen bu katliamdan 'gözü kör düşmanlıklar' değil, bilinçli, uyanık ve temkinli gençler yeşerttik, yeşerteceğiz" demişti.
TAK
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.