Dağcı, firarının üzerinden 5 gün geçmesine rağmen halen bulunamadı
Lefkoşa Merkezi Cezaevi'nde mahkum edilen Erdal Dağcı'nın firar etesinin ardından beş gün geçti. Lefkoşa Merkezi Cezaevi'nden elde edilen bilgiye göre mahkum Erdal Dağcı, halen daha aranmakta ve hakkında ne bir bilgi ne de bir ize rastlanıldığı öğrenildi.
Tuvalete gitme gerekçesiyle tuvaletin arka penceresinden kaçtığı tahmin edilen Erdal Dağcı'yı bulmak için cezaevi personeli ve emniyet ekipleri çalışmalarına devam ediyor.
8 OCAK'TA FİRAR ETMİŞTİ
Şehircilik ve Planlama Dairesi'ne ait ofislerin bir yerden başka bir yere taşınması için görevlendirilen iki mahkumdan biri olan Erdal Dağcı, görevlendirildiği yerden 8 Ocak 2011 tarihinde saat 14.00 raddelerinde firar etmişti.
2014'TE TAHLİYE OLACAKTI
Erdal Dağcı'nın 3 yıl sonra tahliye olması beklenirken, 7 yıllık cezanın bozulması için Yüksek Mahkeme'ye başvurmuştu ve davası Nisan 2011 tarihinde görüşülecekti.
ÜÇ AYDA 43 EV
Hükümlü Erdal Dağcı, Girne'de geceleyin ev açma, sirkat ve kasti hasar suçlarından 7 yıl hapse mahkum edilmişti.
13 Haziran 2009 tarihinde gerçekleştirilen bir operasyonla yakalanan sanık Erdal Dağcı'nın Girne bölgesinde toplam 43 evde hırsızlık yaptığı tespit edilmişti. Diğer sanıklarla aldıkları nakit para ve altınları bozdurarak yine Girne bölgesinde bulunan gece kulüplerinde harcadıkları da tespit edilmişti.
6 YILDA FİRAR EDEN MAHKUM SAYISI 20
"Dükkan açma", "geceleyin ev açma", "hırsızlık yapma" ve "kasti hasar" suçlarından 7 yıl hapse mahkum edilen Erdal Dağcı'nın firarıyla birlikte 6 yılda firar eden mahkum sayısı 20'ye ulaştı.
Verilere göre firarın en fazla olduğu yıl 2006 oldu. 2006 yılında 9 mahkum firar etti. Bunların tümü yakalanırken, konu meclise kadar taşındı. Gündem dışı konuşmalarda firarlar konuşuldu.
En fazla tepkiye neden olan firar, tecavüz sanıklarının firarı oldu. Firara karşı ayaklanan halk ve bazı sivil toplum örgütleri sokağa döküldü. Ayrıca olayda ihmali olduğuna inanılan gardiyanlar hakkında soruşturma başlatıldı.
Dönemin Barış ve Demokrasi Hareketi (BDH) Genel Başkanı Mustafa Akıncı da aynı yıl yaptığı yazılı açıklamada, cezaevinde yaşanan firar olayı ve ardından yaşanan gelişmelerin Kıbrıs sorununun çözümsüz kalmaması gerektiğini n bir kanıtı olduğunu savundu.
KİMLER KAÇTI?
4 Şubat 2004: Merkezi Cezaevi'nden firar eden 24 yaşındaki Ali Yenier isimli mahkum, bir saat içinde yakalandı. Bir başka mahkumla birlikte karakol temizliğiyle görevlendirilen Ali Yenier, çöpleri dökmeye çıkarken bir fırsatını bulup kayıplara karıştı. Mahkumların yanında gardiyan bulunmadığı iddia edildi.
10 Kasım 2004: Hırsızlık suçundan tutuklanan ve hükümsüz tutuklu olarak cezaevine konulan Erman Salihoğlu, saat 13.20 sıralarında ortadan kaybolması üzerine ülke genelinde aranmaya başlandı, ancak ilerleyen saatlerde Salihoğlu'nun hala cezaevi içinde olduğu ve kaçmak için akşam karanlığını beklediği anlaşıldı.
27 Ocak 2005: Merkezi Cezaevi'nde tutuklu bulunduğu esnada yargılanmak üzere götürüldüğü Girne Kaza Mahkemesi'nin koridorlarından kaçarak, Lefkoşa'daki bir askeri bölüğün deposundan 2 adet tabanca ve 345 adet tabanca mermisi çalan Engin Koç, daha sonra yakalanarak yargılandı.
12 Eylül 2005: Hırsızlık suçundan Merkezi Cezaevi'nde hükümsüz tutuklu olarak bulunduğu esnada firar eden Cemil Ay'ın KKTC sınırları içinde olduğu ve Güney Kıbrıs'a kaçmaya çalıştığı öğrenildi.
2 Nisan 2006: Girne, Gönyeli ve Lefkoşa'da işlediği hırsızlık suçlarından tutuklanan ve henüz hükümsüz tutukluyken polis karakolunda ilk firar girişimine yetlenen Emran Salihoğlu, daha sonra iki kez daha kaçmak istedi. Bir seferinde kalorifer kazanının boruları içine saklanan Salihoğlu, daha sonra da kendisini diş doktoruna götüren gardiyanın boğazına kırık kaşık sapı saplayarak kaçma girişiminde bulundu. Ancak hiçbirinde başarılı olamayan Salihoğlu, cezaevi penceresinin demirlerini keserek damdan kaçmayı başardı.
5 Haziran 2006: Akdoğan'da 14 yaşındaki kız çocuğuna tecavüzden yargılanan Kudret Çelebi , Erkut Latif, bir konsomatrisi kaçırıp tecavüz etmekten 4 yıl hüküm giyen Mücahit Yanarateş ile ev ve işyeri açma suçundan hükümsüz tutuklu bulunan İbrahim ve Mahmut Uslu kardeşler, Merkezi Cezaevi'nden firar ettiler. Firarilerden Kudret Çelebi, Mücahit Yanarateş ile İbrahim Uslu, Yiğitler Burcu surlarından Güney Kıbrıs'a geçtikleri sırada Rum polisi tarafından tutuklandı. Mahmut Uslu ise firardan bir gün sonra Gazimağusa'da yakalandı. Bir süre saklanan Erkut Latif de tutuklanarak cezaevine kondu.
13 Ekim 2006: Cinayet sanığı Niyazi Mehmet işler ile uyuşturucu sanığı Eşref Zorman, ilk tahkikat duruşması için getirildikleri Gazimağusa Kaza Mahkemesi'nde kelepçelerinden kurtularak kaçmaya çalıştılar. Polis memurunun havaya ateş açması üzerine katil zanlısı Niyazi Mehmet İşler, korkarak teslim oldu. Eşref Zorman ise sırtından vuruldu ancak telleri aşmayı başararak Kapalı Maraş bölgesine girdi. Firari Zorman, kaçısından 4 saat sonra aynı bölgede, polisler tarafından boş bir eve girmeye çalışırken kıskıvrak yakalandı. Açılan ateş sonucu yaralanan Zorman, Gazimağusa Hastanesi'nde ameliyat edildi.
11 Kasım 2006: Uyuşturucu ve kanunsuz ateşli silah suçlarından yakalanan ve yargılanmak üzere hükümsüz tutuklu olarak Merkezi Cezaevi'nde tutulan Emre Irak, girdiği şeker koması nedeniyle kaldırıldığı hastaneden firar etti. Irak, 6 Aralık 2006 tarihinde yakalandı.
9 Temmuz 2007: Belge sahteleme, ev açma, sirkat, kasti hasar gibi suçlardan tutuklu bulunan Yusuf Bayraktar, Mehmet Nazlı, Ali Yaşar Kol ve Mehmet Kahveci isimli dört mahkum, Lefkoşa Cezaevi'nin içerisinde yapılan ek koğuş inşaatındaki demir ve benzeri maddeleri kullanarak duvardan atlamak suretiyle firar etti. Firari mahkumlar, kaçıştan 7 saat sonra Lefkoşa'da Lemar Süpermarket arkasında bulunan arsalar içerisinde yakalandı.
28 Nisan 2008: Ahmet Say isimli mahkum, İçişleri Bakanlığı bahçesinde temizlik yaptığı sırada tuvalete gitme bahanesiyle bahçeden ayrılıp firar etti. 27 yaşındaki Say'ın ailesiyle irtibata geçtiği ve Say'ın ailesinin ikna etmesi neticesinde gönüllü olarak teslim olduğu öğrenildi.
15 Ağustos 2008: Daha önceleri hırsızlık suçundan cezaevine giren, son olarak da çek davasından hükümlü tutuklu olarak cezaevine konan Mehmet Canbay, diş tedavisi için götürüldüğü özel bir klinikte tuvaletin penceresinden atlayarak kaçtı.
19 Ocak 2009: İşadamı Daren Vudalı'ya silahlı saldırıda bulunup 3 yıl hapse mahkum edilen Şeyho Mehmet Solmaz, askeri yasak bölgeyi ihlal suçuyla ilgili olarak mahkemeye çıkarıldığı esnada firar etti. Solmaz, 21 Şubat tarihinde yakalandı.
EN ÇOK TEPKİ GÖREN FİRAR
Akdoğan'da 14 yaşındaki kız çocuğuna tecavüzden yargılanan Kudret Çelebi, Erkut Latif, bir konsomatrisi kaçırıp tecavüz etmekten 4 yıl hüküm giyen Mücahit Yanarateş ile ev açma suçundan hükümsüz tutuklu bulunan İbrahim ve Mahmut Uslu kardeşlerin firarı toplum içinde infiale neden oldu. Tecavüze uğrayan küçük kızın ailesi, Çelebi'nin kaçmadığı, kaçırıldığı iddiasında bulunurken, siyasiler konuyla ilgili açıklamalar yaptılar.
AKINCI, FİRARI KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜNE BAĞLAMIŞTI
6 Haziran 2006: BDH Genel Başkanı Mustafa Akıncı, yaptığı yazılı açıklamada, cezaevinde yaşanan firar olayı ve ardından yaşanan gelişmelerin Kıbrıs sorununun çözümsüz kalmaması gerektiğinin bir kanıtı olduğunu vurguladı. Akıncı açıklamasında, firarilerin Güney Kıbrıs'a geçmesinin bile Kıbrıs sorununun çözümsüz kalmaması gerektiğini ve adanın tümünde uluslararası hukukun geçerli olmasının zorunluluğunu ortaya koyduğunu belirtti.
MECLİSTE FİRAR TARTIŞILDI
8 Haziran 2006: Cezaevinde sorunlar, yanlışlar bulunduğunun aylardır gündemde olduğunu ve gerekli tedbirler alınmadığı için bu firarın gerçekleştiğini savunan UBP Milletvekili Hasan Taçoy, bu firardan sorumlu tuttuğu İçişleri Bakanı Özkan Murat'ı istifaya çağırdı. Hükümete "ciddi olması ve gerekli tavrı takınması" konusunda çağrıda bulunan Taçoy, "seçim var diye işlere boş verilemeyeceğini" söyledi.
İçişleri Bakanı Murat da, firar olayının ciddi bir olay olduğunu ve burada ihmalin söz konusu olduğunu vurgulayarak, bu durumun affedilemeyeceğini ve sorumluların cezalandırılacağını kaydetti. Cezaevinde siyasi gerekçelerle değil, gerekenin yapıldığını ve soruşturmanın sürdüğünü de kaydeden Murat, güneyde bulunan üç tutuklunun iade edilmesi için girişimlerin devam ettiğini de belirtti.
HALK SOKAĞA DÖKÜLDÜ
9 Haziran 2006: Akdoğan'da tecavüze uğrayan kızın yakınları, Akdoğan bölge halkı ve bazı sivil toplum örgütleri, tecavüz zanlılarının cezaevinden kaçmasını protesto etmek amacıyla İçişleri Bakanlığı ve Merkezi Cezaevi önünde eylem yaparak, cezaevine siyah çelenk bıraktı.
Geniş günvelik önlemlerinin alındığı eylem sırasında polislere de tepki gösteren kalabalık, ellerinde "polise ve yargıya tebrik, İçişleri Bakanı'na protesto ve istifa", "görevini ihmal edenler derhal istifa" şeklinde pankartlar taşıdı.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
18 Ağustos 2006: Kudret Çelebi, Erkut Latif, Mücahit Yanarateş, İbrahim ve Mahmut Uslu kardeşlerin firar etmesi olayının ardından 8 gardiyan görevden uzaklaştırılırken, bunların beşi görevlerine iade edildi.
Olayla ilgili başlatılan soruşturma çerçevesinde, üç gardiyan hakkında disiplin davası başlatıldı. Söz konusu 3 gardiyanın disiplin yargılaması, 13 Eylül 2006 tarihinde Kamu Hizmetleri Komisyonu'nda yapıldı.
Yurdagül Beyoğlu - Adem Kavaz - Haberdar
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.