İÇ HABERLER
okuma süresi: 16 dak.

Aslı Murat: Merkezi Cezaevi’nde tecavüz ve darp meselesinin yaşanması anlaşılamaz bir durum

Aslı Murat: Merkezi Cezaevi’nde tecavüz ve darp meselesinin yaşanması anlaşılamaz bir durum

Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı, Avukat Aslı Murat, açılışı yeni yapılan ve “çok güvenli” olduğu söylenen yeni Merkezi Cezaevi’nde tecavüz ve darp olayının yaşanmasının anlaşılamaz bir durum olduğunu ifade ederek, karakollarda, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin yaşanmaması için devletin müdahale etmesi gerektiğinin altını çizdi.

Yayın Tarihi: 28/03/23 14:15
Güncelleme Tarihi: 28/03/23 14:33
okuma süresi: 16 dak.
Aslı Murat: Merkezi Cezaevi’nde tecavüz ve darp meselesinin yaşanması anlaşılamaz bir durum

Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı, Avukat Aslı Murat, son günlerde kadınlara yönelik artan şiddet vakaları, Gazimağusa’da yaşanan homofobik saldırı, Merkezi Cezaevi’nde yaşanan tecavüz ve darp meselesi ve Türkiye’deki deprem sonrasında Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşamak için ülkeye gelen vatandaşların yaşadığı mağduriyetler ile ilgili Kıbrıs Postası’na özel açıklamalarda bulundu.

Kadına yönelik şiddetle mücadelede, özellikle devlet içerisinde kurulan yapıların acil durumlar karşısında sürekli tetikte olması gerektiğini ifade eden Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı, Avukat Aslı Murat, müdahalelerde hiçbir şekilde gecikmeye veya aksaklığa fırsat verilmemesi gerektiğinin altını çizerek, “Ülkemizde de örneklerini gördüğümüz gibi, ölümlerle sonuçlanabilecek bir meseleden bahsediyoruz.” dedi.

“KADINA KARŞI ŞİDDETLE MÜCADELE BİRİMİ BÜNYESİNDE BİRÇOK SORUNU BARINDIRIYOR”

KKTC’de polis teşkilatı bünyesinde kurulan ve 2018 yılından beri faaliyet gösteren Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Birimi’nin kurumsal anlamda ciddi bir boşluğu doldurduğunu ancak bünyesinde birçok sorunu barındırdığını söyleyen Avukat Aslı Murat, 2022 yılında 6 ilçede yüzde 41’i darp olmak üzere 952 suçun kayıtlara geçtiğini belirterek, verilerin azımsanmayacak sayıda olduğunu ve üzerinde ciddiyetle durulması gerektiğini ifade etti.

“BİRİMLERDE PERSONEL EKSİKLİĞİ YAŞANIYOR, İDARECİLERİN BU SORUNU ÇÖZMESİ GEREKİYOR”

Birimlerde çalışan kişi sayılarına değinen Aslı Murat, personel sayısının yeterli olmadığını ve personel eksikliğinden bahsetmenin mümkün olduğunu açıklayarak, “Bu sorun toplumun değildir, personel sorununu idarecilerin çözmesi gerekiyor.” diye konuştu. Aslı Murat, Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Birimi’nin her ilçede 2-3 personelle çalıştırılmayacağını da vurguladı.

“KADINA YÖNELİK ŞİDDET MESELELERİNDE ÖZEL EĞİTİMLİ POLİSLER SÜRECE DAHİL EDİLMELİ”

Kadına yönelik şiddet olaylarında bir başka sorunun ise, şiddet uygulayıcısı ile maktul arasında bir ilişkinin arandığını söyleyen Aslı Murat, kişinin tanımadığı bir kişi tarafından şiddete maruz kalması halinde, adli şubenin meseleyle ilgilendiğini belirterek, “Yapılan doğru değil. Kadına yönelik şiddet, kadınların sırf cinsiyetleri sebebiyle yaşadıkları şiddet türüdür ve özel eğitimli polislerin sürece dâhil edilmesi önemlidir.” dedi. Aslı Murat, 2014 yılında Meclis’ten geçen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi (TOCED) Yasası’nın bu ayrımı öngörmediğini ve yasakladığını belirtti.

“BAZI ŞİDDET OLAYLARINDA, KADINA KARŞI ŞİDDETLE MÜCADELE BİRİMİ ÇALIŞTIRILMIYOR”

Ayrımcı uygulamanın tamamen uygulamadan kaynaklandığının altını çizen aslı Murat, bu durumun yasaya aykırı olduğunu hatırlattı. Trans kadınların şiddete maruz kaldığı şiddet meselelerinde Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Birimi’nin çalıştırılmadığına dair duyum aldıklarını ve bu durumun da yasaya aykırı olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Birimi’nin kurulmadan önce adli şubelerin bu tip şikayetlere baktığını söyleyen Aslı Murat, aile içi şiddet olaylarında “barıştırma – ara bulma – şikayetin geri çekilmesi” gibi girişimlerin çok fazla yaşandığını deneyimlediklerini kaydederek, 2018 yılından sonra bu tip sorunların azaldığını ve şikayetin geri çekilmesi halinde bile konunun mahkeme gündemine getirildiğini, kişilerin teminata bağlandığını ve yargılandığını anlatarak, yargılanmalar ile toplumun gözünde kadına yönelik şiddetin ciddi bir suç olduğu algısının yerleştiğini belirtti. Son dönemlerde kadınların şikayet için gittiği karakollardan “bu söyledikleriniz suç kapsamına girmez” denilerek, şikayet başvurusu yapmak isteyenlerin geri gönderildiğini öğrendiklerini kaydeden Aslı Murat, mağdur olan kadınların daha sonra avukatı ile gidince şikayetin hemen alındığına da değinerek, "Bu kabul edilebilir bir uygulama değil. Mevzuatımızda adli yardım anlamında ciddi eksiklikler olduğu için, herkesin olay anında ‘adalete, avukata’ erişimi o kadar kolay değil. Daha hassasiyetli olmak ve şikayet kanallarını tıkamamak gerekiyor.” diye konuştu.

“ERHAN YEŞİLIRMAK’IN TUTUKLANMASINDA GEÇ KALINDI”

Geçtiğimiz günlerde kız arkadaşını darp eden UBP Milletvekili Emrah Yeşilırmak'ın erkek kardeşi Erhan Yeşilırmak’ın bir gün sonra tutuklandığını ve burada büyük bir gecikme yaşandığının altını çizen Aslı Murat, zanlı Yeşilırmak’ın daha önce de hayatındaki kadınlara şiddet uyguladığını ve bu olayın ilk olmadığını aktardı. Murat, böyle bir durumda daha hızlı hareket edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Girne Polis Müdürlüğü hakkında son zamanlarda benzer sorunların yaşandığını biliyoruz. Umarız daha fazla artış olmadan sıkıntılar giderilir.” dedi.

Kadınların şiddete maruz kalması durumunda yapması gerekenler hakkında bilgilendirmelerde de bulunan Aslı Murat, kadınların avukatları varsa eğer avukatlarına ulaşabileceklerini, maddi durumu sıkıntılı olan ve şiddete maruz kadınların ise, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Kıbrıs Türk Barolar Birliği arasında ekonomik gücü yetersiz şiddet mağduru kadınlara hukuki destek verilmesine yönelik Adli Yardım Destek Protokolü’nün olduğunu ve yürütülen çalışmada, başvuru yapmak isteyen kadınların ikamet ettikleri Sosyal Hizmetler Dairesi’ne gidip başvuru yapabileceğini söyledi.

Sosyal Hizmetler Dairesi’nin ‘Alo 183 Acil Sosyal Hizmetler İhbar Hattı’nın 7/24 kadına yönelik şiddete karşı başvurulacak bir yardım hattı olduğunu da sözlerine ekleyen Aslı Murat, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, suçların şikayete bağlı olmadığını ve tanık olan veya meseleyle ilgili bilgi sahibi olan bir kişinin de polisi arayıp ihbarda bulunabileceğinin açıkladı.

“SADECE SALDIRI YAPMAK DEĞİL, BUNA ZEMİN YARATACAK FİİLLER DE SORUMLULUK KAPSAMINDADIR”

Aslı Murat, Gazimağusa’da 17 Mart’ta meydana gelen homofobik saldırı ile ilgili yaptığı açıklamada, ataerkil sistemle birlikte kadınların ve LGBTİ+'ların haklarının ciddi şekilde ihlal edildiğini ve bu durumun görmezden gelindiğinin altını çizdi. Yasaların bireyler arasındaki ayrımcılığı önleyici düzenlemeler içerdiğini aktaran Aslı Murat, “Çoğu zaman kişilerin cinsel yönelimi ve özellikle transların cinsiyet kimliği sebebiyle yaşadığı ayrımcılığı engelleyemiyor. Son yapılan saldırı ve aslında geçmişte de örneklerini gördüğümüz pek çok olay, maruz bırakılan ayrımcılığı yaşam hakkını tehdit eder noktaya taşımaktadır. Halbuki ceza yasamız üç hususu suç sayarak aslında var olan boşluğu az da olsa gidermiştir. Buna göre cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği ve cinsiyeti sebebiyle; kişilerden nefret edilmesine, aşağılanmasına, küçük düşürülmesine, itibarının zedelenmesine ve bir suça maruz bırakılacak şekilde hedef gösterilmesine neden olan yayınlar yapanların hapis cezasına çarptırılabileceği şekilde düzenlenmiş, kişilere psikolojik ve ekonomik şiddet uygulamak ve kamu hizmeti sunulurken ayrımcılık yapılması suç kapsamına alınmıştır. Kısacası sadece saldırı yapmak değil, buna zemin yaratacak fiiller de sorumluluk kapsamındadır.” ifadelerine yer verdi.

“İNSAN HAKLARINA YÖNELİK DERSLER MÜFREDATA DÂHİL EDİLMELİ”

Gerçekleşen homofobik saldırıyla ilgili insan örgütlerinin açıklaması sonrasında konuyla ilgili soruşturma başlatıldığını vurgulayan Aslı Murat, “Umudumuz kamuoyu baskısına gerek duyulmadan bu gibi adımların atılmasıdır. Ama maalesef hala yeterli hassasiyetin oluştuğunu söylemek mümkün değil. Tabii ki bu aynı zamanda bir zihniyet değişimini gerektiren bir meseledir. İnsan haklarının herkes için olduğunu ve kişiler arasında herhangi bir nedenle ayrımcılık yapılmaması gerektiğini küçük yaştan itibaren çocuklara öğretmemiz gerekiyor. Vakit kaybetmeden insan haklarına yönelik derslerin müfredata dâhil edilmesi ve zorunlu hale getirilmesi gerek. Böylece ayrımcılığın ve hak ihlallerinin önüne daha kolay geçebiliriz.” dedi.

“CEZASIZLIK BENZER SUÇLARIN DAHA KOLAY YAŞANMASINA NEDEN OLUYOR”

Cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve cinsiyete yönelik nefrete ilişkin işlenen suçlara yönelik polise yapılan şikayetlerde de ciddi tıkanıklıklar ve gecikmeler yaşandığını açıklayan Aslı Murat, “Soruşturmalar zamanında tamamlanıp bir türlü mahkeme gündemine getirilmesi mümkün olmuyor. Cezasızlık benzer suçların daha kolay yaşanmasına neden oluyor.” İfadelerini kullandı.

“ALIKONULAN HERKES DEVLETİN GÖZETİM, GÜVENLİK VE DENETİMİ ALTINDADIR”

Aslı Murat, Merkezi Cezaevi’nde yaşanan tecavüz ve darp meselesiyle ilgili yaptığı açıklamada, karakollarda, cezaevlerinde veya herhangi bir alıkonma mekanlarında yaşanan hak ihlallerinin devam etmemesi için devletin engel olması gerektiğini belirtti. “Alıkonulan herkes devletin gözetim, güvenlik ve denetimi altındadır.” diyen Aslı Murat, geçmiş dönemlerde de fiziki darp veya intihar gibi fiillerin yaşandığını hatırlattı; devletin ihmalinin gündeme getirilmesi gerektiğini belirtti. Tecavüz ve darp meselesiyle ilgili olarak normal koşullarda cezaevinde soruşturma sürecinin başlaması gerektiğini anlatan Aslı Murat, meseleyle ilgili bir bilgi edinmediğini de açıkladı. Geçmiş dönemlerde de benzer olayların yaşandığının altını çizen Aslı Murat, “Herhangi bir sonuç elde edildiğini görmedik. Çünkü süreçler hesap verebilir ve şeffaf bir şekilde yürütülmüyor, kamuoyuna bilgi verilmiyor.” dedi.

Tecavüz ve darp meselesinin önce sosyal medyada daha sonra da basına yansıdığını belirten Aslı Murat, olayın gündeme gelmesiyle birlikte tecavüz zanlılarının hücreye alındığını ve mahkemeye çıkarılıp teminata bağlandıklarını ifade etti.

Açılışı yeni yapılan ve “çok güvenli” olduğu söylenen yeni Merkezi Cezaevi’nde tecavüz ve darp olayının yaşanmasının anlaşılamaz olduğunu anlatan Aslı Murat, “Eski cezaevi herkesin bildiği üzere insanın yaşaması mümkün olmayan bir yerdi. O kadar kalabalıktı ki, insanlar en son yerlerde yatıyordu. Yine tuvalet ve banyo kullanımında hijyen konusunda ciddi sorunlar yaşanıyordu. Topluma yeniden kazandırmaktan ziyade adeta suçlu yetiştiriliyordu. Tabii ki sadece kalanlar için değil, orada çalışan kişiler için de elverişsiz bir yerdi. Yeni cezaevine geçişten sonra o bina sığınmacı ve mülteciler için kullanılmaya başlandı ama onların yeri de orası değil. Devletimizce de kabul edilen uluslararası düzenlemelerin hiçbiri mültecilerin cezalandırılmasına imkan tanımaz. Ama biz bunu yapmaya devam ediyoruz, bir nevi keyfi şekilde özgürlüklerin mahrum bırakıyoruz. O konuda da ciddi mağduriyetler yaşanıyor, ayrı ve çok geniş bir konu. Yeni cezaevindeki kapasite henüz dolmamış olsa bile – ki erkek koğuşlarının 10 kişilik dizayn edilmesine rağmen 14 kişiye çıkarıldığını biliyoruz- çok yakın bir zamanda o konuda da sıkıntı yaşayacağız.” dedi. Suçun önlenmesine yönelik politikaların olmadığını açıklayan Aslı Murat, sadece suç işlendikten sonraki cezalandırma işlemine odaklanmış durumda olunduğunu ifade etti.

“YENİ MERKEZİ CEZAEVİ'NDE ÇOCUK CEZAEVİ BÖLÜMÜ FAALİYETE GEÇMEDİ”

Kıbrıs Türk Barolar Birliği olarak, Merkezi Cezaevi’nde ziyaretlerde bulunduklarını aktaran Aslı Murat, spor aktiviteleri ve meslek kurslarının henüz başlamadığını öğrendiklerini açıklayarak, “Bu da ciddi bir eksiklik. En temel sorunlardan biri maalesef tercüman eksikliği. Ciddi sayıda yabancının bulunduğunu hesaba kattığımızda, bu eksikliğin kısa sürede giderilmesi gerekiyor. Bina tamamlandı fakat “çocuk cezaevi” kısmı faaliyete geçmedi. 18 yaş altındakilerin 21 yaşa kadar olanlarla birlikte tutulduğu bilgisine sahibiz ama bu da doğru bir uygulama değildir. Evet geçmişe göre daha da büyüklerle birlikte değiller ama 18 yaş altındaki hiçbir çocuğun yetişkinlerle birlikte tutulmaması gerekiyor. Tabii ki suça sürüklenen çocuklarla ilgili hapsetme dışındaki pek çok prosedürün daha uygulanması gerekir ama yasalarımız bu konuda çağ dışı hatta çocuk hakları sözleşmesi ile birebir çelişen hükümler içeriyor. Kesinlikle çocuklarla ilgili mevzuatın vakit kaybetmeden güncellenmesi gerekiyor. Önceden de söylediğim gibi sadece cezaevleri değil, karakolların koşulları da incelenmelidir ki çok kötü durumda olduklarını söylemek mümkün.” diye konuştu.

Yeni Merkezi Cezaevi ziyaretinin ardından gerek eski cezaevi gerekse de karakolları ziyaret etmek için başvuru yaptıklarını söyleyen Aslı Murat, başvurunun reddedildiğini belirtti. Murat, müvekkillerinden ve mülakat yaptıkları kişilerden edindikleri bilgilerin pek iç açıcı olmadığına da değindi.

Murat, tutuklulara günde bazen 2, bazen de 3 öğün sandviç dışında başka öğün verilmediğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gün ışığına erişimin zor hatta ortamın karanlık olduğu, içerde sigara içildiği ve havasız bir ortamın mevcudiyeti, hiçbir şekilde yıkanmayan pis battaniyelerle beton üstünde kalabalık ve küçük hücrelerde barınıldığı, tuvalet hijyeninin sağlanmadığı, duşun ya olmadığı ya da kullanıma müsait olmadığı, ifade almadan çoğu zaman avukat ile görüşe izin verilmediği, görüşmenin geciktirildiği gibi sorunlar mevcut. Bunların hiçbiri insani koşulları sağlamıyor. Özellikle günlerce süren tutukluluk koşullarını düşündüğümüz zaman – ki 1 saat için bile kabul edilebilir değil-, durum daha da vahim bir noktaya varıyor. Tüm bunlar kötü muameleye işaret ediyor.”

“10 BİNLERCE İNSAN HAYATA VEDA ETTİ”

"Asrın felaketi" olarak nitelenen, 6 Şubat'ta meydana gelen merkez üssü Pazarcık ilçesi olan 7,7 büyüklüğündeki depremin Kıbrıslı Türkler ve Türkiye halkı için ciddi dönüm noktası olduğunu söyleyen Aslı Murat, rant hırsının, bilim tanımaz zihniyetin yıkıma sebebiyet verdiğini kaydederek, “10 binlerce insan hayata veda etti.” dedi.

“İDARECİLER, SINIFTA KALDI”

Depremin yaşanmasının ardından ülkeye gelişlerin olduğuna da değinen Murat, idarecilere bu süreçte büyük görev düştüğünü ancak organizasyon konusunda sınıfta kaldıklarını açıkladı. “Ülkeye kaç kişinin geldiği konusunda hem fikir değiller.” diyen Murat, sözlerine şu şekilde tamamladı:

“Nüfusumuzu bilmedikleri gibi, gelenlerin sayısını da bilmiyorlar. Eğer elinizde doğru şekilde tespit edilmiş bir veri yoksa, ona göre strateji de kuramazsınız. İnsanların ailelerinin yanında, kalabalık şekilde evlerde kaldıkları söyleniyor. Çocukların kaçı okula yazıldı, kaç tanesi okul çağında, ne gibi sağlık ihtiyaçları var, bunlara yönelik ayrıntılı veri tutulmuyor. Süreç kontrolsüz bir şekilde sürükleniyor. Neyse ki kimi belediyeler bilgi almaya çalışıyor ama bu da yeterli değil. Çünkü merkezi yönetimin bu konuda düzenleme yapması şart. Eğer ciddi bir yol haritası yoksa, ekonomik ve sosyal sorunlar bu karmaşada daha da derinleşecek.”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.