İÇ HABERLER
okuma süresi: 9 dak.

İthal balık en az bir haftalık; yerli üretimde iki saatte sofranızda

İthal balık en az bir haftalık; yerli üretimde iki saatte sofranızda

<STRONG>Deepsea Fisheries Ltd.</STRONG> balık üretim çiftliği bugün yapılan yemekli basın toplantısıyla tanıtıldı. Hulus Hulusioğlu'nun Avustralya'dan KKTC'ye gelerek yaptığı yatırım, tüm zorluklara karşın ekonominin gelişmesi anlamında verilen bir mücadele olarak dikkat çekiyor. Deep Sea balık üretim çiftliği aynı zaman da halkın taze balık tüketmesi için büyük bir olanak yaratıyor.

Yayın Tarihi: 19/02/11 17:53
okuma süresi: 9 dak.
İthal balık en az bir haftalık; yerli üretimde iki saatte sofranızda
A- A A+

ÇİFTLİK DİREKTÖRÜ HULUSİLER: "TAŞIMACILIK, İŞÇİLİK GİBİ NEDENLERLE MALİYETLERİMİZ TÜRKİYE'DEN YÜKSEK.. EN AZINDAN ÜRETİM YAPTIĞIMIZ BALIKLARLIN İTHALİNE FON KONULSUN"

PROF. IŞIK: "KKTC ALTIN MADENİNİN ÜZERİNDE YAŞIYOR. BALIKÇILIK POLİTİKASI YOK… İLERLEMELER YAVAŞ"

2005 yılında birikimlerini kendi ülkesinde değerlendirmek, ülke ekonomisine katkı sağlamak amacıyla Avustralya'dan KKTC'ye gelerek tamamen öz kaynaklarıyla İskele'ye bağlı Kalecik bölgesinde "Deepsea" ismi altında kurduğu balık çiftliğinde levrek ve çipura üretimi yapan Kıbrıslı Türk işadamı Hulus Hulusiler, çiftliği tanıtmak, sektörle ilgili sıkıntıları aktarmak ve neden yerli üretimin desteklenmesi gerektiğini açıklamak amacıyla basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında Kıbrıs Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Işık Oray ve şirketin yatırım danışmanı Polat Alper de hazır bulundu.

HULUSİLER

Deepsea Fisheries Ltd. Direktörü Hulus Hulusiler, Prof. Dr. Işık Oray'ın da teşvikiyle, Avustralya'da elde ettiği kazanımlarını ülkesinde değerlendirmek, iç piyasanın balık ihtiyacına katkıda bulunmak ve halka taze balık yedirmek amacıyla projeyi 2005 yılında faaliyete geçirdiklerini kaydetti.

Adaya birkaç yıldır taze balık yedirmenin onurunu yaşadıklarını ifade eden Hulusiler, sabah saat 07.00'de hasada başladıklarını, saat 12.00'de lokantaların taze balığı halkın hizmetine sunduklarını kaydetti.

Yıllık 450 - 500 ton levrek ve çipura üretimi gerçekleştirdiklerini kaydeden Hulusiler, en büyük sorunlarından birinin ithal balık gelmesi olduğunu belirtti.

Ürettikleri balık yavrularını Türkiye'den temin ettiklerini, taşımacılık ve işçilik gibi maliyetlerin Türkiye'ye oranla KKTC'de daha pahalı olduğunu ifade eden Hulusiler, Türkiye'nin balık ihracatına teşvik vermesinin de eklenmesiyle Türkiye'den KKTC'ye daha ucuza levrek ve çipura getirildiğini kaydetti.

Hulusiler, yerli üreticinin korunması amacıyla en azından KKTC'de üretilen balıkların ithalinde fon konularak, fiyatların dengelenmesi gerektiğini söyledi.

Çiftliği, devletten hiç teşvik almadan tamamen kendi öz kaynaklarıyla kurduğunu anlatan Hulusiler, devletten en azından elektrik, su, yol gibi altyapı yatırımlarını yapmasını beklediklerini sözlerine ekledi.

ORAY

Kıbrıs Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Işık Oray da, KKTC'de balıkçılığın gelişmesi için 1999 yılından bu yana yaptığı çalışmalar hakkında bilgi vererek, balıkçılık alanındaki ilerlemenin yavaş olduğunu, balıkçılığın mutlaka geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.

"DENİZDEN FAYDA SAĞLANAMIYOR"

Kıbrıs'ın kıyılarının yaklaşık 78 kilometre olduğunu ve bunların yaklaşık 51 kilometresinin KKTC'ye ait olduğunu ifade eden Oray, buna karşın KKTC'de balık üretiminin kişi başına Güney Kıbrıs'tan 10 kat daha az olduğunu vurguladı.

KKTC'de kişi başına balık tüketim miktarı 1 kilogram iken bu rakamın Güney Kıbrıs'ta 25 kilogram olduğunu söyleyen Oray, "Yanlış giden bir şey var, düzeltmek lazım" diye konuştu.

Oray, balıkçılığın geliştirilmesi için devlet politikaları geliştirilmesi, balık üretim miktarının artırılması, kredi imkanlarının geliştirilmesi ve bir planlamaya gidilmesi gerektiğini söyledi.

"ALTIN MADENİNDE YAŞIYORUZ"

Ülkede ekonomik darboğazdan bahsedildiğini kaydeden Oray, "KKTC'de her tarafından baktığımızda denizi görüyoruz. Burada altın madeninin üzerinde yaşıyoruz. Bundan yararlanmamız lazım" dedi.

"TÜRKİYE'DEKİ BALIKTAN 2 AY ÖNCE YETİŞİYOR"

İthal balık konusuna da değinen Oray, Türkiye'den balık getirilmesinin birkaç günü aldığını ve tazeliğinin azaldığını, ülkede ise günlük taze balığın piyasaya sunulduğunu, ayrıca KKTC karasularında sıcaklığın optimal olması nedeniyle balığın daha erken zamanda yetiştiğini ve KKTC sularındaki levrek ve çipuranın mevsimsel özellikler ve denizin daha temiz olması gibi nedenlerle Türkiye'de yetişen balıklardan daha lezzetli olduğunu vurguladı.

"BALIK ÜRETİM MERKEZİ KURULMALI"

"Devlet politikası oluşturmak, balık miktarının fazlalaştırılıp ihracat da yapıp su ürünlerinin iyileştirilmesi için kredilerin verilmesi" yönündeki açılıma da dikkat çeken Oray, bunun planlamaya girmediğini, bunun nedenlerinin sorgulanması gerektiğini ve balık üretim merkezi kurulması zorunluluğunu anlattı.

ALPER

Deepsea Fisheries Ltd Yatırım Danışmanı Polat Alper de, Hulus Hulusiler'in büyük bir cesaret örneği göstererek Avustralya'dan gelip yatırım yaptığını ifade ederek, basın toplantısıyla çiftliği kamuoyuna tanıtmak, çiftliğin kuruluş amaçlarını aktarmak ve neden yerli balık tüketilmesi gerektiğini açıklamayı amaçladıklarını kaydetti.

JENERATÖRLE ÇEVRİLEN TESİS... TAŞIMA SUYLA DEĞİRMEN DÖNDÜRÜLÜYOR

Alper de konuşmasında bölgenin altyapı sorunlarına dikkat çekerek, "Yol çok kötü. Birileri yurtdışında gelip yatırım yapmış. En azından yatırımın yerini tahsis ederken yol, elektrik ve suyu devletin getirmesi gerekirdi. Bu, devletin asli görevidir" dedi.

Alper, "Taşıma suyla değirmen döndürülüyor" diyerek, jeneratörle idame ettirilmeye çalışılan tesisin durumunun traji-komik olduğunu vurguladı ve şöyle konuştu:

"Güneş enerjisi de yeterli değil. Yol konusunda kısmi yardım talebine bile yanıt verilmedi. Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Zorlu Töre, tesisi ziyaret etmedi. Çok defa kendisiyle görüşüp davet edildi. İlk fırsatta ziyaret edip sorunları kendi gözleriyle göreceğine inanıyoruz".

Hulusiler'in devletten hiçbir katkı ve teşvik almadan çiftliği kurduğunu ancak, devletin tesise yol, su, elektrik gibi altyapıyı dahi götürmediğini, altyapı ihtiyaçlarını kendi çözümleriyle halletmeye çalıştıklarını kaydeden Alper, "Taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışıyoruz" dedi.

Ülkenin büyük bir ekonomik darboğazdan geçtiğine işaret eden Alper, "Bu tür yatırımlar optimal işletildiği takdirde, iç ekonomiye müthiş katkılar sağlar" değerlendirmesinde bulundu.

Alper, "KKTC'de balıkçılığın gelişmesiyle ilgili raporların hazırlanan planlarda yer almasına karşın uygulamaya konulmamasının düşündürücü olduğunu" kaydetti.

Yerli üreticinin desteklenmesi amacıyla hiç olmazsa KKTC'de üretilen levrek ve çipura gibi balıkların ithalinde fon uygulanması gerektiğini ifade eden Alper, ithal levrek ve çipura ile yerli üretim arasında kilogram başına farkın 1 - 2 TL olduğunu ancak yerli üretimde günlük taze balığın piyasaya sürüldüğünü, tüketicinin bunu göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi.

Üretilen balığın pazarlanması konusunda da bazı sıkıntılar yaşandığını kaydeden Alper, "Denetimin olmaması ciddi sıkıntıları doğuruyor, tüketiciye olumsuz yansıyor. Restoran ve otellerde bir porsiyon balığın kaç gram olması gerektiği konusunda düzenleme yok. Bunlar standarda bağlanmalı" dedi.

"İTHAL BALIK EN AZ 8-10 GÜNLÜK"

Bu tür yatırımların optimal işletildiği takdirde iç ekonomiye çok önemli katkılarda bulunacağının altını çizen Alper, Güney'le olan ekonomik farkın sadece balıkçılıkta değil tüm sektörlerde söz konusu olduğunu vurguladı. Alper, "Gelecekle ilgili planlar ve raporlara balıkçılığın alınıp uygulanmaması düşündürücü" dedi.

'Balık ithalatı yasaklansın' gibi bir iddialarının olmadığını ifade eden Alper, çupra-levrek üretiminin koruma altına alınıp fonlarla desteklenebileceğini hatırlatarak, "İç üretici teşvik edilmeli. Daha dikkatli ekonomik kararlar alınmalı. Maliyetler nedeniyle çok fiyat farkı var diye düşünülmesin. Temizlenmiş balığın perakende fiyatı 13-15 TL civarındadır. İthal balıklar 1-2 TL daha ucuz. Ancak çiftlikten çıkan balık iki saat sonra sofrada yer alıyor. Türkiye'den ithal edilen balıklarda titizlikle yapılan bir tahlil yok. Kimseyi töhmet altında bırakmayalım ancak perakende balık satılan yerlerde tazelikle ilgili çok dürüst davranılmıyor. Tespitimiz; ithal edilen en taze balığın en az 8-10 günlük olduğudur" diye konuştu.

Basın toplantısının ardından basın mensuplarına ızgara balık ikram edildi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.