İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

İlerleme raporunda Kıbrıs ile ilgili dikkat çeken ayrıntılar!

İlerleme raporunda Kıbrıs ile ilgili dikkat çeken ayrıntılar!

Türkiye’nin 2022 İlerleme Raporu bugün ve yarın Strasbourg’da AP toplantılarında ele alınacak. Türkiye hakkında sert ifadelerin bulunduğu raporun taslağında Kıbrıs sorunu ve Kıbrıs Türk toplumu hakkındaki paragrafların uzunluğu dikkat çekiyor.

Yayın Tarihi: 12/09/23 17:25
okuma süresi: 8 dak.
İlerleme raporunda Kıbrıs ile ilgili dikkat çeken ayrıntılar!
Özel Haber

Kıbrıs sorununun devam etmesinin ‘üzüntü verici’ olduğunun ifade edildiği raporda, sorunun çözümü olarak bir kez daha federal çözüm gösteriliyor. İki devletli çözüm modelinde ısrar etmenin yine üzüntü verici olduğunun vurgulandığı raporda, Türkiye’ye bu modelden vazgeçilmesi çağrısı yapılıyor. Maraş açılımı konusunda da sert ifadelerin yer aldığı raporda, kentin BM kararları çerçevesinde esas sahiplerinin kullanımına ve BM’ye devredilmesi yönünde çağrı da yer alıyor. Ayrıca raporda adadaki Türk askerlerinin geri çekilmesi de isteniyor. İlgili paragrafın bir diğer dikkat çeken çağrısı ise Türkiye’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkisini normalleştirmesi konusu. Raporda Türkiye’ye bu konuda adım atılması çağrısı yineleniyor.

Taslak raporun Kıbrıslı Türklerle ilgili ikinci paragrafı da birbirinden çarpıcı ifadelerle dolu. Buna göre raporda Türkiye’ye Kıbrıs Türk toplumuna istinaden ‘Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası tarafından garanti altına alınmış bir hak olan adanın meşru toplumu rolüne uygun hareket etmesi için gerekli alanı sağlama çağrısını yineler’ ifadeleri dikkat çekiyor. Yine raporda AB Komisyonuna “Kıbrıs Türk toplumunun yerinin Avrupa Birliği olduğunu hatırlatarak, bu toplumla ilişki kurma çabalarını arttırma çağrısını yineler; ilgili tüm taraflara toplumları bir araya getirme konusunda daha cesur bir yaklaşım sergilemeleri çağrısında bulunur; Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümünü müteakip AB hukukunun tüm adada uygulanması gerektiğini vurgular” çağrısı yapılıyor. Yine raporda Kıbrıs Cumhuriyeti’ne de “Kıbrıslı Türklerin AB ile ilişkilerini kolaylaştırma çabalarını arttırmakla sorumlu olduğunun altını çizer” ifadeleriyle çağrıda bulunuluyor.

Son dönemde Türkiye’ye alınmayan Kıbrıslı Türkler konusu da raporda kendine yer bulmuş durumda. Taslak raporda bu durum “Kıbrıslı Türk gazetecileri ve Kıbrıs Türk toplumundaki ilerici vatandaşları sindirmeye ve susturmaya yönelik tekrarlanan girişimlerini, dolayısıyla düşünce ve ifade özgürlüğü haklarını ihlal etmesini kınar” şeklindeki ifadelerle kendine yer bulmuş durumda.

Bugün AP’de tartışılacak raporun yarın büyük oy çokluğuyla kabul edilmesi bekleniyor. Öte yandan geçtiğimiz ay Pile’de meydana gelen olayların da taslak rapora dahil edileceği ve olayların kınanacağı bilgisi de veriliyor.

Toplamda 40 maddelik taslak raporun Kıbrıs sorunu ve Kıbrıslı Türklerle ilgili iki paragrafı ise şöyle:

“33. Kıbrıs sorununun devam etmesinden üzüntü duyar; Kıbrıs meselesinin tek sürdürülebilir çözümünün, BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararlarında belirtildiği üzere, uluslararası hukuka uygun olarak ve Birliğin dayandığı ilkelere saygı temelinde, tek uluslararası tüzel kişiliğe, tek egemenliğe, tek vatandaşlığa ve siyasi eşitliğe sahip iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyon temelinde, BM çerçevesinde, dış boyutları da dâhil olmak üzere adil, kapsamlı ve yaşayabilir bir çözüm olduğu görüşünü güçlü bir şekilde teyit eder; Türk Hükümetinin Kıbrıs'ta iki devletli bir çözümü savunmak amacıyla üzerinde mutabık kalınan çözüm temelini ve BM çerçevesini terk etmiş olmasından üzüntü duyar; Türkiye'yi bu kabul edilemez iki devletli çözüm önerisinden vazgeçmeye çağırır; Kıbrıs'taki yasadışı ayrılıkçı oluşumun uluslararası alanda tanınmasını kolaylaştıracak ya da buna herhangi bir şekilde yardımcı olacak her türlü eylemi şiddetle kınar ve bu tür eylemlerin Birleşmiş Milletler himayesinde çözüm görüşmelerinin yeniden başlatılmasına elverişli bir ortam yaratma çabalarına ciddi zarar verdiğini vurgular; çözüm sürecindeki çıkmazı kırmayı amaçlayan tüm yapıcı önerileri destekler ve AB'yi bu konuda daha aktif bir angajman sergilemeye çağırır; Türkiye'nin, Maraş'ın halka açılmasını destekleyerek, Maraş bölgesinin BM'nin geçici yönetimi altında yasal sakinlerine devredilmesi çağrısında bulunan 550(1984) ve 789(1992) sayılı BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal etmeye devam etmesini kınamaktadır; Bu ihlalin karşılıklı güveni ve dolayısıyla Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunmasına yönelik doğrudan görüşmelerin yeniden başlaması ihtimalini zayıflattığı görüşündedir; Türkiye'yi bir kez daha Maraş'taki yasadışı ve tek taraflı eylemlerini geri almaya kuvvetle çağırır; ayrıca Türkiye'yi Kıbrıs'tan askerlerini çekmeye ve adanın kalıcı bölünmüşlüğünü pekiştirecek her türlü tek taraflı eylemden ve demografik dengeyi değiştirecek hareketlerden kaçınmaya çağırır; Kıbrıs'ın yeniden birleşmesine yönelik müzakerelerin 2017 yılında Crans-Montana'da kaldığı yerden BM Genel Sekreteri'nin himayesinde mümkün olan en kısa sürede yeniden başlatılması çağrısında bulunur; Türkiye'ye Ankara Anlaşması Ek Protokolü'nün Kıbrıs Cumhuriyeti de dâhil olmak üzere tüm Üye Devletlere yönelik ayrımcılık yapılmaksızın tam olarak uygulanması yükümlülüğünü yerine getirmesi çağrısını yineler; Kıbrıslı Rumların karşı karşıya kaldığı eğitim kısıtlamalarından endişe duymaya devam eder; Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerini normalleştirme yönünde hala ilerleme kaydedememiş olmasından üzüntü duyar; Kıbrıs Cumhuriyeti de dahil olmak üzere tüm AB Üye Devletleri ile adalet ve içişleri ile havacılık hukuku ve hava trafiği iletişimi gibi alanlarda işbirliğinin elzem olmaya devam ettiğinin altını çizer; Türkiye'nin havacılık hukukuna uymayı reddetmeye devam etmesini ve bir Üye Devletin bayrağı altındaki gemilerin İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına erişimini engellemesini esefle karşılar; bunun Türkiye'nin güven arttırıcı tedbirlere bağlılığını kanıtlayabileceği bir alan olabileceği görüşündedir.”

“34. Türkiye'ye Kıbrıs Türk toplumuna, Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası tarafından garanti altına alınmış bir hak olan adanın meşru toplumu rolüne uygun hareket etmesi için gerekli alanı sağlama çağrısını yineler; Komisyon'a, Kıbrıs Türk toplumunun yerinin Avrupa Birliği olduğunu hatırlatarak, bu toplumla ilişki kurma çabalarını arttırma çağrısını yineler; ilgili tüm taraflara toplumları bir araya getirme konusunda daha cesur bir yaklaşım sergilemeleri çağrısında bulunur; Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümünü müteakip AB hukukunun tüm adada uygulanması gerektiğini vurgular; bu arada Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kıbrıslı Türklerin AB ile ilişkilerini kolaylaştırma çabalarını arttırmakla sorumlu olduğunun altını çizer; İki toplumlu Kayıp Şahıslar Komitesi'nin önemli çalışmalarını takdir eder ve Türkiye'ye, askeri arşivlerinden önemli bilgilerin yanı sıra kapalı bölgelerdeki tanıklara erişim sağlama çabalarını arttırma çağrısını yineler; Türkiye'yi, başta Avrupa Konseyi olmak üzere ilgili uluslararası örgütlerle, yasadışı ticareti ve kültürel mirasın kasıtlı olarak tahrip edilmesini önleme ve bunlarla mücadele etme konusunda işbirliği yapmaya çağırır; Türkiye'nin Kıbrıslı Türk gazetecileri ve Kıbrıs Türk toplumundaki ilerici vatandaşları sindirmeye ve susturmaya yönelik tekrarlanan girişimlerini, dolayısıyla düşünce ve ifade özgürlüğü haklarını ihlal etmesini kınar.”

Ulaş Barış - Strasbourg

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.