İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

Aslı Murat: Kadına şiddet ölüm haberi olmadığı için rutinin bir parçası haline geldi

Aslı Murat: Kadına şiddet ölüm haberi olmadığı için rutinin bir parçası haline geldi

Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Avukat Aslı Murat, ülkede infial yaratan Kübra Yılmaz cinayeti ile ilgili Kıbrıs Postası’na konuştu. Murat, kadın cinayetlerine giden yolun psikolojik şiddet ile başlayabildiğini ifade ederek, “Kadına şiddet ölüm haberi olmadığında rutinin bir parçası haline geldi” dedi.

Yayın Tarihi: 19/09/23 14:40
Güncelleme Tarihi: 19/09/23 15:33
okuma süresi: 11 dak.
Aslı Murat: Kadına şiddet ölüm haberi olmadığı için rutinin bir parçası haline geldi

Geçen günlerde Geçitköy-Kayalar yolunda 2 kişinin cansız bedeni bir arabanın içinde uçurumdan düşmüş şekilde bulunmuştu.

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan polis, Emrah Yılmaz'ın, Kübra Aydın'ı önce öldürdüğünü ardından da Geçitköy-Kayalar yolu üzerinde, Seyir Tepe mevkiinde kullanımındaki aracı uçurumdan aşağıya sürerek intihar ettiğini açıklamıştı.

Kadın cinayetlerinin dünyanın her yerinde artış göstermesi ve KKTC içerisinde de birçok örneğine rastlanması Kübra Aydın cinayeti ile yeniden gündeme gelerek ülkede infial yarattı…

Bundan birkaç ay önce 25 Ocak’ta yine bir erkek tarafından öldürülen 16 yaşındaki Zehie Helin Reessur cinayetinin ardından yaşanan Kübra Aydın cinayeti akıllara ülkedeki ‘güvenlik’ sorununu yeniden getirdi.

Konu ile ilgili Kıbrıs Postası’na özel açıklamalarda bulunan Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı, Avukat Aslı Murat, “Toplumun genel manada sorunlara yönelik tepki gösterme refleksinin azaldığını hatta can çekiştiğini gözlemliyorum” ifadelerini kullandı.

“Sosyal medya kullanımını maalesef çok yanlış algılıyoruz” diyen Aslı Murat, sosyal medyaya içini döken birçok insan olduğuna değindi.

“TOPLUMSAL MÜCADELE ZAYIFLARSA, SORUNLARI İÇSELLEŞTİRME VE ÇÖZÜM ÜRET(E)MEME SÜRECİ HIZLANIR”

Sosyal medyaya iç döküldüğünde “karanlıktan aydınlığa” çıkılacağı algısına hapis olunduğunu ifade eden Murat, “Toplumsal mücadele eğer zayıflarsa, sorunları içselleştirme ve çözüm üret(e)meme süreci hızlanır” dedi.

“KADINA ŞİDDET ÖLÜM HABERİ OLMADIĞI İÇİN RUTİNİN BİR PARÇASI HALİNE GELDİ”

Murat, çok uzun zamandır her gün en az iki tane kadına yönelik şiddet vakasının mahkeme gündemine geldiğinin altını çizerek, “Ölüm haberi olmadığı için rutinin bir parçası haline geldi” şeklinde konuştu.

“KADIN CİNAYETLERİNE GİDEN YOL BAZEN ÖNEMSEMEDİĞİMİZ PSİKOLOJİK ŞİDDETTEN GEÇİYOR”

Kadın cinayetlerine kadar dayanan asıl yolun ise bazen toplum tarafından önemsenmeyen psikolojik şiddet olduğuna işaret eden Avukat Aslı Murat, “Halbuki kadın cinayetlerine giden yol bazen önemsemediğimiz psikolojik şiddetten geçiyor” ifadelerini kullandı.

“KADINA YÖNELİK ŞİDDET TÜRÜNÜN HANGİSİ YAŞANIRSA YAŞANSIN HUKUKİ YAPTIRIMLAR UYGULANMALIDIR”

Murat, “O yüzden kadına yönelik şiddet türünün hangisi yaşanırsa yaşansın, hiçbir makul gerekçe veya neden aramadan onunla mücadele etmek ve ortadan kaldırmak için somut idari ve hukuki yaptırımlar uygulanmalıdır” diyerek şiddetin tek bir nedeni olduğunu vurguladı.

“KADINA ŞİDDETİN TEK NEDENİ KADINLARIN HAYATINI KONTROL ALTINA ALMA İSTEĞİDİR”

“Şiddetin tek bir nedeni vardır, o da kadınların hayatlarını kontrol altına almaya çalışıp onlar üzerinde güç uygulama isteğidir” diyen Murat, bu dışındaki her şeyin ‘magazinsel gerçekler’ olduğunu belirtti.

“MAGAZİNSEL GERÇEKLER ŞİDDETİ MEŞRU HALE GETİRİR”

Aslı Murat ayrıca, bu gibi magazinsel gerçeklerin şiddetin meşru hale getirilmesine neden olduğunun da altını çizdi.

Zaman zaman basında gördüğü gazete manşetlerinden söz eden Murat, “Kıskandığı için öldürdü, aşk cinayeti, kız arkadaşının – karısının – boşanmakta olduğu eşinin giydiği kıyafeti yüzünden – görüştüğü insanlar yüzünden aralarında tartışma çıktı, cinnet geçirdi vb.” gibi hususlar şiddetin altındaki esas nedeni gizler ve meşru – anlaşılır bir nedeni olabilirmiş algısını yaratır” dedi.

“KADINA ŞİDDET-KADIN CİNAYETLERİ GİBİ KONULARDA BASINA BÜYÜK BİR GÖREV DÜŞER”

Murat, bu tarz başlık ve manşetlerin kesinlikle doğru olmadığının altını çizerek, ‘kadına şiddet-kadın cinayetleri’ gibi konularda basına büyük bir görev düştüğünü kaydetti.

Kübra Aydın cinayetini işleyen Emrah Yılmaz ile ilgili de konuşan Aslı Murat, yargı sürecinin nasıl devam edeceği ile ilgili bilgiler verdi.

“KATİL ÖLDÜ VE YARGILANACAK BİRİ KALMADI”

“Eğer polis başka bir kişinin de bu olayla alakası olduğunu düşünüyorsa veya bu yönde bir tespit varsa soruşturmayı devam ettirecektir” diyen Murat, bu şekilde bir bilgi olmaması halinde dosyanın kapatılacağını çünkü katilin de öldüğünü ve yargılanabilecek bir kişinin kalmadığını kaydetti.

“MADDİYATA DAYALI SUÇLAR YOKSULLAŞMADAN KAYNAKLANIYOR”

Murat, “Genel anlamda şiddet ve artan suç oranlarının birçok sebebi var. Özellikle şu anda yaşanan ekonomik yıkım, gittikçe derinleşen yoksulluk, ülkedeki nüfusun bir türlü kontrol edilmemesi ve denetlenmemesi, eğitimden sağlığa ve sosyal hizmetlere kadar kamusal hizmetlerin hemen hemen tıkanma noktasına gelmesi, ister istemez kamusal düzenin bozulmasına ve beraberinde de suç oranlarının artmasına neden olur” diyerek, maddiyata dayalı suçların artışının yoksullaşmadan kaynaklandığını söyledi.

Dolandırıcılık – resmi evrak düzenleme gibi suçların ise, devlet yöneticilerinin de bu gibi suçlara bulaşması ve bunlara göz yumması neticesinde yaygınlaştığını söyleyen Murat, “Düşünsenize acaba hangi devlette bir bakanlığın hizmet aldığı şirket çalışanları 1 yıl boyunca sahte oturma izni düzenleyebilir?” şeklinde bir soru yöneltti.

“HÜKÜMET TÜM BUNLARA ÇANAK TUTUYOR”

“Özelde kadına yönelik şiddet fiillerinde yaşanan artış ise, son zamanlarda iyice hissedilen aşırı muhafazakâr ve din sömürüsüne dayanan baskı ve müdahalelerden kaynaklanır” diyen Aslı Murat, şu anki hükümetin de tüm bunlara çanak tutuğunu dile getirdi.

“KADINLARIN TOPLUM DIŞINA ATILMASINA NEDEN OLAN ZİHNİYETLER, TOPLUMA YERLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞIYOR”

Kadınların güçlenmesinden ziyade daha da toplum dışına itilmesi, ayrımcılığa maruz kalmasına neden olan zihniyetlerin topluma yerleştirilmeye çalışıldığını belirten Murat, “Bunlarla mücadele edebilmek için devletin birçok farklı birimi ve sivil toplumun iş birliği içinde çalışması gerekir” dedi.

“CEZALANDIRMA YETERLİ DEĞİLDİR”

Ayrıca bunun da gerçekleştirilmediğini kaydeden Murat, “Bir suç işlendikten sonra verilecek cezalar elbette önemlidir ve mahkemelerin bu noktada ciddiyetle değerlendirme yaptığını söyleyebilirim ama cezalandırma yeterli değildir” ifadelerini kullandı.

“DEVLETİN ESAS GÖREVİ SUÇ ORTAYA ÇIKMADAN ENGELLEMEKTİR”

Öte yandan devletin esas görevinin, suç ortaya çıkmadan önce onu engellemek olduğunun da altını çizen Başkan Aslı Murat, “Ona odaklanıp çözümleri hayata geçirirsek, herhangi bir hak ihlali yaşanmamış olur. Siyasi yapımız gereği dünyadan kopuk bir halde yaşıyor olsak da devletin idare yapısı içinde dünyalı sayılmamıza yardımcı olacak mekanizmalar var” dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın altında kurulan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi olduğunu ve bunun 2014 yılında hayata geçirildiğini dile getiren Murat, yıllardır bir türlü randımanlı şekilde çalıştırılmadığını kaydetti.

Şu anda sadece şiddete maruz kalan kadınlara adli yardım sağlama ve alo yardım hattı görevinin yerine getirildiğini söyleyen Murat, bunun yanında yasada olup 2018 yılında polis teşkilatı içinde faaliyete geçirilen Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Birimi olduğuna da özellikle vurgu yaptı.

“ŞİDDET BİR ZİHNİYET MESELESİDİR”

Murat, “Halbuki daire bunların çok daha ötesinde hizmet verecek bir yapı kuruyor. Sadece şiddete odaklanmıyor, ekonomik ve eğitim alanlarında da çalışmalar yürütecek özel birimleri var. Her zaman söylediğimiz gibi şiddet bir zihniyet meselesidir” dedi.

“EĞİTİM BAKANLIĞI VE İLGİLİ BAKANLIK İSTİŞARE İÇİNDE BİR ÇALIŞMA YÜRÜTMELİ”

Bu yüzden de küçük yaştan itibaren çocukların haklarını öğrenecekleri, toplumsal cinsiyet eşitliğini kavrayabilecekleri derslerin müfredata dahil edilmesi gerektiğine değinen Murat, bu noktada ilgili daire Eğitim Bakanlığı ile istişare içinde çalışmalar yürütülmesi gerektiğini söyledi.

“ÇOCUKLAR KARANLIK VE GERÇEĞİ YANSITMAYAN BİLGİLERLE DOLDURULMUŞ BİR ZİHNİYETLE BAŞ BAŞA BIRAKILIYOR”

“Ama biz bugün, yazarların bile izni alınmadan değiştirilen ders kitapları sorunu ile uğraşmak zorunda kalıyoruz” ifadelerini kullanan Murat, yapılması gerekenlerin yapılmadığını aksine bilim ve eleştirel düşünceden uzak, karanlık ve gerçeği yansıtmayan bilgilerle doldurulmuş bir zihniyet ile çocukların baş başa bırakıldığını kaydetti.

“ŞİDDET AYRIMCILIĞIN OLDUĞU YERDE GERÇEKLEŞİYOR”

Murat, şiddetin aslında ayrımcılığın olduğu yerde gerçekleştiğini belirterek, “O yüzden ekonomik, sosyal ve siyasal haklar bakımından toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için; plan, proje, araştırma, yasa değişikliği ve eğitim faaliyetleri gibi alanlarda idarenin sorumluluğunu bu daire yerine getirecek” dedi.

Aslı Murat, dairenin özellikle şiddetle mücadele eksenli görevleri arasında; sığınma evi açma, ilçelerde 7/24 faaliyet gösterecek Şiddeti Önleme ve Danışma Merkezleri kurma, tıpkı poliste olduğu gibi hastanelerde de Şiddete Müdahale Birimleri kurma gibi görevleri olduğundan da bahsetti.

“Maalesef bunların hiçbirini yerine getiren bir siyasi irade ile karşı karşıya değiliz. Aksine tüm bunlar yok sayılıyor” diyen Murat, halbuki bunun zor olmadığını daireye müdür atanması gerektiğini ve ardından da faaliyetinin başlayabileceğini söyledi.

“BELKİDE TÜM BUNLAR YAPILSAYDI ARAMIZDAN KOPARILAN KÜBRA AYDIN, HELİN REESSUR VE DAHA NİCE KIZ KARDEŞLERİMİZ BUGÜN HAYATTA OLACAKLARDI”

Hemen her gün Resmî Gazete'de yayımlanan atamalara dikkatleri çeken Murat, “Buraya bir türlü sıra gelmiyor. Belki de tüm bunlar yapılsaydı keyfi şekilde aramızdan koparılan Kübra Aydın, Helin Reessur ve daha nice kız kardeşlerimiz bugün hayatta olacaklardı” dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.