Akben yazdı: "Yeni havayolu şirketini biz değil çocuklarımız görür"

Bin bir güçlükle kurulan, herkesin dişinden tırnağından artırarak kurduğu en başta da Türkiye'nin maddi ve manevi desteği ile kendi kanatlarında uçmaya bırakılan Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın üzerinde dönen oyunları bilmeyenimiz yoktur…

KTHY'nin daha fazla bu oyunları kaldıramadığı, iş yükünü, ve devletin yanlış yönlendirmeleriyle hayata tutunamadığı için göklerdeki yerine veda ettiği sahne daha dün gibi hepimizin aklındadır.

Bir milli havayolunu kaybetmekten ziyade bir evladını, el emeği göz nurunu, gurur kaynağını kaybeden Kıbrıs Türkü'nün yaşadığı bu travmanın izleri hala silinmemiştir.

İhalelerin açılmasında akıllarda kalan soru işaretleri, iktidarların birbirlerini yanlış politikalarla suçlamaları, suçun ve vebalin 'aman benden çıksın da kimin başına kalırsa kalsın' zihniyetiyle başkalarına yüklenilmeye çalışıldığı hele de ihale tekliflerinin atıldığı kutulardan zarfların uçması(!) bazıları tarafından unutuldu olarak yorumlanmış olsa da hepimizin aklındadır.

Milli bir havayolunu uçuramayan zihniyetlerin zarfları uçurmadaki profesyonelliğine de burada dikkat çekmekte fayda olduğunu görüyorum.

Ve işte o zarfları uçuran zihniyet önce Atlasjet'te aradı kurtuluş umudunu.

El sıkışıldı, KTHY'den biletli yolcuların mağduriyeti giderildi. Ancak o rüya da çabuk bitti.

Halkın tepkisini alanlar bu sefer de yeni bir milli havayolu kurulması için girişimlere ve çalışmalara başladılar.

Bunu yaparken de bugün meydanlarda mitinglerde yuhaladıkları, aleyhine pankart açtıkları, 'ne paranı ne memurunu' dedikleri Türkiye'nin kapısını çaldılar.

Bir takım görüşmelerin ardından geçtiler basının karşısına, iş adamları ve dernekleri de topladılar ve; 'biz milli havayolumuzu, bayrağımızı yeniden göklerde dalgalandıracağız' diye iddia ettiler.

Önceki acı tablodan ötürü yoğurdu üfleyerek yiyen iş adamları, 'şunu yapacağız, bu olacak, şöyle olacak' vaatlerine pek kanmadılar.

Bazıları işin içerisinden daha başlamadan sıyrıldı. Devlet, 'kalan sağlar bizimdir' diyerek yeni politikalar üretmeye başladı.

Önce devlet çıktı sahneye, 'Mart ayında göklerdeyiz' dedi.

Sonra iş adamları çıktı 'Mayıs'ı bulabilir' dedi.

Mart'ın sonuna yaklaşıyoruz.

Yeni kurulan 'Kuzey Kıbrıs Havayolları' ile ilgili herhangi bir reklam, acente, bina ya da uçak gördünüz mü?

Görmeyi bırakın bunlarla ilgili somut bir konuşma duyabildiniz mi?

Bu zamana kadar 'yapacağız, edeceğiz' diyenler, 'Mart'ta göklerdeyiz' diyenler şimdi şimdi sınavlara, konuşmalara başladılar.

Kıbrıs Türk Havayolları'nın çalışanları gerekli birimlere aktarılacaktı güya ve nitekim bu konuda aldığımız bazı duyumlar bu kişilerin birçoğunun devlet dairelerine kanalize edileceği yolunda oldu.

Umarım yanlıştır aldığım duyumlar çünkü zaten ülkenin ve devletin üzerinde haddinden fazla ağırlıkta olan devlet çalışanlarının arasına yenilerinin katılmasıyla beraber ekonomik çark artık işleyemez bir hale gelecektir.

Yani anlayacağınız elde var yine sıfır.

Havayolları konusunda 0'dan 1'e çıkmıştık bir zamanlar ancak şimdi 0'da bile değiliz.

Eksilerdeyiz ve bu düşüşümüz devam edecek gibi gözükmektedir.

Tüm dünyada oteller, turizm acenteleri 2011 yaz sezonu rezervasyonlarını ve planlamalarını yapmış durumdalar.

Ülke turizmimiz bu yıl da havayolundan ötürü yeni bir handikapla karşı karşıyadır.

Kan kaybeden ülkemiz hala daha boş umutların, pembe gözlüklerle etrafa bakanların oyuncağı durumundadır.

Bu şartlar altında yeni bir hava yolu şirketinin kurulabileceğini daha doğrusu söylenilen tarihlerde göklerde olabileceğini hiç ama hiç düşünmüyorum.

Biz görmeyiz herhalde ama belki bizim çocuklarımız görür yeni hava yolu şirketini siz ne dersiniz?