İÇ HABERLER
okuma süresi: 7 dak.

"19 Temmuz'da bilerek, isteyerek ve planlı şekilde şiddet uygulandı"

"19 Temmuz'da bilerek, isteyerek ve planlı şekilde şiddet uygulandı"

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Polis'in, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'nın ziyareti sırasında özellikle 19 Temmuz Salı günü protesto eylemi yapanlara yönelik yaptığı uygulamanın "şiddet" olduğunu savunarak bunun sorumlusunun Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) ile Polis Genel Müdürlüğü (PGM) olduğunu iddia etti.

Yayın Tarihi: 25/07/11 14:50
okuma süresi: 7 dak.
"19 Temmuz'da bilerek, isteyerek ve planlı şekilde şiddet uygulandı"
A- A A+

TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, Parti Genel Merkezi'nde bugün düzenlediği basın toplantısında, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyareti döneminde eylem yapan göstericilere karşı polisin yaptığı müdahale ve bu konudaki gelişmeleri değerlendirdi.

Çakıcı, "bilerek, isteyerek ve planlı saldırı" diye nitelediği Polis'in göstericilere müdahalesinin "orantısız güç kullanımı"yla açıklanamayacağını, çünkü özellikle de Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın (KTHY) önünde hiçbir mukavemet yokken, polisin göstericilere saldırdığının açık ve net ortada olduğunu kaydetti.

"Toplu işkence" olarak tanımladığı polis saldırısının adresini Türkiye, GKK ve PGM olarak gösteren Çakıcı, TDP'nin "toplu işkenceyle" ilgili olarak en geç bu hafta sonuna kadar uluslararası kurumlara gerekli şikayetleri yapacağını söyledi.

"KUTLAMALARA KATILMADIK…"

Çakıcı, TDP'nin "polisin Kıbrıs Türk halkına yönelik saldırısını protesto etmek, toplu işkenceye hayır demek" amacıyla 20 Temmuz kutlamalarına katılmadıklarını açıklayarak, Türkiye Başbakanı Erdoğan ile görüşmelerinde de bunu "halk adına" dile getirdiklerini belirtti.

Erdoğan'la görüşmeye kendi kendisini yönetmek isteyen Kıbrıs Türk halkı adına katıldıklarını ifade eden Çakıcı, basın toplantısında Türkiye Başbakanıyla yaptıkları görüşmede ele aldıkları konular hakkında da bilgi verdi.

GÖRÜŞMEDE KONUŞULANLAR

Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın görüşmede nüfusun azlığı nedeniyle 4 çocuk konusunu açtığını ifade eden Çakıcı, bu karşın kendilerinin Erdoğan'a, "nüfusun yeterli olduğunu, hatta nüfus artışı nedeniyle ekonomik zorluklar yaşandığını, bu nedenle nüfus artışına gerek olmadığını, yıllık evlilik sayısının 3 bin civarında olduğunu, nüfusun vatandaş yapılanlarla birlikte yeterli olduğunu" söylediklerini anlattı.

Mehmet Çakıcı, KKTC'de gençler arasındaki işsizliğin yüzde 30 olduğunu, toplu taşımacılık olmaması nedeniyle motorlu araç sayısında çok olduğunu, ancak herkesin binek otosunun olduğunun söylenemeyeceğinin altını çizdiklerini belirtti.

Çakıcı, görüşmede Kıbrıs Türk halkının kendi kendisini yönetmek istediğini" Başbakan Erdoğan'a söylediklerini kaydetti.

Türkiye Başkanı Erdoğan'ın "sendikaların her yerde grev yapma hakkı olmaması, ayrıca, Uluslararası Çalışma Örgütü'ne (ILO) üye olmayan sendikaların dikkate alınmaması" yönünde görüş ortaya koyduğunu belirten Çakıcı, kendilerinin ise tüm sendikaların ILO üyesi olduğunu, eylem yapan toplumsal varoluşu talep eden sendikalara tepki duymak yerine, taleplerini anlamak için çaba sarf edilmesi gerekliliği üzerinde durduklarını söyledi.

Çakıcı, Kıbrıs Türk halkının uygulanan ekonomik pakete karşı olduğunu, bunun için eylem yapıldığını , ancak Ulusal Birlik Partisi (UBP) Hükümeti'nin tüm tepkiyi AK Parti'ye yönelttiğini anlattıklarını sözlerine ekledi.

Mehmet Çakıcı, toplumsal varoluş mitinglerinin doğru anlaşılması gerektiğini, bunun için doğru bilgilendirme gerektiğini, Kıbrıs Türk halkının pakete karşı ortaya koyduğu tepkiyi anlamak yerine, bir iki pankarttan yola çıkarak yapılan tartışmaların asla kabul edilemeyeceğini anlattıklarını belirtti.

Görüşmede, TDP'nin Maraş'ın açılması dahil geliştirdiği "Umut Projesi" hakkında da Erdoğan'a bilgi verdiklerini anlatan Çakıcı, bunun çıkmaza giren görüşme sürecini rahatlatabileceğini belirttiklerini kaydetti.

Mehmet Çakıcı, görüşmenin tümünde elde ettikleri izlenimin, "Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın başta eylemler ve talepler olmak üzere yanlış bilgiye sahip olduğu veya yanlış bilgilendirildiği" yönünde olduğunu söyledi.

TDP'NİN ÖNERİLERİ

Kıbrıs sorununda erken çözüm bulmaya yönelik 9 maddelik öneriyi de Başbakan Erdoğan'ın bilgisine getirdiklerini anlatan TDP Genel Başkanı Çakıcı, önerileri şöyle sıraladı:

"Türkiye 2005'te imzaladığı Gümrük Birliği Protokolünü uygulama yükümlülüğünü yerine getirerek, Limanlarını ve Havaalanlarını Kıbrıs Cumhuriyeti bandıralı gemilere ve hava trafiğine açmalıdır. Mağusa Limanı, Avrupa Birliği (AB) gözetimi altında, uluslar arası ticarete açılmalıdır.

Yeşil Hat Tüzüğü'nün kapsamı genişletilerek, Kıbrıslı Türklerin de, Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında gelişecek ticari işbirliğine entegre edilmesi sağlanmalıdır. Ercan Havaalanı'ndan AB gözetiminde uluslararası uçuşlara izin verilmelidir.

Maraş, yeniden yapılandırmayı denetleyecek geçici BM yönetimi altında, Kıbrıslı Rum sahiplerine iade edilmelidir. Türkiye, Yunanistan, İngiltere ve her iki Kıbrıslı toplum, adadaki asker sayısını saptayabilecek bir mekanizma geliştirdikten sonra, karşılıklı asker sayısında indirime gidilmesi sağlanmalıdır.

Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler çözüme kadar giden süreçte, karşılıklı olarak idari birimleri işbirliğini başlatmalı ve geliştirmelidir. Kıbrıs'ın hem Kuzeyi'nde hem de Güney'inde ortak olarak, BM ve AB gözetiminde, nüfus sayımı yapılmalı ve adanın nüfusu ve adada yaşayan kişilerin statüleri belirlenmelidir. İki toplumun ticari ve sosyal ilişkilerinin geliştirilmesi teşvik edilmelidir."

SORULAR

Bir soru üzerine "polisin toplu işkenceye dönen halka yönelik saldırısının gelecekte daha da artacağı" iddiasında bulunan Çakıcı, öncelikle "UBP hükümetinden kurtulmak gerektiği" görüşünü savundu.

Çakıcı, başka bir soruya karşılık ise Toplumsal Varoluş Hareketi'nin kendi malları olmadığını, ismi dahil her konunun tartışmaya açık olduğunu, önemli olanın Kıbrıs Türk halkanın önümüzdeki süreçte birlikte hareket etmesinin başarılması olduğunu kaydetti.

TDP'nin Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini yineleyen Çakıcı, "Görüşmede Türkiye Başbakanı Erdoğan ile illa görüş birliği sağlamaya mı çalıştınız?" yönündeki soruyu "Hayır. Biz sadece Kıbrıs Türk halkının sesi olduk, olmaya çalıştık. Bundan sonra da öyle hareket edeceğiz" şeklinde yanıtladı.

TAK

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.