Kıbrıs sorununda 2025 yılı: Kıbrıslı Türkler kendisini temsil edecek yeni liderini seçti!
Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin katılımıyla yapılan genişletilmiş toplantılara rağmen resmî müzakereler için gerekli ortak zemin 2025’te de sağlanamazken, Cumhurbaşkanlığı’nda yaşanan değişimle diplomasi yeniden hız kazandı; mülkiyet davaları, güven artırıcı önlemler ve iki devlet vurgusu yıl boyunca Kıbrıs gündeminin ana başlıkları oldu.
-
Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin katılımıyla genişletilmiş iki toplantı yapan liderler, resmî müzakerelerin başlaması için gerekli “ortak zemine” ulaşamadı
-
Kıbrıs Türk halkı sandığa giderek yeni liderini seçti. Cumhurbaşkanı Erhürman, ilk mesajlarında çözüm, kalıcı barış ve istikrar arayışında Kıbrıslı Türklerin ve garantör ülke Türkiye’nin yok sayılmaması gerektiğini vurguladı
-
Erhürman, Hristodulidis ile görüşmesinde “çözüm atmosferi” için 10 maddelik bir öneri paketi sundu
-
KKTC’deki eski Rum mallarıyla ilgili tutuklamalar devam etti.. İki Macar uyruklu sanığın hapis cezasına çarptırılmasıyla mülkiyetle ilgili ilk mahkumiyet kararı alındı
-
Güven artırıcı önlemler çerçevesinde İki Toplumlu Gençlik Teknik Komitesi kuruldu
-
AİHM, “K.V. Mediterranean Tours Limited” kararıyla TMK’nın etkin iç hukuk yolu olduğunu yeniden teyit etti
-
KKTC, Kazakistan’ın ev sahipliğindeki TÜRKPA 14. Genel Kurulu’nda ilk kez temsil edildi
-
Adada iki ayrı devlet vurgusu yer alınan bütün uluslararası toplantılarda gerek Türkiye, gerek KKTC yetkililerince dile getirilerek KKTC’yi tanıma ve ilişki kurma çağrıları yinelendi
-
KKTC’de “askeri yasak bölgeyi ihlal”, “mülke tecavüz” ve “genel rahatsızlık” suçlamalarıyla tutuklanan Rum sanıkların 4’ü suçlamalar geri çekildiği için serbest kalırken, biri de para cezasına çarptırıldı
Kıbrıs konusunda 2017’de başarısızlıkla sonuçlanan müzakereler, gerekli ortak zemin bulunamadığından 2025’te de başlamadı.
Liderlerin 4 yıllık aranın ardından garantörler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin katılımıyla önce Cenevre’de, daha sonra New York’ta genişletilmiş toplantı yapması diplomatik hareketlilik sağlasa da resmî müzakerelerin başlaması için gerekli ortak zemine yine ulaşılamadı.
Geçiş kapıları başta olmak üzere iki halkın hayatını kolaylaştıracak, güven yaratıcı önlemler yıl boyunca konuşuldu ancak yeni bir kapı açılamadı, gündeme gelen başlıklarla ilgili herhangi bir gelişme yaşanmadı.
2025’deki diplomasi trafiği yılın son çeyreğinde Cumhurbaşkanlığı’nda yaşanan değişimle birlikte yeniden hareketlendi. Liderler, Aralık ayında yaptıkları 2 toplantıda hellim tescili, geçiş kapılarındaki düzenlemeler ve çözüm sürecine ilişkin metodoloji başlıklarında bazı somut ilerlemeler sağladıklarını açıkladı. Liderlerin ocak ayında 5+1 formatında yeni bir buluşma yapması ve yılın son günlerindeki hareketliliğin 2026’da devam etmesi bekleniyor.
Mülkiyet konusu yine taraflar arasında gerginlik konusu olmaya devam etti. KKTC’deki eski Rum mallarına ilişkin davalar ve cezai süreçler sürerken, Güney Kıbrıs’ta tutuklu bulunan Simon Aykut’a beş yıllık hapis cezası verildi. KKTC’de “askeri yasak bölgeyi ihlal”, “mülke tecavüz” ve “genel rahatsızlık” suçlamalarıyla beş Kıbrıslı Rum’un tutuklanması mülkiyet konusundaki gerginliğin 2025’in yazında iyice artırdı. Yargı süreci sonunda Rum sanıklardan 4’ü suçlamalar geri çekildiği için serbest kalırken, bir tanesi de para cezasına çarptırıldı.
Egemen eşitlik ve iki eşit statüde devlet zemininde çözüm politikasıyla birlikte tanınma çağrılarını 2025’te de sürdüren Türk tarafı, gözlemci üye olduğu Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) birçok toplantısında cumhurbaşkanı, bakan, bürokrat ve sivil toplum örgütleriyle yer aldı.
OCAK: SINIR KAPILARI GÖRÜŞÜLDÜ
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 8 Ocak’ta resmi temaslar için KKTC’ye geldi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la bir araya gelen Fidan, ortak basın toplantısında Kıbrıs Türk halkının yıllardır maruz kaldığı uluslararası izolasyonun “sessiz bir insanlık suçuna” dönüştüğünü söyledi.
Ay ortasında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kıbrıs meselesinin çözümüne ilişkin “ortak zemin” bulunmadığı tespitinin yer aldığı İyi Niyet Misyonu raporunu yayımladı.
Liderler, yılın ilk yüz yüze görüşmesini 20 Ocak’ta ara bölgede, BM’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart’ın ikametgahında yaptı. Görüşmenin ana başlığı geçiş noktaları oldu. Tatar, Haspolat’a ek olarak Akıncılar kapısının açılmasını “pozitif ve yapıcı” bir öneri olarak gündeme getirirken; Rum lider Nikos Hristodulidis, geçiş noktaları ve güven artırıcı önlemler içeren sekiz maddelik bir paket sundu.
Ayın son haftasında Doğu Akdeniz’de enerji konusu yeniden gündeme geldi. Güney Kıbrıs, “münhasır ekonomik bölge” ilan ettiği alanda 5’inci parselde 24 Ocak’ta sondaja başladığını duyurdu. Ancak ileriki aylarda bulunan gazın pazarlanabilir miktarda olmadığı gerekçesiyle bu çalışmaların sonlandırıldığı açıklandı.
KKTC’de ise 2025-2029 dönemini kapsayan Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın tanıtımı için ülkeye gelen Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Tatar’la birlikte yaptığı açıklamalarda iki devletli çözüm vizyonuna destek mesajı verdi.
Ocak ayı, BM Güvenlik Konseyi’nin 31 Ocak’ta BM Barış Gücü’nün görev süresini bir yıl daha uzatan kararıyla son buldu. Cumhurbaşkanlığı, kararın ardından BM’ye yönelik “statükonun hamisi” eleştirisini dile getirdi.
ŞUBAT: DİCARLO, CENEVRE HAZIRLIKLARI İÇİN ADAYA GELDİ
Şubat ayı, Cenevre’de mart ayında yapılması planlanan genişletilmiş gayriresmi Kıbrıs toplantısına hazırlıkla geçti. BM Siyasi ve Barış İnşası İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo, 10 Şubat’ta adaya gelerek, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis ile ayrı ayrı görüştü. Görüşmelerin ardından DiCarlo, hazırlık turunu sürdürmek üzere Atina ve Ankara’da da temaslarda bulundu.
Ayın ikinci önemli başlığı, Pakistan’dan gelen siyasi mesaj oldu. Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 13 Şubat’ta düzenlenen ortak basın toplantısında, Pakistan’ın Kıbrıs konusunda Türkiye’nin yanında olduğunu söyledi. Açıklama KKTC’de memnuniyetle karşılandı.
Şubatın sonuna doğru Doğu Akdeniz’de enerji konusu yeniden gündem oldu. GKRY, “münhasır ekonomik bölge” ilan ettiği alanda yer alan 12 ve 6 numaralı parsellerdeki gazın değerlendirilmesine yönelik Mısır’la anlaşma imzaladı.
MART: CENEVRE'DE 5+1 ZİRVESİ VE GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLER
Cenevre’deki 5+1 Zirvesi öncesinde İngiltere’nin Avrupa ve Kuzey Amerika’dan sorumlu Bakanı Stephen Doughty, adada temaslarda bulundu. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşmesinin ardından Tatar, İngiltere’nin Kıbrıs’taki “gerçeği tam yansıtan” bir tutum sergilemediğini söyledi. Doughty, Tatar görüşmesi sonrasında ana muhalefet CTP heyetiyle de bir araya geldi.
Kıbrıs konusunda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde 17-18 Mart tarihlerinde Cenevre’de garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere temsilcilerinin de katıldığı 5+1 formatındaki genişletilmiş gayriresmi toplantı yapıldı. Cenevre toplantısında 4 yeni geçiş kapısının açılması için liderlerin görüşmesi, gençlik komitesinin kurulması, ara bölgede güneş enerjisi kurulması projesinin taraflarca konuşulması, mezarlıkların restorasyonu, sonraki adımları hazırlamak üzere BM Genel Sekreteri'nin Kişisel Temsilci ataması ve temmuz ayı sonunda yeniden genişletilmiş toplantı yapılması kararı alındı.
Ay sonu mülkiyet konusu yeni gerilime neden oldu. KKTC’deki Rum mallarının satışıyla bağlantılı olduğu iddia edilen 40 yaşındaki bir Ukraynalının 21 Mart’ta Larnaka Havalimanı’ndan ayrılmak isterken tutuklanmasıyla başlayan mülkiyetle ilgili gerginlik, benzer tutuklamalarla yıl sonuna kadar sürdü. Suç işlemek için komplo, dolandırıcılık ve başkasına ait taşınmazlarda hileli işlem gibi gerekçelerle yapılan tutuklamayı “siyasi” olarak nitelendiren Kıbrıs Türk tarafı sert tepki gösterdi.
NİSAN: GENÇLİK KOMİTESİ KURULDU; SEMERKANT BİLDİRİSİNE, KKTC'Yİ TANIMAYAN KARARLARA VURGU YAPILDI
Cenevre’deki 5+1 görüşmesinin hemen ardından iki lider 2 Nisan’da yeniden bir araya geldi. Görüşmede, güven artırıcı önlemler paketinin parçası olarak İki Toplumlu Gençlik Teknik Komitesi kurulması kararı alındı.
Aynı hafta Özbekistan’ın Semerkant kentinde düzenlenen AB–Orta Asya Zirvesi’nin ortak bildirisinde, taraflar BM Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550 sayılı kararlarına bağlılıklarını vurguladı. Bu ifade, iki devletli çözüm teziyle ters düştüğü gerekçesiyle tepki çekti.
Zirvenin ardından Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın GKRY’ye büyükelçi atadığı ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu gelişmeden Avrupa Birliği’ni sorumlu tutarak, Türk Devletleri Teşkilatı’nın KKTC’yle ilişki kurmasının engellenmeye çalışıldığını söyledi.
Ayın ikinci yarısında Antalya Diplomasi Forumu’nda Kıbrıs başlığı yeniden öne çıktı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açılış konuşmasında Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tescili için çabaların artırıldığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Tatar ise konuşmasında Kıbrıs Türk halkının sesinin duyulması ve insanlık dışı izolasyonların sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Tatar forum kapsamında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, BMGS Yardımcısı Rosemary DiCarlo ve Gine Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Morissanda Kouyate ile bir araya geldi.
MAYIS: HOLGUİN'İN DÖNÜŞÜ
Semerkant bildirisiyle yükselen tartışmaların ardından TDT Aksakallar Konseyi 17. Toplantısını 2 Mayıs’ta Girne’de yaptı. Konsey Başkanı Binali Yıldırım, toplantının son dönemde teşkilat ve üyelere yönelik “tezviratlara” açık bir cevap olduğunu söyledi.
Bu arada Cenevre’deki genişletilmiş toplantıda kurulması kararlaştırılan İki Toplumlu Gençlik Teknik Komitesi ilk kez Mayıs ayında toplandı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum lider Nikos Hristodulidis, ara bölgede BM’nin ev sahipliğinde yeniden bir araya geldi. Tatar, görüşme hattında özellikle mülkiyet bağlantılı tutuklamalarla ilgili tepkisini dile getirerek, oluşturulmak istenen yeni atmosferin zedelediğini kaydetti.
Avrupa Komisyonu ay ortasında Johannes Hahn’ı “Kıbrıs Özel Temsilcisi” olarak görevlendirdi. Türk tarafı, kendi rızaları olmadan yapılan bu görevlendirmeyi kınadı. Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin üyesi olmadığı AB’nin herhangi bir sürecin parçası olamayacağına vurgularken, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da temsilci atanmasını tanımalarının mümkün olmadığını kaydetti.
Mülkiyetle ilgili tutuklamalar 9 Mayıs’ta Güney Kıbrıs’ta yargılanan iki Macar uyruklu sanığın KKTC’deki Rum mallarının satış ve pazarlanmasından hapis cezasına çarptırılmasıyla yeniden gündem oldu.
Budapeşte’de 21 Mayıs’ta yapılan TDT Gayriresmi Zirvesi’ne gözlemci üye olmasına rağmen KKTC’nin davet edilmemesi tartışma konusu oldu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “KKTC’nin olmadığı aile fotoğrafı eksik” mesajıyla Türk dünyasına daha güçlü dayanışma çağrısı yaptı.
Bu arada yeniden görevlendirilen BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Angela Marie Holguin, 23 Mayıs akşamı adaya gelerek bir hafta boyunca iki liderle ayrı ayrı görüşmeler yaptı. Tatar, görüşmelerde mülkiyet bağlantılı tutuklamalar sona ermeden ilerlemenin zor olduğunu vurguladı.
Mayıs ayında Kayıp Şahıslar Komitesi kazılarıyla bulunup, kimliklendirilen şehit Ayşe Ramadan askeri törenle defnedildi. KŞK verilerine göre kimliklendirilen toplam kişi sayısı 1058’e yükseldi.
HAZİRAN: AİHM KARARI, TMK'Yİ YENİDEN TEYİT ETTİ
Haziranın ilk günlerinde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bölgesel gelişmeler ve Cenevre’de yapılan görüşmeler konusunda siyasi partileri, Bakanlar Kurulu’nu ve ay sonu Cumhuriyet Meclisi’nin olağanüstü toplantısında milletvekillerini bilgilendirdi.
Dışişleri Bakanlığı 10 Haziran’da AİHM’in aldığı “K.V. Mediterranean Tours Limited” kararla TMK’nın etkin iç hukuk yolu olduğunun yeniden teyit edildiğini duyurdu. Cumhurbaşkanı Tatar da Güney Kıbrıs’ın mülkiyet konusundaki “saldırı”sından duyduğu rahatsızlığa işaret ederek, AIHM tarafından etkin iç hukuk yolu olarak kabul edilen Taşınmaz Mal Komisyonu’nun mülkiyet konusuyla ilgili hak arama mercisi olduğunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Tatar bu ay Londra’ya giderek Birleşik Krallık Avrupa Bakanı Stephen Doughty ile görüştü. Cenevre’deki 5+1 ve Temmuz için yürütülen istişarelerin ele alındığı görüşmelerde bulunan Tatar, İngiltere Parlamentosu KKTC Dostluk Grubu üyeleriyle de görüştü.
KKTC, Kazakistan’ın ev sahipliğindeki TÜRKPA 14. Genel Kurulu’nda Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler tarafından temsil edildi. KKTC, Kazakistan’da bu seviyede ilk kez temsil edildi.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da İİT’nin İstanbul’daki 51. Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına katıldı. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan toplantının açılışında Kıbrıslı Türklerin “doğal haklarına” destek çağrısı yaptı. Toplantı sonunda kabul edilen İstanbul Deklarasyonu’nda da Kıbrıslı Türklerin haklı mücadelesine destek ve haksız izolasyonun aşılması için temasların geliştirilmesi vurgusu yer aldı.
AB’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Johannes Hahn aynı günlerde adayı ziyaret etti. Hahn, KKTC’de CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ile görüştü.
TEMMUZ: NEW YORK'TA GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLER ELE ALINDI
Liderlerin New York’ta yaptığı 5+1 gayriresmi Kıbrıs toplantısı ve öncesindeki hazırlık görüşmeleriyle geçen Temmuz ayında Güney Kıbrıs’ın tutuklamalarından dolayı mülkiyet konusu da gündem oldu. Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e yazdığı mektupta, Güney Kıbrıs’ın attığı adımların “endişe verici” olduğunu belirterek müdahale talebinde bulundu.
16-17 Temmuz’da BM Genel Merkezi’nde düzenlenen gayriresmi 5+1 Kıbrıs toplantısı sonunda Cenevre’de üzerinde uzlaşılan altı güven artırıcı başlığın dördünde ilerleme kaydedildiği açıklandı. İki Toplumlu Gençlik Komitesi’nin kurulmasından duyulan memnuniyetin dile getirildiği toplantıda, dört yeni geçiş noktası ve ara bölgede güneş enerjisi dosyalarının görüşülmeye devam edeceği belirtildi. Eylül’de BM Genel Kurulu haftasında üçlü bir görüşme, yıl içinde de yeni bir 5+1 toplantısı planlandığı kayda geçirildi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Azerbaycan'ın Hankendi kentinde düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 17. Zirvesi'ne katıldı.
20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı etkinlikleri için Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adaya geldi ve konuşmalarında KKTC’ye yönelik siyasi desteğini yineledi.
Avrupa Komisyonu, 2024’te Yeşil Hat üzerinden geçişlerin 7,18 milyonla rekor seviyeye çıktığını açıkladı. Aynı dönem Kıbrıs Türk toplumuna ayrılan AB desteğinin 39,4 milyon euro ile en yüksek düzeye ulaştığı duyuruldu.
AĞUSTOS: İNGİLİZ MİLLETVEKİLİ'NİN ZİYARETİ; STEWART'A VEDA
Eski Rum mallarına ait tapu kayıtlarının yasa dışı şekilde elde edilmesi, kişisel verilerin ve özel hayatın korunması, askeri yasak bölgeyi ihlal ve mülke tecavüz gibi suçlardan 5 Rum’un tutuklanması diplomatik krize neden oldu. Liderler karşılıklı birbirine eleştirilerde bulundu.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart, 2021’de devraldığı görevinin sona ermesi vesilesiyle yaptığı açıklamalarda Kıbrıs Türk tarafına yönelik sözlerine Cumhurbaşkanı Tatar, Başbakan Ünal Üstel ve Dışişleri Bakanı Eruğruloğlu “tarafsız davranmadığı” eleştirisiyle yanıtladı.
Ağustosta en çok yankı uyandıran gelişmelerden biri, Birleşik Krallık’ın Türkiye Ticaret Elçisi ve Manchester Rusholme Milletvekili Afzal Khan’ın 6 Ağustos’ta Ercan üzerinden KKTC’ye gelmesi oldu. Tatar’ın Khan’ı kabul etmesi Güney Kıbrıs ve İngiltere’de tepkiye neden oldu. Khan ilerleyen günlerde ticaret elçiliği görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Türk tarafı bu durumu “hukuki ve ahlaki zemini olmayan izolasyon politikasının son örneklerinden biri” olarak değerlendirip, eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar MÜSİAD’ın İstanbul’da düzenlediği “İki Devletli Çözüm Önerisi ve Mavi Vatan” temalı programa katılarak iki devletli çözüm tezini yineledi.
EYLÜL: NEW YORK'TA BM GENEL KURULU
Eylül ayı hem mülkiyet, hem güvenlik, hem de New York diplomasisi açısında hareketli geçti.
11 Eylül’de adaya gelen BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi María Ángela Holguin New York’ta yapılması planlanan üçlü görüşmeye hazırlık amacıyla iki liderle temaslarda bulundu. Holguin, Kayıp Şahıslar Komitesi’ni ziyaret ederek yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Kıbrıs ile ilgili üçlü görüşme New York’ta Guterres’in ev sahipliğinde yapıldı. Görüşme sonrası açıklamalarda herhangi bir konuda mutabakata varılmadığı belirtildi.
Güney Kıbrıs’ın İsrail’den hava savunma sistemi tedarik ettiği ve askeri teçhizat/ mühimmat sevkiyatı yaptığına ilişkin haberler KKTC ve Türkiye’de sert tepkiyle karşılandı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve Türkiye Milli Savunma Bakanlığı, İsrail destekli silahlanmanın adadaki dengeyi bozduğunu ve Doğu Akdeniz’de gerilimi artırdığını vurguladı.
Eylülün bir diğer gerilim başlığı da enerji oldu. KKTC ve Türkiye dışişleri bakanlıkları, Norveç bayraklı “Ramform Hyperion” gemisinin, KKTC’nin TPAO’ya tahsis ettiği hidrokarbon ruhsat sahalarında GKRY izniyle izinsiz arama/araştırma faaliyeti yürüttüğünü kaydederek, GKRY’nin Kıbrıs Türk halkı adına tek taraflı tasarruf yetkisi olmadığını vurguladı ve üçüncü tarafları diyaloğa çağırdı.
İskele Kaza Mahkemesi’nde yargılanan 5 Rum sanıktan ikisi, Yüksek Mahkeme’nin alt mahkeme kararını bozmasının ardından teminatla serbest bırakıldı.
Ayın sonuna doğru gözler Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları kapsamında New York’a çevrildi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM’nin 80’inci Genel Kurulu’ndaki konuşmasında adada iki ayrı devlet ve iki ayrı halk bulunduğunu vurgulayarak uluslararası topluma KKTC’yi tanıma ve ilişkiler kurma çağrısını yineledi. İİT Dışişleri Bakanları Yıllık Eşgüdüm toplantısına katılan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da benzer biçimde “iki halk, iki devlet” tezini öne çıkaran mesajlar verdi.
EKİM: Tufan Erhürman, YENİ CUMHURBAŞKANI OLDU
Ayın ilk haftasında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Azerbaycan’ın Gebele kentindeki Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) 12. Zirvesinde KKTC’yi “Türk dünyasının Doğu Akdeniz’deki stratejik kalesi” diye tanımladı. Zirve bildirgesinde de “adadaki mevcut gerçeklere dayalı, müzakere edilmiş, karşılıklı kabul edilebilir ve uygulanabilir” bir çözüme vurgu yapılırken, Türk dünyasının Kıbrıs Türk halkıyla dayanışması kayda geçirildi. Tatar, zirve kapsamında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile de görüştü; Aliyev, KKTC’ye desteğin süreceğini vurguladı.
İç siyasette ise “iki devletli çözüm” tartışması yaşandı. Cumhuriyet Meclisi, olağanüstü oturumda “Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm” doğrultusundaki karar önerisini oy çokluğuyla kabul etti; muhalefet ve bazı bağımsız vekiller öneriye karşı çıktı.
19 Ekim’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, oyların yüzde 62,76’sını alarak önümüzdeki beş yılın Cumhurbaşkanı oldu. Erhürman, ilk mesajlarında çözüm, kalıcı barış ve istikrar arayışında Kıbrıslı Türklerin ve garantör ülke Türkiye’nin yok sayılmaması gerektiğini vurguladı.
BM cephesinde de değişim yaşandı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, görev süresi sona eren Colin Stewart’ın yerine Khassim Diagne’yi Barış Gücü Misyon Şefi ve Kıbrıs Özel Temsilcisi olarak atadı. Diagne 22 Ekim’de adaya gelerek görevine başladı.
Ekim’in son günlerinde ise kayıplar konusunda yeni tartışmalar yaşandı. Avrupa Parlamentosu’nda, 1974’te kaybolan ve hayatını kaybeden Kıbrıslı Rumlara yönelik bir anıt önerisinin kabul edilmesi gerginliğe neden oldu.
Bu arada eski Rum mallarıyla ilgili Güney Kıbrıs’ta yürütülen soruşturmalar çerçevesinde tutuklanıp, yargılanan AFİK Group CEO’su Simon Mistriel Aykut’a beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.
KASIM: ERHÜRMAN'IN TÜRKİYE ZİYARETİ VE HRİSTODULİDİS GÖRÜŞMESİ
Yeni Cumhurbaşkanı Erhürman, seçim sonrası ilk resmi ziyaretini 12 Kasım’da Türkiye’ye yaptı. Anıtkabir ziyaretinin ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşen Erhürman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Külliye’de resmi törenle karşılandı. Görüşmelerin ardından yapılan ortak açıklamalarda Erdoğan, Kıbrıs’ta “en gerçekçi çözümün” iki devletin bir arada varlığı olduğunu belirtirken, Erhürman da Kıbrıs Türk halkının iki eşit kurucu ortaktan biri olduğunu ve bu statü gereği adanın tamamında egemenlik hakları bulunduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erhürman, Rum lider Nikos Hristodulidis ile ilk kez ara bölgede BM Genel Sekreteri Özel Temsilcisi Khassim Diagne’nin ikametgahında bir araya geldi. Erhürman, “çözüm atmosferi” için Rum tarafına 10 maddelik bir öneri paketi sundu. Genel olarak güven artırıcı adımları ve iki taraf arasında iş birliği potansiyelini artırmayı hedefleyen bu önerilerin ana hatlarını “Karma evlilik yapan çiftlere vatandaşlık verilmesi”. “Çevre, sağlık gibi alanlarda ortak projelerin geliştirilmesi”. “Askeri gerilimi azaltacak ve güveni pekiştirecek adımlar” ve “İki toplum arasında diyaloğun artırılması” oluşturuyor
Ay içinde AB’den de dikkat çeken bir mesaj geldi. AB Komisyonu’nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakereleri Genel Müdürü Gert Jan Koopman, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasına dönük ilerleme görülmesi halinde Türkiye ile Gümrük Birliği’nin modernizasyonuna yönelik çalışmaların yeniden başlayabileceğini söyledi.
Norveç, Güney Kıbrıs’a yönelik 65 yıllık silah ambargosunu kaldırma kararı da gündem oldu. Kararı barışa aykırı ve istikrarsızlığı artıran bir adım olarak nitelendiren Kıbrıs Türk tarafınca “barış karşıtı” olarak nitelendirilip, eleştirildi.
Güney Kıbrıs ile Lübnan arasında MEB sınırlandırma anlaşması imzalaması da Kıbrıslı Türklerin iradesi yok sayıldığı gerekçesiyle KKTC ve Türkiye tarafından hükümsüz ilan edildi.
ARALIK: HOLGUİN'İN GELİŞİ VE HRİSTODULİDİS'LE YENİDEN BULUŞMA
2025’in son ayı, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın Kıbrıs sorununda “çözüm atmosferi” oluşturma hedefiyle yürüttüğü temasların öne çıktığı bir ay oldu.
Erhürman, 5 Aralık’ta BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Holguin’i kabul etti. Bunu; ABD Maslahatgüzarı Daniel Mangis, AB Kıbrıs Özel Temsilcisi Johannes Hahn, Hollanda’nın Lefkoşa Büyükelçisi Wouter Plomp ve Fransa’nın Lefkoşa Büyükelçisi Clélia Chevrier Kolacko ile görüşmeler izledi.
Cumhurbaşkanı Erhürman, Rum lider Nikos Hristodulidis ile ortak temaslarda bulunarak Kayıp Şahıslar Komitesi (KŞK) Antropoloji Laboratuvarı’nı ziyaret etti. Ziyaretin ardından iki lider, Holguin’in de katılımıyla BM İyi Niyet Ofisi’nde toplantı yaptı.
BM açıklamasında, iki liderin hedefinin BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde siyasi eşitlik temelinde çözüm olduğu vurgulandı. Liderlerin ayrıca; geçiş kapılarında görevli personel sayısının artırılması, yeni geçiş kapıları, hellim meselesi ve Haspolat Atık Su Arıtma Tesisi’ne ilişkin teknik konulara odaklanma konusunda uzlaştığı açıklandı.
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, bugün gerçekleştirilen üçlü görüşmede hellim tescili, geçiş kapılarındaki düzenlemeler ve çözüm sürecine ilişkin metodoloji başlıklarında bazı somut ilerlemeler sağlandığını açıkladı.
Erhürman, on maddelik önerileri içinde yer alan hellim tescili konusunun ocak sonuna kadar tamamlanmasının netleştiğini, geçiş kapılarında ise bütün noktalarda personel artırımı yapılmasına ilişkin bir karar bulunduğunu söyledi.
Yaklaşık üç buçuk saat süren görüşmede üç ana başlığın ele alındığını belirten Erhürman, bunların birincisinin Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin dört maddelik metodoloji önerileri, ikincisinin Tatar–Hristodulidis döneminde başlayan güven yaratıcı önlemler, üçüncüsünün ise Türk tarafının daha önce sunduğu on maddelik öneriler olduğunu kaydetti.
Rum lider Hristodulidis’in bu kez kendi öneri paketini de getirdiğini söyleyen Erhürman, önerileri ilk kez gördükleri için ayrıntılı bir müzakere yapılmadığını, değerlendirilmek üzere not ettiklerini ifade etti. Geçiş kapılarına ilişkin olarak Metehan’da kabin ve personel sayısının artırılması yönündeki taleplerinin karşılık bulduğunu ifade eden Erhürman, Rum lider Hristodulidis’in Metehan’da yedi kabinin hâlihazırda devreye alındığını bildirdiğini aktardı. Erhürman, tüm geçiş noktalarında personel artırımı yapılması yönünde karar alındığını da açıkladı. Ayrıca araç seyrüsefer işlemlerinin Bostancı ve Derinya’da da yapılması konusunda hemfikir olunduğunu, bunun Metehan’daki yoğunluğu azaltacağını ifade etti. Görüşmede Haspolat’taki arıtılmış su meselesi dahil olmak üzere diğer teknik başlıkların da ele alındığını söyleyen Erhürman, geçiş noktaları ve ara bölgedeki güneş enerjisi santrali gibi önemli konuların da BM nezaretinde daha yoğun şekilde ele alınacağına dikkat çekti.
Ayın son günlerinde mülkiyet ve yargı başlıkları yeniden öne çıktı. Erhürman, Fransa’da bir mahkemenin, “Avrupa hukukunun KKTC sınırları içinde askıda olduğu” değerlendirmesiyle Güney Kıbrıs’a iade talebini reddettiğini açıkladı; mülkiyet meselesinin bireysel eylemler üzerinden ele alınmasının doğru olmadığını söyledi.
Yılın sonuna gelinirken Erhürman’ın, Holguin’in ocakta yeniden adaya geleceğini ve bunun ardından 5+1 formatında yeni bir buluşmanın mümkün olabileceğini söylemesi, 2026’ya dönük takvime de işaret ederek sürecin yeni yılda hızlanabileceği beklentisini doğurdu.
FARKLI GELİŞMELER
Öte yandan İskele Kaza Mahkemesi’nde “Kişisel Verileri Koruma Yasası’nı ihlal” ve “Özel hayatın gizliliğini ihlal” suçlamalarıyla temmuzdan beri yargılanan Kıbrıslı Rumlardan biri suçlamalar geri çekildiği için serbest bırakılırken, suçlamaları kabul eden diğer sanık ise para cezasına çarptırıldı. Böylece tüm sanıklar serbest kaldı.
Mısır, İsrail ve Lübnan’ın ardından bu yıl Fransa ile stratejik iş birliği anlaşması imzalayan Güney Kıbrıs, yılın son günlerinde Yunanistan ve İsrail’le güvenlik alanında iş birliğini derinleştirme kararı aldı. Doğu Akdeniz’de barış ve istikrar tehdit eder nitelikte bulan Türkiye ve KKTC yetkilileri, bölgede gerilimi tırmandırmaya yönelik bir adım olarak gördükleri bu gelişmeye sert tepki gösterdi.
Avrupa Birliği, Metehan Geçiş Noktası’nın genişletilmesine finansman sağlandığını ve toplam değeri yaklaşık 435 bin euro olan iki yapım sözleşmesinin imzalandığını duyurdu.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.