DAÜ-SEN: Yargının iş yükünü artıran asıl neden idari makamların bilinçli ihlalleri
DAÜ-SEN, DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun görevden alınması sürecinde mevzuata aykırı işlemler yapıldığını savunarak, yargının iş yükünü artıran asıl nedenin idari makamların bilinçli ihlalleri olduğunu ileri sürdü.
Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN), DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun (VYK) görevden alınması sürecinde, mahkemelerin karar vermesine kadar taleplerin karşılanacağı ya da sorumluluğun başka yerlere aktarılacağı düşüncesiyle yasalara ve tüzüklere aykırı işlemler yapıldığını ileri sürdü.
Yargıda oluşan yükün azaltılabilmesi için Anayasa değişikliğinin gündeme getirilmesine değinen sendika, yargının iş yükünü artıran en önemli unsurlardan birinin, idari yetkilere sahip olanların bilinçli biçimde yasalara ve Anayasa’ya aykırı kararlar üretmesi olduğunu iddia etti.
Açıklamada, “DAÜ-SEN dahil olmak üzere birçok sendika, maalesef bakanların ve/veya Bakanlar Kurulu’nun açık ve bilinçli ihlallerini yargıya taşımak zorunda kalmaktadır. Yargının karar vermede gecikmesi ve kararları üretenlere yönelik herhangi bir yaptırımın olmaması ise bakanları ve Bakanlar Kurulu’nu ihlaller konusunda daha da cesaretlendirmektedir” denildi.
DAÜ-Sen'in tam açıklaması şöyle:
Son günlerde, “yargı sisteminin artan iş yükü ve uzun yargılama süreleri” gerekçesiyle “yargıda anayasa değişikliği” gündeme gelmiştir. Yargının iş yükünü artıran en önemli unsurlardan biri, idari yetkilere sahip olanların bilinçli biçimde yasalara ve Anayasa’ya aykırı kararlar üretmesidir. Yargıda oluşan yükün azaltılabilmesi için bu konuda mutlaka tedbirler alınması gerekmektedir.
DAÜ-SEN dahil olmak üzere birçok sendika, maalesef bakanların ve/veya Bakanlar Kurulu’nun açık ve bilinçli ihlallerini yargıya taşımak zorunda kalmaktadır. Yargının karar vermede gecikmesi ve kararları üretenlere yönelik herhangi bir yaptırımın olmaması ise bakanları ve Bakanlar Kurulu’nu ihlaller konusunda daha da cesaretlendirmektedir.
Bu çerçevede, aşağıdaki alıntı Eğitim Bakanı Sayın Nazım Çavuşoğlu’nun Meclis Bütçe Komitesi’nde yapmış olduğu konuşmanın tutanaklarından alınmıştır ve Bakanın durumu getirdiği noktayı açıkça göstermektedir:
“Biz yasayı geçirdik, herkes emekli olsun diye emekli olmuyorlar, korkuyorlar ve biz maaşları kestik. Emekli olmazsanız bu maaşları keseceğiz dedik. Yasal mıydı? Hayır, değildi.”
Sayın Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu birçok alanda Anayasa’ya, yasalara ve tüzüklere aykırı işlemler yapmaktadır. Bunu, mevzuata aykırı olduğunu bilmediğinden değil; mahkemeler karar verene kadar istediğini elde edebileceğini düşündüğü veya bu kararlardaki sorumluluğu başka yerlere yükleyebileceğini varsaydığı için yapmaktadır. Sayın Bakan’ın Meclis Bütçe Komitesi’nde yapmış olduğu bu “cesur” açıklama, söz konusu anlayışın ispatı olmuştur. Ayrıca Sayın Bakan, bu tarzına karşı çıkan herkesi düşman ilan etmekten de çekinmemektedir.
En son DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun (VYK) görevden alınması için Bakanlar Kurulu kararlarına öncülük yapan Sayın Bakan, bu kararda da art arda iki kez mevzuata uygun hareket etmemiştir ve ne yazık ki bu tutumuna Bakanlar Kurulu’nu da dahil etmiştir.
Bakanlar Kurulu, VYK’nın atanması için Cumhurbaşkanlığına öneri yapabildiği gibi, görevde olanların görevden alınmasını da mevzuata uygun şekilde yine Cumhurbaşkanlığına önerebilir. Ancak görünen odur ki “huylu huyundan vazgeçmemekte” ve Bakanlar Kurulu’nun bu kararları iki kez Cumhurbaşkanı tarafından mevzuat açısından uygun bulunmamaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, sorumluluk bilinci içinde hareket ederek açıkça yasa dışılık içeren bu önerileri iki kez reddetmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı, bu sorumlu tavrıyla yargıya konu olabilecek ve kaybedileceği kesin olan bir karara imza atmamış, örnek bir duruş sergilemiştir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bundan sonraki süreçlerde de yargıya taşınacak kararlara sebebiyet vermeyecek bir sorumlulukla hareket edeceğini; ortaya konacak her gerekçenin belgesini ve önerilecek her kişinin liyakatini yasalara uygun biçimde değerlendireceğini düşünmekteyiz.
Eğitim Bakanı Sayın Nazım Çavuşoğlu örneğinde de açıkça görüldüğü üzere, maalesef her yönetici Sayın Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman kadar yasalara bağlı ve bu çerçevede adil davranmamaktadır. Dolayısıyla “yargıda anayasa değişikliği” çalışmasının gerçek anlamda amacına hizmet edebilmesi için, gereksiz yargı süreçlerinin oluşmasını engelleyecek caydırıcı unsurları da içermesi gerekmektedir.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.