"Kuzey'de alınan eşdeğer koçanların derhal iptal edilmesi gerekir"
Barış Mamalı bugün yayımladığı basın açıklaması ile "Güneydeki gayrımenkullerini satanların Kuzeyde aldıkları eşdeğer koçanlarının derhal iptal edilmesi gerektiğini söyledi. Açıklamanın tam metni şöyle:
"1974 sonrası oluşan fiili durum ve adanın bölünmesi neticesinde Türk ve Rumlar tarafından karşılıklı göçler yaşanmıştır. Adanın kuzeyine geçen Kıbrıslı Türkler'in iskanına yönelik olarak 1977 yılında İskan, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası (İTEM Yasası) yürürlüğe girmiştir. Bu yasa sair şeyler yanında güneyde mal bırakan hak sahiplerine terk ettikleri taşınmazlarına karşılık kuzeyde eşdeğerde mal verilmesini öngörmekteydi.
Önceleri sadece kullanma ve tasarrufu düzenleyen yasa, 1995 yılında yapılan değişiklikle mülkiyet sahipliğine yani koçan almaya da imkan tanımaya başlamıştır. Ve bu tarihten itibaren özellikle kuzeydeki Rum taşınmazları eşdeğer adı altında ilgili kişilere koçan edilmeye başlanmıştır ( Bu uygulama AİHM tarafından hukuken meşru sayılmamıştır ancak halen KKTC'de uygulaması devam etmektedir ).
İTEM Yasası'na göre güneyde terk ettikleri taşınmaz mallara karşılık KKTC'de eşdeğer nitelikli mal alabilmek bazı koşullara bağlanmıştır. En önemli şart, kuzeyde eşdeğer mal alabilmek için Güney Kıbrıs'ta bulunan taşınmazının KKTC Devletine feragat edilmesidir. Yani güneydeki taşınmaz malını KKTC'nin mülkiyetine devretmek koşuluyla kuzeyde eşdeğer mal alınabilmektedir.
Ancak 2004 yılında sınır kapılarının açılıp güneye geçişin başlamasından sonra kuzeyde eşdeğer mal alan bazı şahısların güneydeki taşınmaz mallarını gizlice (KKTC Devletinin bilgisi ve onayı dışında) elden çıkarttıkları, sattıkları ya da bu hususta sözleşmeler yaptıkları yönünde ciddi bilgi ve haberler çıkmaktadır.
Bu tip davranışlar açıkça devlete karşı hileli eylemler ihtiva etmekte ve devlet ensesinden haksız kazanç elde etmeye olanak tanımaktadır. Çünkü devlet güneydeki malın kendisine feragat edildiğine dayanarak kuzeyde eşdeğerde mal verirken, kişilerin bu feragati bertaraf ve ihlal ederek güneydeki taşınmaz mallarını satması, açıkça devleti kandırmak ve onun üzerinden haksız kazanç sağlamayı ifade etmektedir.
Feragat koşuluna ve taahhüdüne uymadan yani güneydeki taşınmaz mallarını elden çıkartan kişilerin kuzeydeki eşdeğer malı hukuki meşruiyetini yitirmektedir. Kendisini hileli bir şekilde kandıran ve haksız kazanç elde eden ( KKTC Devletine devredilen malları elden çıkartmak veya buna teşebbüs etmek) kişilerin kuzeyde elde ettikleri eşdeğer nitelikli gayrımenkullerin tapu kayıtlarının ve koçanlarının devlet tarafından derhal iptal edilmesi gerekir.
Keza hem feragat edilen taşınmazdan maddi menfaat elde etmek hem de buna karşılık alınan eşdeğer malın halen mülkiyet sahibi olunmasının hiçbir adil ve haklı yanı olamaz.
Bir de hem Güneydeki mallarını hem de Kuzeydeki eşdeğer mallarını satanların hiçbir affedilir hukuki mazaretleri bulunamaz. Devletin bu tür davranışlara kesinlikle prim vermemesi gerekir.
Kaldı ki yasalarımız ve özellikle İTEM Yasası'nın 89. maddesi bu tür davranışları dolaylı da olsa suç olarak düzenlemekte ve bu suçu işleyenleri ağır hapislikle cezalandırmaktadır. Şöyle ki:
Suç ve Cezalar 89. (1) Bilerek yanlış beyanda bulunan hak sahipleri suç işlemiş olur ve
beş yıla kadar hapis cezası veya 200.000 TL'sine kadar para
cezası veya her iki cezaya çarptırılabilir.
(2) Bu veya başka herhangi diğer bir Yasa tahtında takibata gitme
hakkına halel gelmeksizin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
dahilinde veya haricindeki taşınmaz malını 1974 Barış
Harekatından sonra Rumlara veya yabancılara sattığı halde
eşdeğerde mal almak için mal varmış gibi yanlış beyanda bulunan
ve mal almış olanlar suç işlemiş olurlar ve mahkumiyetleri halinde
20 yılı geçmiyen hapis cezasına veya 500.000 TL'sini geçmiyen
para cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler.
(3) Bu Yasa kurallarından hiçbiri başka herhangi bir Yasa gereğince saptanmış suç için takibata gidilmesine engel olur manasına alınmaz.
Ancak, hiç kimse aynı suçtan ötürü iki kez cezalandırılamaz.
Bu sebeple ilgili devlet makamlarının bu konuda ciddi bir araştırma yaparak bu tip olayları ortaya çıkartması ve gerekli müeyyideyi uygulaması gerekmektedir. Bu konuda varolan yasal boşlukların da acilen hazırlanacak özel bir ceza yasası ile giderilmesi gerekmektedir."
FİKRİN VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ HAREKETİ
Av. Barış Mamalı - Başkan
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.