UKÜ Rektörü: "KKTC'de eğitime bir milyar doların üzerinde yatırım"
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen, KKTC'de yüksek eğitim kuruluşları aracılığıyla eğitim sektörüne bir milyar doların üzerinde yatırım yapıldığına dikkat çekerek, sektörün canlı tutulması ve ülkeye en verimli olarak katkı sağlayacak şekilde hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki üniversitelerin Türkiye'deki birçok ve Güney Kıbrıs'taki üniversitelerle de rekabet edebilecek düzeyde olduğunu vurgulayan Yükselen, Kıbrıs sorununun çözümlenmesinden sonra da KKTC üniversitelerinin geleceğinin parlak olacağından emin... Olası bir çözüm sonrası üniversitelerin güçlü bir şekilde ayakta duracağından ve dünya ile bütünleşeceğinden en ufak bir kuşkusu yok.
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen, KKTC'de yüksek eğitim kuruluşları aracılığıyla eğitim sektörüne bir milyar doların üzerinde yatırım yapıldığına dikkat çekerek, sektörün canlı tutulması ve ülkeye en verimli olarak katkı sağlayacak şekilde hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki üniversitelerin Türkiye'deki birçok ve Güney Kıbrıs'taki üniversitelerle de rekabet edebilecek düzeyde olduğunu vurgulayan Yükselen, Kıbrıs sorununun çözümlenmesinden sonra da KKTC üniversitelerinin geleceğinin parlak olacağından emin... Olası bir çözüm sonrası üniversitelerin güçlü bir şekilde ayakta duracağından ve dünya ile bütünleşeceğinden en ufak bir kuşkusu yok.
TAK muhabiri, Rektör Yükselen'le genelde üniversite sektörünü, özelde ise UKÜ'nün misyonunu, vizyonunu, geleceğe dönük hedeflerini konuştu.
Prof. Dr. Yükselen'e göre, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ), Kuzey Kıbrıs üniversiteleri arasında en genç üniversite konumunda. Buna karşın gerek akademik, gerek alt yapı, gerekse öğrenci sayısı açısından sürekli potansiyelini yükselten bir üniversite.
UKÜ, 36 bölüm, 32 lisans bölümü, 11 doktora programı, 21 yüksek lisans programıyla çok geniş yelpazeli bir eğitim ağına sahip.
Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Umman, Libya, Filistin ve bölgedeki bir çok ülkenin eğitim bakanlıkları tarafından denklik alarak tanınan UKÜ'nün uluslararası işbirlikleri de oldukça geniş.
ABD'nin Michigan State University, Ürdün'de bulunan University of Jordan ve The Applied Sciences University, Bosna Hersek'te bulunan Metallurgical Institute, The International University of Sarajevo, İrlanda'da Griffith College, Ukrayna'da Dnipropetrovsk State Financial and Economic Institute, Azerbaycan'da International Azerbaijan University, Kafkas Üniversitesi ve Hazar Üniversitesi, Güney Kore'de Solbridge International School of Business Woosong University, Kırgızistan'da Atatürk Alatoo Üniversitesi ve Türk Kırgız Manas Üniversitesi UKÜ'nün işbirliği içinde bulunduğu üniversite ve enstitüler arasında yer alıyor.
ÜYELİKLER
UKÜ'nün Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi'nin Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), KKTC Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK), İslam Dünyası Üniversiteleri Konfederasyonu (FUIW), Avrupa İş Eğitimi Konseyi, (ECBE), Otel, Restaurant ve Kurumsal Eğitim Konseyi (CHRIE), Uluslararası Eğitimciler Birliği (NAFSA), Birleşik Krallık Ulusal Denklik ve Enformasyon Merkezi (UK NARIC), Siyasal Araştırmalar Konsorsiyumu (ECPR), Avrupa Uluslararası Eğitim Birliği, (EAIE) ve Uluslararası Üniversiteler Birliği (IAU) üyelikleri bulunuyor.
UKÜ REKTÖRÜ PROF. DR MEHMET ALİ YÜKSELEN
UKÜ Rektörü Prof. Dr Mehmet Ali Yükselen, 1967'de Lefke'de doğmuş. Türk Maarif Koleji'ni tamamladıktan sonra Wasington St. Louis Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi'ni bitirmiş. 2000-2002 yılları arasında University College London'da ziyaretçi öğretim görevlisi olarak çalışmış. Boğaziçi Üniversitesi'nde Çevre konusunda Yüksek Lisans ve Doktorası'nı yapan Yükselen ardından girdiği Marmara Üniversitesi'ne Araştırma Görevlisi, Öğretim Görevlisi, Yardımcı Doçent, Doçent ve Profesör olarak hizmet vermiş.
2007 yılında UKÜ'ye rektör olarak atanan Yükselen'in 100 civarında bilimsel yayını bulunuyor. Çok sayıda ulusal ve uluslararası projelerde görev alarak kariyerini sürekli güçlendiren Yükselen, 5 yıldır rektörlüğünü yürüttüğü UKÜ'ye de çok şeyler kazandırmış.
"En Genç Üniversite'de En Genç Rektör" ünvanına sahip bir akademisyen. Yaptığı çalışmalar, 5 yılda UKÜ'nün geldiği nokta, Yükselen'in genç yaşına rağmen yakaladığı başarının rast gele olmadığının en önemli göstergesi durumunda.
Ülkedeki üniversite sektörü yanında, üniversite sektöründe dünyadaki gelişmeleri de çok yakından takip eden, iyi analiz edebilen, geleceği çok iyi gören bir vizyona sahip Yükselen.
En önemli özelliklerinden bir tanesi de kendisine ve ekibine olan güveni. Eğitim ve öğretim yanında, bir üniversitenin içinde bulunduğu toplumuna ve ülkesine çok şeyler vermesi gerektiğinin bilincinde.
En fazla tartışılan konu olan KKTC'deki üniversitelerin geleceği konusunda ise oldukça umutlu... Olası bir çözüm sonrası üniversitelerin güçlü bir şekilde ayakta duracağından ve dünya ile bütünleşeceğinden en ufak bir kuşkusu yok.
EN GENÇ ÜNİVERSİTEDE EN GENÇ REKTÖR
Röportajımıza "Her kişinin idealleri var. Sizin ideallerinizle UKÜ'nün vizyonunu nasıl bütünleştirip başarıyı yakaladınız" sorusu ile başlıyoruz.
"2007 yılında göreve geldiğimde en genç üniversitede en genç rektör olmuştum. Bu bir sürü sorumluluğu ve riski de beraberinde getiren bir durumdu. Ama aradan geçen 5 yılda geriye dönüp baktığımda benimle UKÜ'nün hedeflerinin tam oturduğunu söyleyebilirim. 2007'den sonra üniversitemizin ciddi bir gelişme içine girdiğini görebiliriz. O yıllarda 20 bölümümüz vardı, şimdi 36 bölümümüz var, 32 lisans bölümümüz var. Doktora programımız yoktu 11 tane doktora programımız var. 7 tana yüksek lisans programımız vardı, şimdi 21 tane yüksek lisans programımız var. Öğrenci sayımız 3 bin 500'dü, ekim ayı itibarıyla 6 bini geçmiş olacağız. Yani ciddi bir gelişimi sağladık."
ÖĞRENCİ MEMNUNİYETİ ODAKLI EĞİTİM
Vizyon olarak?
"UKÜ olarak öğrenci memnuniyeti odaklı eğitimi öngören bir vizyonumuz var. Öğrenci dostu bir üniversite olmaya çok özen gösteriyoruz. Bunun hem ülkemiz hem de üniversitemiz için önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada çok ciddi çalışmalar yaptık. Üniversitemizi yeniden yapılandırdık, öğrencilerimizle daha yakından ve doğrudan iletişim kurmak için ekipler oluşturduk. Bunun semeresini de öğrenci artışıyla gördük. Bu artışı 3 bacakta da sağladık. Türkiye'den gelen öğrenci sayısı genelde azalırken bizde genelde arttı, Kıbrıslı öğrenciler UKÜ'yü daha çok tercih eder duruma geldi. Bu sene de bunu ciddi bir şekilde hissediyoruz. Üçüncüsü de üçüncü ülkelerde gelen öğrenci sayısı hem arttı, hem de çok farklı sayıda ülkeden öğrenci üniversitemize geliyor. Bu 36 farklı ülkeden öğrenci kampüsümüzde olacak. Öğrenci noktasında baktığımızda bunlar bizi sevindiren gelişmeler."
ALT YAPI
Yükselen, öğrenci sayısındaki artışa paralel, alt yapıda sağladıkları gelişmeleri şöyle açıklıyor:
"10 milyon Euro'nun üzerinde bir yatırımla UKÜ Arena'yı açtık. Bu gerçekten çok ciddi bir yatırım. Teknolojik alt yapıda çok ciddi bir atak yaparak çok az üniversitede görülecek teknik alt yapı oluşturduk. Öyle bir alt yapı ki düşünün, domatesteki pestisitten, insan kanındaki doping maddesine kadar her şeyi ölçüp belirleyecek alt yapıya sahip bir laboratuar. Bunu biz çevre, tarım, eczacılık ve diğer uygulamalı mühendislik dallarında kullanabileceğimiz ortak bir alt yapı olarak planladık ve gerçekten bununla gurur duyuyoruz."
SON TEKNOLOJİYLE DONATILMIŞ LABARATUARLAR
Üniversitenin sahip olduğu bazı cihazların devlet örgütlerinde bulunmadığını da kaydeden Prof. Yükselen, "Devlette de var ama bazı cihazlar sadece bizde var. Mesela bir ara kamuoyunu çok meşgul eden Gazimağusa Serbest Liman'daki beyaz kum olayı vardı. Devlette bazı cihazlar olmadığı için o kumun bazı analizleri üniversitemiz tarafından yapıldı." diyor ve ekliyor:
"Böylesine son teknoloji ile donatılmış laboratuarlarımızı hem öğrencilerimizin, hem de ülkemizin hizmetine sunduk. Bunların üzerine eklemeye de devam ediyoruz.
Toplumumuza fayda sağlamak adına bu yıl çok sayıda öğrenci gelmeyeceğine bile bile Ziraat Fakültesi'ni kurduk. Eczacılık Fakültesi'ni kurarak onay aldık. Bunlar bizim prestij bölümlerimiz. Zihin Engelliler Öğretmenliği Bölümümüz var ki bu Kıbrıs'taki hiç bir üniversitede yok. Keza Çevre Mühendisliği ve Enerji Mühendisliği de bayağı önde olduğumuz, ilk ve tek olduğumuz bölümler. Bizim bunları ön plana çıkarmamızın nedeni topluma olan sorumluluklarımızdır."
7 TANE ARAŞTIRMA MERKEZİ
UKÜ'nün Çevre Araştırmaları Merkezi; Kıbrıs Araştırmaları Merkezi; Sosyal ve Stratejik Politikalar Araştırma Merkezi; UKÜ Sualtı Arkeoloji ve Görüntüleme Merkezi;
Arkeoloji Kültürel Mirası ve Konzervasyon Merkezi ve Bioteknoloji Araştırma Merkezi olmak üzere 7 tane çok önemli araştırma merkezi bulunuyor.
Prof. Yükselen'den bu merkezlerde yapılan çalışmalar hakkında bilgi alıyoruz:
"Bioteknoloji Araştırma Merkezi'miz tarafından şu anda yürütülen iki tane TUBİTAK projesi var. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen 20'nin üzerinde küçük çaplı proje merkezlerimizde yürütülmektedir. Tatlısu bölgesinde arkeoloji ile ilgili bir projemiz var. Sosyal Strateji ile ilgili merkezlerde öğretim üyelerimiz gerek Kıbrıs konusu, gerekse şimdi Ortadoğu ile ilgili çeşitli araştırmalar yaparak, çeşitli vasıtalarla bunları toplumumuzla paylaşmaya devam ediyor. Bunların içerisinde anket çalışmaları da var. Yani merkezlerimizde araştırmalarımız devam ediyor.
Bizim hedefimiz bu merkezlerimizi ülkemizin en ciddi sıkıntılarından biri olan güncel politika ve stratejiler üretme konusunda hep aktif tutmaktır."
NEDEN BİR ÖĞRENCİ UKÜ'YÜ TERCİH ETSİN
Bir öğrenci neden UKÜ'yü tercih etsin..?
Prof Yükselen, bu konudaki yaklaşım ve vizyonlarını şöyle açıklıyor:
"Bunu 3'e ayırmamız gerekiyor. Neden bir Türkiyeli öğrenci UKÜ'yü tercih etsin, Neden bir Kıbrıslı öğrenci UKÜ'yü tercih etsin ve Neden bir üçüncü ülke öğrencisi UKÜ'yü tercih etsin...
Önce biz bu insanlara neden Kıbrıs'ı seçmeleri gerektiğini iyice anlatmamız gerekiyor. Bunu sadece UKÜ olarak değil, bütün üniversiteler olarak yapmamız gerekiyor. Bir defa bunu başardıktan sonra, ardından 'Neden UKÜ' özeline gelmemiz gerekiyor. Bir defa bizim en önemli stratejimiz öğrenci memnuniyetli odaklı kaliteli bir eğitim hizmet vermektir. Bunun dışında yüksek teknolojiyi en etkin şekilde kullanarak öğrencilerimize eğitim vermektir ve bunları UKÜ olarak gerçekten yapıyoruz. Çok güçlü teknik ve fiziki bir alt yapı oluşturmuş bulunuyoruz. Bunlar bize en genç üniversite olmanın verdiği pozitif avantajlar ve bunları en iyi şekilde değerlendiriyoruz. Bir defa öğrenciler üniversitemizde dünya standartlarında bir eğitim alıyorlar.
Yerli öğrencilerimize de bunları anlatıyoruz. Şunu söyleyebilirim ki yerli öğrenci sayımızda yüzde 300'lere varan bir artış var. Bunda basının da önemli katkısı olduğunu söyleyebilirim. Çünkü siz ne kadar iyi olursanız olun, ne kadar pozitif şeyler yaparsanız yapın, bunu dışarıya yansıtamadığınız noktada eksik kalıyorsunuz..."
KIBRIS'IN TÜRKİYE'DEKİ İMAJI
"Türkiyeli öğrenciler konusunda Kıbrıs olarak bir dezavantajımız var. Maalesef Kuzey Kıbrıs'ın imajı Türkiye'den bakıldığında genel olarak pek parlak değil. Biz bir tarafta Eğitim adası" olduğumuzu söylüyoruz ama diğer tarafta Türk televizyonlarında kumarhane ve bet ofislerimizle yer alıyoruz. Maalesef dışarıya yansıyan yüzümüz bu. Bunun değiştirilmesi için neler yapıyorsunuz..." diye soruyoruz....
"Doğru olmayan bu imajın değiştirilmesi için bütün üniversiteler olarak geçtiğimiz yıl çok büyük emek harcadık. Hiç yapmadığımız kadar tanıtım yaptık, bire bir insanlarla bir araya geldik, kendimizi doğru şekilde anlatma yollarını denedik. Bunun olumlu sonuçlarını bu yıl almaya başladık. Kıbrıs genelinde Türkiye'den gelen öğrenci sayısında yüzde 20-25'lik bir artış var. UKÜ olarak bir geçen seneye göre yüzde 80'lerde bir artışı yakaladık. Bu negatif imajı, biz pozitife çevirebilirsek Türkiye'den gelen öğrenci sayısında daha da artış olacak. Biz Türkiye'den gelen öğrencilere ne sağlıyoruz? Bir defa uluslararası ortamda bir eğitim alma imkanı veriyoruz. Türkiye'nin hiç bir üniversitesinde 36 farklı ülkeden öğrencinin bulunduğu bir kampus bulamazsınız. Türkiye'den gelen öğrenciler için bu çok ciddi bir avantaj. Kaliteli eğitim, yüksek teknolojinin derslerde bir bir uygulanması, donanımlı akademik kadrodan eğitim verme bizi ön plana çıkaran bir diğer unsur. "
TÜRKİYE'DEKİ ÜNİVERSİTELER BİZİ ÖRNEK ALIYOR
Bu noktada, UKÜ Rektörü Prof. Yükselen'den KKTC'deki üniversiteler ile KKTC'deki üniversitelerin alt yapısını değerlendirmesini istiyoruz...
"Bizim üniversitelerimiz alt yapı olarak Türkiye'deki bir çok üniversiteden çok çok iyi durumdadır. Şunu örnek vereyim: Türkiye'de üniversite kuracak olan büyük kuruluşlar bizi arıyorlar. Biz geçen yıl bu şekilde 2 üniversitenin kurucu üyelerini ve mütevelli heyetlerini üniversitemizde misafir ettik. Samimiyetle söylüyorum Türkiye'de kampüs kuracak bir sürü kişinin yolu resmi veya gayrı resmi olarak Kıbrıs'tan geçiyor. Bizim UKÜ Kampusu 1300 dönüm arazi üzerine kurulmuş, Kıbrıs'ın koşullarına göre oldukça yeşil bir kampus. Gerek fiziksel, gerekse teknik alt yapı olarak Kıbrıs'taki bütün üniversitelerin çok iyi durumda olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu konuda kimsenin hakkımızı yememesi gerekir."
TÜRKİYE'DEKİ ÜNİVERSİTELERİ FERSAH FERSAH GEÇTİK
Yükselen, Kıbrıs'taki üniversiteler için akademik kadro açısından yaratılan "olumsuz" imajın da ortadan kalktığına vurgu yapıyor:
"Kıbrıs'taki bütün üniversitelerin bölümleri YÖK'ten onay alır. YÖK belli bir akademik kadroyu sağlamadığınız sürece bunu size vermez. Geçin, YÖDAK'ın kriterleri zaten bunun da üzerinde. Biz bazen bu noktada kendimize haksızlık yaptığımızı düşünürüz. Üniversitelerimiz akademik kadro açısından istenilen kriterleri fersah fersah geçmiş durumdadır. İngiltere'den, Amerika'dan, Türkiye'deki saygın okullardan çok sayıda öğretim üyesi bütün bölümlerimizde görev yapmaktadır.
Şunu söyleyeyim; üniversitemizde açılan Zihin Engelliler Bölümü Türkiye ve KKTC'de bir ilktir. Bu bölümümüze alanında çok iyi durumda, çok ciddi sayıda öğretim elemanını üniversitemize getirdik. Eczacılık Fakültemizi 13 tane öğretim üyesi ile hizmete soktuk. Bunlar gerçekten küçümsenmeyecek rakamlar. Türkiye'deki bir sürü devlet üniversitesinin web sayfalarına baktığınız zaman bunları bulamazsınız. Değil devlet özelde hiç bulamazsınız."
YABANCI ÖĞRENCİLERİN UYUMU VE BAŞARI SEVİYESİ
Porf. Dr. Yükselen'e KKTC'ye öğrenime gelen TC ve üçüncü ülke öğrencilerinin yaşadıkları uyum sorununu da sorduk...
"Gerek Türkiye, gerekse üçüncü ülkelerden gelen öğrenciler için kritik yıl, birinci yıldır. Şöyle bir laf vardır. 'İnsanların kendilerini en yalnız hissettikleri dönem üniversitedeki ilk yıllarıdır.' Düşünün lise döneminde çok sıkı bağlar kurduğunuz bir sürü arkadaşınızdan, ailenizden ayrılarak başka bir ülkeye ve başka bir kuruma gelip eğitime başlıyorsunuz. İşte o dönemi atlattıktan sonra başarı düzeylerinin bayağı yukarıya çıktığını görebiliyoruz.
Geçtiğimiz yılki mezuniyet döneminde bir fakültemizin birincisi, yabancı bir öğrencimizdi. Biz de üniversite olarak o ilk dönemlerini en sorunsuz şekilde geçirebilmeleri için elimizden geleni yapıyoruz. Bundan dolayıdır ki yabancı öğrenci sayımızda ciddi bir artış yakalamış bulunuyoruz."
Rektör Yükselen'den UKÜ'nün çok değer verdiği bir diğer konunun denklikler olduğunu öğreniyoruz...
"Denkliklerde Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi'nin diğer üniversitelere göre artıları var. İki tane İngiliz üniversitesi olan Woolworth Hampton Üniversitesi ve Sunderland Üniversitesi ile çok sayıda bölümümüz için 3+1 anlaşmamız bulunuyor. Bu şu anlama geliyor: Öğrenci bize geliyor, 3 yıl burada okuyor son senelerini de İngiltere'de okuyorlar. Böylelikle hem bizden hem de İngiltere'den diploma alma şansına sahip oluyorlar. "
EĞİTİM ÖYLE BİR ŞEYDİR Kİ BUNU SINIRLARLA KESEMEZSİNİZ.
Peki bu denklik anlaşmalarını yaparken Rum tarafının baskılarına maruz kalmıyorlar mı..?
"Tabii ki kalıyoruz ama, bu konuda çok mücadele verdik. Eğitim öyle bir şeydir ki bunu sınırlarla kesemezsiniz. Denklik anlaşmaları yapacağımız üniversiteleri getiriyoruz, kalitemizi gösteriyoruz, nasıl bir ortamda ve alt yapıda eğitim verdiğinizi anlatıyoruz. Ne kadar çağdaş seviyede ve altyapıda eğitim verdiğimizi gören konuklarımız tüm engellemelere rağmen denklik konusunda bizimle anlaşma yapma yoluna gidiyor. Böylelikle 'tanınmayan bölgenin, tanınmayan üniversiteleri' söyleminin bir anlamı kalmıyor. Biz bu üniversitelerle 2009 Mayıs ayında imzaladık çift diploma anlaşmasını, ama onun öncesinde nerden baksanız bir yıl bir hazırlık süreci geçirdik."
EMİN ADIMLARLA İLERLEYEN BİR ÜNİVERSİTE
Yükselen'e bu anlattıklarından sonra "Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi için 'Emin adımlarla ilerleyen bir üniversitedir' diyebilir miyiz?" sorusunu yöneltiyoruz...
"Bunu güvenle söyleyebiliyoruz. Bunu aslında üniversitemizin yakaladığı başarı ve rakamlar söylüyor. Geçtiğimiz yıllarda öğrenci sayısında düşüş olduğu dönemde dahi biz öğrenci sayımızı artırdık. Bu sene tercihlerde en yüksek doluluk oranına sahip üniversite olduk. Tercih edilenlerin kayda dönmesinde yine en yüksek oranı yakalayan üniversite olduk.
Tabii ki buna özellikle dikkat çekmek istiyorum. Bu işler sadece 'biz iyiyiz' demekle olmuyor. Gerçekten teknik alt yapınıza yatırımlar yapmanız gerekiyor, öğrenciler için sosyal ve kültürel alt yapınızı oluşturmalısınız ki öğrenciler geldikleri üniversitede mutlu olsunlar. Mutlu olan öğrenciler zaten sizin en iyi tanıtımınızı yapan bireyler haline geliyor. Uluslar arası Kıbrıs Üniversitesi olarak bizi bunu başardığımız inancındayız. "
ÜNİVERSİTE SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİ
Üniversite sektörünün geleceği oldukça hassas ve her dönem gündemde olan bir konu. UKÜ Rektörü Yükselen, sektörün geleceğiyle ilgili ciddi analizlerde bulunuyor.
"5 tane yerli üniversitemiz, 2 tane de Türkiye'den gelen üniversite var. Tüm bunlara baktığımız zaman sektördeki yatırımın 1 milyar Dolar'ın üzerinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu çok ciddi bir rakamdır ve elinizin tersi ile bir kenara koyacağınız bir rakam değildir. Dolayısıyla bizim sektörü canlı tutmamız ve ülkemize en verimli şekilde katkı sağlayacak şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Riskler yok mu önümüzde, vardır. Ama şunu her zaman bilmeliyiz. Risk almadan, rekabet etmeden kaliteye istediğiniz hızla ulaşamazsınız. Dolayısıyla bizim bu riskleri avantaja çevirecek tedbirleri her zaman almamız gerekiyor. Şu an için üniversiteler olarak bunu elimizden geldiğince yaptığımızı söyleyebilirim. Devlet yetkililerimiz de kendilerine düşen görevleri yerine getiriyorlar. Her şeyi yaptık da rahat mıyız? Hayır. Önümüzde kritik bir 5 yıl var. Çünkü Türkiye'deki üniversite sayısı bugün 170 civarındayken, önümüzdeki 5 yıl için planlanan rakam 200 civarındadır. Önümüzdeki 5 ya da bilemediniz 8 yıl içinde Türkiye'deki liselerden mezun öğrenci sayısına eşdeğer üniversitelerde yer olacağı öngörülmektedir. Dolayısıyla bizim kalitemizi daha yukarıya çekip Türkiye'deki öğrenci potansiyelinden faydalanabilmek için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Bu 'Olmazsa olmazdır' ve bunun için gerekeni yapacağız. Aynı şekilde Türkiye pazarına bağlı kalmadan da çalışmalarımızı yürüteceğiz. Uluslararasılaşma misyonumuzu en üste çıkartıp, üçüncü ülke üniversiteleri ile daha fazla anlaşma yapacağız, farklı ülkelerden öğrencileri ülkemize getireceğiz ki, içerdeki ve dışarıdaki öğrenciye ' Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki üniversiteler tamamdır, kaliteli üniversitedirler' mesajını verebilelim. Bu da ya yapılacak, ya yapılacak. Başka bir alternatifi de yoktur."
ÇÖZÜME GÜNEYDEN DAHA DONANIMLIYIZ, DAHA HAZIRLIKLIYIZ
UKÜ Rektörü Prof. Yükselen, üniversitelerin olası bir çözüm sonrası geleceğinden de oldukça emin...
"Çözüm sonrasında bizim için pek bir şey değişmeyecek. Ben en başında da 'eğitimin sınırı yok' demiştim. Bu anlamda bütün engellemelere rağmen zaten şu an bile bize bir şey yapamıyorlar. Belki de o zaman daha da rahat çalışabiliriz. Biz özerk ve müstakil üniversiteler olarak uluslararası arenada bir şekilde zaten kendimizi kabul ettirmiş durumdayız. Mezunlarımız Avrupa'da, Amerika'da en iyi üniversitelere gidip master ve doktora yapabiliyor. Yani çözüm sonrası için endişemiz yoktur. 'Güneyden daha iyi bir sektör söyleyiniz' derseniz; bir bilim adamı olarak yüksek öğrenim sektöründe çok çok daha iyi olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Biz daha donanımlıyız, daha hazırlıklıyız. Esasında o noktada çekinmesi gereken varsa onlardır. Çünkü onların bir tane üniversitesi var. Ama bizim en eski üniversitemizden tutun da en yenisine baktığınızda, nerden baksanız 15 ile 30 yıllık bir geçmişimiz, tecrübemiz ve deneyimimiz var."
TAK
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.