Çeto: "Meclis - Cumhurbaşkanlığı - Elçilik; Bermuda Şeytan Üçgeni"
Güç Sen Başkanı Memduh Çeto, Tahsin Mertekci'nin Posta FM'de hazırlayıp sunduğu 'Bam Teli' programına katılarak sendikal mücadele ve ülke sorunlarına dair görüşlerini paylaştı.
Kıbrıs Postası
26 Ocak'ın dünyada, Dünya Gümrük Günü olarak kutlandığını hatırlatan Çeto, bu günü Maliye Bakanı'na kendilerinin hatırlatmak zorunda kaldıklarını ifade etti. Dünya Gümrük Günleri'nin geçmiş yıllarda iki etkinlikle kutlandığını söyleyen Çeto, Gümrük ve İş Dünyası İşbirliği etkinliği düzenlendiğine dikkat çekti. Çeto, 1953'ten beri bu günün kutlandığını belirterek günün uluslararası niteliğini vurguladı.
'Birileri KKTC'yi yaşatacağım' dediği sürece böylesi günleri hatırlatacağını kaydeden Çeto, böylesi günlerin iş dünyası ile gümrüklerin bir araya getirildiğinin altını çizdi. KKTC'nin bu süreçlerde yer almadığını savunan Çeto, 26 Ocak'ta müdürleriyle geçici memurlar alındığını, polis nasıl geçici olamıyorsa gümrük çalışanlarının da geçici olamayacağını tartıştığını belirtti ve 'Artık daireye aldık, ne olacak' yanıtını aldığını açıkladı.
Devletin esas gelir kaynaklarının gümrüklerde olduğuna dikkat çeken Çeto, gümrüklerde yetişmiş tecrübeli personelin önemine işaret etti ve geçici gümrük memuru alımını eleştirdi. Çeto, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz hala daha geçici memurlarla iş yürütüyoruz. Şu anda gümrük dairesinde 23 tane üst kademe kadrosu vardır. Hepsi emekli oldu, iki kişi kaldı. Alt kadroya 'sen idare et' deniyor. İnsanlar da idare etmek zorunda kalıyor. Mağusa Gümrüğü'nde şu anda birinci derece bir arkadaşımız Mağusa şubelerinin en üst amiri oldu, geçmiş dönemde şube amirleri olmasına rağmen bir kaos yaratıldı. Biz bunları gidereceğimize, seminerlere katılıp gelişeceğimize biz halen Gümrük Dairesi'ni daha da vasıfsız ve işlevsiz bir pozisyona getiriyoruz".
2009 Ağustos'unda bir aylık ek mesaiye gitmeme eylemine gittiklerini hatırlatan Çeto, gazete manşetlerinin 'Memleket dingonun ahırı oldu' şekline büründüğünü, gümrüklerden tehlikeli maddelerin geçmesinin dahi hükümeti rahatsız etmediğini ifade etti.
Dönemin Başbakanı Eroğlu'yla bir ayın sonunda görüşüp anlaştıklarını da sözlerine ekleyen Çeto, sıkıntı yaşanmadan sorunların konuşulabileceğini belirtti.
UBP, SANAL HÜKÜMETTİR
UBP'nin sanal bir hükümet olduğunu ileri süren Çeto, UBP'nin bir tarafın emrettiklerini uygulayıp icraat yapan, meclisi de halkına karşı kullanan bir örgüt yapısına geldiğini savundu. UBP'nin 'devşirme milletvekilleriyle' bir hükümet olduğunu da sözlerine ekleyen Çeto, "İnsanlarımıza söyledikleri yalanlar doğrultusunda oylarını gasp ederek buraya geldiler ve bu ülkede irade olmadığı ortaya çıktı. Toplumsal Varoluş Hareketi de böyle ortaya çıktı. Partiler, sendikalar, örgütler, üretici birlikleri, küçük sermayenin de içinde bulunduğu bir oluşum yaratıldı" dedi.
YENİ SEÇİMDE UBP SEÇİLİRSE, SENDİKA BAŞKANLIĞINDAN İSTİFA EDECEĞİM
Çeto, UBP'ye eleştirilerini sürdürerek, vekil transferi ile süreci götüremeyeceklerini, UBP'nin vaatlerini yerine getirmediğini, bir seçim olur ve UBP tekrar sandıktan çıkarsa da sendika başkanlığından istifa edeceğini belirtti.
2003'e kadar üç noktadan giriş yapılan bir ülkede kayıtdışılık sorununa anlam veremediğini söyleyen Çeto, 40 bin askerin olduğu bir ülkede her noktanın kontrol edilebileceği örneğini verdi. Gümrük Dairesi'nin genel hizmetler sınıfı içinde değerlendirildiğini de kaydeden Çeto, dairenin teknik hizmetler sınıfı içinde değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Çeto, Gümrükler Bakanlığı kurumunun önemine de işaret etti ancak KKTC'de Gümrük Dairesi'nin Maliye Bakanlığı'nın altında altıncı sınıf bir daire olduklarını ifade etti.
KKTC'nin yıkılmak üzere kurulmuş bir metinle kurulduğunu da savunan Çeto, buna imza atanların KKTC'nin kendi ayakları üzerinde durması gibi bir sorunlarının olmayacağını belirtti. Çeto, UBP'deki örgütlenmenin ideolojiye değil bireyselliğe dayandığını da ileri sürdü.
Çeto, sözlerine şöyle devam etti:
"UBP, kamudaki hantal yapıyı düzeltmiyor. Performans değerlendirmesinin de nasıl yapılacağını bilmiyor. Siz 1300 TL ile insanları geçinmeye zorluyorsunuz. Halkına rağmen icraat yapanlar bir sözümüz var. Özellikle de UBP... UBP, seçimlerde hedefleri olduğunu ve arkalarında halkın olduğunu söyledi. Halk, haklarına saldırdığı memurlar, doktorlar, hemşireler, özel sektör çalışanları, gümrük memurlarıdır. Göç Yasası'nı geçirerek göç edecek gençleri yarattılar. İnsanları işsiz bıraktılar. Üreticiler, siftah yapmayan esnaf, yerli istihdam yapmaya çalışan işadamları halktır. Vatandaşlık vererek iradesini çalmaya çalıştığı insanlar halktır. Toplumsal Varoluş Hareketi ile hareketlenme başladı. Halka hizmet bu mu?"
"Çocuğuma yarın bu ülkede ne olacağını söyleyemiyorum" diyen Çeto, bunları ortaya koymanın toplumun varoluşunun devamında nefer olmayı gösterdiğini ifade etti.
BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ
Meclis-Cumhurbaşkanlığı ve Büyükelçiliği Bermuda Şeytan Üçgeni'ne benzeten Çeto, "Bu üçgen içinde Kıbrıslı Türklerin geleceği yok edilmek isteniyor. Bunu görmek ve buna karşı mücadele etmek gerekli. Bu Bermuda Şeytan Üçgeni'nde Kıbrıslı Türkler toprağa ellerini geçirerek ayağa kalkıyor" dedi.
KKTC kurulurken ön bildiride yazılanların hiçbir satırında bir hedef olmadığını savunan Çeto, KKTC'nin kuruluşunun çizilen senaryo içinde yeni bir yapılanma olduğunu, enerjiden turizme ve okullara kadar ülkede bir çözüm olsa bile ileride yine ben bu ülkeyi idare edebilecek pozisyona gelinmesi gerektiğine işaret etti.
"Bazı karteller bulunduğu ülkelerin içişlerine etki ederler ve biz bunların önüne geçmeye çalışıyoruz" diye konuşan Çeto, 2011 yılını toplumsal varoluş için mücadele yılı ilan ettiklerini hatırlatarak, "İki büyük miting yaptık. Bazıları 'miting yaptılar ve geri çekildiler' diye değerlendiriyor. Biz sadece mitinglerin cevabını alamadık. Besleme açıklamasının ardından özür geldi mi? TC Yardım Heyeti'nden KKTC'ye elçi yapılması en net durumdur. Burada bir yapılanmaya gidiliyor ve onu elçi yaptılar" ifadelerini kullandı.
El-Sen'in grev ve varılan mutabakatı da yorumlayan Çeto, Büyükelçi Akça'nın süreç sonrasındaki açıklamaları ve Başbakan Küçük'ün değerlendirmelerini eleştirdi. Çeto, Başbakan Küçük'ün 'Bu süreci atlatalım, sonrasına bakarız' yönünde bir mantık yürüttüğünü savundu.
"ELEKTRİK İHALESİNİ ALAN ŞİRKET BEŞ YILDA VERGİ VERDİ Mİ?"
Elektrikte küçük bir parçanın dolaylı yoldan özelleştirildiğine de vurgu yapan Çeto, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O şirket beş yıldır buradadır. Bu ülkeye vergi verdi mi? Devamlı zarar gösterdi. Bunun anlamı nedir? Bir yandan kendi kurumlarınızı kapatıyorsunuz, ama devamlı zarar edenleri yüceltiyorsunuz. Hani zarar edenleri satıyordunuz? K-Pet'te de %52 verilecekken %90'ını verdiler. K-Pet'i alan özel şirketler bugün neden vergi şampiyonu olmadılar?"
Öğretmen sendikalarının eylemlerini değerlendiren Çeto, sendikaların toplumun geleceği için eylem yaptıklarını kaydetti ve öğretmenlerin '16 öğrencimizin otobüs parası ve diğer tüm giderleri ödenmelidir' mesajını verdiklerini ifade etti. Kar-İş'in eylem yaparak okula öğrenci taşımadığını da hatırlatan Çeto, öğretmenlerin eylemlerini 'onurlu direniş' olarak niteledi ve çocukların mağdur edilmeyeceğinin ısrarla belirtildiğini söyledi. Karne eylemini yorumlayan Çeto, sınavların yapıldığını, notların verildiğini, karnelerin de hazır olduğunu ifade etti ve "Çocuklar sınıflarını geçtiklerinden eminse sorun yok" diye konuştu.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.