Soner Yalçın tahliye oldu
Odatv davası tutuklusu gazeteci Soner Yalçın 687 gün sonra serbest kaldı. Cezaevi çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulunan Yalçın, "İnadına yazmaya devam edeceğiz" dedi. Eski cumhurbaşkanlarından Ahmet Necdet Sezer de Yalçın'a telefon ederek 'geçmiş olsun' dileklerini iletti.
Odatv davasında hakkında tahliye kararı verilen gazeteci Soner Yalçın, işlemlerinin tamamlanmasının ardından 687 gündür tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden ayrıldı.
Çıkışta Yalçın'ı, oğlu Aren Yalçın, eski eşi ve avukatı Feza Kutanoğlu ve kız arkadaşı Halide Didem Kurt'un da aralarında bulunduğu yakınları ve arkadaşları karşıladı.
Cezaevi önünde basın mensuplarına açıklama yapan Yalçın, 'İçimde kimseye karşı bir kin yok, kimseye karşı bir nefret yok ama içimde büyük bir öfke var'' dedi.
Soner Yalçın, tutuklu sanık Yalçın Küçük ve diğer sanıklara işaret ederek, şunları kaydetti:
''75 yaşındaki bir Yalçın Küçük'e bu yapılmaz. Bu insan bir bilim insanı. Bu insanın kitapları dünya üniversitelerinde konuşuluyor. Bu insanın hepinizin boyu kadar kitapları var. Ben niye dışardayım, Küçük niye içeride Arkadaşlar, lütfen bunun peşini bırakmayın. Sadece Prof. Dr. Küçük değil, burada Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu da var. Bu insan bir rektör. Bu insan binlerce insana ameliyatlarla hayat vermiş. Bu insan kanser. Bu insan işte böyle bir evladını kaybetmiş.
Ve bu insanı içeride tutmakta neden inat ediyorlar İşte Prof. Dr. Mehmet Haberal. Yazıktır, ayıptır, bu ülkenin vicdanı nerede Sadece birkaç tane onurlu gazeteciye mi kaldı bu Nerede ülkenin gazetecileri, öğretim üyeleri nerede Bir tek biz değiliz. Hepiniz ayağa kalkın.''
'GAZETECİLİK YAPACAKSANIZ ZULMÜ GÖRÜN'
?Bu davanın sadece Odatv davası olmadığını söyleyen Yalçın, ''Biz Odatv davasında Ergenekon'u yazdığımız için... Ben oradaki insanların büyük çoğunluğunu tanımam. Tanıdıklarımla da mahkemelik olmuşum. Ama bir gerçek var. Gazeteci gerçeğin yanında durur. Hakikate aşkla bağlıdır. Size sesleniyorum meslektaşlarım; Bu dönemde gazetecilik yapacaksanız buradaki zulmü görün'' diye konuştu.
'İNADINA YAZACAĞIZ' ?
Gazetecinin sadece gerçeğin yanında duracağını vurgulayan Soner Yalçın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Biz gazeteciler, kendimizi iktidarlara, cemaatlere beğendirmek zorunda değiliz. Böyle bir sorumluluğumuz ve zorunluluğumuz yok. Kimseden izin alarak yazmayız. Biz kimseden izin alarak düşünmeyiz. Özgürce düşünür ve özgürce yazarız. Birileri Yalçın'ı ve diğer yürekli, onurlu gazetecileri cezaevine atarak, kalemini eğeceğini, kalemini kıracağını düşünebilir.
Ama biz öyle olmayacağız. Çünkü biz cezaevinde yatmayı, zindanda kalmayı Namık Kemal'den öğrendik. Biz bu vatana hasret içinde sürgünde yaşamayı Nazım Hikmet'ten öğrendik. Biz Aziz Nesin'den, Sabahattin Ali'den, Rıfat Ilgaz'dan inadına gazete çıkartmayı öğrendik. Biz Abdi İpekçi'lerden, Uğur Mumcu'lardan, Bahriye Üçok'lardan, Hrant Dink'lerden, Ahmet Taner Kışlalı'lardan, Hablemitoğlu'dan ölmeyi öğrendik. Ama bize yenilgiyi öğretemeyeceksiniz. Biz yenilgiyi öğrenmeyeceğiz ve inadına yazacağız.''
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.