AB'nin en derin başbakanı gitti!

Lüksemburg'da 30 yıldır kesintisiz şekilde hükümet üyesi olan, son 18 yıldır da başbakanlık koltuğunda oturan Jean Claude Juncker, ülkesinin istihbarat servisiyle (SREL) bağlantılı bir skandal nedeniyle istifa etti. Juncker'i istifaya sürükleyen ise kendisine yöneltilen eleştirilerden çok, koalisyonun küçük ortağı sosyalistlerin skandalla ilgili karar metnine "erken seçim çağrısı" koydurtması oldu.

?En uzun süreli lider?

Avrupa Birliği'nin en uzun süre görevde kalan lideri olan Juncker, dünyada da günümüzde en uzun süredir görev yapan demokratik yollarla seçilmiş başbakandı.?Sosyalistlerin 25 yıldır süren ortaklığın ardından bu yönde bir adım atmasını kendisine yediremeyen 58 yaşındaki kurt siyasetçinin istifasına neden olan skandal, SREL'in 2003-2009 arasında kanunsuz dinleme yapmasına, yolsuzluğa karışmasına ve çalışanlarının kişisel kazanç amaçlı lüks araç satışı yapmasına dayanıyor. SREL tarafından dinlenenler arasında ülkenin lideri Grandük Henri'nin de bulunması skandalın önemini artırıyor. Juncker, istihbarat birimlerinin kurallara uygun olmayan yaklaşımlarına göz yummakla suçlanıyor. Skandalla ilgili olarak hazırlanan raporda yer alan, "İstihbarat servisinin başı konumundaki başbakanın, servisi üzerinde kontrolü bulunmadığına kanaat getirilmiştir" vurgusu dikkat çekiyor.?Juncker, Avrupa Birliği'nin "dev" isimlerinden biri konumunda.

Son sekiz yıl boyunca Euro Bölgesi Başkanı olarak da görev yapan ve ekonomik krizle mücadele konusundaki çabaları nedeniyle o dönemde "itfaiyeci" lakabıyla da anılan Juncker, her konuda bir fikri olması ve sözünü sakınmamasıyla tanınan bir isim. Fransız-Alman ekseninin kesişme noktası olarak görülen Juncker, bu durumu kendine özgü espri anlayışıyla, "Fransızca konuşmak istediğimde Almanca düşünüyorum, Almanca konuşmak istediğimde ise Fransızca düşünüyorum ve sonunda tamamen anlaşılmaz oluyorum" şeklinde açıklamasıyla dikkat çekmişti.?

Erdoğan'ın favorisi?

Juncker, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yoğun sempati duyduğu ender Avrupalı siyasiler arasında yer almasıyla da öne çıkan bir isim. Bu sempatinin başlangıç noktasında ise Juncker'in, daha başbakan olmadan yaptığı Lüksemburg ziyaretinde Erdoğan'a gösterdiği sıcak ve yoğun ilgi yer alıyor.