Tarihin en büyük gizemlerinden birisi... Kafasız Tavuk Mike!

Kıbrıs Postası - Ulaş Barış

Özellikle biz Kıbrıslıların birçoğunun çocukluk anıları arasında kafası kesilmiş bir tavuğun kanlar içinde koşturduğu anlar çokça vardır. Benim vardır mesela…

Lefkoşa Yenişehir'de komşumuz olan Cemaliye Abla'nın evinde böyle bir anım var mesela.

Cemaliye Abla'nın o gün kestiği o tavuk elinden kaçmış ve havlu boyunca bir yukarı bir aşağı kan fışkırtarak gezmiş, bir ara bizim üzerimize de koşup ödümüzü patlattıktan sonra da düşüp ölmüştü. Ben ise geceler boyu bu sahne yüzünden yatağımda ağlamış, kâbuslar görmüştüm.

Ama 1945 Sonbaharında Amerika'da yaşanan bir olay o zamandan beri bir efsaneye dönmüş, en sonunda iş, tarihin bu en gizemli olaylarından birisini her yıl anmak için festival yapmaya kadar varmıştır…

10 Eylül 1945, Frutia, Colorado…

10 Eylül 1945 günü Frutia, Colorado'da bulunan bir çiftlikte Lloyd Olson ve Clara Olson günlük rutin işlerini yapmaktadırlar.

O günkü rutin iş tavuk kesmek olduğu için, Lloyd tavukları keserken, eşi Clara'da kesilen tavukların tüylerini yolarak sürece katkı koyar.

Ancak o ana kadar kesilen yaklaşık 50 tavuk arasından bir tanesinin garip şekilde davrandığını görürler.

Kesilen tavuklardan birisi ayağa kalkar ve çiftin şaşkın bakışları arasında etrafta dolanmaya başlar.

O andan sonra tam 18 ay sürecek olan tarihin en ünlü tavuğunun hikâyesi işte böyle başlayacaktır…

Aslında tavukların bu türden davranışları olduğu bilinmektedir ancak bu tavuğun hikâyesi diğerlerinden farklı olacaktır.

Olson çiftinin torunu Chris Waters o günü şöyle anlatıyor: "dedem yarım kalan işi bitirmek için tavuğun yanına gitti ancak tavuk kaçtı. Ölmeyi reddetti. Dedem de tavuğu yakalayamayınca 'ne de olsa sabah ölür' diye bırakıp eve döndü. Ancak ertesi gün ahıra tekrar gidip de tavuğun yaşadığını görünce şaşkınlıktan öldüğünü bize anlattı. Hatta koşarak eve döndüğünü ve neneme 'lanet olasıca şey hala daha ölmedi yaşıyor' dediğini de hatırlıyor. Dedemin anlattığına göre Mike ahırda kesik kafası kanadının altında yatmaktadır. O an dedem karar vermiş; 'madem ölmek istemiyor, o zaman ona su vereyim'."

Kafası kesik tavuktan, tarihin en ünlü tavuğuna…

Torun Waters "dedem tavuğun ölmediğini görünce, onu alıp at arabası ile kasabaya götürmüş. Sonra da her gördüğü adamla iddiaya girmeye başlamış; 'benim kafası kesik bir tavuğum var ve yaşıyor. Nesine iddiaya girersin? Dedem o günü keyifle anlatıyor zira küfelik olacak kadar bira ve bir sürü de para kazanmış" diye anlatıyor.

Böylece kafasız tavuğun hikâyesi birden bire tüm Frutia bölgesine yayılır.

Tavuğun şeytani bir şey olduğundan tutun da tanrının bir mucizesi olduğuna kadar bir sürü şey anlatılır durur ancak kesin olan şey kafası kesik bir tavuğun hayatta kaldığıdır.

Olson çifti tavuğun kafası ve de dolayısıyla gagası olmadığı için onu şırınga ile beslemeye başlar.

Sonra ona bir de isim verirler; "Kafasız tavuk-Mucize Mike".

İki hafta sonra tavuğun haberleri yerel gazetelerde çıkar ve ünü eyalet sınırlarını aşar.

Salt Like City'de yaşayan fırsatçı bir organizatör konuyu son derece ilginç görerek arabasına atlar ve 300 mil uzaklıktaki Fruita'ya gider.

Adamın adı Hope Wade'tir ve Olson çiftine bir tek teklifi vardır; tavuğu tüm Amerika'ya göstermek!

O yıllarda Amerika Birleşik Devletleri 2.Dünya Savaşından yeni çıkmış, ekonomisi sarsıntılı bir durumdadır. Bu durum Olson çiftini de sarsmaktadır.

Kafasız Tavuk-Mucize Mike…

Wade'in teklifini 'tanrının bir mucizesi' olarak görürler ve fikri kabul ederler.

İlk olarak tavuğu Salt Lake City'ye ardından da bir takım testler için Utah Üniversitesine götürürler.

O zamanki söylentilere göre, üniversite tıp alanında birçok deney yapmakta ve aralarında tavukların da olduğu bir takım hayvanların kafalarını kesip ne kadar yaşadıklarına bakmaktadır.

Tam o sırada ülkenin en büyük dergileri Time ve Life tavuğun hikâyesini yayınlar.

Mucize Mike'ın ünü bütün artık bütün Amerika'ya yayılmış durumdadır...

Üniversitede yapılan testlerden sonra Hope Wade'in hazırladığı isimle 'Kafasız Tavuk-Mucize Mike' şovu yollara düşer.

Şovlara giriş o zamanın parası ile 25 senttir. Mike'ın piyasa değeri ise yaklaşık 10 bin dolar.

Önce Kaliforniya ardından da Arizona'ya giderler. Şovlara ilgi büyüktür…

Hatta o kadar büyük ki, yerel bir Blues şarkıcısı olan Arba A.Gleen, tavuk için bir şarkı bile yapar,

"Onu kızartmaya koyamazsınız, çünkü ölmekten nefret eder,

Bunun için iyi bir neden olmalı, tavuk yaşamak istiyor,

O zaman biz de bu şansı ona verelim…"

Lakin tarihin bu en pahalı ve ünlü tavuğuna gelen tepkilerin tümü de olumlu olmaz.

Ülkenin dört bir yanından Olson çifti ve Wade'e tepki mektupları yağar.

Mektup gönderen birisi Olson çiftini Nazilere benzetirken, başka birisi de çifte lanet yağdırarak yaptıklarının hayvana eziyet olduğunu söylerler.

Mektupların bazıları ise çifte 'Olson' demek yerine 'kesik kafalı tavuğun sahibi çift' diye hitap ederler.

Yine de turne devam eder ve birçok Amerikalı akın akın Mike'ı görmeye gelir.

Bu arada Mike büyümeye devam eder.

Öyle ki kafası kesildiğinde yaklaşık 2 kilo gelen tavuk öldüğü gün 4,5 kiloya kadar yükselecektir.

Mike doğal yollardan ölmez…

Ancak 1947 baharında, yani Mike'ın kafasının kesilmesinden 18 ay sonra, olanlar olur…

Turne o günlerde Phoenix, Arizona'dadır.

O güne kadar Mike, yemek borusuna şırınga ile koyulan sıvı yiyecek ve su ile beslenmektedir.

Ardından yine şırınga ile yemek borusunda kalan parçalara toplanmakta, böylece Mike'ın boğulması önlenmektedir.

Ancak o gece vahim bir hata yapılır ve Mike'ın yemek borusunu temizlenmez.

Çift gece otelde yatırken birden boğulmakta olan bir hayvanın çıkardığı sese benzer gürültülerle uyanırlar.

Mike boğulmaktadır.

Hemen şırıngayı ararlar ancak şırınga şovun yapıldığı yerde unutulmuştur.

Alternatif çözümler ararken Mike daha fazla dayanamaz ve oracıkta hayatını kaybeder.

Olson çiftinin torunu Waters, dedesinin yıllarca Mike ölümünden kendini sorumlu tutmadığını anlatıyor;

"Dedem yıllarca Mike'ın kendi hatası yüzünden öldüğünü kabul etmedi. Sürekli Mike'ı öldüğü gece şovu izlemeye gelen zengin birine sattığını iddia etti ancak ölümünden 1-2 yıl önce bana gerçeği itiraf etti. Ancak Mike'ın ölüsünü ne yaptığını hiçbir zaman anlatmadı. Bence eve dönüş yolunda onu çöle attı. Muhtemelen Mike'ı çakallar yemiştir."

Kesik kafalı tavuk efsanesi…

O günden sonra Mike'ın hikâyesi bir efsaneye dönüştü.

Ancak bilim dünyasının açıklamakta zorlandığı şeylerin en başında, Mike'ın kafası kesildikten sonra nasıl kan kaybından ölmediği gelmektedir.

Newcastle Üniversitesinden Dr. Tom Smulders konuyla ilgili olarak geniş araştırmalar yapmış.

Dr. Smulders'in açıklamalarına göre bir tavuğun beyni tüm kafanın içinde yayılmış durumdadır.

Ve Mike'in kafasının kesiliş şeklinde esas beyin kütlesinin bulunduğu kafanın arkası zarar görmemiş, sadece ön kısımdaki bir parça gitmiştir.

Dr.Smulders'in bulgularına göre Mike'ın beyninin %80'lik kısmı yerli yerindedir.

Ve Mike'ın beyninin bu kısımda bulunan fonksiyonlarının yürüme, nefes alma, kalp hareketleri ve boşaltım kısımlarının komutlarını veren hücreler canlı kalmıştır.

Bir başka bulguya göre, kesik öylesine hassas, öylesine uygun bir noktadan olmuştur ki, kanama hemen durmuş ve Mike ölmekten kurtulmuştur.

Başka Mike'ların peşinde…

Rivayete göre, Olsen çifti, Mike'ın ölümünden sonra birçok kez aynı şekilde kesim yapıp, başka Mike'lar yaratmaya çalışmış ancak başarılı olamamışlardır.

Yine torun Waters'in anlatımına göre Olson'lar Mike'tan çok da fazla para kazanamamıştır.

"Dedem bu konuda aslında dalga konusu da oldu ancak işin gerçeği bir balya bağlayıcı ve iki traktörden başka kazandığı bir şey olmadı. Bir de kendine yeni bir at ile katır, sonraları da bir Chervolet almıştı. Ama komşular ona 'çok zengin' diye takılmaya devam etti."

Kafasız Mike adına her yıl Fruita'da Mayıs ayının 3.haftası bir festival yapılmaktadır.

Bu yıl 15-16 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen festivale ilgi yine büyük oldu.

Doğrusunu söylemek gerekirse de, kafasız 18 ay yaşayan bir tavuğa nasıl ilgi gösterilmez ki?