DÜNYA
okuma süresi: 10 dak.

"Başka bir Ortadoğu mümkün"

“Başka bir Ortadoğu mümkün”

<P>Avrupa Sol Partisi'yle (ASP) Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) ortak olarak düzenlediği Ortadoğu Konferansı,19-20 Aralık tarihlerinde İstanbul'da gerçekleşti.</P>

Yayın Tarihi: 21/12/08 14:16
okuma süresi: 10 dak.
&#8220;Başka bir Ortadoğu mümkün&#8221;
A- A A+

Konferans bir basın toplantısı ile başladı. 19 Aralık, Cuma Saat 11.30'da Taksim'deki Hill Otel'de Avrupa Sol Parti Başkanı ve Almanya Federal Parlamentosu Milletvekili Lothar Bisky ile birlikte ortak bir basın açıklaması yapan Ufuk Uras, "Ortadoğu'da, halkın iradesi, barış politikaları ve demokrasi dışında bir çözüm tanımıyoruz. İnanıyoruz ki, en kötü barış, savaştan iyidir." dedi.

Konferansında ayrıca "Kıbrıs'ta yeni dönem", "Büyük Ortadoğu Projesi'ne karşı barış ve demokrasi mücadelesi" ve "Ortadoğu ve Kürt sorunu" başlıklı ilk gün oturumları yapıldı.

Kıbrıs oturumunda Murat Kanatli (YKP), Aristos Damlaou (AKEL), Panos Trigazis (SYN), Masis Kürkçügil (ÖDP) konuştular. "Büyük Ortadoğu Projesi'ne karşı barış ve demokrasi mücadalesi" başlıklı oturumda Panos Trigazis (SYN), Peter Schaefer (Rosa Luxemburg Vakfı), Mihlar Ektami (Özgür Filistin İçin Demokratik Cephe (DFLP)) ve Mete Çubukçu (Gazeteci) konuştu. "Ortadoğu ve Kürt sorunu" başlıklı günün son oturumunda ise DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Alman Sol Parti'den Kadriye Karcı ve ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç birer sunum yaptılar.

İkinci gün ise "Ortadoğu'da sosyal adalet, eşitlik ve gelişme, alternatif sol öneriler" başlıklı ilk oturumda Miguel Portas (Bloco, MEP), Mimmo Rizzuti (Mediterranean Left), Elias Oualid (Lübnan Komünist Partisi), Bruno Amoroso (Avrupa Sol Partisi), Şule Daldal (ÖDP) birer konuşma yaptılar. İkinci günkü öğleden sonraki "Ekolojik kriz ve Ortadoğu" oturumda ise Olga Athanidi (Mediterranean Anti-Nuclear Watch ), Sebahat Tuncel (DTP), Abdullah Aysu (ÖDP) birer konuşma yaptı…

Son olarak da hazırlanan "Başka bir Ortadoğu mümkün" başlıklı sonuç bildirgesi Carmen Hilario (BLOCO) ve Tayfun Mater (ÖDP) tarafından okundu…

Kanatlı

Kıbrıs Oturumunda konuşan YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı konuşmasına Türkiye'de birçok tabunun olduğunu söyleyerek başladı. Kanatlı, Türkiye'de son yıllarda Ermeni ve Kürt sorunu ile ilgili yüzleşmelerin başladığını, tabuların yavaş yavaş yıkılmaya başladığını Kıbrıs sorunu ile ilgili de kendilerine de sıranın gelmesini dilediklerini belirtti. Kanatlı ""kan döktük aldık" söylemleri terk edilerek, Türkiye'deki sivil ve askeri bürokrasinin yürüttüğü irrendentist politikalardan, fetih politikalarından vazgeçilmesi için solcular, sosyalistler, aydınlar daha fazla, daha güçlü inisiyatif alarak Kıbrıslılara kendi ülkelerinde özgürce yaşama şansına destek olurlar, dayanışırlar" diyerek konuşması sürdürdü. Kanatlı Kıbrıs sorunun zor bir konu olduğunu özellikle bu konun Türkiye'de tartışılmasının çok zor olduğunu çünkü yanlış bilinen birçok konun olduğunu söyleyerek Kıbrıs tarihinden kısa bir kesiti dinleyicilere aktardı. Kanatlı daha sonra görüşme süreçleri ve AB üyelik süreci ve sonrası ile de ilgili kısa bilgiler verdikten sonra özellikle Türkiye'den gelen nüfus, toprak ve asker konularında YKP'nin görüşlerini ve pozisyonunu dinleyicilere aktardı. Kanatlı diğer konuşmacıların sunumlarını tamamlamasından sonra diğer konuşmacıların sunumları sonrası verilen sön sözler kısımda ise iki üç konuya daha dikkat çekti. Kanatlı, nüfus konusunda birey olarak hiçbir insana karşı olmadıklarını, Türkiye'de yansıtıldığı gibi Türkiyeli düşmanı olmadıklarını ancak uygulanan Türkleştirme politikasına, bir uygulanan bir siyasete karşı geldikleri ve gelmeye devam edeceklerini söyledi. Kanatlı, kendi duygularının anlaması için 90 milyon Çinlinin Türkiye'ye gelmesi ve bu insanlara seçme seçilme hakkı verilmesi halinde ne hissedeceklerini dinleyicilere soran Kanatlı, benzerini şu aşamada Kıbrıs'ın kuzeyinde kendilerinin yaşadığına, hissettiğine vurgu yaptı. Kanatlı garantörlük konusunda da barışların silahlı bekçilere ihtiyacı olmadığını Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs haklarının dayanışmasının yeteri kadar garantörlük sağlayabileceğini de söyledi. Kanatlı salonda Ufuk Uras ve Ahmet Türk'ün de olmasından dolayı önemli bir sorunun hem meclis hem de Türkiye kamuoyunda tartıştırılması dilediğini de söyleyerek Kıbrıs'a yapılan TC yardımlarına dikkati çekti. Kanatlı gereksiz yollara, boş kalacak otellere TC hükümetlerinin para aktardığını, ihalesinin Ankara'da tamamlanan, günün sonunda TC iş insanlarına peşkeş çekilen ihaleler yapıldığını ve günün sonunda bu paranın sanki Kıbrıs'a yatırım için verilmiş gibi propaganda edildiğini söyleyerek bu konuda kamuoyunu duyarlı olmaya ve milletvekillerini de araştırma yapmaya çağırdı. Kanatlı son olarak da Bu Memleket Bizim Platformu ve Kıbrıs Barış Platformu süreçlerine de değinerek, BMBP'nun bir süreci başlattığı, ama devirim yarım kaldığını, ihanete uğradığını söyleyerek CTP'yi eleştirdi. CTP'nin bugün statükocularla birlikte hareket ettiği söyleyen Kanatlı, bu durumu değiştirmek için 3 siyasi ve 8 sendika ve demokratik kitle örgütünün yeniden bir araya geldiği ve Şubat ayından beri Kıbrıs Barış Platformu adı altında mücadele ettiği anlattı. Kanatlı BMBP sürecinde eksik olanın yalnızca kuzeye odaklanmış olduğunu söyleyerek KBP'nin yapılacak bir referandumda iki evete ihtiyaç olunduğu bilinci ile hareket ettiği ve bu nedenle de ortak mücadele şekillerine önem verdiğini söyleyerek buna örnek olarak da 1 Eylül Dünya Barış günündeki yapılan etkinliği örnek olarak gösterdi.

AKEL Merkez Komite üyesi Aristos Damlaou da Kıbrıs'taki son görüşme süreci ve AKEL'in duruşu ile ilgili bilgiler verdi.

Avrupa Sol Partisi'nin kuruluşu ve tarihçesi

Haziran 1998'de, Avrupa Birliği üyesi ülkelerden çeşitli sosyalist, komünist ve sol-yeşil partilerin temsilcileri, Avrupa Parlamentosu'nun 1999 seçimleri öncesinde Berlin'de toplanarak yeni iş birliği biçim ve yöntemleri üzerine kafa yordular.

Avrupa'dan 13 sol parti, 1999 yılında Paris'te bir araya gelerek Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde yaşayan tüm insanlara hitaben ilk kez Avrupa Parlamentosu seçimlerine ilişkin ortak bir deklerasyon hazırlayıp yayınladı. Bu ortak deklerasyonda katılımcı sol partiler, sosyal, ekolojik, demokratik, barışçıl ve dayanışma temelli bir Avrupa'ya yönelik ortak ideallerini ve kilit önem taşıyan fikirlerini formüle etmelerinin yanı sıra Avrupa Birliği içinde kuracakları iş birliğinin ortak hedeflerini de ana hatlarıyla ortaya koydular. Haziran 1999'daki seçimlerin ardından Avrupa Parlamentosu içinde Birleşik Avrupa Solu /İskandinav Yeşil Solu Konfedere Grubu (GUE/NGL) kuruldu.

Bu süreçte, PDS Genel Başkanı Lothar Bisky, Avrupa Parlamentosu ve Yeni Avrupa Solu Forumu (NELF) içerisindeki mevcut parlamenter iş birliği kalıplarının ötesine geçme ve her partinin Avrupa Birliği'yle olan ilişkilerini belirleyiş yöntemleri ve kendileri için geliştirilen entegrasyon adımları bakımından bağımsız yeni ortak politik çalışma yöntemleri yaratma gereksinimini ortaya koydu. Sol gelenekle bağlantılı olan ve günümüzde işlevsel kılınabilecek birbirinden çok farklı somut tarihsel deneyimler hesaba katıldığında, Avrupa Solu'nun aynı zamanda ortak bir Avrupa partisi kurma fikrini değerlendirmemesi için hiçbir neden yoktu.

10-11 Ocak 2004'te, Berlin'de partiler arası bir toplantı gerçekleştirildi. Avrupa'daki bütün ilgili sol partilerin davet edildiği bu toplantı, Avrupa Sol Partisi'nin kuruluşunu da fiilen başlatmış oldu.

Haziran 2004'te yapılan son Avrupa Parlamentosu Seçimleri'nde GUE/NGL üyesi partilerin büyük çoğunluğu ciddi bir başarıya ulaştı.

Bugün Avrupa Sol Partisi 19 üyeye sahip; 11 parti/siyasi örgütlenme de gözlemci statüsünde yer alıyor.

Avrupa Sol Partisi Nasıl bir Avrupa talep ediyor?

Avrupa Sol Partisi (European Left) kendisini şöyle tanımlıyor:
- Savaşa ve askerileşmeye hayır diyen bir Avrupa. Avrupa Sol Partisi, savaş karşıtıdır;
- Sosyal devlet ilkesini savunan ve yeniden canlandıran, zenginliği, gücü ve nüfuzu yeniden dağıtan bir Avrupa;
- Çok çeşitli kültürlerden oluşan, gerçek anlamıyla özgür ve dünyaya açık bir Avrupa. Avrupa Sol Partisi, tarihsel saptırımcılığı reddeden kültürel bir Sol'dur çünkü kendi tarihini saygılı bir eleştirellikle ele alma yeteneğine sahiptir;
- Kapitalist küreselleşmeye direnen dünyaya açık bir Avrupa. Avrupa Sol Partisi, kapitalizme karşıdır: Anti-kapitalisttir ve toplumların kapitalizmin tahakkümünün ötesinde dönüştürülmesini hedefler;
- Demokratik bir Avrupa. Avrupa Sol Partisi, politikayı iktidar sahiplerinin kapalı kapılarının ardından çıkarıp yeniden halka, meydanlara, sokaklara, yurttaşların, her yaştan kadın ve erkeğin gündelik sohbetleri arasına yerleştirmek ister.
- Bundan böyle, büyük bir ciddiyetle ve bu yolu bizimle beraber yürümek isteyen herkese kapımız açık olarak çalışmak zorundayız. Sosyal, barışçıl ve dayanışma temelli bir Avrupa için kolları sıvamamız gerekiyor! Bu sadece bir başlangıç!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.