İsrail hapishanelerindeki tutsaklar açlık grevi öncesi gerilimi artırıyor

Ramallah'taki Esirlere Dair Beyan Bürosu, 33 gündür sivil itaatsizlikte bulunan tutukluların tüm hapishanelerde bazı hücreleri ateşe vererek Hapishaneler İdaresi’nin yeni politikasına karşı mücadelelerinde yeni bir gerilime başvurmaya karar verdiklerini aktardı.

Dün alınan söz konusu karar, “Ya Özgürlük Ya da Şehitlik Volkanı” sloganı ile açlık grevinin başlayacağı Ramazan Ayı’nın ilk gününe kadar sürecek. Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in İsrail hapishanelerindeki baskıyı artırma ve esirlerin haklarını ihlal etme yönündeki politikalarına karşı her gün gerilimi artıracak adımlar atacak olan mahkumlar, bu kapsamda bazı odaları ateşe vermeyi, bazı bölümleri kapatmayı, her gece özgürlük sloganları atılarak kargaşa çıkarmayı planlıyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Esirlere Dair Beyan Bürosu, Hapishaneler İdaresi’nin mahkumların haklarını yok saymaya devam ettiğini duyurdu. Nitekim bu yöndeki baskı kuvvetleri, çeşitli cezaevlerindeki koğuşlara baskın yapıyor. İtiraz eden veya protesto eden herkesin tacize uğradığı kapsamlı provokatif aramalar kaydediliyor. Bu taciz haberleri; tutuklamalar, yerleşimci saldırıları ve askerlerin ölümcül uygulamaları nedeniyle zaten galeyana gelmiş haldeki Filistin sokağına ulaşıyor. Böylece tutsaklara destek olunması, desteklenmesi ve halk düzeyinde ve resmi düzeyde her alanda arkalarında durulması gerektiğine yönelik çağrılar artıyor.

Bugün İsrail hapishanelerinde 160’ı çocuk, 29’u kadın ve 914’ü idari tutuklu olmak üzere yaklaşık 4 bin 780 tutuklu bulunuyor. Bilhassa Ben-Gvir'in polis ve cezaevi hizmetlerinden sorumlu Ulusal Güvenlik Bakanı olarak atanması ve ‘esirlerin refahına bir son verme’ politikası izlemesi ardından Hapishaneler İdaresi bu yılın başından bu yana esirler üzerindeki baskıyı yoğunlaştırıyor. Esirlere yönelik yeni cezalar kapsamında kantinlerin kapatılması, esirlerin sabah sporunu yapmak için dışarı çıkmalarının engellenmesi, banyolara, özellikle duş kabinlerine kilit takılması, sıcak suyun kesilmesi, duş süresinin dört dakikaya indirilmesi ve fırınların kapatılması gibi konular yer alıyor. Tutuklular, Hapishaneler İdaresi ile yaptıkları görüşmelerde ve kamuoyuna yaptıkları çeşitli açıklamalarda, refah içerisinde olduklarına yönelik iddiaları çürütmeye, ağır ve sürekli acılar içinde yaşadıklarını göstermeye çalışsa da bu çabalar fayda vermedi. Böylece 14 Şubat itibariyle açlık grevine doğru bir sivil itaatsizlik başlattılar.

Tutsaklar meselesi, Filistin sokaklarında kapsamı bir dayanışma ile karşı karşıya kalıyor. İsrail hapishanelerinde geçirdiği 17 senenin ardından pazartesi günü serbest bırakılan ‘esirlerin şeyhi’ lakaplı 83 yaşındaki Fuad eş-Şubeki şu açıklamayı yaptı:

“İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumların koşulları çok zor. İsrail'in mahkumlara uyguladığı politikalar, onları infazları ertelenmiş şehitler haline getiriyor. Hapishanelerde ölmek istemiyor, özgürlükleri için çabalanmasını talep ediyorlar. Bu her Filistinlinin görevidir.”

Herkesi Filistin bölünmüşlüğüne bir son vermeye, tek bayrak ve tek amaç altında toplanmaya çağıran Şubeki, Ramallah’taki Istishari Hastanesi’nde ziyaretçi kabul ettiği sırada “Evet, birlik olmalı, birlik” vurgusunda bulundu.

Filistin topraklarında kılınan cuma namazının ardından Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün çeşitli şehir ve köylerinde gençler ile İsrail ordusu güçleri arasında çatışmalar yaşandı. Çatışmalar öncesinde, İsrail ordusu Filistinlilerin düzenlediği barışçıl yürüyüşlere sert bir biçimde müdahale etti. İsrail güçlerinin açtığı ateşte birçok sivil hedef oldu. Filistinlilerin düzenlediği yürüyüşlerde Nablus’un Beyt Decen semtinde 10 yaralı kaydedildi. Kalkilya’nın doğusundaki Kefer Kaddum semtinde plastik kaplı metal mermiler sekiz kişiyi yaralarken yabancı gazeteciler de dahil olmak üzere onlarca kişi boğulma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Kudüs’ün doğusundaki er-Ram beldesinde ve Ramallah’ın el-Lebn el-Garbi beldesinde ve el-Halil’in Beyt Ummer semtinde üçer kişi yaralandı. Onlarca kişi boğulma tehlikesi atlattı.

Diğer yandan Cenin'de ise perşembe günü dört kişinin İsrail'in şehre düzenlediği saldırıda yaşamını yitirdi. Ardından kapsamlı bir greve gidildi.