İNGİLTERE
okuma süresi: 9 dak.

Kıbrıslı Türk ve Rum nüfusun yoğun olduğu Tottenham'da ayaklanma

Kıbrıslı Türk ve Rum nüfusun yoğun olduğu Tottenham'da ayaklanma

Her şey geçen perşembe polisin 29 yaşındaki Mark Duggan'u vurarak öldürmesiyle başladı. Siyahi gruplar ve çeteler 1985'teki olaylara benzer şekilde ortalığı yakıp yıktı. Tottenham polis merkezinin önünde çığırından çıkan olaylar sabaha kadar sürdü. 26'sı polis 29 kişi yaralandı. Mağazalar, otobüsler, otomobiller ateşe verildi. Tottenhamlı Stuart Radose yaşadıklarını, "Bir sürü insan her şeyini kaybetti. Felaket bir durum. İkinci Dünya Savaşı gibi" diye ifade etti.

Yayın Tarihi: 08/08/11 08:45
okuma süresi: 9 dak.
Kıbrıslı Türk ve Rum nüfusun yoğun olduğu Tottenham'da ayaklanma
A- A A+

İngiltere'nin başkenti Londra önceki gece, bir görgü tanığının ifadesiyle "2. Dünya Savaşı bombardımanına benzer bir manzara"ya ev sahipliği yaptı. Kentin kuzeyindeki, daha çok göçmen ve işçi semti olarak bilinen Tottenham, polise kızan saldırganlar tarafından yakılıp yıkıldı; aralarında Türklere ait dükkânların da bulunduğu çok sayıda mağaza yağma edildi. Önceki gece göstericiler, "Broadwater Farm" adlı bölgede toplanıp yürüyüşe başladığında, kimse bunun sembolik anlamını aklına bile getirmedi. Oysa Tottenham, son olarak 1985 yılında benzer bir yakıp yıkma olayını yaşamış, bir semt sakininin, polis baskınıyla kalp krizi geçirip hayatını kaybetmesine kızan gençler, bu son gösterilerin başladığı nokta olan Broadwater Farm'ı darmaduman etmişti.

Siyahi gruplar ve çeteler bu kez, perşembe gecesi polisle girdiği çatışmada ölen 29 yaşındaki Mark Duggan için ayaklandı. Barışçı başlayan yürüyüş, Tottenham polis merkezinin önünde çığrından çıktı. Sabah saatlerine kadar süren olaylarda 26'sı polis 29 kişi yaralanırken, semt kelimenin tam anlamıyla savaş alanına döndü. Benzin kamyonları, mağazalar, iki katlı bir otobüs ateşe verildi. Semt sakinlerinden Stuart Radose ise "Bir sürü insan her şeyini kaybetti. Felaket bir durum. İkinci Dünya Savaşı gibi. Havadan bombalandık sayılır" dedi. Olaylar sırasında sosyal medya sayesinde, saldırganların sayısının giderek arttığı da gelen haberler arasında.
Polis 48 kişiyi gözaltına aldı.

Olaylar nedeniyle 48 kişiyi gözaltına alan polis, dün sabah saatlerinde kontrolü büyük ölçüde eline geçirdi. Ancak henüz kimse kendini güvende hissetmediği için, sokaklar bomboş kaldı. Bazı görgü tanıkları, bu durumu, "Tottenham'da sokağa çıkma yasağı ilân edilmiş gibi" diye anlattı. Adını gizli tutan 23 yaşındaki Türk kökenli bir Tottenham sakini, çatışmaların neden bu semtte çıktığı konusunda, "Tam 20 yıl Broadwater Farm'da yaşadım. İlk günden bu yana polis, buradaki Türklere ve siyahilere önyargılı davranıyor" yorumunu yaptı.Bir diğer iddiaya göre, protestolar, polisin 16 yaşındaki bir gösterici kızı coplamasıyla çığırından çıktı. Öldürülen Duggan'ın ailesi de, şiddetin çözüm olmadığını belirterek, göstericileri sakin olmaya çağırdı.

300 dilli yoksul semt

Londra'nın çokkültürlülük açısından önde gelen banliyölerinden biri olan Tottenham'da, kimi uzmanlara göre 300 ayrı dil konuşuluyor. Daha önceleri Gana kökenlilerin yerleştiği Tottenham, özellikle de 1980'den sonra Türk, Kürt, Arnavut, İrlanda ve Portekiz kökenli göçmenlerin uğrak yeri hâline geldi. Orta alt sınıf ve işçi sınıfının merkezi olarak bilinen Tottenham, Londra içinde işsizlik oranının açık ara en yüksek olduğu semt olarak tarif ediliyor. Perşembe gecesi polis tarafından öldürülen Mark Duggan'ın üyesi olduğu "Man Dem" başta olmak üzere çok sayıda silahlı çete Tottenham sokaklarının hakimi. Ayrıca "Türk Mafyası" diye bilinen ve Londra'daki eroin ticaretinin büyük kısmını elinde bulunduran bir çetenin de yine Tottenham'dan yükseldiği belirtiliyor.

Üst kattakiler zor kurtuldu binlerce halı yandı

Göstericilerin ateşe verdiği binalar arasında, Tottenham semtinin en büyük halıcısı da var. Girişi, 1930'lardan kalma bir binanın zemin katında bulunan Carpet Right Mağazası'yla birlikte yüzlerce halı da kül oldu. Maddi zarar yüzbinlerce sterlin. Mağazanın üst katındaki konutlarda oturanlar ise canlarını zor kurtardı.

Twitter etkiledi

Protestonun ilk saatlerinde 500 kadar gösterici vardı. Bir polis aracını yanarken gösteren fotoğraf Twitter'da 100 kez paylaşıldıktan sonra göstericilerin sayısı hızla arttı.Toplumsal olaylara müdahale için özel donanımlı 100 polis operasyonlarda görev aldı. Ölümüyle ayaklanmayı tetikleyen Mark Duggan'ın dört çocuğu var.

Tatilini kesmedi

ABD'nin kredi notunun düşürülmesiyle başlayan ekonomik dalgalanmaya rağmen tatilini kesmeyen İngiltere Başbakanı David Cameron, Londra yanarken de görevinin başına dönmedi. Başbakanlık, yaşananlara ilişkin kuru bir yazılı açıklama yapmakla yetinerek, "Tottenham'daki önceki gece yaşanan arbede kesinlikle kabul edilemez. Polis çatışmalara ilişkin soruşturma başlattı; sürecin devamını sağlayacağız" dedi. Cameron ve eşi Samantha Cameron, İtalya'nın Toscana bölgesinde tatil yapıyor.

Polisler peşimde yemeği sen yap

Tottenham'daki çatışma, 29 yaşındaki silahlı çete üyesi Mark Duggan'ın öldürülmesi nedeniyle yaşandı. Perşembe günü yerel saatle 17.00 sularında, araba kullanırken kız arkadaşı Semone Wilson'a telefon açan Duggan, "Akşam yemeğini sen yapar mısın? Peşimde polisler var" dedi. Duggan'dan 3 çocuğu olan Wilson, sevgilisiyle son konuşmasının bu olduğunu söyledi. Bu konuşmadan yaklaşık bir saat sonra polise ateş eden Duggan, karşılık aldı ve çatışma sırasında öldü. Mahallede "Starrish Mark" diye tanınan Mark Duggan, Tottenham'da yer eden "Man Dem" adlı, Jamaika'nın acımasız "Yardies" grubuyla da ilişkileri olan bir çetenin üyesiydi. Semt gençlerinin iddiasına göre Duggan polise teslim olmak isteyip silahını yere bıraktığı sırada vuruldu.

Göstericiler tarafından tartaklanan gazeteci Yetkinlioğlu'nun fotoğraf makinesi de paramparça edildi. Yetkinlioğlu, Tottenham cehenneminde yaşadıklarını şöyle anlattı:

Molotof attılar

Tottenham'da siyahilerin polis aracına saldırdığı yönünde istihbarat almam üzerine, Tottenham Polis Karakolu'nun önüne ulaştım. Karakolu ablukaya alan polis, çevreden atılan şişe ve metal parçalarına tepki göstermedi. Bir yolunu bularak ara sokaklardan polis karakolunun önüne geldim. Çevik Kuvvet Birimi'ne bağlı polisler, hazır ol vaziyetinde bekliyordu. Yerlerde ise domates, portakal kasaları, market rafları, taş ve sopalar vardı.

Başında maske olan bir genç geldi, polislerin 4-5 metre uzağında yere yanıcı madde döktü ve ateşe verdi. Hemen görüntüledim. Ardından bu kez polisler harekete geçti. Göstericiler ara sokaklara dağıldı. Yine bir yolunu bularak ben de ara sokaklardan ana caddeye tekrar çıkıp, az önce ateşe verdikleri polis otomobilinin yanına ulaştım. Yanan araç çevresinde gençler nara atıyordu. İtfaiye gelmedi. Gençler çevredeki dükkanları ateşe verdiler. Ortalık cehenneme döndü. Hep beraber hareket ediyorlardı.

TV'ler kaçtı

Tepemizde ise polis helikopteri uçmaktaydı. Londra'nın dört bir yanından emniyet görevlilerine takviye geldiği halde, polis saldırganlara hiçbir müdahalede bulunmadı. Ancak polis, eylemcileri karakol çevresinden uzak tutmak için çaba sarf etti. Yakılan polis araç sayısı 2'ye yükselirken, çevremde bulunan bir İngiliz televizyon ekibinin kamerası ve flaşı göstericiler tarafından kırıldı. Görevliler ise tartaklandı. Akabinde ben de aynı olaya maruz kaldım. Direndiğimde kalabalık grubun fiziksel saldırısına uğradım. İngiliz televizyoncular olay yerinden hemen kaçtı.

Hastanelik oldum

Med-Chem adlı Türk eczanesinde yapılan ilk yardımın ardından North Middlesex Üniversitesi Hastanesi'ne gitmem tavsiye edildi. Hastanede geçen dört saatte kolumda incinme, yüzümde ve vücudumda darbe izi tespit edildi. Olaylar sabaha dek sürdü. Göstericiler arasında yağmacılar da vardı. Onlarca işyeri milyonlarca sterlin zarara uğrarken, polisin Tottenham'da odaklanmasını fırsat bilen saldırganlar, yine Kuzey Londra'nın Wood Green bölgesinde, marka ürünler satan ünlü dükkânları yağmaladılar.

Polis: Gelemeyiz

Bununla yetinmeyen göstericiler, 'Küçük İstanbul' olarak bilinen Haringey semtine kadar indiler. Burada, Deniz Kuyumculuk ve Seval Kuyumculuk'a giren talancılar, yükte hafif pahada ağır ne buldularsa aldılar. Olayların duyulması üzerine ana cadde de yan yana yer alan Özcan, Deniz, Onur 2 Safir, Erbiller, Elvan, Onur1, Akbaş, Seval ve Turnam Kuyumcu dükkanı sahipleri işyerlerini dün açmadılar. Kuyumcu dükkanı önünde ellerinde sopalarla bekleyen iş yeri sahibi ve çalışanları, polisin güvenliklerini sağlamaması üzerine mağazalarını kendileri korudu. Polisin, 20-25 maskeli yağmacının saldırısı sırasında yardım isteyen Türk esnafa, "Şu anda gelemeyiz. Başınızın çaresine bakın" demesi de tepki çekti.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.