Tek beste, iki dil: “Kıbrıs Tek Yurt Hep Birlikte” grubunun üçüncü etkinliği gerçekleşiyor

İki toplumlu bir etkinlikte başlayan dostluk, önce üye sayısı 1900’lere ulaşan bir Facebook grubunun oluşmasına, ardından da yüzlerce Kıbrıslı Türk, Rum, Maronit ve Ermeni’nin katılarak aynı şarkıları kendi dillerinde söyleyebildikleri etkinlikler dizisinin başlamasına vesile oldu.

Facebook’taki “KIBRIS TEK YURT HEP BiRLiKTE- ΚΥΠΡΟΣ ΜΙΑ ΠΑΤΡΙΔΑ ΟΛOΙ ΜΑΖΙ” grubu, “Müzik Panayırı” adındaki üçüncü etkinliklerini, 27 Kasım Cumartesi günü saat 12.00’de, Lefkoşa’nın güney yarısındaki Phaneromenis Meydanı’nda gerçekleştiriyor.

Etkinlikte; Niyal Öztürk ve Frederiki Tombazu’nun solistliğini, klavye ve baterist Kıbrıslı Türk, elektrogitar ve basgitarda ise Kıbrıslı Rum sanatçıların üstleneceği  “Let’s sing together Band” sahne alacak.

Lefkoşa’nın kuzey yarısında gerçekleştirmeyi planladıkları dördüncü etkinlik için de çalışmalarını hızlı bir şekilde sürdüren grubun üyelerinden İsmail Özyol, “Kıbrıs Tek Yurt Hep Birlikte”nin kuruluş sürecini Kıbrıs Postası’na anlattı…

GRUBUN KURULMA HİKÂYESİ…

Yaşamına Lurucina’da (Akıncılar) devam eden Özyol, grubun temellerini, kendisi gibi Lurucina’da yaşayan İbrahim Cufoğlu isimli arkadaşı ile yaşamını Kıbrıs’ın güney yarısında sürdüren Elias Demetriou’nun attığını anlattı:

“İbrahim ile Elias, iki toplumlu bir etkinlikte tanıştı ve arkadaş oldular. Bu süreçte İbrahim beni de Elias ile tanıştırdı. Elias, AKEL’in İki Toplumlu Yakınlaşma Bürosu Sorumlusu olarak görev yapıyor. Çetinkaya sahasında düzenlenen iki toplumlu 1 Mayıs kutlamalarında, Elias bizi 20 – 25 kişiyle tanıştırdı. O gün hep birlikte şarkılar söyledik, 1 Mayıs kutlaması sonrası da birlikte bir şeyler yaptık. Ertesi gün İbrahim, kutlamalarda tanıştığımız insanlarla çekindiğimiz fotoğrafları birbirimizle paylaşmak adına Facebook’ta bir grup kurma fikrini ortaya attı. Ben de olumlu baktım, Elias’a sorduk, o da olumlu baktı. Sonra gruba isim düşündük, “Kıbrıs Tek Yurt Hep Birlikte” adını verdik. Ardından kutlamalarda tanıştığımız herkesi gruba ekledik. Onlar da kendi tanıdıklarını eklediler. Grubun kurulmasının ardından geçen 7’nci ayın sonunda üye sayısı 700’e ulaştı. Böyle olmasını beklemiyorduk. Sonra 900’lere yükseldi. Elias’a bin kişiye ulaşmamız halinde bir etkinlik yapalım dedik. O da kabul etti.”

ETKİNLİK KARARI…

Gruptaki üye sayısının 1000’e yükseldiğini ve oturup nasıl bir etkinlik düzenleyeceklerini düşünmeye başladıklarını anlatan Özyol, “Bu arada biz bu etkinlik işlerinden de anlamıyoruz. Müzik üzerinde düşündük ama insanları bir kafede toplayıp, müzik dinletisi yapmak istemiyorduk. Müziğin bir amacı olması gerekiyordu” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:

“Bestesi aynı olup, hem Türkçe hem de Rumca dillerinde söylenen şarkılar var; Tarkan’ın ‘şıkıdım’ şarkısı gibi… Elias, Andreas adında DJ bir arkadaşı olduğunu ve Andreas’ın ‘iki toplumlu şarkılar biriktirdiği bir arşive sahip olduğunu’ söyledi. Arşivde, Yeni Türkü’den İbrahim Tatles’e kadar pek çok şarkı bulunuyordu. Andreas bizi evinde ağırladı ve birlikte ‘playlist’ hazırladık.”

“MUSIC CONNECT PEOPLE”

Etkinliği, Kıbrıs’ın hem kuzey hem de güney yarısında olmak üzere iki ayaklı olmasına karar verdiklerini anlatan Özyol, organizasyon konusunda deneyime sahip olmadıklarından dolayı ‘masraf araştırması’ yapmaya başladıklarını anlattı:

“Masraf araştırması yapmaya başladık. İki dilli şarkıları çalacak olan DJ’imiz Anderas, fiyat konusunda güzel bir indirim yaptı. Sonra birkaç mekana baktık, çok yüksek para istediler. Sonra aklımıza Halil Karapaşaoğlu’nun 1984 isimli barı aklımıza geldi. 1984 o zaman açıktı. Halil’e gittik, sağ olsun ‘mekan sizin’ dedi. Bizim de kar gütme amacımız yoktu, DJ’in emeğinin karşılığını çıkarmak ve bir sonraki etkinliğe para çıkarmak istiyorduk. Yeri ve DJ’i ayarladık, sonra bir anda etkinliğin adının ne olacağını düşünmeyi unuttuğumuzu fark ettik, ‘Music Connect People’ adını koymaya karar verdik.”

“230 KİŞİ KATILDI, ŞOK OLDUK”

2 Mart 2019’da ilk etkinliği gerçekleştirdiklerini ve beklenmedik bir şekilde 230 kişinin katıldığını anlatan Özyol, sözlerini şöyle sürdürdü:

“230 kişi katıldı ve biz şok olduk. Ertesi gün etkinlikle ilgili fotoğraf albümü yapıp paylaştık, grubun mesaj kutusuna olumlu geri dönüşler gelmeye başladı. İnsanlar ikinci etkinliğin ne zaman yapılacağını sormaya başladılar. Sonra Elias güneyde yer bakmaya başladı. 2 Nisan 2019’da ikinci etkinliğimizi gerçekleştirdik. İkinci etkinlik de çok güzel oldu. İkinci etkinlikte masalara anket bırakıp, katılımcılara bir sonraki etkinlik için tavsiyelerini sorduk. Bu arada üçümüzün de aklında canlı bir konser gerçekleştirmek vardı. Günün sonunda anketlerden de böyle bir talep çıktı. DJ güzel ama canlı konser olsa daha etkili olur kararı çıktı. ‘Bu sanki daha büyük bir olay’ dedik ve hazırlanmaya başladık. Ama ardından pandemi çıktı.”

“MÜZİK PANAYIRI”NA EVRİLİŞ…

Koronavirüs pandemisi nedeniyle adanın her iki yanında da tam kapanmanın yaşandığını, kapanmanın ardından Kıbrıs Kültür Hareketi Başkanı Marios Georgiou’yu da aralarına alarak ilk canlı konserin gerçekleşeceği üçüncü etkinlik için kolları sıvadıklarını söyleyen Özyol, sürecin devamını şöyle anlattı:

“Marios’un da aramıza katılmasının ardından, etkinliğin adını ‘Müzik Panayırı’na çevirdik. Marios’un aramıza katılması bize çok şey kattı. Tamamen kültür ve sanat üzerine kurulmuş bir ekipler. Bizim etkinlikle ilgili profesyonel anlamdaki eksiklerimiz, Marios ve ekibi sayesinde kapandı. Canlı konser için kuzeyden Niyal Öztürk ile güneyden ise Frederiki Tombazu’ya solist olmalarını teklif ettik, kabul ettiler. Sonra Niyal’in önerisiyle, orkestrayı Kıbrıslı Türk ve Rum sanatçılardan oluşturduk. Klavye ve baterist Kıbrıslı Türk, elektrogitar ve basgitarda ise Kıbrıslı Rum sanatçılar var.”

“MALİYETİN YARISINI, LURUCİNA’NIN MEŞHUR ZİVANİYASINI SATARAK KARŞILAMAYI PLANLIYORUZ”

İlk kez canlı konser gerçekleştireceklerini, ışık ve ses sistemi gibi, önceki etkinliklere nazaran daha yüksek maliyetli bir işin altına girdiklerini anlatan Özyol, yaptıkları hesaplamalarda 1000 Euro’ya ihtiyaç duyduklarını belirterek şöyle devam etti:

“1000 Euro’nun 500’ünü Elias’ın ahbap – çavuş ilişkileriyle toparladık. Geriye kalan 500 Euro’yu da, Lurucina’nın meşhur zivaniyası ve yine Kıbrıs’a özgü gumandarga şaraplarını etkinlikte açacağımız barda satarak karşılamayı planlıyoruz. Benim evimde 6 – 7 şişe zivaniyam var, onları feda edeceğim.”

“HİÇBİR SİYASİ PARTİ, ÖRGÜT YA DA TOPLULUK ALTINDA DEĞİLİZ”

Hiçbir siyasi parti, örgüt ya da topluluk altında olmadan ve kar amacı gütmeden söz konusu etkinleri gerçekleştirmeye devam edeceklerini vurgulayan Özyol, son yurttaşlara katılım çağrısında bulundu:

“Bu etkinliklere her zaman ‘iki toplumlu’ diyoruz. Ben bu lafı aslında çok sevmem. Çünkü biz çok toplumluyuz. Bu adada Maronitler, Ermenlier var. Onlar da birer toplumdur. Bu çok toplumlu etkinliğe, toplumun her kesiminden insanı bekliyoruz. Şarkıları ezberden söyleyecekleri, çok eğlenecekleri bir etkinliğin gerçekleşeceğinden eminim.”

Fotoğraf: Alper Uras