Evren Bağlatbaşı Özerden Direk ticaretin önemi yazdı

Direk ticaret'in önemi

Mali Yardım ve Direk Ticaret Tüzüğü o dönemin Rum yönetiminin her zaman uyguladığı üstün lobi çalışmaları ile önce ikiye ayrıldı daha sonra da Direk Ticaret geçmedi.

İş insanları aslında Mali Yardım Tüzüğünden de olabildiğine yararlandılar ama her platformda da Direk Ticaretin getirisinin daha yüksek olacağı söylendi. Rumlar ise Kuzey Kıbrıs'ı AB ülkeleri tarafından tanıma riski taşımasını öne sürerek buna engel oldular. Kim bilir belki de Kıbrıs Sorununa politik bir çözüm bulunduğunda AB ile yakın zamanda ilişkilerini geliştirmiş ve bu gücü elinde tutan taraf olarak kalma arzusu da vardı.

AB nin sadece ekonomik birlik olmaktan daha öteye geçmesi çalışmaları hergün devam etmesi ve dinamik bir yapı olması sonucu sürekli gelişmeler yaşandı ve en sonunda önümüze rededilen AB Anayasasının aslında %90 içeriğine sahip Lizbon Antlaşması çıktı.

2008'ten beri devam eden müzakere sürecinde ilerlemeler olunca ayrıca dönemin Cumhurbaşkanlığı, Dış İlişkileri Bakanlığı ve Sivil Toplum örgütleri de Direk Ticaret konusunu tamamen unutturmadığı için Lizbon Antlaşması ile ortaya çıkan Nitelikli Oylama ile kararların geçme olanağı birleşince Kuzey Kıbrıs iş dünyasına bir umut doğdu.

Konu aslında seçim maratonu ile biraz ilgisiz kaldı ama önemli olan şimdi bu konuyu kazandıran iradeyi örnek alarak çalışmalara aralıksız devam etmek. Birkaç defa Brüksel'de bulunma şansım oldu ve diğer herkez gibi ben de Rum tarafının lobi işini ne kadar iyi yaptığını gözlemledim. Sadece oradaki temsilcileri değil profesyonel şirketleri de kullanarak hizmet satın alıyor ve her kanaldan bir lobi çalışması yaptırtıyor. Lizbon Antlaşması bize bir daha bir umut ışığı yaktı biz de bunu sonuna kadar kullanıp değerlendirmeliyiz.

Şüphesiz ki Direk Ticaret gerçekleşirse en önemli katkısı Direk Uçuşlara olanak sağlaması olacaktır. Turizm yatırımları bu olanağı değerlendirecek ve eminim sektör büyük bir gelişme sağlayacaktır. Şu anda sadece kumar turizmi ile ayakta durmayı başaran sektör farklı yönlerden de gelişme imkanı bulacak ve bunun yanında iç ekonomiye katlanır bir etki ile iç ticareti de geliştirecektir . Diğer sektörlere bakılırsa örneğin, ABAD kararından önce çok iyi bir potansiyeli olan tekstil ürünleri tekrar gelişen bir sektör haline gelecektir. Narenciye ve Patates gibi ürünlerin ihracatı ise kapasite ve kalite arttırımı ile yükselecektir. Süt ürünleri ise ülkedeki paketleme standartları sağlandığı ve ham süt miktarı arttığı takdir de büyük bir potansiyele kavuşacaktır.

İş insanları bir umut ışığı bekliyor bunu da çok çalışarak Direk Ticaret Tüzüğünün peşini bırakmayarak, iğne ile kuyu kazarak da olsa üstüne giderek hem politikacıların hem de sivil toplumun ortak iradesi ve kararlılığı ile bulabilecektir.