EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 6 dak.

Şükrü Umarbeyli: Ekonomide oranlar gelecek beklentilerine göre şekillenir

Şükrü Umarbeyli: Ekonomide oranlar gelecek beklentilerine göre şekillenir

Ekonomist Yrd. Doç. Dr. Şükrü Umarbeyli, ekonomide oranların gelecek beklentilerine göre şekillendiğini belirterek, “Faiz artışları orta ve uzun vadede bu beklentilerin oluşmadığı durumlarda zaten bir işe de yaramaz” dedi.

Yayın Tarihi: 31/03/23 12:35
Güncelleme Tarihi: 31/03/23 13:03
okuma süresi: 6 dak.
Şükrü Umarbeyli: Ekonomide oranlar gelecek beklentilerine göre şekillenir

Ekonomist Yrd. Doç. Dr. Şükrü Umarbeyli, faiz ve enflasyon ilişkisi hakkında Kıbrıs Postası’na özel açıklamalarda bulundu.

Son zamanlarda majör merkez bankaları Amerika Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası’nın, faiz artırımlarına devam ettiğini belirten Umarbeyli, “Hatırlayacaksınız 2 çeyrek önce çok agresif bir şekilde faiz artırımlarını şahin duruş sergileyerek yapıyorlardı” dedi.

Umarbeyli, özellikle Amerika Merkez Bankası’nın, Amerikan bankalarının kriz yaşadığı bu dönemlerde bile politikalarına bire bir uyarak devam ettiğini kaydederek, “Hastalık belli ve reçete de belli. Acı bir reçete ama uygulanması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

“ENFLASYON FAİZ SONUCU ORTAYA ÇIKAN BİR OLGUDUR”

Enflasyonun faiz sonucu ortaya çıkan bir olgu olduğunu, bundan dolayı faizi artırarak enflasyonu dizginlemek gerektiğini vurgulayan Umarbeyli, “Mevcut taleplerin kırılması ve enflasyonun düşürülmesi esastır” diye konuştu.

Umarbeyli, mevcut enflasyon hedefleri doğrultusunda, enflasyonun dengeye gelene kadar bu para politikasının faiz artırımları ile destekleneceğini ve enflasyon istenilen yere geldiğinde ise artık faizlerde düşüşler başlayacağını söyleyerek, “O zaman faiz indirimleri ile genişleyici para politikası günleri başlayacaktır” açıklamasında bulundu.

Asıl bakılması gereken noktanın, ‘bu kadar faiz artışı yapıldığı halde yine de enflasyon istenilen noktada olmaması’ olduğuna dikkat çeken Umarbeyli, “Özellikle İngiltere’de faizler artırılıyor ama enflasyon bir türlü düşmüyor ve hatta artıyor” dedi.

“YİNE REAKSİYON GÖSTEREREK YÜKSELİŞ TRENDİNE GİRDİ”

Umarbeyli, enflasyonun yüzde 10,4 iken Merkez Bankası politika faizinin yüzde 4,25 seviyesinde seyrettiğini belirterek, “İlk etapta denetim altına alır gibi oldu ama sonradan yine reaksiyon göstererek yükseliş trendine girdi” ifadelerini kullandı.

Esas yapılması gerekenin, enflasyon ve faiz arasındaki ilişkileri sıkı takip edip gerekli zamanlarda hızlı hareket kabiliyetleri ile doğru zamanda karar alıp faizleri düzenlemek olduğunu söyleyen Umarbeyli,, “Böylece enflasyon kontrol altında tutulabilir” diye konuştu.

Umarbeyli, “Diğer taraftan enflasyon yükselirken, faizi sabit tutup ya da paralel bir şekilde yükseltmezsek ve beklersek sonrasında bu defa daha agresif faiz artışları gündeme gelir ve bu durumda da terazinin diğer tarafı bozulur ki bunlarda ekonomik büyüme ve işsizlik oranları olaraktan ortaya çıkar” açıklamasında bulundu.

“EKONOMİDE ORANLAR GELECEK BEKLENTİLERİNE GÖRE ŞEKİLLENİR”

Ekonomide oranların gelecek beklentilerine göre şekillendiğini dile getiren Umarbeyli, konuyla ilgili açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Faiz artışları orta ve uzun vadede bu beklentilerin oluşmadığı durumlarda zaten bir işe de yaramaz. Dünyada özellikle pandemi ve sonrası dönemlerde genişletici para politikaları ile giderken sonrasında daraltıcı politikaya dönülmesi ve enflasyonist ortamlar ile savaşma süreçlerinde resesyon korkuları eğer olmasaydı ve faizleri düşük tutmasaydılar ve kısmen kademeli olarak artırsaydılar bu kadar agresif ve hızlı faiz artırımları yapmak zorunda kalınmazdı ve buna paralel olaraktan da enflasyon oranları bu kadar fırlamazdı. İngiltere’de bu hataya düştü enflasyon aşırı yükseldiği zaman ancak faiz artırımı için devreye girdiler ama bu süreçte enflasyon tavan yapmıştı.”

Umarbeyli, faizi düşük tutmanın ve enflasyonun arttığı ortamlarda da sabit bırakmanın, ya da faizi düşürerek enflasyonu denetim altına almanın hayal olduğuna dikkat çekerek, “Sonrasında ise faizi yavaş yavaş artırarak da hemen hızlı bir sonuç alamazsınız. Önemli olan nokta bu duruma gelmemek ve düşmemek. Müdahaleleri ilkten yapmanız gerekir” dedi.

“TÜRKİYE’DE FAİZ VE ENFLASYON ARASINDA 50 PUAN CİVARINDA FARK OLUŞTU”

Türkiye’de faiz ve enflasyon arasında 50 puan civarında fark oluştuğunu söyleyen Umarbeyli, “Bu süreçte faizi de enflasyon oranının üzerine yükseltirseniz ekonomiyi bitirirsiniz. Düşük faiz ve enflasyonu ikinci planda tutarak tasarrufu da bitirip talebi artırmak ve aşırı stoğa kişileri yönlendirmek yüksek ekonomik büyüme sağladı doğrudur ama enflasyonu da kronikleştirdi” ifadelerini kullandı.

Umarbeyli, “Yapılması gereken ise ekonomik küçülmeye gitmeden ve işsizlik oranını da artırmadan enflasyonu düşürmek için hızlı bir şekilde yapısal reformları hemen uygulamaya sokmak ve yavaş adımlarla faizleri artırmaktır. Muhtemelen bu oranların yerine oturması bu uygulamalar ile birlikte en az 2 yıl sürdürülebilir ekonomik yapıya ulaşmak için gerekecektir” diye konuştu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.