ADLİ HABERLER
okuma süresi: 10 dak.

Emsal tecavüz davasında toplamda 58 yıl hapislik cezası

Mahkeme Başkanı Fatma Şenol: "Benzer bir olay daha önce yaşanmadı"

Bafra’da 2 yıl boyunca 10 yaşındaki öz yeğenine tecavüz eden Fatih Bozkurt hakkındaki karar Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’nde açıklandı. Yakın akrabaya tecavüz olayında 5 davadan yargılanarak suçlu bulunan sanığa emsal teşkil edecek ceza verildi.

Yayın Tarihi: 09/09/21 07:31
okuma süresi: 10 dak.
Mahkeme Başkanı Fatma Şenol: "Benzer bir olay daha önce yaşanmadı"

Bafra’da 2017 yılında 10 yaşındaki öz yeğenine tecavüz etmeye başlayan ve 2 yıl boyunca tehdit ve korkutmayla tecavüz eylemine devam eden Fatih Bozkurt’un Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargı süreci dün tamamlandı.

İtham edildiği “16 yaşından küçük çocukla cinsi münasebette bulunma”, “ Yakın akraba ile cinsi münasebette bulunma”, “16 yaşından küçük çocuğa cinsel istismarda bulunma”, “ 16 yaşından küçük çocuğun cinsel dokunulmazlığını ihlal etme amacı ile alıkoyma” ve “Vahim zarar” davalarını kabul etmeyip yaklaşık 1 yıla yakın devam eden duruşma sonucunda ikrar değişikliğine giderek aleyhindeki davaların tümünü kabul eden sanık, aleyhindeki tüm davalardan toplamda 58 yıl hapis cezası aldı.

Sanık aleyhindeki en ağır davalar olan ve müebbet hapis cezası ile cezalandırılabilecek “16 yaşından küçük çocukla cinsi münasebette bulunma”, “ Yakın akraba ile cinsi münasebette bulunma” davalarından 23’er yıl hapislik cezasına mahkum edilirken, verilen hapislik cezalarının en yüksek hapislik cezası verilen dava ile birlikte çekilmesi kararı nedeni ile 23 yıl hapis yatacak.

HAFTA SONLARI BABAANNESİNİN EVİNDE AMCASI TARAFINDAN 2 YIL BOYUNCA CİNSEL İSTİSMARA UĞRADI

Başkan Fatma Şenol, Kıdemli Yargıç Ayşen Toroslu ve Üye Yargıç Hazan Aksun’dan oluşan Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti dün ülkede infiale yol açan tecavüz davasının kararını açıklamak üzere oturum gerçekleştirdi.

Sanık hakkındaki davanın kararını Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fatma Şenol Okudu. Kararında, sanığın ilk etapta itam edildiği davaları kabul etmemesi üzerine meselenin duruşmasına başlandığını anımsatan Şenol, İddia Makamı’nın duruşma süresince toplam 24 tanık dinletmiş, 69 adet emare sunduğunu ancak,  İddia Makamı’nın davasını kapatmasına müteakiben sanık savunmasını yapması için savunmaya davet edildiğinde ikrar değişikliğine giderek, aleyhine getirilen tüm davaları kabul ettiğini belirtti.

Şenol, “Davanın olgularına bakıldığı zaman sanığın müştekinin öz amcası olduğu, müştekinin 2007 doğumlu olduğu, sanık tarafından cinsel tecavüze uğramaya başladığı tarih olan Mart 2017 yılında 10 yaşında olduğu, bu cinsel tecavüz suçunun sanık tarafından 24 Kasım 2019 tarihine kadar devam etmiş olduğu, müştekinin ve küçük kardeşinin hafta sonları babaanneleri ile kalmak için sanığın evine gittikleri ve sanığın bu esnada küçük müşteki ile rızası olmaksızın yasa dışı cinsi münasebette bulunduğu, küçük müşteki ile cinsel ilişkiye girip kızlık zararının yırtılmasına sebebiyet verdiği, sanığın bu eylemleri sistematik bir şekilde 2 yıl boyunca devam ettirdiği ve müşteki tüm bu zamanlarda telefonla aramak ve mesaj atmak sureti ile müştekiye ulaştığı taciz eylemini gerçekleştirdiği, yine mahkeme huzurunda ortaya çıkan olgulardan sanığın müştekiyi aralarında yaşanan cinsel tecavüz olayını hiç kimseye anlatmaması için korkutup tehdit ettiği, bu olayı birisine söylemesi halinde annesini öldüreceğini söyleyerek silahla korkutup müştekinin rızası hilafına 2 yıl boyunca gerçekleştirdiği ortaya çıkmaktadır” diyerek olayın vahametine dikkat çekti.

"BENZER BİR OLAY DAHA ÖNCE YAŞANMADI..."

Sanık avukatının hitabında son yıllardaki tecavüz davalarına atıfta bulunarak 8 ile 12 yıl arasında hapislik cezaları verildiğini söylediğini belirten Şenol, Yargıtay tarafından benzer davalarda verilen hapislik cezalarını inceledikleri zaman sanık avukatının söylediğinin aksine günümüze kadar olan Yargıtay kararlarında, bu davadaki olgulara benzer nitelikte yani 10 yaşındaki kendi öz yeğenine 2 yıl boyunca tehdit ve korkutarak sistematik tecavüz suçu işleyen herhangi bir sanığa rastlamadıklarını, dolayısı ile bu davanın kendisinin Yargıtay’ın denetiminden geçtikten sonra emsal bir karar olarak kabul edileceğini kaydetti.

“BU TÜR SUÇLARIN ÖNLENEBİLMESİ İÇİN CAYDIRICI CEZALAR VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR”

Başkan Şenol, sanığın mahkum olduğu birinci dava olan “16 yaşından küçük çocuğa cinsel tecavüz” suçu için ömür boyu hapislik cezası, ikinci dava olan “yakın akraba ile cinsel münasebet” suçu için ömür boyu hapislik cezası, üçüncü dava olan “Çocuğun cinsel istismarı” suçu için 6 yıla kadar hapis cezası, dördüncü dava olan “16 yaşından küçük çocuğun cinsel dokunulmazlığı ihlal amacı ile alıkoyma” suçu için 10 yıl ile 13 yıla kadar hapislik cezası, “Vahim zarar” suçu için ise 7 yıla kadar hapislik cezası öngörüldüğü belirtti.

Sanığın suçlu bulunarak mahkum edildiği en ağır cezayı öngören davalar olan “16 yaşından küçük çocuğa cinsel tecavüz” ve “yakın akraba ile cinsel münasebet” suçları için öngörülen cezanın ömür boyu hapislik cezası olduğunu vurgulayan Şenol,  ilgili suçlar için öngörülen cezalardan da anlaşılacağı üzere, yasa koyucunun bu tür suçları ciddi ve vahim suçlar olarak gördüğünü kaydetti. Şenol, cinsel suçların nitelikleri itibari ile kamu düzenini bozucu, topluma korku ve endişe veren suçlar arasında olduğunu belirterek, bu tür suçların önlenebilmesi için caydırıcı cezalar verilmesi gerektiğini ifade etti.

Cinsel suçların son yıllarda yaygınlaşma eğilimi gösterdiğini, bunu yargıya intikal eden suçları göz önüne alarak adli ihbar olarak kabul ettiklerini belirten Şenol, bu durumu sanık aleyhine ağırlaştırıcı faktör olarak kabul ettiklerini söyledi.

Bu tür suçlarda ceza belirlerken dikkat edilmesi gereken prensiplerin başında kamu menfaatinin korunması ilkesi geldiğini söyleyen Şenol, bu tür ciddi suçlarda ceza verirken bu ilkeye ağırlık vererek gerek sanığın gerekse potansiyel olarak bu tür cinsel suçlar işleme düşüncesinde olanları caydırıcı ve ibret verici cezaların verilmesi gerektiğine dikkat çekti. Şenol “hal böyleyken bu sanığa da uzun süreli bir hapislik cezası dışında bir ceza verilmesi mümkün değildir” dedi.

“SOSYOPAT OLUŞU SUÇUN VAHAMETİ NEDENİ İLE CİDDİ BİR HAFİFLETİCİ UNSUR OLARAK ELE ALINMADI”

43 yaşındaki sanığın aralarında çok büyük yaş farkı olan müştekiye yaş farkına bakmaksızın tecavüz etmesini sanığın aleyhine alınması gereken ağırlaştırıcı faktörlerin başında geldiğini belirten Başkan Şenol, sanığın müştekiye karşı tecavüz suçunu işlerken bu fiillerini görüntülü olarak kaydetmesinin ve bu görüntüleri telefonunda kayıtlı tutmasının işlenen suçun vehametini bir o kadar daha artırdığın ve bu hususun da ciddi ve ağırlaştırılmış unsur olarak ele alındığını kaydetti.

Sanığın küçüğe karşı işlediği tecavüz suçunu 2 yıl boyunca hiçbir pişmanlık duymadan tutuklanıncaya kadar devam etmiş olmasını da sanık aleyhine ağırlaştırıcı faktör olarak aldıklarını belirten Şenol, sanığın müştekinin annesinin, müştekinin telefonundaki mesajları fark ederek polise şikayet etmesi üzerine yakalandığını, eğer  fark edilmeseydi sanığın bu suçu işlemeye devam edeceğini söyledi. Başkan Şenol, sanığın müştekiyi yaşananları birine anlatması halinde annesini öldürüp silahla korkutmasını da sanık aleyhine ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirdiklerini kaydetti.

Kararında,sanık avukatının hitabında sanığın ilk anda aleyhindeki davaları kabul etmeyip duruşmanın ilerleyen safhalarında kabul etmesinin ise sanığın sosyopat kişilik bozukluğu olması sebebi ile kendi yalanlarına ve suçsuzluğuna inanmış olması sebebi ile yaptığını ileri sürdüğünü anımsatan Şenol, sanığın sosyopat kişilik bozukluğu olduğu hususu sanığın cezasını belirlerken suçun işleniş şekline ve vahametine bakıldığı zaman lehine ciddi bir hafifletici unsur olarak ele alınmasının mümkün olmadığını ifade etti.

“KIBRIS TÜRK TOPLUMU BU TÜR SUÇLARA NEFRET VE TEDİRGİNLİKLE BAKAN BİR TOPLUMDUR”

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Fatma Şenol kararında, “10 yaşındaki küçük bir kızın, babası gibi güvendiği en yakın akrabası olan bir yetişkin tarafından 2 yıl gibi uzun bir süre tehdit ve korkutularak sistematik bir şekilde cinsel tecavüze uğramış gerçeği ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı. Kıbrıs Türk Toplumu’nun bu tür suçlara nefret ve tedirginlikle bakan bir toplum olduğunu söyleyen Şenol, bu tür bir suçu işleyen kimselere veya işlemeye tenezzül edeceklere ağır ve caydırıcı cezalar vermek sureti ile toplum vicdanını bir nebze olsun rahatlatabileceklerini,  sanığın duruşmanın son safhalarında nedamet getirerek ikrar değişikliğine gitmiş olmasının müştekinin 2 yıl boyunca yaşamış olduğu acıları ve ileride yaşadığı olayın etkisinden dolayı yaşayacağı acıları hiçbir şekilde azaltmayacağını kaydetti.

Sanıksuçlu bulunduğu birinci davadan 23 yıl, ikinci davadan 23 yıl, üçüncü davadan 4 yıl, dördüncü davadan 3 yıl, beşinci davadan 5 yıl hapislik cezasına mahkum edilirken, tüm davaların birlikte çekilmesine emir verildi.  

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.