GÜNEY KIBRIS
okuma süresi: 10 dak.

BM, Güney’in itirazlarını görmezden geldi…

BM, Güney’in itirazlarını görmezden geldi…

BM’nin, Kıbrıs Türk ve Rum tarafları arasında askerî temas mekanizması fikrini 2506 sayılı kararı ile ileri götürmekte olduğu haber verildi.

Yayın Tarihi: 01/02/20 11:12
okuma süresi: 10 dak.
BM, Güney’in itirazlarını görmezden geldi…

Rum basınında yer alan gazeteler BM’nin, Rum yönetiminin KKTC organlarını yükselteceği kaygısıyla yaptığı itirazı görmezden geldiğine ve ileri götürülmekte olan bu mekanizmanın askerî alanla sınırlı kalmayacak gibi göründüğüne dikkat çekti.

Fileleftheros haberi “BM Tepkileri Görmezden Geliyor… Temas Mekanizmasını İleri Götürüyor… Kıbrıs Cumhuriyeti Milli Muhafız Ordusu-Türk Ordusu Diyaloğunu Savunuyor” başlığıyla aktardı.

Habere göre Rum yönetimi, yaptığı nabız yoklamasında Genel Sekreter’in Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi ElisabethSpehar’a, RMMO (Rum Millî Muhafız Ordusu) ile GKK (Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı) arasında doğrudan temasın söz konusu olmadığı, temasın RMMO subayları ile Türk Barış Kuvvetleri subayları arasında olabileceği görüşünü iletti.

Haberde Rum yönetiminin bu konuda da Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) konusunda da “muhatabının” KKTC değil Türkiye olduğuna, herhangi farklı bir şeyin de KKTC makamlarının tanınmasına denk olacağına inandığı kaydedildi.  Son dönemde birçok kez bu mesajı vermesine rağmen BM’nin, Rum tarafından gelen itirazları görmezden gelerek (askerî alanda doğrudan temas mekanizmasını) ileri götüreceğini ortaya koyduğuna dikkat çekildi.

Habere göre BM’den adının açıklanmasını istemeyen bir kaynak Rum Haber Ajansı (KİPE) aracılığıyla, BM’nin “askerî mekanizmalarla ilgili düşüncelerini dinlemek üzere iki tarafla da ayrı ayrı konuşmak, akabinde de böyle bir şeyin nasıl işleyebileceğine dair kendi (BM) deneyim ve görüşleriyle katkı koymak niyetinde olduğu” mesajını iletti.

Gazete BM kaynağının KİPE’ye yaptığı “iki tarafın Barış Gücü olmadan kendi aralarında konuşmaları istenmiyor. Aynı odada bulunacak Barış Gücü’nün kolaylık sağlaması ile kendi aralarında konuşmaları isteniyor” açıklamasından, bunun bir öneri olmadığının, hazır bir plan bulunduğunun anlaşıldığına işaret etti.

Rum tarafının kaygılarının; “temas olması demek, biz hazır bulunmayacağız anlamına gelmiyor, gideceğiz anlamına gelmiyor. Taraflardan herhangi birinden ötekini tanıması istendiği anlamına da gelmiyor” denilerek giderilmeye çalışıldığını ekledi.

KKTC’nin, BM’nin bu hareketini bütün konularda temas tezini ileri götürmek için bir fırsat gördüğünü kaydeden gazete Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın BM Barış Gücü ile ilgili Güvenlik Konseyi kararında Ada’ndaki taraflar arasında işbirliği geliştirilmesi yönünde çok önemli irade belirtildiği açıklamasının satırbaşlarını aktardı.

“KIBRIS SORUNU İLİŞKİLERİN NORMALLEŞTİRİLMESİ MESELESİ DEĞİLDİR, BU YAKLAŞIMLARI ÇÖZÜM ÇABALARINI BALTALIYOR”

Alithia haberi “Dışişleri Bakanlığı İle BM’nin Görüşleri Çelişiyor… BM: Bu Temaslar Tanınma Şeklinde Yanlış Algılanmamalı… Dışişleri Bakanlığı: Kıbrıs Sorunu İlişkilerin Normalleşmesi Meselesi Değildir ve Bu Tür Yaklaşımlar Çözüme Katkı Koymaz” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Adını saklı tutmak isteyen BM kaynağının KİPE’ye açıklamasına yer veren gazete, Rum Dışişleri Bakanlığı’nın, BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasına dair Perşembe günü yaptığı açıklamada, uzatma kararının benimsenmesi öncesinde yer alan çalışmalara atıf yapılarak şu görüşe yer verildiğini yazdı:

“İlgili BM kararında öngörüldüğü gibi Kıbrıs sorununun iki toplum arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi meselesi olduğu izlenimi vermeyi hedefleyen yaklaşımlar, çözüme katkı koymaz, çünkü istenilenin fiil durumun normalleştirilmesi olduğu mesajını veriyor ve müzakerelerin CransMontana’da koptuğu yerden yeniden canlandırılması çabasını baltalayıcı olarak işliyor. Bu tür yaklaşımlar Kıbrıs sorununun çözüm çabalarında caydırıcı olarak işliyor.”

Haravgi haberi “BM’den Doğrudan Askerî Temas İçin Nabız Yoklamaları… Anonim Bir Kaynak Mekanizma Bulunmasının Tanınma Demek Olmadığını Savunuyor” başlığıyla aktardı.

Aynı gazete “İki Bölgeli İki Toplumlu Federasyonu Savunduk, Savunuyoruz… Son UNFICYP Kararı Dengeli Ama Kimse UNFICYP’e Kesin Gözüyle Bakmamalı” başlıklı haberinde İngiliz Yüksek Komiseri Stephen Lillie’nin Rum Haber Ajansı’na (KİPE) verdiği mülakatta Birleşik Krallığın AB’den çıkmasının, Kıbrıs sorunundaki tavrını değiştirmediğini söylediğini yazdı.

“SEÇİM SONRASI BEŞLİ KONFERANS İÇİN FIRSAT”

Habere göre KİPE’nin Kıbrıs’ta yeni fikirler ve yeni öneriler konusuna dair sorusu üzerine ana çözüm planının iki bölgeli iki toplumlu federasyon olduğunu,  CransMontana süreci öncesinde ve sırasında çok temel çalışmalar yapıldığını, geriye tamamlanması gereken detaylar kaldığını söyledi. Lillie KKTC’deki cumhurbaşkanı seçimi sonrasının en kısa zamanda bir (5+1) konferans çerçevesinde müzakerelerin yeniden başlaması için çok iyi bir fırsat olduğu ve Kıbrıs sorununun çözümünün tek yolunun müzakere olduğuna dikkat çekti.

“KİMSE UNFICYP’E KESİN GÖZÜYLE BAKMAMALI”

Lillie Barış Gücü’nün statünün 6 ayda bir gözden geçirilmesi prosedürünü sorgulayan görüşleri yorumlarken BM Barış Gücü’nün Kıbrıs’ta hayatî bir rol oynadığını, son yıl içerisinde Barış Gücü’nün pozisyonunu güçlendiren vukuatlar olduğunu söyledi. Lillie “Ancak kimse UNFICYP’e (BM Barış Gücü)  kesin gözüyle bakmamalı. UNFICYP Kıbrıs sorununun çözümü değil. Bu yüzden, şimdilik 6 ayda bir çalışması gözden geçiriliyor. Bu (altı ayda bir gözden geçirilmesi) yıllardır var olan bir anlaşmadır” uyarısında bulundu.

Lillie Kıbrıs Türk toplumunun, BM tarafından tanınmadığı için Barış Gücü ile ilgili karar prosedürüne katılamadığını ancak her iki tarafın da görüşlerini ilettiğini,  bu görüşlerin Güvenlik Konseyi’nde çok net olduğunu söyledi.

“TÜRKİYE TEDBİR ALACAĞINI SÖYLEDİ VE BUNU YAPTI”

Türkiye’nin, Rum yönetiminin tek yanlı MEB ilan ederek 8 sayısıyla numaralandırdığı parselde sondaj hareketini yorumlaması istendiğinde “Türkiye, Kıbrıs enerji programını ilan ettiği zaman, tedbir alacağını söyledi ve bazı göğüsleme önlemleri alarak bunu yaptı da. Türkiye’nin Kıbrıs MEB’inde sondaj yapmasına karşıyız, buna bir son verildiğini, gerilimin düşürüldüğünü görmek isteriz. Hidrokarbon ihtilafının en iyi çözüm yolu Kıbrıs sorununun tamamen çözülmesidir” dedi.

Lillie’ye KKTC yetkililerinin, İngiltere ile KKTC arasında direkt uçuşların yeniden başlaması talebi de soruldu. Bunun İngiltere’nin AB’den çıkışıyla ilgili olmadığını, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ve Montreal Sözleşmesi’nin bazı hukuki kısıtlamalar getirdiğini, bunun da AB’den çıkışları ile değişmeyeceğini söyledi.

KKTC ile İngiltere arasında doğrudan ticaret konusu da sorulan Lillie “Kıbrıslı Türklerin ne önerdiğini bilmiyorum ama şimdilik İngiltere’nin önceliği AB, ABD ve diğer büyük ticari ortaklarla ile serbest ticaret anlaşması için müzakerelerdir” dedi.

Lillie’nin sözlerini Fileleftheros“Londra Kesin Bir Şey Yok Diye Uyarıyor” ve Haravgi “İngiltere Beşli Konferansı Destekliyor” başlığıyla aktardı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.