Ortak savunma doktrini sessiz sedasız geliştiriliyor iddiası

Simerini gazetesi, “Ortak Savunma Doktrini Canlanıyor – Atina-Lefkoşa Ortak Savunma Doktrinini Faaliyete Geçiriyor” başlıkları altında manşet ve iç sayfalarından geniş yer verdiği haberinde, Güney Kıbrıs ile Yunanistan arasında var olan ortak savunma doktrininin kamuoyundan uzak bir şekilde yeniden aktif hale getirilmekte olduğunu yazdı.

Gazete, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri ve ileri sürülen Güney Kıbrıs ile Yunanistan’a yönelik “tehditleri” karşısında iki ülkenin mevcut savunma doktrini çerçevesindeki askeri işbirliğini canlandırdıklarını, bu işbirliğinin doktrinin her iki ülke için devlet politikası ilan edildiği dönemden bile daha üst seviyeye çıkarıldığını iddia etti.

Doktrinin yeniden canlandırıldığının en somut örneğinin, geçtiğimiz Kasım ayında, kamuoyunun bilgisinden uzak bir şekilde gerçekleştirilen “Çelik Ok” RMMO askeri tatbikatına Yunan hava kuvvetlerinin katılması olduğunu öne süren gazete, Yunan hava kuvvetleri ve savaş uçaklarının en son 20 yıl önce “Toksotis-Nikifotos” tatbikatına katılmış olduklarına dikkat çekti.

Bu tatbikatın kamuoyuna duyurulmamış olmasının, iki taraf arasındaki işbirliğinin izlenim yaratmak amacını değil özlü işbirliğini hedeflediğini de ortaya koyduğunu savunan gazete, Güney Kıbrıs-Yunanistan savuna bakanlıkları ile genel kurmaylıkları arasında da sıkı işbirliğinin mevcut olduğunu yazdı.

Gazete, Güney Kıbrıs ile Yunanistan’ın ortak silahlanma programları konusunda da görüşmeler gerçekleştirmekte olduklarını belirtirken Güney Kıbrıs’ın “Exocet” ve “Mistral” füzeleri satın alacağına dair geçtiğimiz hafta çıkan haberleri de hatırlattı.

ANGELİDİS’İN SÖYLEŞİSİ

Gazete bir diğer haberinde ise, Rum Savunma Bakanı Savvas Angelidis’in yabancı ülkelerle askeri işbirliklerinin geliştirilmesi yönünde sürekli çalıştıklarını, hedeflerinin ise “caydırma mekanizması oluşturmak” olduğunu söylediğini aktardı.

Angeldisi gazetede yer alan söyleşisinde, hükümet olarak RMMO’nun operasyonel yeterliliğini artırmayı hedeflediklerini, bu hedefe ulaşmak için ise ABD, Mısır, Fransa gibi dost ülkelerle askeri işbirliğini artırma yönünde çalıştıklarını ifade etti.

Güney Kıbrıs’a ABD tarafından uygulanan silah ambargosunun “EastMed Act” yasasının ABD’de onaylanmasıyla kalktığını belirten Angelidis, bakanlık olarak, zaman içerisinde bir silahlanma programı öngördüklerini, bu çerçevede ABD pazarının da değerlendirilmesi için bir komite oluşturduklarını ifade etti.

Angelidis, ambargonun kalkmasının sembolik önemine de dikkat çekerken, Fransa’yla mevcut askeri işbirliğine de değindi.

Fransız uçak gemisinin bölgedeki varlığının Güney Kıbrıs ile Fransa arasındaki askeri işbirliğinin geliştirildiğinin bir göstergesi olduğunu belirten Angelidis, bölgedeki dost ülkelerle benzer işbirliği faaliyetlerini sürdürmeyi hedeflediklerinin altını çizdi.

Total-Eni şirketlerinin Güney Kıbrıs’ın sözde MEB’inde yer alan 8’inci parselde Mart-Nisan aylarında sondaja başlamasının beklendiği ve bu sondajın kesintiye uğramdan yapılması konusunun sorulması üzerine ise Angelidis, “uyguladıkları stratejinin sıcak temas yaşanmasına engel olduğunu ve enerji programlarının kesintisiz devam etmesi şartlarını oluşturduğunu” iddia etti.

Angelidis, Total-Eni şirketinin sondaj gemisinin 8’inci parsele varış zamanına ilişkin ayrıntılara, güvenlik gerekçesiyle değinmek istemediğini belirtirken enerji konularıyla ilgilenen herkese ve basın yayın kuruluşlarına da, ayrıntılara yer vermemeleri çağrısında bulundu.

Angelidis, kamuoyuna ne kadar az bilgi verilirse o kadar iyi olacağını vurguladı.